EKONOMİ - 15 Ekim 2021 Cuma 10:12

150 çeşit doğal ürünle damaklara hitap ediyor

A
A
A
150 çeşit doğal ürünle damaklara hitap ediyor

Ordu’nun Ünye ilçesinde bir gıda firması, ürettiği 150 çeşit doğal ürünle damaklara hitap ediyor.

Ordu’nun Ünye ilçesinde bir gıda firması, ürettiği 150 çeşit doğal ürünle damaklara hitap ediyor.


Korona virüs (Kovid-19) salgınıyla birlikte geleneksel yollarla ve yüksek teknolojiyle hijyenik şartlarda üretilen ürünlerin kullanımında artış yaşanıyor. İnsan sağlığına pek çok etkisi deneysel olarak ortaya konan kahvaltı sofralarının vazgeçilmezi zeytinde de talep giderek artıyor. Sağlık sırrı acımtırak tadında bulunan zeytin, sofralara ulaşmadan sadece su ve tuz ile doğal fermantasyon işlemlerinden geçirilirken sağlığı olumlu etkileyen maddelerini kaybetmiyor.



Teknoloji kullanılarak olgunlaştırılan zeytin, doğallığını kaybediyor


Uzmanlar da kahvaltı sofralarının vazgeçilmezi olan zeytinde yapılan hileler hakkında uyarılarda bulunurken ürünün doğallığının korunmasının sağlık açısından önemine değiniyor. Uzmanlar, doğal zeytinin suya atıldığında renginin açılmaması, suyun saydamlığını bozmaması, zamanında hasat edildiğinin göstergesi olarak çekirdeğinden kolay ayrılmasının doğallık göstergelerinden olduğunu bildiriyor. Yeni üretim teknolojileri kullanılarak zeytinin daha kısa sürede olgunlaşması, tatlandırılması, uzun süre dayanıklı hale getirilmesi için kullanılan katkı koruyucu gibi kimyasal maddeler sebebiyle içeriğindeki bazı maddelerin yok edildiği ve doğal olmaktan çıkarıldığı bildiriliyor.



150 çeşit ürün


Ordu’nun Ünye ilçesinde 25 yıldır faaliyet gösteren ve doğal olarak ürettikleri zeytin ile beraberinde 150 çeşit farklı ürünü de bünyesinde bulunduran Çalıkoğlu Gıda Paz. Gıda Ltd. Şti., özellikle pandemi sürecinde insanların doğal besinlere ulaşması için gayret gösteriyor. Dünyanın en kaliteli zeytin unvanına sahip Gemlik zeytini üretimi ile serüvenine başlayan firma, zamanla kuru üzüm, incir, kayısı, reçel, tahin, pekmez ve bakliyat grubunu da bünyesine ekleyerek, tarlada doğal olarak üretilen ürünlerin sofralara sağlıklı bir şekilde ulaşmasını sağlıyor.



“Doğallık ve kaliteyi ön planda tutmaya çalışıyoruz”


Ordu’da çeyrek asırdır hizmet veren Çalıkoğlu Gıda Genel Müdürü Resül Çalık, doğal diye satılan bazı ürünlerde gıda boyaları ve katkı maddelerinin kullanılabildiğini, tüketicilerin bu konuda dikkatli olmaları gerektiğini söyledi. Salgın süreciyle birlikte doğal ürünlere talebin her geçen gün arttığını aktaran Resül Çalık, ‘doğal’ diye satılan bazı ürünlerde gıda boyaları ve katkı maddeleri kullanılabildiğine dikkat çekti. Çeyrek asırdır doğal üretim anlayışı ile başladıkları hizmetlerine kesintisiz devam ettiklerini kaydeden Çalık, tüm ürünlerin üretiminde sağlık açısından geleneksel yöntemleri kullanmaya özen gösterdiklerini vurguladı. Çalık, “İnsanlar özellikle pandemi sürecinde doğal ve sağlıklı gıdalar konusunda daha çok bilinçlendi. Piyasada maalesef pekmezden kurutulmuş meyvelere kadar doğal olmayan, içerisinde katkı maddeleri bulunduran ürünler de var. Biz, 25 yıl önce başladığımız kalite ve doğallık vurgusu ile hizmetimizi sürdürüyoruz. Amacımız insanların en kaliteli ürünleri en uygun şekilde sofralarına getirebilmeleri. Çalıkoğlu ve Mytat ürünlerinde de her zaman doğallık ve kaliteyi ön planda tuttuk, bundan sonraki süreçte de devam edeceğiz” dedi.



“Doğal olarak bilinen her ürün doğal olamayabiliyor”


İnsanların, doğal adı altında satılan her ürüne kanmamasını, bu konuda dikkatli olmalarını ve güvendikleri markaları tercih etmeleri gerektiğini anlatan Çalık, “Maalesef doğal adı altında satılan paketli ürünler bazen doğal olmayabiliyor. İnsanlar güvendikleri ve doğal ürün diye ürünlere güvenerek satın alabiliyor. Özellikle pekmez, zeytin, reçel, bakliyat gibi ürünlerde doğallıktan çıkılıp, gıda boyaları ve bazı katkı maddeleri ile ürünlerin doğallığından uzaklaşılabiliyor. Gıda boyaları ve katkı maddelerinin kullanıldığı bu durum da insanların sağlığını olumsuz yönde etkiliyor, uzun vadede de insanlarda çeşitli hastalıklara yol açabiliyor, toplum olarak etiket okuma alışkanlığı edinmemiz çok önemli" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van İranlıların nevruz tatili beklentileri karşılamadı İran’da 20 Mart ile 1 Nisan tarihleri arasındaki nevruz tatili, Van’ın beklentilerini karşılamadı. Her yıl 13 günlük Nevruz tatili için Van’a gelen İranlı turistler, bu yıl beklentileri karşılamadı. Her yıl nevruz tatilinde Van’a gelmeyi tercih eden on binlerce İranlı turist yaptıkları alışverişle esnafa "can suyu" olurken bu yıl ise beklenen ilgi olmadı. Yaklaşık iki hafta boyunca otellerin yüzde 90 ila yüzde 100 doluluk oranına vardığı Van’da, oteller boş kaldı. İranlı misafirlerin Van ekonomisi için olmazsa olmaz olduğunu belirten esnaf, tek temennilerinin o eski İranlı yoğunluğunun tekrar yaşanması olduğunu söyledi. Konuyla ilgili açıklamada bulunan TÜRSAB Doğu Anadolu Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Sayın Cevdet Özgökçe, Türkiye’nin İran sınırına üç tane gümrük kapısının olduğunu ifade ederek, “İranlı misafirler, Kapıköy, Esendere ve Gürbulak sınır kapılarından yoğun bir şekilde ülkemize gelmeye başladılar. Fakat Van’da maalesef otel doluluk oranları şuanda yüzde 50-60 oranında. Geçmiş yılların yoğunluğu yok. Kentte öyle bir hava yok şuan. Geçmiş yıllarda nevruzda yer kalmıyordu ve biz yardımcı olmaları noktasında valilerimize ricada bulunuyorduk. Okul yurtlarını, kamu kurumların misafirhanelerini açtırıyorduk, ama maalesef bu yıl öyle bir doluluk yok” dedi. Van Otelciler ve Turizmciler Derneği (VANOTED) Başkanı Oktay Aksoy ise geçmiş yıllara oranla nevruz tatili için Van’a gelen İranlı turist sayısında ciddi bir düşüşün yaşandığına dikkat çekerek, “Şimdiki sürece baktığımız zaman geçen seneki süreçle aslında ivmenin düştüğünü görmekteyiz. Geçen sene yüzde 80 -90 oranında bir doluluk varken, bu sene otellerde yüzde 50-60’a yakın bir doluluk gözükmektedir” ifadelerini kullandı. İranlı misafirlerin Van’ın ekonomisine ciddi anlamda bir katkı sunduğunu vurgulayan Aksoy, “Açıkçası bu sene o ivmeyi, o volümü yakalayamadık. Ama bundan sonraki süreç içerisinde yılı tamamlamadan yine İranlı misafirlerimizi ağırlamaya çalışacağız. Bu süreç içerisinde belki o ivmeyi, o volümü yakalamış olacağız. İranlı misafirlerimiz Van’ın ekonomisine ciddi anlamda katkıları olan misafir kitlesidir. Sadece konaklama değil, Van’ın diğer pazarlarına da katkı sağlamaktadır. Çünkü Van’ın ciddi anlamda ekonomik üssü haline gelen bir İran misafir kitlesi yer alıyor. Bu da Van için kaçınılmaz bir hedeftir” diye konuştu.
Kastamonu Bakan Yumaklı: "Bu memleketi çocuklarımız için dünyada bir numara yapmak üzere gayret sarf edeceksek bunu yerel yönetimlerle beraber yapacağız" Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, memleketi Kastamonu’nun Pınarbaşı ilçesinde düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, "Türkiye’nin ikinci yüzyılını inşa edeceksek, bu memleketi çocuklarımız için dünyada bir numara yapmak üzere gayret sarf edeceksek bunu yerel yönetimlerle beraber yapacağız" dedi. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, memleketi Kastamonu’nun Pınarbaşı ilçesinde AK Parti tarafından düzenlenen mitingde vatandaşlara seslendi. Bakan Yumaklı, Türkiye’yi yeni yüzyılına hazırlamak için belediyelerin çok güçlü olması gerektiğini belirtti. Memleketi Pınarbaşı’ndan AK Parti belediye başkan adayı için rekor oy beklediğini belirten Bakan Yumaklı, “İçinizden bir kardeşiniz olarak evladınız olarak buradayım. Sizler 28 Mayıs’ta bu ülkeyi dünya devlerinin arasına sokan Sayın Cumhurbaşkanımıza bir beş sene daha icazet verdiniz. Dediniz ki ‘biz sana güveniyoruz, sana inanıyoruz, buyur sen kadronu kur, çalışmaya başla.’ Cumhurbaşkanımızın 28 Mayıs akşamı yapmış olduğu balkon konuşmasındaki birkaç cümlesi sonrası 31 Mart seçimleriydi. Dedi ki ‘şimdi hedefimiz 31 Mart seçimleri.’ Çünkü eğer biz Türkiye’nin ikinci yüzyılını inşa edeceksek, bu memleketi çocuklarımız için dünyada bir numara yapmak üzere gayret sarf edeceksek bunu yerel yönetimlerle beraber yapacağız. Bu kardeşinize bu memlekete, sizlerin temsilcisi olarak hizmet etmek şerefini bahşetti. Beni de kendisinin yol arkadaşlarından birisi yaptı. Ben biliyorum ki sizler de aynı benim gibi heyecanlandınız. Çünkü benim bu memlekete, bu millete yapacağım her hizmet sade benim değil, sizlerin de gurur vesilesi olacaktı ve nitekim de öyle oldu. Bakanlığımın üzerinden on ay geçti. Hepiniz biliyorsunuz, taşkınlar oldu, seller oldu, orman yangınları oldu. Bütün bunlarda ben sizlerin bana olan duasını her zaman için yanımda hissettim” dedi. “Çocuklarımızın yarınlarını daha iyiye hazırlayacağız” Gelecek nesillere daha güçlü bir Türkiye bırakmak için çalıştıklarını belirten Bakan Yumaklı, "Bir memlekette özgür bir şekilde yaşayabilmek, birbirleriyle hemhal olabilmek o memleketin en büyük zenginliği. Televizyondan görüyorsunuz, eğer siz zayıf bir ülke olsanız o şekilde olmak işten bile değil. Dolayısıyla memleketimiz güçlü olacak, Pınarbaşı güçlü olacak, Kastamonu güçlü olacak, Türkiye güçlü olacak. Çocuklarımızın yarınlarını daha iyiye hazırlayacağız” diye konuştu. Konuşmanın ardından Bakan Yumaklı, vatandaşlara fidan dağıttı.
Ankara "30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü" Kenya’nın başkenti Nairobi’de kutlandı 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü"nün ikincisi, Türkiye’nin de işbirliğiyle, Kenya’nın başkenti Nairobi’deki Birleşmiş Milletler (BM) Ofisi’nde düzenlenen etkinlikle kutlandı. BM Çevre Programı (UNEP) İcra Direktörü Inger Andersen, etkinlikte yaptığı konuşmada metal, mineral, gıda ve suyun temel kaynaklar olduğunu belirterek, her yıl 2 milyar tondan fazla kentsel katı atığın oluştuğuna dikkati çekti. Andersen, daha iyi bir gelecek şansını çöpe attıklarına işaret ederek, sürdürülebilir olmayan tüketim ve üretimin iklim değişikliğine, doğa ve biyoçeşitlilik kaybı ve kirliliğine yol açtığını söyledi. Uluslararası Sıfır Atık Günü’nün dünyanın sonsuza kadar kaynak verip karşılığında kirlilik alamayacağını hatırlattığını belirten Andersen, sıfır atık toplumuna ulaşmanın, sorunun boyutunu azaltmakla başladığını kaydetti. Andersen, tekrar tasarlanabilir ve kullanılabilir materyallerin önemine işaret ederek, UNEP’te görüşülen plastik kirliliğine ilişkin çalışmalarla bunun sağlanmasının umulduğunu anlattı. Geri dönüşüm ve atık toplanması konusunda da yatırıma ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Andersen, kurumların Paris Anlaşması’nın 2050 hedefleri kapsamında sıfır atığa ulaşmasının önemini vurguladı. Andersen, her düzeyde sıfır atığın materyallerin ekonomide kalması ve atık yönetimini geliştirmesiyle büyük oranda finansal birikimi sağlayacağını belirterek, doğanın israf etmediğini ve insanların da etmemesi gerektiğini söyledi. Emine Erdoğan’dan video mesaj Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, etkinliğe video mesaj gönderdi. Mesajında "Sıfır Atık" yaklaşımının yaygınlaştırılmasıyla ilgili çalışmalara dikkati çeken Emine Erdoğan, "Değerli 13 üyeden oluşan Danışma Kurulu kapsamındaki çalışmalarımız, iyi uygulamaların paylaşılması başta olmak üzere, Sıfır Atık yaklaşımının yaygınlaştırılması çerçevesinde yoğun bir şekilde devam ediyor." ifadesini kullandı. Emine Erdoğan, BM Sıfır Atık Kararı’yla ilan edilen "30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü"nün önemli bir fırsat oluşturduğunu belirterek, “Ortak evimiz dünyayı daha yaşanabilir bir yer yapmak için vaktini ve emeğini ortaya koyan bütün çevre gönüllülerinin Sıfır Atık Günü’nü kutluyorum" dedi. Uluslararası Sıfır Atık Günü’ne yönelik, BM İnsan Yerleşimleri Programı (UN Habitat) ve UNEP başta olmak üzere, uluslararası kuruluşların değerli işbirliğiyle düzenlenen tüm etkinliklerin hayırlara vesile olmasını dileyen Emine Erdoğan, dünyanın dört bir yanındaki diplomatik temsilciliklere de Türkiye’nin bayrak taşıyıcısı oldukları bu özel günde etkinlikleri ve çalışmalarıyla sundukları katkıdan dolayı yürekten teşekkür etti. Kurumların rolüne işaret etti Türkiye’nin Nairobi Büyükelçisi Subutay Yüksel, etkinlikteki konuşmasında "30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Günü"nün ikinci yıl dönümünü kutlamak için bir araya geldiklerini belirterek, Nairobi’nin "çevrenin dünya başkenti" olduğunu söyledi. UN Habitat ve UNEP’in Sıfır Atık girişimlerinin ve etkinliklerinin merkezinde yer aldığını anlatan Yüksel, küresel ölçekte sıfır atık eylemlerinin geliştirilmesi için farkındalık oluşturulmasında bu kurumların önemli rol oynadığını vurguladı. Yüksel, Türkiye’nin başarılı Sıfır Atık Projesi’nin Birleşmiş Milletler 77. Genel Kurulu kararıyla küresel hareket haline gelmesinden duyduğu mutluluğu dile getirerek, ulusal ve küresel düzeyde iklim değişikliğiyle mücadeleye ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin başarıya ulaşmasına katkı sağlamaya devam edeceklerinin altını çizdi. "Sıfır Atık Danışma Kurulu"nun, BM Sıfır Atık Kararı’nın önemli bir sonucu olduğunu kaydeden Yüksel, Kurulun çalışmalarının "Çalışma Planı" doğrultusunda kapsamlı şekilde sürdüğünü belirtti. Emine Erdoğan’ın "Küresel Sıfır Atık Ödülleri"nin verilmesi, gelecek yıllarda "Sıfır Atık Yılı"nın ilan edilmesi ve Danışma Kurulunun gözetiminde faaliyet gösterecek küresel "Sıfır Atık Fonu"nun kurulması gibi fikirlerini Kurula sunduğunu anlatan Yüksel, BM Genel Kurulunun 78. Oturumu marjında "Ortak Evimiz Dünya İçin Sıfır Atık İçin Küresel Taahhüt" başlığıyla "Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Bildirgesi’nin" imzaya açıldığını, bunun güçlü destek gördüğünü kaydetti. Yüksel, kapsayıcı şekilde el ele verilmesi gerektiğine işaret ederek, "Sürdürülebilirliğin insanlığın temel taşı ve atığın geçmişin kalıntısı olduğu bir geleceği inşa edebiliriz" dedi. Büyükelçi Yüksel, katılımcılara "Sıfır Atık" konusunun ulusal ve uluslararası boyutları hakkında ayrıntılı bilgi sundu.