ÇEVRE - 04 Ekim 2019 Cuma 08:47

12 ay 4 mevsim Ordu

A
A
A
12 ay 4 mevsim Ordu

Doğu Karadeniz Bölgesi’nin en uzun kumsalına sahip olan, doğal güzellikleri, tarihi eserleri ve zengin kültür özellikleri ile son yıllarda turizm ivmesini yükselten Ordu’da turizm sezonunun 12 aya yayılması için sıkı bir çalışma başlatıldı.

Doğu Karadeniz Bölgesi’nin en uzun kumsalına sahip olan, doğal güzellikleri, tarihi eserleri ve zengin kültür özellikleri ile son yıllarda turizm ivmesini yükselten Ordu’da turizm sezonunun 12 aya yayılması için sıkı bir çalışma başlatıldı.



Yeni slogan: 12 ay 4 mevsim ordu


Turizm denilince ilk akla gelen deniz olgusunun dışına çıkmayı hedefleyen Ordu, kış turizmi, doğa turizmi ve eko turizme yönelik politikalara ağırlık veriyor. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, günümüzde turizmin çeşitlendiğini ve deniz unsurunun dışında farklı konseptlere hitap etmeye başladığına dikkat çekti. Başkan Güler, “Ordu, 120 km ile Doğu Karadeniz Bölgesi’nin en uzun kıyı şeridine sahip bir şehir. Ayrıca kış turizmi, doğa turizmi ve eko-turizmi alanında belki de en şanslı ve potansiyeli yüksek iliz. Ordu artık sadece 3 ay yaz mevsiminin yaşandığı yer olmayacak. Öncelikle kış turizmini hareketlendireceğiz. Bu arada karavan turizmi de giderek önem kazanıyor. Bu amaçla karavan turizmi için rotalarımızı belirledik. Çambaşı yaylamızda 5 yıldızlı otel inşaatı hızla sürüyor. Ayrıca aynı yerde cam tavanlı bungalow evlerden oluşan tatil köyü konsepti inşa edeceğiz. Çambaşı Yaylası kayak tesisi, 5 yıldızlı oteli, bungalow ev tatil köyü ile cazibesini arttıracak. Aybastı-Perşembe Yaylamıza özel turlar düzenleyeceğiz. Özellikle yaylalarımız yaz-kış demeden 12 ay boyunca turizmin yaşandığı bölgeler olacak” dedi.



“Eko-turizmi canlandıracağız”


Ordu’nun tarih ve kültür unsurlarıyla zengin bir geçmişe sahip olduğunu da belirten Güler, “Kırsal alanda tarihi evlerimizi restore ederek eko-turizme açıyoruz. Bu evlerde kalan yerli ve yabancı turistler ‘köy yaşantısını’ yaşayabilecekler. Bu aynı zamanda kırsal alandaki vatandaşlarımız için bir gelir kapısı olacak. Yani bir anlamda Ordu, turizmiyle, tarihiyle, kültürüyle, yaşanılabilir ortamıyla, aydın insanlarıyla, tiyatrosuyla ve güzellikleriyle kendi kendine yeten bir şehir olarak hoş bir butik şehir olsun istiyoruz” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.