POLİTİKA - 25 Mart 2019 Pazartesi 17:03

Bakan Yardımcısı Kıran: “Yeni Zelanda canisinin silahındaki semboller iyi okunmalı”

A
A
A
Bakan Yardımcısı Kıran: “Yeni Zelanda canisinin silahındaki semboller iyi okunmalı”

Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Yeni Zelanda’nın Christchurch’deki 2 camiye düzenlenen ve 50 kişinin hayatını kaybettiği, 50 kişinin de yaralandığı terör saldırısıyla Türk ve İslam dünyasına mesaj verilmeye çalışıldığını belirterek, “Caninin kullandığı silahların üzerinde yer alan sembolleri iyi okumak lazım” dedi.

Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Yeni Zelanda’nın Christchurch’deki 2 camiye düzenlenen ve 50 kişinin hayatını kaybettiği, 50 kişinin de yaralandığı terör saldırısıyla Türk ve İslam dünyasına mesaj verilmeye çalışıldığını belirterek, “Caninin kullandığı silahların üzerinde yer alan sembolleri iyi okumak lazım” dedi.


Ordu Üniversitesi (ODÜ) Diplomasi Kulübü tarafından düzenlenen ‘Türkiye’nin Girişimci ve İnsani Dış Politikası’ konferansında öğrenciler ile bir araya gelen Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Türkiye’nin çok kritik dönemlerden geçtiğine dikkat çekti. Yeni Zelanda’daki terör saldırısıyla Türk ve İslam dünyasına mesaj verilmek istendiğini vurgulayan Kıran, şöyle konuştu:


"Teröristlerin verdiği mesaj şuydu; dünyanın en huzurlu ve güvenli ülkesi de olsa biz gideriz orayı yaşanmaz hale getiririz ve insanlara korku salabiliriz. Ama o mesajda Türkiye’yi ilgilendiren konular da vardı. Olayın detaylarına vakıf oldukça Türk ve Müslümanların üzerinde oynanan oyunlar ortaya çıkmaktadır. Caninin kullandığı silahların üzerinde yer alan sembolleri iyi okumak lazım. Buradan genç arkadaşlara da sesleniyorum, o sembolleri ve ne anlama geldiklerini iyi araştırsınlar. Araştırıldığında görülecek ki Osmanlı’dan bu yana Türklerin ve Müslümanların karşısında olan kişilere ulaşacaklar. Tırnak içinde söylüyorum caninin yayınladığı manifestoda Türkiye de yer alıyor. Türklerin Doğu’da yaşaması gerektiğini, Batı’da yaşatmayacağını söyleyen caniye karşı Batı yine sessiz kaldı. Hedefte Türkiye var, hedefte Ayasofya var, hedefte Türkiye’nin, Osmanlı’nın, Selçuklu’nun adeta dünyaya nizam veren zenginlikleri var. Türkiye üzerinde oynanan oyunlar hiç bitmeyecek. Dün 15 Temmuz’da yapılmak istenen bugün dünyanın öbür ucunda yapılıyor. Hep hedefte Türkiye var, Recep Tayyip Erdoğan var, Müslümanlar var. Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak bedeli ne olursa olsun değerlerimizden asla taviz vermeyeceğiz. Biz ilkelerimizden taviz vermeyeceğiz."



“Bedel öderiz taviz vermeyiz”


Kıran, Türkiye düşmanlarının Türk halkının bu direncini kırmak için her şeyi yaptıklarını belirterek, şöyle devam etti:


"Bunu en son 15 Temmuz’da FETÖ’yü kullanarak gerçekleştirdikleri o hain darbe girişiminde gördük. Her şeyi hesaplamışlardı. Ama Türk milletinin bağımsızlık aşkını, Türk halkının egemenlik sevdasını, Türk halkının özgürlüğüne düşkünlüğünü, Türk halkının demokrasiye olan bağlılığını hesap edemediler. Şimdi bu direnci kırmak, Türk halkını sindirmek ve Türk halkını Cumhurbaşkanımızın liderliği etrafında birleşen o gelecek perspektifini baltalamak için her şeyi yapıyorlar. O yüzden dünyanın bir ucunda da olsa bir bakıyorsunuz en ufak şeyin merkezinde yine Türkiye var, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan var, Türkiye Cumhuriyeti’nin hedefleri, değerleri, ilkeleri var. Ne pahasına olursa olsun, hangi bedeli ödersek ödeyelim biz değerlerimizden taviz vermeyeceğiz. Biz tarihimizden, kültürümüzden, coğrafyamızdan, medeniyetimizden aldığımız güçle muasır medeniyet yolculuğumuza hızla ilerlemeye devam edeceğiz."



“Coğrafyamızın hakkını vermeliyiz”


Türkiye’nin zor bir coğrafyada var olduğunu ifade eden Kıran, bu coğrafyanın getirdiği sorumluluklar ve yüklediği misyonlar olduğunu ifade ederek, “Bu coğrafyanın geleceğimize, hedeflerimize, yol haritamıza yönelik gerçekleştirdiğimiz adımları sekteye uğratabilecek birtakım sorunlu bölgeleri de var. Bugün bütün komşularımızda neredeyse bir istikrarsızlık sarmalı olduğunu ve yanı başımızda Suriye’de iç savaştan dolayı o iç savaşın en doğrudan etkisi bugün 3,6 milyon Suriyeli kardeşimize ev sahipliği yapıyoruz. Sadece bir mülteci boyutuyla birlikte güvenlik anlamında da stratejik anlamda da ülkemizin hatta bağımsızlığı ülkemizi her anlamda yol haritasını, hedeflerini etkileyecek derecede önemli etkileri var. O yüzden kuzeyimizde, güneyimizde, doğumuzda, batımızda bunların Türkiye’yi etkilememesi söz konusu olamaz” dedi.


Konferansın ardından öğrencilerin sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran’a ODÜ Rektörü Prof. Dr. Tarık Yarılgaç tarafından teşekkür belgesi takdim edildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Başkan Akın su ve Sürdürülebilirlik zirvesinde konuştu Balıkesir’de düzenlenen Su ve Sürdürülebilirlik Zirvesinde Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın konuşma yaptı. Başkan Akın, Su ve Sürdürülebilirlik Zirvesi’nde “tasarruf”, “verimlilik” ve “sürdürülebilirlik” konularına ilişkin önemli mesajlar verirken, “Hakkını vere vere sürdürülebilir, tasarruflu, verimli bir belediyecilik ile suyu verimli, ekonomik kullanan bir anlayışı Balıkesir’imizde inşa edeceğiz” dedi. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, “tasarruf”, “verimlilik” ve “sürdürülebilirlik” konularında önemli mesajlar verdi. Büyükşehir Belediyesi’ni devraldıktan sonra ele aldıkları ilk konunun suyun verimli kullanımı olduğunu söyleyen Başkan Akın, “Su konusunda dünyanın her yerinde maalesef büyük bir sıkıntı var. Sıkıntı ne? Vahşi sulama. Aynı şey Balıkesir’imizde de geçerli. Bunun dünyadaki uygulamalarını inceledik. Daha öncesinde de çalışmıştık; ne yapabiliriz diye. Ve bir hedef belirlemiştik, bu hedef ışığında ilerliyoruz, ilerlemeye de devam edeceğiz” dedi. Tarımda vahşi sulamanın sona erdirilmesi konusunda önlemler aldıklarını vurgulayan Başkan Ahmet Akın, bunun yerine damlama sulama sistemlerini yaygınlaştırmaya yönelik yatırım yapacaklarını söyledi. Bu kapsamda vahşi sulamanın yapıldığı tarlalarda, çiftçilere damlama sulama borusu hediye edeceklerini belirten Akın, “Bu aslında çiftçinin bize hediyesi” dedi. Büyükşehir olarak kısa süre içerisinde su yönetimi noktasında önemli adımlar atacaklarını ifade eden Başkan Akın, “Suyun kaynağından itibaren en son noktaya kadar olan gidişatın verimli olması üzerine çalışmaları başlattık” açıklamasında bulundu. ‘Tasarruf öncelikli model’ Gri su kullanımı önemsediklerini vurgulayan Başkan Ahmet Akın, “Yağmur sularından ve atık sulardan elde edilen gri suyu ve bunun enerjiye dönüşümünü önemsiyoruz. Bunlar üzerine tasarruf öncelikli bir çalışma modeli başlattık. Konuyla ilgili çok değerli hocalarımızdan destek ve yardım alıyoruz” dedi. ‘Verimli belediyecilik’ “Sürdürülebilirlik kavramını gerçek anlamda yüreğimize, hayatımıza işledik” diyen Başkan Ahmet Akın, her şeyin sürdürülebilirlik adı altında ele alınmasının, bu kavramın değerini ucuzlattığını söyledi. Başkan Akın, “Hakkını vere vere sürdürülebilir, tasarruflu, verimli bir belediyecilik ile suyu verimli, ekonomik kullanan bir anlayışı Balıkesir’imizde inşa edeceğiz” açıklamasında bulundu.
İstanbul Hutbede yapılan duaya tepki gösteren genç, Atatürk’e hakaretten 3 yıl 9 ay hapis cezası aldı Gayrettepe’de cuma namazı sırasında Atatürk’e dua edilmesine tepki gösterip Atatürk’e ve imama hakaret eden şahıs, 3 yıl 9 ay hapisle cezalandırdı. Gayrettepe’de bulunan bir camide 10 Kasım 2023 günü Mustafa Kemal Atatürk’e ve Atatürk için dua eden imama hakaret eden A.B.’nin yargılanmasına devam edildi. Anadolu 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık ve taraf avukatları katıldı. "Puşt kelimesini güvenilmez manasında kullandım" Duruşmada esasa ilişkin savunma yapması için söz verilen A.B., “Attığım bir kaç tweet ekran görüntüsü alınmış ama bunların atıldığına dair bir kanıt yok. Hakkımda atmadığım bir çok tweet var. ’Sinkaf ederim’ tweeti atmadığımı belirtmek istiyorum. Puşt kelimesini hakaret etmek amacıyla değil, güvenilmez manasında kullanmıştım. Ceza alacağım bir husus görmüyorum. Video çektim. İslamiyet’e göre inançsız ölen bir kişinin arkasından dua edilmemesi gerekir. Beraatımı talep ediyorum” dedi. “Daha fazla ne ceza verilebilir bilmiyorum” Son sözü sorulan şahıs, “2 ay cezaevinde tek başıma kaldım. Bu eylemim için yeterince ceza aldığımı düşünmekteyim. Daha fazla ne ceza verilebilir bilmiyorum. Beratımı talep ediyorum” dedi. Kararını açıklayan mahkeme heyeti, A.B.’yi "Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret" suçundan 3 yıl 9 ay hapisle cezalandırdı.
Ankara Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yazgan: “Sözler tutulsun, mülakat kaldırılsın” Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan, kamuya personel alımlarında mülakat yapılmasına ilişkin, “Sözler tutulsun, mülakat kaldırılsın” dedi. Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan, kaldırılacağı açıklanan ancak uygulanmaya devam edilen sözlü sınavların (mülakat) devlet memuru olacaklar ile mevcut kamu görevlilerinin görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarında can yakmaya, emekleri zayi etmeye devam ettiğini söyledi. Yazgan, bir an önce mülakatların kaldırılarak, adayların girdikleri yazılı sınav sonucuna göre atamalarının yapılması gerektiğini dile getirdi. Mülakatın emeklerin zayi olmasına ve idareye karşı güvenin azalmasına sebep olduğunu ifade eden Yazgan, “Ülkemizin kritik bir süreçten geçerken ihtiyaç duyduğu, süreç sonrası uygulamadan kaldırılacağı açıklanarak uygulamaya konulan mülakat sisteminin halen kaldırılmamasının yol açtığı hak kayıpları ve huzursuzluk her geçen gün daha da artıyor. Kamuya atama bekleyen memur adayları ile mevcut kamu görevlileri, bir an önce mülakat sisteminden vazgeçilmesini ve insanların bilgiye dayalı sınavlarda aldıkları puana göre değerlendirmelerin yapılmasını istiyor” ifadelerini kullandı. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yapılan görevde yükselme sınavından örnek veren Yazgan, 62 kişinin yazılı sınavda 85 ve üzeri puan almasına karşın mülakatta düşük puan alarak atanamadığını belirtti. Yusuf Yazgan, “Yazılı sınavda 98.72 puan alan adaylar, mülakatta 64, 65, 55 puan verilerek eleniyor ve atanması gerçekleşmiyor. İki sınav arasında bu kadar farkın olması, liyakat beklentisi içindeki insanlarda hayal kırıklığına yol açıyor. Demek ki bu iki sınavdan birisinde sorun var. Bu sorunu, bu şaibeyi kaldırmak için yapılması gereken tek şey mülakatı kaldırmak, bilgiye dayalı yazılı sınav sonucuna göre atamaları gerçekleştirmek” şeklinde konuştu.