GENEL - 15 Kasım 2019 Cuma 09:03

Baba ve kız aynı hastanede şifa dağıtıyor

A
A
A
Baba ve kız aynı hastanede şifa dağıtıyor

Ordu’nun Fatsa ilçesinde doktor baba ve kızı aynı hastanede şifa dağıtıyor.

Ordu’nun Fatsa ilçesinde doktor baba ve kızı aynı hastanede şifa dağıtıyor. Mesleğe yeni başlayan genç doktorun en büyük destekçisi de meslektaşı olan babası.


Fatsa Devlet Hastanesinde 29 yıllık hekim olan Acil Uzman Dr. Sezer Göç, 24 yaşındaki yeni mezun doktor kızıyla aynı hastanede görev yapmanın mutluluğunu yaşıyor. Birlikte hastalara şifa dağıtan baba-kız, çevrelerinden takdir topluyor. Babası ile aynı hastanede görev yapmaktan son derece mutlu olduğunu ifade eden genç Doktor Tuğçe Merve Göç, babasının mesleğini yapmayı çocukluktan itibaren hayal ettiğini ve bu hayalini gerçekleştirdiği için mutlu olduğunu belirtiyor.



“Kızım ile çalışmaktan gurur duyuyorum”


29 yıl önce meslek hayatına başladığını ifade eden Dr. Sezer Göç, kızı ile birlikte hastalara şifa dağıtmaktan dolayı mutlu ve gururlu olduğunu belirterek, “Fatsa ilçesine ise 12 yıl önce atandım. Kızım bu yıl Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdi ve bakanlığımızın ataması ile buraya atandı. Kızım ile acil serviste çalışmanın gururunu yaşıyorum. Baba ve kızın çalışması aynı hastanede çok güzel bir duygu. Tüm anne ve babalara bu durumu yaşatmasını dilerim” dedi.



Görenler şaşırıyor, baba tecrübelerini meslektaşı olan kızına aktarıyor


Dr. Sezer Göç, bu durumu görenlerin şaşırdığını belirterek, “Aynı yerde çalıştığımızı öğrenen kişiler biraz şaşkınlık yaşadıklarını bizlere ifade ediyorlar. Kızımın doktorluk mesleğini seçmesinde rolüm olup olmadığını da bilmiyorum. Aynı mesai saatinde çalıştığımız için hastalar geldiğinde kendisine bilgileri aktarıyorum. Neler yapılması gerektiğini ve hastaların durumlarına göre hangi tedavilerin yapılması konusunda kendine özel bilgiler de söylüyorum. Kendisi çok çalışkan olduğu için her konuda gayet başarılı. Evde ise pek fazla iş konuşmuyoruz. Ben genelde hobi alanım olan elektronik eşyalarla zaman geçiriyorum. Kızıma meslek hayatında başarılar diliyorum” şeklinde konuştu.



“Her doktora nasip olmaz, zorlanınca babam yardımıma koşuyor”


Babası ile aynı hastanede görev yapmaktan son derece mutlu olduğunu ifade eden Doktor Tuğçe Merve Göç ise babasının deneyimlerinden faydalandığını ifade ederek, şunları söyledi:


“2 ay önce üniversiteden mezun oldum. İlk görev yerim olan Fatsa ilçesinde babamla birlikte devlet hastanesinde görevlerimizi gerçekleştiriyoruz. Babamla ömrüm boyunca gurur duydum ve tecrübelerinden faydalanıyorum şuan kendisinin. Her doktora böylesi nasip olmaz. Bir durumla karşılaştığımda hemen babam yardımıma koşuyor ve bana ne yapmam konusunda bilgileri aktarıyor. Deneyimsiz olduğum için babamın bana ilk mesleki bilgilerini aktarması son derece güzel. Bizim baba kız olduğumuzu öğrenenler önce babamı, sonra beni tebrik ediyorlar. Herkesin de hoşuna gidiyor bu durum. Çok zorda kaldığımda babam yardımıma koşuyor.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bilecik Çocukların hazırlanan gösteride hünerlerini sergiledi Bilecik Belediyesi’ne bağlı çocuk sosyal tesislerinde eğitimlerini sürdüren çocukların hazırlanan gösteride hünerlerini sergiledi. Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezinde gerçekleştirilen programa Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı, Belediye Başkan Yardımcıları Yaşar Külhan ve Sabri Çobanoğlu da katılarak, öğrenci ve ailelerin kutlama sevincini paylaştı.Şehitler için saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal marşının okunmasıyla başlayan programda konuşan Belediye Başkanı Subaşı, tüm çocukların bayramını kutladı. Bilecik Belediyesi olarak yarınların mimarları çocukları en güzel şekilde yetiştirmek için çalıştıklarını kaydeden Başkan Subaşı, şunları söyledi: "Bugün elime birkaç veri aldım. Çocuk sosyal tesislerimizdeki sayılarla ilgili. Çok mutlu oldum. Doluluk oranlarımız çok iyi. Bu seviyeyi korumak için belki de bazı mahallelerimizde iki kreşi hizmete açma gereği duyacağız. Bazı kreşlerimizde değişiklik ve düzenlemeler yapacağız. İstiyoruz ki her çocuğumuz kreş bahçelerinde oynayabilsin, yeşille buluşabilsin. Bizim Bilecik Belediyesi kreşlerinin farkı bu olması lazım. Aynı zamanda Atatürk’ün izinde güzel evlatlar yetiştirmek istiyoruz. İlke ve inkılapları en güzel ve doğru şekilde öğreterek, psikolojilerini en iyi ve doğru şekilde anlayıp davranarak, çocuklarımızı yetiştirmek istiyoruz. Çünkü çocuklar bizlerin geleceği. Onları en iyi şekilde yetiştirmek amacındayız. Bu güzel programda da emeği olan tüm öğretmenlerimiz, çocuklarımız ve aile üyelerine de teşekkür ediyor, bayramlarını kutluyorum’’ ifadelerini kullandı. Sırasıyla sahneye çıkarak gösterilerini sunan öğrencilere, aileleri ayakta alkışladı.Gösterisi Başkan Subaşı, öğretmen ve öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektirmesiyle sona erdi.
Sivas Uzmanı uyardı: 10 km uzaklıktaki yetiştiriciyi bile etkiliyor Arıcıların kabusu olan ‘Amerikan Yavru Çürüğü’ hastalığı 10 kilometre uzaklıkta ki arı yetiştiricilerini de tehdit ediyor. Yapılan açıklamada, arıcıların kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeleri gerektiği söylendi. Arı kovanlarındaki Amerikan yavru çürüğü hastalığı vakalarının artmasıyla, arıcılar ciddi kayıplarla karşı karşıya kaldı. Hastalığın, bir arı kovanını kısa sürede yok edip ve çevredeki diğer kolonilere yayılabildiğini belirten Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç.Dr. Abdurrahman Takcı, “Arıcılar, kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeli, hastalık belirtileri gördüklerinde hemen önlem almalı ve enfekte kovanları diğerlerinden izole etmeliler. Ayrıca, yeni arı kolonileri alırken dikkatli olmalı ve sağlıklı koloniler seçmeye özen göstermeliler” dedi. “Yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor” Takcı, arıların eskisi gibi belirgin bir sonbahar ve ilkbahar yaşamadıklarını, geçişlerin daha ani şekillendiğini, buna bağlı olarak da kış için biriktirdiği bal rezervlerini tükettiklerini belirterek, “Bu noktada o rezervleri bazen erken tüketmeye başlıyor ve iyi bir sonbahar bakımı yapılmadıysa bu yıl gibi, arıların ilkbaharda birçoğu sönmüş oluyorlar yani ölüyorlar. Buna bağlı olarak yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor. Gündüz ve gece sıcaklık farkları arıların çalışma mevsimi olan ilkbaharda etkiler. Ancak kış mevsiminde veya sonbaharda arının tabiattan yararlanmadığı mevsimlerde gündüz ve gece sıcaklık farkı çok sıkıntı oluşturmaz. Ancak arı artık dışarıdan polen, nektar getirmeye başladığı zamanlarda problem oluşturabiliyor. Çünkü arı ona güveniyor ve yetiştirici de bu noktada takviyeler yapmıyor. Arı doğadan tam anlamıyla yararlanamaz ve takviyeler de yapılmazsa bahar aylarında arılarımızı yine kaybedebiliriz” dedi. “Bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor” Bölgesel olarak ergin ve yavru bal arılarının paraziti olan Varroa paraziter mücadelelerinin yapılması gerektiğini vurgulayan Takcı, “Bahar bakımında arıların çıtaları, arı sayısının, ana arının kontrolü yapılması lazım. Ana arıda hala işte yumurta ve yumurta döl verimi devam ediyor mu? bunlara bakılması lazım. Bununla birlikte arı kayıplarının bazıları hayati bazen de işte bölgesel olarak zarar verebiliyor. İhbarı mecburi hastalıklarımız var. Avrupa yavru çürüğü, Amerikan yavru çürüğü gibi hastalıklarda hemen bulundukları il tarım veya ilçe tarımlara başvurarak arılarının böyle bir hastalıktan mustarip olduğunun belirtilmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor. Yine aynı şekilde kireç hastalığı olsun, işte baharda tespit edebildiğimiz hastalıklar bunlar. Arıcılar ilkbahar bakımında bunları belirleyip bir an önce eksiklikleri varsa gidermeli. Eğer ihbarı mecburi bir hastalık varsa kovanlar da dâhil olmak üzere bu hastalığın engellenmesi adına yakılması gerekiyor. Arıcılar bu noktada bilinçliler ancak eğer böyle bir şey varsa göz ardı etmemeliler. Arı tabiatta polen topladığı esnada birçok birçok çiçeğin veya bitki tohumlarının bir sonraki nesline aktarılmasına katkı sağlıyor. Bu noktada arılar bu basamağı yerine getirmediği takdirde tabiatın devamlılığında da bir risk olur” şeklinde konuştu. (FA-GF-