SAĞLIK - 23 Temmuz 2020 Perşembe 15:06

4 aylık hamile genç kadın, radyasyonsuz ERCP ile taşından kurtuldu

A
A
A
4 aylık hamile genç kadın, radyasyonsuz ERCP ile taşından kurtuldu

Ordu’da 4 aylık hamile olan 25 yaşındaki Serap Emir’in safra yollarındaki bulunan ve normal koşullarda radyasyonlu ERCP yöntemiyle alınması gereken taş, bebek için risk taşıması nedeniyle nadir olarak yapılan bir teknikle radyasyonsuz şekilde çıkarıldı.

Ordu’da 4 aylık hamile olan 25 yaşındaki Serap Emir’in safra yollarındaki bulunan ve normal koşullarda radyasyonlu ERCP yöntemiyle alınması gereken taş, bebek için risk taşıması nedeniyle nadir olarak yapılan bir teknikle radyasyonsuz şekilde çıkarıldı.


25 yaşında 4 aylık bebeğine gebe olan Serap Emir’in safra yollarında taş çıktı. Şiddetli ağrı ve sancı yapan bu taş bebek için hayati tehlike oluşturuyordu. Çünkü genç kadının safra yollarındaki taşı çıkartmak için röntgen ışınları kullanılan ERCP işlemi yapılacaktı. Ancak hastanın bebeğinin zarar görmemesi adına Medical Park Ordu Hastanesi’nde Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Fuat Ekiz tarafından röntgen ışınları kullanılmadan ERCP işlemi yapıldı. Genç anne ve bebeği sağlıklı bir şekilde taburcu oldu.



İşlem 15 dakika sürdü


Gerçekleştirdiğini başarılı operasyonu anlatan Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Fuat Ekiz şunları söyledi: “25 yaşında 4 aylık bebeğine hamile olan genç hastamız bize karın ağrısı şikâyetiyle başvurdu. Dış merkezde yapılan tetkiklerinde safra kesesinde ve aynı zamanda safra yolunda da taş tespit edilmiş, bundan dolayı da hastanın sarılığı meydana gelmişti. Hasta bize safra yollarındaki taşın çıkartılması için başvurdu. Ancak normalde röntgen ışınları ile yapmış olduğumuz ERCP işlemi bu hastanın bebeği için hayati tehlike oluşturuyordu. Aynı zamanda işlemin kendi başına çocuğunu kaybettirme riski olduğu için hastaya biz bu riskleri anlattık. Röntgen ışınları bilindiği gibi özellikle gebeliğin ilk 3 ve 4 aylık dönemlerinde bebeğin gelişmekte olan organlara zarar verdiği için oldukça tehlikelidir. Biz yaptığımız işlemde, röntgen ışınları kullanmaksızın safra yollarına girdik, 15 dakika süren bu işlemle safra yollarından taşını çıkarttık, sonrasında bebekte de annesinde de herhangi bir sıkıntı olmadı. Hastamızı ve bebeğini sağlığına kavuşturarak taburcu ettik.”



“Kurşun önlük kullanılmadı”


Bu işlemin belli başlı merkezlerde yapıldığı söyleyen Doç. Dr. Fuat Ekiz, “Safra yollarından röntgen ışınları kullanılmadan ERCP işlemi uygulamak oldukça zordur. İleri merkezlerde bu işlem hem çocuğa hem anneye zarar vermeden özel ekipler eşliğinde yapılmaktadır. Bu işlemi ışınsız uygulamak bir sanattır. Hamileler için yoğun olarak ışın veya radyasyon almasına neden olabileceğinden ışınların bebekte oluşturacağı zararlardan dolayı bebeğin tahliyesi istenebilir. Bu işlem röntgen ışını kullanmadan yapılan bir işlem değil. Normalde işlem esnasında hastanın bebeğinin üzerine kurşun önlük geçirilerek yapılan işlemlerde var. Hiç kurşun önlük kullanılmaksızın yapılması, hasta ve bebeği için çok büyük bir lütuf. Röntgen ışınlarını kullanmadan hem anneye hem de bebeğe zarar vermeden taş çıkarma işlemini gerçekleştirdik. Taşı çıkartma işlemi bittikten sonra hastada dramatik bir rahatlama gördük. Ağrısından kurtuldu. Yemeğini yemeye başladı. Yaklaşık 1 haftadır şikâyetleri olan hastamız sağlığına kavuştu. Hem anneyi hem bebeği kurtarmış olmaktan dolayı oldukça mutluyuz” dedi.



“Ağrımdan bayılıyordum!”


25 yaşındaki genç anne geçirdiği sancılı dönemleri şu sözlerle anlattı:”1 haftadan beri göğsümden sırtıma vuran ağrım vardı. Sancıdan duramıyordum. İkiz bebeklerim var, onları bile elime alıp sevemiyordum. Önce başka bir merkezde Genel Cerrahi Polikliniği’ne başvurdum. Safra yollarımda taş olduğunu söyledi ve hamile olduğum için Medical Park Ordu Hastanesi Gastroenteroloji Polikliniği’ne yönlendirildim. Fuat hocam benimle yakından ilgilendi. İşlem anında yapılacak her detayı anlattı. İçim rahat şekilde bu işlemi gerçekleştirdi. Uyandığımda ağrılarım ve sancılarım bitmişti. Ağrılarımın geçmesinden çok evlatlarıma tekrar kavuştuğum için çok mutluyum. Çünkü benim bundan önce ikiz bebeklerim prematüre doğmuştu. Doğduklarında 29 haftalıklardı. Kızım 2 kiloydu ve kalp ameliyatı geçirdi. Bebeklerimden çok ayrı kaldım, aylarca yüzlerini göremedim. Bebeklerime bir camın ardından bakıp geri döndüm. Kucağıma bile alamadım. Fuat hocam beni evlatlarıma geri kavuşturdu. Taşımı benim bebeğime değdirmeden aldı. Rabb’im de hocamızın meslek hayatında ayağına taş değdirmesin.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Yıldırım’da ‘Dönüşüme cam, doğaya can’ projesi hayata geçti Yıldırım Belediyesi, ‘Dönüşüme Cam Doğaya Can Projesi’ çerçevesinde, 7 ayda 90 ton atık cam toplayarak bunları yeniden üretime kazandırdı. Yıldırım Belediyesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan himayelerinde başlatılan ‘Sıfır Atık Projesi’ne tam destek veriyor.2019 yılından bu yana ilçe geneline yerleştirdiği 208 cam kumbarasından 6 bin ton atık cam toplayan Yıldırım Belediyesi, vatandaşlarda farkındalık oluşturacak bir projeye imza attı. Eylül ayında hayata geçirilen ‘Dönüşüme Cam Doğaya Can Projesi’ çerçevesinde ilçedeki kahvehane, çay ocağı ve kafeteryalarda sıfır atık masaları oluşturuldu. İşletme sahipleri ve vatandaşlar sıfır atık konusunda bilgilendirilirken cam atığı toplayan işletmelere masa örtüsü, çay, kesme şeker, çay bardağı gibi hediyeler veriliyor. İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü ekipleri tarafından belli periyotlarla toplanılan atık camlar geri dönüşüme kazandırılıyor. 90 ton atık cam dönüştürüldü İlçenin dört bir yanına yerleştirilen atık cam kumbaraları ve gerçekleştirilen kampanyalar ile çalışmaların kesintisiz devam ettiğini söyleyen Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Atıkları kaynağında ayrıştırma noktasında gerek belediyemizde gerekse düzenlediğimiz kampanyalarla ilçemizde önemli çalışmalar yürütüyoruz. ‘Dönüşüme Cam Doğaya Can’ sloganıyla hayata geçirdiğimiz proje çerçevesinde 240 işletmeye 4 bin 700 masa örtüsü dağıtımı gerçekleştirdik ve hemşehrilerimizi proje ile ilgili bilgilendirdik. İlerleyen süreçte projemizi sitelerimizde de devam ettireceğiz. Cam doğada 4 bin yılda yok olmakta. Gelecek nesillere daha yaşanılır bir kent bırakmak adına hayata geçirdiğimiz projemiz ile 7 ayda 90 ton cam atığını toplayarak geri dönüşümünü sağladık. Gerçekleştirdiğimiz geri dönüşüm çalışmaları sayesinde hem çevremizi koruyor hem de ekonomimize artı değer katıyoruz. Yıldırım Belediyesi olarak, Yıldırım’ı tam anlamıyla çevre dostu bir kent haline getirmek için çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi.
Çorum Taşkından korkan köylülerden ıslah talebi Çorum’un Dodurga ilçesindeki Obruk köyünde yaşayan vatandaşlar, Karadeniz’de son dönemde yaşanan seller sebebiyle korktuklarını belirterek, köy merkezinden geçen derenin ıslah edilmesini talep etti. Çorum’un Dodurga ilçesine bağlı Obruk köyünde yaşayan vatandaşlar, köyden geçen 1,5 kilometrelik dere sebebiyle taşkın korkusu yaşıyor. Karadeniz’de son dönemde yaşanan seller sebebiyle korktuklarını söyleyen vatandaşlar, köylerinden geçen derenin taşkına karşı ıslah edilmesini istedi. ’Karadeniz’de yaşanan sel baskınları korkutuyor’ Sel tehlikesi ile karşı karşıya kalmak istemediklerini belirten Köy Muhtarı Ali Ekber Sever, “Dere yatağı ile ilgili sıkıntılarımız var. Köyümüz büyük tehlike altında. Dere yatağı yok, yağmur yağdığı zaman sel gelecek diye köylü dışarıda bekliyor. Karadeniz’de sellere neden olan ani dere taşkınlarının köyümüzde yaşanmamasını istiyoruz" dedi. "Korkuluk, üzerine de yeni yaya köprülerinin yapılması konusunda yardım istiyoruz" Muhtar azası Mustafa Ertaş ise, köylüler tarafından yapılan geçitlerin de tehlike saçtığını belirterek, “Köyümüzde yaşayan 300 kişi için dere yatağı tehlike arz ediyor. Dere yatağının köyden geçen bölümünün ıslah edilmesini kalan bölümün ise temizlenmesi gerekiyor. Dere üzerinde bulunan yaya geçitleri köy halkımız ve önceki muhtarlar tarafından yapılmış. Ahşap olan köprüler de tehlike arz ediyor. Her an birileri düşebilir. Dere kenarına korkuluk, üzerine de yeni yaya köprülerinin yapılması konusunda yardım istiyoruz. Mevcut araç köprülerinin de dayanıklı olup olmadığını incelemesini, derenin ıslah edilmeyen kısmının üzerine de en az bir köprü daha yapılmasını talep ediyoruz” diye konuştu. "Ahşap köprüler sağlam değil" Derenin üzerinde bulunan yaya köprülerinin sağlam olmadığını belirten köy sakinlerinden Arif Doğar da, “Dereden sel geldiği zaman mağdur oluyoruz. Çocuklarımız taşımalı olarak servis ile okula gidiyor. Sel geldiği zaman ya yolda kalıyor eve geçemiyor ya da evden okula gönderemiyoruz. Yağmur yağdığında sel gelir diye korkuyor, evde kalamıyoruz. Acil bir durum olsa, hastamız olsa evde kalıyor, dereden atlatamıyoruz. Bu sıkıntıların giderilmesini istiyoruz" şeklinde konuştu.
Samsun ‘Afrika’nın tozu Karadeniz Bölgesi’ni de etkileyecek’ Astım, KOAH ve kanser hastalarının çöl tozlarına nefes yoluyla maruz kalmalarının hastaneye başvuruları ve yatışları arttıracak düzeyde şikayetlere neden olabileceği uyarısında bulunan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şevket Özkaya, “Yarın dışarı çıkmak zorunda kalan tüm vatandaşlarımız maske ile tedbir almaları gerekmektedir” dedi. Samsun başta olmak üzere kuzey Afrika üzerinden rüzgârla gelen toz bulutu Türkiye’yi etkiliyor. VM Medical Park Samsun Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği’nden Prof. Dr. Şevket Özkaya, Samsun’u ve Karadeniz Bölgesi’ni de yakından etkileyecek Afrika tozları hakkında uyarılarda bulundu. “Yarın dışarı çıkmak zorunda olan tüm vatandaşlarımız maske takmalı” Prof. Dr. Şevket Özkaya, “Sıcak hava ile gelen bu çöl tozları özellikle Karadeniz bölgesinde nem ile birleşince yeryüzüne daha yakın seyredecek ve çamur yağmuru gibi etkisini gösterecek. Bu tozları soluyan vatandaşlarımızda öksürük, burun tıkanıklığı ve nefes darlığının yanı sıra gözlerde tahribat yapma riski var” açıklamasında bulundu. “Astım, KOAH ve kanser hastaları için daha tehlikeli olabilir” Bazı hasta gruplarının çöl tozlarından daha fazla etkilenebileceğini belirten Prof. Dr. Şevket Özkaya, “Özellikle astım, KOAH ve kanser hastalarımızın bu tozlara nefes yoluyla maruz kalmaları hastaneye başvuruları ve yatışları arttıracak düzeyde şikâyetlere neden olabilir. Yarın dışarı çıkmak zorunda kalan tüm vatandaşlarımız maske ile tedbir almaları gerekmektedir. Çocuklar ve okula giden çocuklar risk altındadır. Toz fırtınasında teneffüslerde bahçeye çıkmamalıdırlar. Astım ve KOAH hastaları nefes darlığı atağı geçirebilirler. Mümkün olduğunca dışarı çıkmamaları gerekir. Kanserli hastalarda vücut direnci düşük olduğu için öksürük olabilir onlar daha özenli olmalıdır” diye konuştu.
Tokat Türkiye’de tek olan kampüste engelli öğrenciler 23 Nisan’ı kutladı Türkiye’de tek olan Tokat’taki Sosyal Hizmetler Kampüsü’nde eğitim alan engelli öğrenciler, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı çeşitli etkinliklerle kutladı. Tokat’ta 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri çerçevesinde Türkiye’de ilk ve tek olan Sosyal Hizmetler Kampüsü’nde eğitim gören engelli çocuklar bugün program düzenledi. Şiir okuyup şarkı söyleyen öğrenciler, İzmir Marşı ile birlikte gökyüzüne balonlar bıraktı. Programın sonunda engelli öğrenciler, aileleri ve öğretmenleriyle birlikte oyun havası oynayarak gönüllerince eğlendiler. Kampüs hakkında bilgi veren Yavuz Selim Özel Eğitim Meslek Okulu Müdürü Mustafa Aydoğan, “Burası Türkiye’de nadir tesislerden bir tanesidir. Özel Eğitim Kampüsü olarak geçiyor. Tokat’ta Eylül 2023 tarihinde hizmete girdi. Bünyemizde 4 tane okul müdürlüğü bulunuyor. Özel Eğitim Uygulama Okulu, Meslek Okulu, Anaokulu ve Görme Engelliler Okulu olarak tam bir tesis şeklinde özel eğitim öğrencilerinin tüm ihtiyaçlarını giderecek, onlara hizmet edecek bir şekilde planlandı. Bugün de öğrencilerimizin eğlenmelerine yönelik ve onların el becerilerini geliştirmeye yönelik program düzenledik. Hem ritim gösterisi hem de şiirler olan, sonunda da konser olan eğlence programı düzenledik” dedi. Programa katılan öğrenciler ise düzenlenen etkinlikte çok eğlendiklerini ifade ettiler.