GENEL - 06 Mayıs 2019 Pazartesi 14:06

Türklük biliminin Nevşehirli ulu çınarları NEVÜ’de

A
A
A
Türklük biliminin Nevşehirli ulu çınarları NEVÜ’de

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (NEVÜ) Fen Edebiyat Fakültesi, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümleri ile Türk Dünyası Kültür Topluluğu işbirliğiyle düzenlenen “Türklük Biliminin Nevşehirli Çınarları” adlı söyleşi; NEVÜ Kongre ve Kültür Merkezi, Damat İbrahim Paşa salonunda, Prof.

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (NEVÜ) Fen Edebiyat Fakültesi, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümleri ile Türk Dünyası Kültür Topluluğu işbirliğiyle düzenlenen “Türklük Biliminin Nevşehirli Çınarları” adlı söyleşi; NEVÜ Kongre ve Kültür Merkezi, Damat İbrahim Paşa salonunda, Prof. Dr. Zeynep Korkmaz ile Prof. Dr. Leylâ Karahan’ın katılımları ile gerçekleştirildi.


Programa, Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdullah Şengül, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Çeribaş, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Türk Halk Bilimi Bölümü ve diğer bölümlerin öğretim elamanları ve öğrencileri katıldı.


Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan program Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdullah Şengül’ün açış konuşması ile devam etti. Ardından Prof. Dr. Zeynep Korkmaz ile Prof. Dr. Leylâ Karahan’ın özgeçmişleri takdim edildi. Özgeçmişlerin sunulmasının ardından davetli konuşmacılar sahneye davet edilerek söyleşiye başlandı. Karahan, hem meslektaşı hem hocası hem de hemşerisi olan Korkmaz ile birlikte Nevşehir’de, yani memleketlerinde olmanın sevincini yaşadıklarını belirtti. Korkmaz’ın, Türk dilinin muhtelif alanları ile ilgili çok sayıda çalışmasının olduğunu belirten Karahan; Türk Dili ile ilgili yapılan bir çalışmada Korkmaz’ın çalışmalarına değinilmesinin kaçınılmaz olduğunu ifade etti. Söyleşi, Karahan’dan Korkmaz’a yönlendirilen sorular eşliğinde, tecrübelerin ve anıların paylaşıldığı samimi bir sohbet havasında ilerledi. Korkmaz, çocukluğunun Nevşehir’i ile bugünün Nevşehir’ini harmanlayarak, yer yer kıyaslamalar yaparak sözlerine başladı. Türk dili ile ilgili çalışmaların yüzeysel değil derinlemesine yapılmasının önemine değinen Korkmaz, politika ile ilim yapılmaması ve şahsi menfaat gözetmeksizin çalışmaların gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguladı. Korkmaz sözlerine son verirken, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Kütüphanesine, sadeleştirme çalışmasını gerçekleştirdiği Atatürk’ün “Nutuk” adlı eserini hediye edeceğini belirtti ve “Allah, Türkiye’ye yeni Atatürk’ler ihsan etsin!” dedi.


Bu iki değerli bilim insanını yalnızca Türklük Biliminin ulu çınarları olarak değil aynı zamanda Türklük Biliminin “umay anaları” ve “fedaileri” olarak nitelendiren Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Çeribaş, Zeynep Korkmaz ve Leyla Karahan’a teşekkür ederek, kendilerini ağırlamaktan şeref duyduklarını belirtti.


Soru-cevap kısmıyla devam eden şöylesi, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Çeribaş tarafından Prof. Dr. Zeynep Korkmaz ve Prof. Dr. Leylâ Karahan’a teşekkür belgesi, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdullah Şengül tarafından plaket takdimi ve toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Maltepe’de saz üstatları için 30 yıldır bağlama üretiyor Maltepe’de Erzincanlı bağlama ustası Cihan Doldur, 30 yıldır saz üstatları için bağlama üretiyor. İstanbul Maltepe’de yaşayan Erzincanlı bağlama ustası Cihan Doldur, 30 yıldır saz üstatları için bağlama üretiyor. Halk müziğinin önemli enstrümanlarından biri olan el emeği bağlama üretimi, teknolojik imkanların artması ve çırakların yetişmemesi nedeniyle son demlerini yaşıyor. Maltepe’de küçük bir atölyede 30 yıla yakındır bağlama yapan Cihan Doldur, ağacın cinsine göre ayda ortalama 5-6 bağlama yapıyor. Bağlama yapmak için maun, dut ve kırmızı ardıç ağaçlarını tercih eden Doldur, bazı bağlamaları ise yaklaşık 6 ayda tamamladığını söyledi. Bağlama yapımını aşama aşama anlatan Doldur, zahmetli ve bir o kadarda emek isteyen bir çalışma olduğunu dile getirdi. 30 yıldır Maltepe’de saz üreten Cihan Doldur, “Kursa yazılmıştım, yengemin bir sazı vardı. Kurs sonrası yengem sazını geri isterdi, dolayısıyla çalışamazdım, yapamazdım. Hiç sazım olmamıştı, zaman ve süreç bizi buralara getirdi. 30 yılı aşkındır bu meslekteyim. Bağlama enstrümanı her şeyden önce beni sesiyle cezbettiği için, amcamın da bağlama ustası olmasından dolayı onun yanında başladım. Ahşapa dokunmak çok farklı bir şey. Ben bu işi bir. Meslek gibi görmedim, severek yaptığım bir iş bu. Yeni jenerasyon gençlik biraz daha rahat. Buraya geliyorlar ve ilk başlarda hoşlarıma gidiyor. Tozu, zımparayı zorlukları gördükleri zaman geri adım atıyorlar. Bu iş meşakkatli bir iş, bedenen ve ruhen bu işe kendinizi vermeniz gerekiyor. Gençlerimizde kültürümüze ilgi daha az daha çok batı kültürüne yakınlar ama batıdaki gençlere baktığımızda bizim kültürümüze daha çok meraklılar. Müşteri portföy olarak Çin’e, Afrika’ya, Ruslar’a ve Avrupa’nın bir çok ülkesine saz ürettik. Amerikalı bir arkadaş bizlere Muhlis Akarsu’yu anlattı, eserlerini çaldı. Biz utandık açıkçası" diye konuştu.