KÜLTÜR SANAT - 04 Ağustos 2021 Çarşamba 20:17

Hacı Bektaş Veli ölümünün 750. yılında anılıyor

A
A
A
Hacı Bektaş Veli ölümünün 750. yılında anılıyor

Hacı Bektaş Veli Vefatının 750.

Hacı Bektaş Veli Vefatının 750. Yıldönümü Anma Etkinliklerine katılan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, devam eden yangınlarla ilgili olarak, “İnsanımızın yaralarını el birliği ile saracak, yaşamı normale döndüreceğiz” dedi.


Cumhurbaşkanlığı ve UNESCO tarafından 2021’in ’Hacı Bektaş Veli Yılı’ ilan edilmesi dolayısıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ‘İnsanlığın özü sevgi, barış ve kardeşlik’ sloganı ile Hacı Bektaş Veli Müzesi önünde etkinlik düzenlendi. Etkinliğe, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, İran Büyükelçisi Muhammed Farazmand, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Öcal Oğuz, Nevşehir Belediye Başkanı Mehmet Savran, Ankara, Yozgat, Tunceli, Malatya, Çorum ve Aksaray, Nevşehir Valileri, protokol üyeleri ve vatandaşlar katıldı.


Programda bir konuşma yapan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Bu makamda son orman yangınlarında hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Yüreğimizi yakan bu yangınların sona ermesi için hep birlikte çalışacağımızı ifade etmek istiyorum” dedi.


Kalın, “Tarihte iz bırakan bütün büyük fikirler ya büyük bir geleneğe dayanmıştır ya da o geleneği devam ettirmiştir. Hacı Bektaş Veli’nin ait olduğu, büyüttüğü ve derinleştirdiği gelenekte bizim Anadolu irfan geleneğimiz olarak yüzyıllardır sadece bu topraklara değil, bu toprakların çok ötesinde bütün insanlığa ışık tutmaya devam ediyor. Gelenek hiçbir zaman sadece geçmişe bir nostalji beslemek değildir. Gelenek sadece tarihteki yaşanmış hadiselerin envanterinden ibaret değildir. Gelenek biz ona bir şey kattığımızda onunu ruhunu kendi ruhumuzda teneffüs etmeye başladığımızda hayatiyet kazanan ve süreklilik kazanan bir şeydir. Yüzlerce yıl sonra bugün 750’inci yılında vefatını andığımız Hacı Bektaşi Veli, onun yolundan gittiği diğer erenler ve onun yolundan giden diğer Anadolu erenleri bu geleneği yaşatmış ve bize büyük bir miras olarak bırakmıştır. Arifler, dedeler, canlar ve mürşitler olarak bugünde bizim yolumuzu aydınlatmaya devam ediyorlar. Bugün aslında onların mesajına insanlığın her zamankinden fazla ihtiyacı var. Çünkü maddenin dar dünyasında bir mana krizi yaşayan insanın bir çıkışa bir kurtuluşa ihtiyacı var” şeklinde konuştu.



“İnsanımızın yaralarını el birliği ile saracak, yaşamı normale döndüreceğiz”


Programda konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da, devam eden yangınlarla ilgili konuştu. “İnsanımızın yaralarını el birliği ile saracak, yaşamı normale döndüreceğiz” diyen Bakan Ersoy, “Sözlerimin başında ülkemizin yaşadığı yangın felaketlerinde yaşamını yitiren vatandaşlarımıza ve görevlerini canla başla yerine getirirken şehadete yürüyen görevlilerimize bir kez daha Allah’tan rahmet, ailelerine baş sağlığı ve sabırlar diliyorum. Herkes bilsin ki Türk milleti bu sınamadan da alnı ak çıkacaktır. İnsanımızın yaralarını el birliği ile saracak, yaşamı normale döndüreceğiz. Ormanlarımızı yeniden yemyeşil birer cennet bahçesi yapacak, turkuaz denizlerimizle buluşturacağız. Allah’ın izniyle bir çakıl taşından dahi vazgeçmediğimiz bu vatanın doğasını da içindeki canlıları da karamsarlığa teslim etmeyecek dimdik ayakta kalarak, bir ve beraber olarak huzursuzluk ve umutsuzluk için çaba gösterenleri umudumuz, inancımız ve kararlılığımızla yine hüsrana uğratacağız” ifadelerini kullandı.



“Hünkar’ın ocağına misafir olmak bir inanç, bir kültür ve fikir deryasına yelken açmak gibidir”


Bakan Ersoy, “Erenlerin ayak izlerini neden takip ediyoruz, öğütleri niçin her daim gönüllerimizde yankı bulmalı sorularının çok açık bir cevabı vardır. Bizler, dünya denen bir yolda, bu yolun ahiret denen bir menzile ulaşacağı bilinciyle yürüyenleriz. Maksat odur ki en şerefliler olarak bizleri bu yola yolcu kılan Rabbimize o şerefle kavuşalım, emaneti aldığımız gibi tertemiz teslim edenlerden olalım. Bunu başarabilmenin yolu nefis denen hasmı yenmekten, emredildiğimiz gibi dosdoğru olmaktan geçiyor. Bir sınav veriyoruz. Sorular belli, cevaplar zaten bize sunulmuş. Unutursak diye o kutlu “Kitap” var, bakmak serbest. Anlayamadığın yerler olur diye öğretmenlerin en güzeli gönderilmiş, sormak serbest. Ve en başarılı öğrenciler geride ders notlarını bırakmış; adına hayat diyoruz, örnek alıp yaşamak serbest. İşte erenlerin ardına düşmemiz de ‘Aramak açık bir sınavdır’ diyen Hacı Bektaş-ı Velî dergâhına vakitlice dönüp gelmemiz de bundandır. Hünkar’ın ocağına misafir olmak bir inanç, bir kültür ve fikir deryasına yelken açmak gibidir. O, kendimizi bulacağımız, bizde bizden fazlası olduğunu anlayacağımız, ötesine ulaşmak için arayışta olacağımız uzun bir yolda; huzurla, umutla ama bitti demeden, oldum diye düşünmeden daima yürümenin örneğidir. Neticede bizim sorumluluğumuz da budur. Koşulsuz şartsız, kendi doğrularımıza saplanmadan, nefsimizi ikna etme derdine düşmeden hakikati aramak ile yükümlüyüz. Zira ancak arayan olunca yol bulunur, yol gösterenlerle yaren olunur, en nihayetinde de o yolu var edene kavuşulur. Şunu da unutmayalım, sadece kendimizden sorumlu değiliz. Peygamber Efendimiz ‘İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır’ diyor. Hayrın peşinde koşmak dolayısıyla duymayana duyurmak, bilmeyene öğretmek, anlamayana anlatmak da lazım. Bizim çabamız da budur” şeklinde konuştu.


Düzenlenen etkinlik, konuşmaların ardından çeşitli etkinliklerle devam etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Dört ’Can’ daha sıcak yuvasına kavuştu Tepebaşı Belediyesi Doğal Yaşam Merkezi’nde bulunan 3 kedi ve 1 köpek yeni sıcak yuvasına kavuştu. 2009 yılından bugüne 13 bin 91 sokak hayvanını sahiplendirerek tüm belediyelere örnek olan Tepebaşı Belediyesi Doğal Yaşam Merkezi, çalışmalarına devam ediyor. Bu çerçevede merkezde bakımları yapılan 3 kedi ve 1 köpek daha sıcak yuvaya kavuştu. "Bugün de bir köpek yavrusu sahiplendim, ismini de Ponçik koydum" Bir köpek yavrusunu sahiplenen Tülin Onar, “Buranın olması benim için çok büyük bir avantaj. Buradan devamlı kedi-köpek sahipleniyorum. Genelde engeli olanları sahipleniyorum ve kendimi de mutlu hissediyorum. Bugün de bir köpek yavrusu sahiplendim, ismini de Ponçik koydum. Tedavileri başladı. Bana burada çok yardımcı oluyorlar. Bir yaşam kurtarmak bence en büyük cennetliktir. Tepebaşı Belediyesinin bu konudaki çalışmalarını da çok beğeniyorum. Barınak çok temiz, çok duyarlılar. Barınak denilince akla gelen o çirkinlik burada kesinlikle yok. Tertemiz, medeni, uygarca bakılan yerler burası” dedi. “Buradan herkese ‘Satın Alma Sahiplen’ diyorum” Konuşmasında ’Satın alma sahiplen’ çağrısında bulunan Nurdan Kılıç, “Köyde bulunan 4 kardeşten birini ben sahiplendim, birini farklı bir arkadaşımız sahiplendi, ikisini de başka bir arkadaş sahiplendi. İsmi Bıdık. Ailemizin bir üyesi oldu. Buradan da herkese çağrı yapmak istiyorum. ‘Satın Alma Sahiplen’ diyorum. Çünkü herkes bu konuda hem fikir. Sokaklarda sahiplenmeyi bekleyen çok can var. Tepebaşı Belediyesi ile sürekli iletişim halindeyiz. Gördüğüm hayvanlar için sürekli yönlendiriyorum. Ben sonuna kadar güveniyorum Tepebaşı Belediyesi’nin barınağına. Hepsinden Allah razı olsun. Bu yürek işi. Hepsi canı gönülden savaş veriyorlar” diye konuştu. “Bulut ile çok mutluyuz, bize enerji kattı” Ali Sırca, “Biz Bulut’u Tepebaşı Belediyesi Doğal Yaşam Merkezi’nden aldık. Bize enerji kattı. Onunla vakit güzel geçiyor. Kısaca satın alma sahiplen diyorum” ifadelerini kullandı. “Yuvaya ihtiyacı olan çok kedi köpek var” Ayşe Demirel ise, konuşmasında şu sözleri kaydetti: “Çok mutluyuz, sahipleniyoruz. Herkesi de bekliyoruz. Burada yuvaya ihtiyacı olan çok kedi köpek var. Aşıları yapılıyor, takibi yapılıyor. İstediğiniz her şey burada mevcut. Parayla almak yerine sahiplenmek daha iyi. Tepebaşı Belediyesinin bu yöndeki çalışmaları da çok beğeniyorum. Ellerinden geleni yapıyorlar. Arkadaşlar çok güzel ilgileniyorlar ve gece gündüz bakıyorlar." Tepebaşı Belediyesi yetkilileri tarafından aşıları tamamlanan canların bakımıyla ilgili de bilgi verildi.
Kırıkkale Okula gitmek için evden ayrıldı, bir daha da dönmedi: Acılı anne 15 yaşındaki kızını arıyor Kırıkkale’de okula gitmek için evden ayrılan 15 yaşındaki lise öğrencisi Gözde Nehir Akbulut’tan iki gündür haber alınamıyor. Acılı anne Nuray Akbulut, kayıp kızının bulunmasını istiyor. Edinilen bilgiye göre, Kırıkkale yaşayan Zübeyde Hanım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 9. sınıf öğrencisi Gözde Nehir Akbulut, bir süredir kaldığı ablasının evinden dün sabah saatlerinde ayrıldı. Okula gitmediğini öğrenen Nuray-Şinasi Akbulut çiftçi, 15 yaşındaki kızlarından haber alamayınca durumu polise bildirdi. İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, yapılan kayıp ihbarı sonrası Gözde’yi bulmak için arama çalışması başlattı. Polis, okul ve çarşı merkezindeki güvenlik kameralarını incelemeye aldı. Acılı anne Nuray Akbulut, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, kızının bir süredir doğum yapan ablasının yanında kaldığını belirtti. Okula hiç gitmediğini ifade eden Akbulut, "Ablası doğum yaptığı için ablasında kalıyordu okulda yakındı. Okula gidiyor diye çıkıyor, okula gitmiyor. Gitmeyince de dönüş saatinde ’anne kaçta geliyordu" dedi. Bende ’4.5’ dedim. Baktık okula o gün hiç gitmemiş. Sonra ben geldim okul idaresine kimseyi bulamadım. Emniyete gittik haber verdik. Herkes ’şuarada görüldü’ diyor. Oraya gidiyoruz aslı yok hiçbir şey bulamıyoruz" dedi. Akbulut, "Arkadaşının bir tanesi ’dolmuş durağında saat 9.30 gibi gördüm gidiyordu’ dedi. Tek başına deniliyor, yanında bir kişi var denildi. Okuldan da kimse ’kızının geldi gitti’ diye arama olmadı. Aramaya ulaşmaya çabaladım. Görenlerin duyanların yardımını istiyorum" diye konuştu. (HA