GENEL - 29 Şubat 2020 Cumartesi 15:32

Muş’lular Mehmetçik için tek yürek oldu

A
A
A
Muş’lular Mehmetçik için tek yürek oldu

İdlib’de rejim güçleri tarafından düzenlenen hava saldırısında şehit olan 36 Mehmetçik için Muş’ta gıyabi cenaze namazı kılındı.

İdlib’de rejim güçleri tarafından düzenlenen hava saldırısında şehit olan 36 Mehmetçik için Muş’ta gıyabi cenaze namazı kılındı.


Muş Kardeşlik Platformu, İdlib’de şehit olan 36 Mehmetçik için basın açıklaması düzenledi. Belediye Meydanını dolduran yüzlerce kişi, ABD, Rusya, İsrail ve Esed’e ellerindeki dövizlerle tepki gösterdi.



"Bazı vatandaşlar gözyaşlarını tutamadı"


Şehitler için göz yaşlarına hakim olamayan bazı vatandaşlar, rejim güçlerine lanet okudu. 7’den 70’e katılım sağlanan basın açıklamasında Esed’e ve rejime büyük tepki gösterildi. Muş Kardeşlik Platformu adına basın açıklamasını okuyan Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMDER) Başkanı Turhan Sur, bu necip milletin yüz yıllardır İslam’ın bayraktarlığını yaptığını, mazlumun yanında, zalimin karşısında yer aldığını söyledi.


İslam’ın sancaktarı Sultan Muhammed Alparslan’ın, Selahaddin Eyyubi’nin ve Yavuz Sultan Selim’in torunları olarak tarihin kendisini çağırdığı her an sefer görev emrine icabet ettiğini anlatan Sur, “Bu gün Türkiye’nin Suriye’de olmaması gerektiğini söyleyenler, hafızalarını yitirmiş mankurtlardır. Daha yüzyıl öncesine kadar tüm ümmet coğrafyası, varisi olduğumuz Osmanlının mülkü idi. 900 kilometre sınır komşuluğumuz bulunan Suriye’de bulunmamızı sorgulayanlar, neden Amerika, Fransa, İngiltere, Rusya ve İran’ın Suriye’deki varlığını sorgulamıyorlar? Terör örgütlerinin ve uluslararası istihbarat ajanlarının Suriye’de cirit attığını görmeyenler, Ortadoğu’da söz sahibi olmak isteyen istilacı ülkelere kör kalanlar, bilinsin ki ‘düşman kapıya dayansın, yangın eve yaklaşsın, sonra gereğini yaparım’ diyenlerdir” dedi.


Türkiye’nin sadece mazlum Suriye halkının haklarını koruduğunu vurgulayan Turhan Sur, “Aynı zamanda kendi geleceğini ve sınır güvenliğini sağlamaktadır. Çünkü aklı olan herkes biliyor ki YPG, PKK, DAEŞ, el-Kaide, Wagner ve Haşdi Şabî eliyle vekâlet savaşları yürütenler, Suriye’den sonraki hedefe Türkiye’yi koymuşlardır. Hükümete olan kinlerinden dolayı vatan, millet ve bayrağımıza yönelik tehditleri görmezlikten gelenler, milletimizin basireti ve feraseti sayesinde duvara toslamışlardır” ifadelerini kullandı.


“Ülkemizin sınırlarına terör örgütlerinin yerleşmesine imkân hazırlayan zalim Esed rejimi ile görüşülmesini öneren siyasiler, gelecek perspektifi olmayan, vatan-millet-bayrak kaygıları siyasi kaygılarının çok gerisinde kalan kişilerdir” diyen Sur, “İki gün önce İdlib’deki hava saldırısında 33 askerimiz şehit düşmüş, bir o kadarı yaralanmıştır. Kardeşlerimizin şehadet haberi bizleri üzmüş olsa da hastanedeki yaralı askerlerimizin hayati tehlikesinin bulunmaması teselli kaynağımızdır. Tağut Esed ve Putin bilmelidir ki Türkiyeli Müslümanlar genciyle yaşlısıyla, askeriyle siviliyle devletimizin ve Suriye halkının yanındadır. Şunu çok iyi biliyoruz ki bu savaşı güçlü olanlar değil, haklı olanlar kazanacaktır. Ve yine çok iyi biliyoruz ki ilahi adalet mazlumların lehine tecelli edecektir. Bu vesile ile şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabır, yaralı askerlerimize şifa diliyoruz” şeklinde sözlerini tamamladı.


Basın açıklamasının okunmasının ardından şehitler için gıyabi cenaze namazı kılındı.


Basın açıklamasına; Muş Belediye Başkanı Feyat Asya, AK Parti İl Başkanı Rahmetullah Yaktı, İl Milli Eğitim Müdürü Emin Engin, Muş Kardeşlik Platformu üyeleri, kamu kurum amirleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.


Vatandaşlar, namazın ardından olaysız bir şekilde dağıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul “Türkiye, 2030’da yüzde 100 yenilenebilir enerjiye geçebilir” Türkiye’nin yüzde 55-60 oranında yenilenebilir enerjiye geçtiğini belirten Avrupa Yenilenebilir Enerjiler Birliği (EUROSOLAR) Türkiye Başkanı Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, bunun kısa sürede yüzde 100’e çıkabileceğini söyledi. Yapılacak çalışmalarla 2030’a kadar ‘yüzde 100 yenilenebilir enerji’ kullanabileceğini ifade eden Prof. Dr. Uyar, “Ama kömür santrali kurmayıp nükleeri durdurmalı. Çünkü nükleerin elektriği için Rusya’ya 14 buçuk sent verecekmişiz. Hâlbuki bu enerji, güneşten bir sente üretiliyor” dedi. IRENEC 2024 14. Uluslararası %100 Yenilenebilir Enerji Konferansı, 17 Nisan’da İstanbul Beykent Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştiriliyor. 3 gün sürecek olan konferansta; ulusal ve uluslararası birçok katılımcı yer alırken alanında uzman kişiler ‘yenilenebilir enerji’ hakkında çeşitli bilgilendirmelerde bulunuyor. Etkinliğin moderatörlüğünü yapan Avrupa Yenilenebilir Enerjiler Birliği (EUROSOLAR) Türkiye Başkanı ve İstanbul Beykent Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar da konu hakkında çeşitli bilgilendirmelerde bulundu. Her yıl 8,7 milyon kişi sadece hava kirliliğinden ölüyor İlk olarak yüzde 100 yenilenen enerji hakkında konuşan Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, “Fosil yakıtlardan arınmış, sadece doğal olan güneş ışığı, rüzgârın kinetik enerjisi ve suyun potansiyel enerjisinden yararlanarak bütün enerji ihtiyaçlarının karşılanabilmesidir. 14 yıldır bunu yapıyoruz. Çünkü diğer kullanılan yakıtlar hem atmosferi kirletiyor hem de her yıl 8,7 milyon kişi sadece hava kirliliğinden ölüyor. Bu sorunları halletmek için bütün dünya ülkeleri; Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler 2015’ten beri bu sorunu gündeme aldılar. Dünyada bunun için çalışan alanında uzman hocalarımız ise burada konuşuyor. Fosil yakıtlar, temizmiş gibi her yerde. Üniversitemiz ise dünyada tek olan bu konferansa ev sahipliği yaparak sorunların çözümü için liderlik yapmış oluyor” şeklinde konuştu. Konferansa asıl belediyelerin katılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, “Çünkü bu konuları bilmiyorlarsa enerji ve iklim alanlarında 30-40 yıl geride kalmışlar demektir. Şimdi burada Bağcılar Belediyesi’nden insanlar var. Yenilenebilir enerji için belediyelere büyük sorumluluk düşüyor” dedi. 1 trilyon euro ayırdılar Dünyada yapılan çalışmalar hakkında konuşan Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar şunları söyledi: “Avrupa, 2019’da Yeşil Mutabakat ile ‘bütün bu sorunları’ aşalım dedi. 27 ülkenin parlamentolarından gelen, Avrupa Parlamentosu’nun onayladığı Avrupa Yeşil Mutabakatı diyor ki ‘2050 yılında Avrupa’yı iklim nötr ilk kıta yapacağız.’ Bunun için bir trilyon euro ayırdılar. Çalışmaları sürüyor. Avrupa’da yaklaşık 112 şehir seçtiler. 33’ü bu işi yapabileceğini kanıtladı, belge aldılar. Hedeflerine ulaşmak için 5 görev belirlediler. Bunlardan birincisi iklim değişikliğine adaptasyon. İklim değişiyor ama ‘insan ölsün’ diyemeyiz. Sel, yangın gibi durumlara önlem almak gerekir. İkincisi, şehirler bir an önce fosil yakıtsız hale getirilmelidir. Üçüncüsü kanser misyonu, dördüncüsü toprakların korunmasıdır. Beşincisi ise deniz ve suların korunmasıdır. Birleşmiş Milletler de ise yenilenebilir enerji kuruluşu yoktu, kuruldu. O da bütün ülkelere yenilenebilir enerji konusunda nasıl daha çok adım atabileceklerini anlatıyor.” “Yenilenebilir enerjiyi kullanınca savaşmanıza gerek kalmıyor” Türkiye’nin bütün enerjisini rüzgârdan sağlamanın mümkün olduğunu da belirten Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, “Zaten herkes güneşlenmeye Türkiye’ye geliyor. Ama Almanya’nın bizden 5 misli fazla güneş paneli var. Yani Türkiye’nin bu konuda potansiyeli çok iyi. Sadece karar vericilerin tercihini önemli. Yenilenebilir enerjiyi sınırsız, en ucuza, kimseyi öldürmeden kullanabiliyorsunuz. İnsanlar; doğal gaz, petrol, kömürle ilgili savaşıyor. Güneş enerjisini kullanmak için kimseyi öldürmeniz gerekmiyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.
İstanbul “Göz ovuşturmak retina hasarına yol açabilir” Göz ovuşturmanın bazı göz sağlığı problemlerine neden olabileceğine dikkat çeken Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Murat Yamiç, “Göz ovuşturmak; elimizle mikropları gözümüze taşıdığımız için göz enfeksiyonlarına, göze uygulanan aşırı baskı ise uzun dönemde retina hasarına, alerjik reaksiyonlara, göz kuruluğuna ve göz yüzeyinde travmalara ve keratokonusa sebep olabilir” dedi. VM Medical Park Maltepe Hastanesi’nden Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Murat Yamiç, göz ovuşturmanın neden olabileceği sağlık problemleri ve keratokonus (kornea hastalıkları) hakkında açıklamalarda bulundu. “Göz enfeksiyonlarına neden olabilir” Gözlerimizi ovuşturmanın bazı göz sağlığı problemlerine neden olabileceğine değinen Op. Dr. Yamiç, “Göz ovuşturmak; elimizle mikropları gözümüze taşıdığımız için göz enfeksiyonlarına, göze uygulanan aşırı baskı ise uzun dönemde retina hasarına, alerjik reaksiyonlara, göz kuruluğuna, göz yüzeyinde travmalara sebep olabilir. Aynı zamanda korneanın şeklini değiştirdiği için astigmata da neden olabilir” şeklinde konuştu. “Keratokonus zamanla görme kaybına sebep olabilir” Göz ovuşturmanın ayrıca keratokonus adlı kornea hastalığına da yol açabildiğine dikkat çeken Op. Dr. Yamiç, “Keratokonus, gözümüzün ön kısmında bulunan ve şeffaf bir yapıya sahip olan korneanın öne doğru sivrilerek koni şeklini almasıdır. Sebebini tam olarak bilmediğimiz bu hastalığın yapılan bilimsel çalışmalarla genetik geçiş sonucunda ortaya çıktığı tespit edilmiştir. Bazı bağ dokusu hastalıkları ve gözü ovalamak, risk faktörleri arasında gösterilebilir. Korneanın şeklinin bozulmasıyla gözün kırıcılık gücü değişir ve ilerleyici miyop ve astigmat oluşur. Bu da kişinin görme kalitesini bozarak ilerleyen zamanlarda görme kaybına sebep olabilir” diye konuştu. “En sık 10-20 yaş arasında görülüyor” Hastalığın görülme yaşlarından bahseden Op. Dr. Yamiç, “Keratokonus değişkenlik göstermekle birlikte en sık 10-20 yaş arasında görülmektedir. Hastalık 10-20’li yaşlarda daha sık görülüyor. Bu yaşlarda daha sık görülmesinin sebebi, gözün gelişiminin ve büyümesinin devam etmesi ve 40 yaş sonrası vücudun doğal olarak korneayı güçlendirerek hastalığı stabil hale getirmesidir” dedi. “Her iki gözü de etkiler” Keratokonus hastalığının belirtilerini anlatan Op. Dr. Yamiç, “Genellikle her iki gözü de etkiler. İki göz arasında çok farklı sorunlara neden olabilir. Belirtiler her gözde farklı seyredebilir ve zaman içinde değişiklik gösterir” dedi. “Gözde kızarıklık ve görüşte bulanıklık belirtilerine dikkat” Op. Dr. Yamiç, erken aşamadaki keratokonus belirtilerini şöyle açıkladı: “Görüşte hafif bulanıklık, düz çizgilerin bükülmüş veya dalgalı görünmesi nedeniyle görmede hafif bozulma, ışığa ve parlamaya hassasiyet, gözde kızarıklık veya şişme.” “İleri aşamalarda kontakt lensler göze uymayabilir” İleri aşamalarda belirtilerin daha belirgin hale geldiğini dile getiren Op. Dr. Yamiç, ileri aşama keratokonus belirtilerinin ise görme bozukluğu ve bulanık görmede artış, miyop veya astigmatizm bulgularında artış ve gözlük gereksinimi, korneada çıkıntı yaptığı için kontakt lenslerin göze uymaması ya da rahatsızlık vermesi şeklinde olduğunu ifade etti. “Kornea aniden şişebilir” Keratokonusun erken evreden geç evreye geçişinin genellikle yıllar sürdüğünü aktaran Op. Dr. Yamiç, “Fakat bazı insanlarda kötüye gidiş daha hızlı bir şekilde gerçekleşir. Kornea aniden şişebilir ve korneada skarlaşma adı verilen kalıcı sertleşme başlayabilir. Kornea; skar adı verilen bu yara dokusu ortaya çıktığında, yumuşaklığını ve berraklığını kaybeder. Sonuçta görüş daha da bozuk ve bulanık bir hale gelir” dedi. “Göz numaraları çok sık değişir” Keratokonus hastalığında, ilerleyici miyop ve astigmat oluşturduğu için hastanın bulanık gördüğünü belirten Op. Dr. Yamiç, “Göz numaraları çok sık değişir, hastalar gözlük kullanmasına rağmen uzağı net göremez. Keratokonus hastalığı tamamen ortadan kaldırılamasa da, hastalık belli başlı tedavilerle durdurulabilir. 40 yaş sonrası ilerleme olmaz” diye konuştu. “Tedavisi hastanın yaşına göre değişir” Keretokonus hastalığının, tedavi edilmediği takdirde ilerleyici görme kaybına neden olabileceğini vurgulayan Op. Dr. Yamiç, hastalığın tedavisinin, hastalığın düzeyine ve hastanın yaşına göre değiştiğini söyledi. Op. Dr. Yamiç, uygulanabilecek tedavi yöntemlerini şöyle açıkladı: “Cross-linking (korneal çapraz bağlanma), korneal halka, PTK lazer, hibrit lazer, kontakt lens, sert kontakt lens, hibrit lens ve jornea nakli.”