GENEL - 11 Şubat 2019 Pazartesi 13:08

Bir engellinin acı hayat hikayesi

A
A
A
Bir engellinin acı hayat hikayesi

Ordu’da yaşayan, doğuştan 2 bacağı ve bir kolu olmayan türkü sanatçısı Cemile Yıldız, verdiği konserin dönüşünde geçirilen trafik kazası sonrası ailesini kaybetmesi üzerine küstüğü müzik hayatına imkan verildiği takdirde geri dönmek istiyor.

Ordu’da yaşayan, doğuştan 2 bacağı ve bir kolu olmayan türkü sanatçısı Cemile Yıldız, verdiği konserin dönüşünde geçirilen trafik kazası sonrası ailesini kaybetmesi üzerine küstüğü müzik hayatına imkan verildiği takdirde geri dönmek istiyor. Maddi sıkıntılar da çeken Yıldız, aynı zamanda anne-babası ayrı olan 3 yeğeninin de bakımını üstleniyor.


Ordulu Cemile Yıldız, 50 yıl önce dünyaya iki bacağı ve sol kolu olmadan geldi. Engeliyle barışık bir şekilde yaşamayı öğrenen Yıldız, 10 yaşlarına geldiğinde hayatında ilk büyük acıyla tanıştı. Evlerinde tüp patlaması sonucu çıkan yangında ağabeyini kaybeden Yıldız, yaşı ilerledikçe türkü söylemeye heves saldı. Evde fırsat buldukça kendisini geliştiren ve artık hayatının bir parçası olan türküler ile zor da olsa bir albüm yapmayı başaran Cemile Yıldız, yaklaşık 20 yıl önce kendisinin de sanatçı olarak katıldığı bir konserin dönüşünde yaşanan trafik kazasında babasını, ablasını ve eniştesini kaybetti. O dönem, yakın çevredekilerin de ‘sen sanatçı olmasaydın, ailen ölmezdi’ diyerek baskı kurmaları üzerine müzik hayatına küsen Yıldız, türkü söylemeyi sonlandırdı. Bir süre Ordu dışında yaşayan Yıldız, annesinin ısrarları üzerine geri Ordu’ya yerleşti ancak 5 yıl önce de annesini kaybetti. Şimdilerde, eşinden ayrı olan ağabeyinin 3 çocuğuna bakmaya çalışan ve onlarla birlikte yaşamını sürdüren Cemile Yıldız, artan masraflarından dolayı banka borçlarının olduğunu, imkanlar doğrultusunda sokaklarda ve sahnelerde türkü söyleyerek para kazanmak istediğini belirterek, yardım talebinde de bulundu.



“Engelimden hiçbir şikayetim olmadı”


Dünyaya geldiği günden itibaren engelleriyle barışık olduğunu ve dünyaya tekrar gelme imkanı olsa yine bu şekilde doğmayı tercih edebileceğini aktaran Yıldız, “Böyle doğdum annemden, hiçbir zaman eksikliğini hissetmedim ve samimi olarak söylüyorum ki tekrar yaşama dönme şansım olsa yine böyle doğmak isterim. Şuana kadar hiç bir şikayetim olmadı, kendimle barışık ve kendini, hayatı seven saygılı biri olmaya çalıştım” dedi.



“Hikayem doğuştan değil, 20 yıl önce başladı”


Yaklaşık 20 yıl önce yaptığı albüm sonrası yaşadığı acı hayatından bahseden Yıldız, “Hikayem, doğuştan engelli olarak değil, 20 yıl önce başladı. Hasbelkader bir halk müziği albümü yapmıştım. Ordulu sanatçı olarak bizi konsere çağırmışlardı. Dolayısı ile konser dönüşü trafik kazası sonucu ailemden 3 kişiyi kaybettim. Ondan sonra her şey tersine dönmeye başladı zaten, müzik piyasası benim için bitmişti. Çok yakın aile içinden tanıdıklarımız bile ‘Sen sanatçı olmasaydın, onlar ölmezdi’ dediler. Bu benim için çok acı vericiydi. 1998 ve 2012 yılları arasında Ordu’ya hiç gelmedim, biraz küsmüştüm. Annemin isteği ile tekrar dönmek zorunda kaldım. Müzik firmasından ayrılıp sözleşmeyi fes ettik. Artık engelli sanatçı olarak bu camiada barınmak çok mümkün değil. Çok yere çağırıyorlar (bazı TV kanallarındaki programlar) ama telefonda teyit etmemize rağmen, gittiğim zaman beni geri gönderiyorlar. Hayatımı kazanmak adına küçük türkü kafelerde çalıştım. Bu şekilde hayatımı idare ettirdim” şeklinde konuştu.



3 Yeğeninin bakımı ile ilgileniyor, artan masraflar kendisini zorluyor


Cemile Yıldız, konuşmasına şöyle devam etti:


“Hayatımda on yıl önceki sıkıntılar devam ediyor. Bugüne kadar geldim, yeğenlerim ile birlikte yaşıyorum. Ayrı anne ve babanın çocukları, onları ben büyüttüm. Onlarla birlikte yaşıyorum ama hayat gittikçe zorlaşıyor ve çocuklar büyüdükçe tahsil hayatları gibi ihtiyaçlar beni zorluyor. Benim yaşantım zaten 2 kişilik bir yaşam çünkü akülü araç kullanıyorum. Kullandığım aracın aküsü yok, yenisi bin 500 TL ve 8 ayda bir akü almak gerekiyor. Bunların yanında da çeşitli arızaları oluyor. Bir akülü araç da en fazla 2 sene dayanıyor, yani giderlerimiz çok fazla. Şuanda her şeyin bittiği noktadayım.”



“Halen türkü söyleyebileceğime inanıyorum”


İmkan verildiği takdirde türkülerini söylemeye devam edebileceğine de değinen Yıldız, “Onurlu yaşamak istedim, hep dik durmaya çalıştım, çok kolay el açan birisi olmadım ama artık çok yoruldum. Günlük hayatımda da yemek ve ev işleri yapıyorum. Ordu’da son 5-6 yıldır burada olduğum için sosyal aktivitem yok. Müzik piyasasında da yok. Hatta sesimi duyan olursa ben sokak müziği de yapmak istiyorum. Onlarla ilgili bir soliste ihtiyaç varsa, beni de yanlarına layık görürlerse ben onu da yapmak isterim. Hem türkü söylemek hem de paramı kazanmak isterim. Hala inatla türkü söylerim diye düşünüyorum. Kendime de güveniyorum. Şu anda benimle birlikte çalan bir bağlamacı olsaydı çıkıp sokaklarda müzik yapardım. Hiç el açan bir engelli olmadığım, fiziki konumumla ilgili de hiçbir zaman şikayetim olmadı. Buna rağmen benim hayatımdaki sınavım galiba parasal anlamada oldu, ekonomik anlamda çok zorlandım. Kendim de çalışmak isterdim, engelli olmasaydım ben ev temizliğine gidebilirdim, merdiven silebilirdim veya başka işlerde de çalışabilirdim bunların hiçbiri sorun değil ama ben engelliyim ve yaşım da artık ilerledi. Artık beni kim nerede çalıştıracak?” ifadelerini kullandı.



“Şu an her şeyin bittiği noktadayım”


Bankalara, ciddi derecede borçlarının olduğunu da anlatan Yıldız, “Şu anda her şeyin bittiği noktadayım. Ben yüreği güzel insanlardan hayatıma destek olmalarını istiyorum. Bir de bir not düşmek istiyorum; örneğin engelliler için araç bağışı yapılıyor, bizlere bağışlanan araçları kullanamayabiliyoruz. Her engellinin kullanabileceği araç farklı, onun yerine maddi destek olmaları daha uygun olacaktır” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Akdamar Adası gündüz ayrı gece ayrı güzel Van Gölü’nde bulunan her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlayan Akdamar Adası, açan badem ağaçları çiçekleriyle ziyaretçilerini mest ediyor. Van’ın tarihi ve kültürel zenginlikleri arasında önemli bir yere sahip olan Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Van Valiliği’nin katkılarıyla yapılan çalışma sonrası Güneş Enerji Sistemi (GES) ile ışıklandırılan Akdamar Adası yeni görünümüyle göz kamaştırıyor. Bahar aylarıyla birlikte badem ağaçlarının çiçek açmasıyla gündüz ziyaretçilere görsel şölen sunan Akdamar Adası, gece ışıklandırmasıyla da yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı oldu. Van’ın önemli tarihi mekanlarından biri olan, yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgi gösterdiği Akdamar Adası’nı ziyaret eden Van Valisi Ozan Balcı, yapılan restorasyon ve bakım çalışmalarını inceledi. Özellikle bahar aylarıyla birlikte badem ağaçlarının çiçeklerinin açmasıyla görsel bir şölen sunan adada, ziyaretçilerin daha güvenli ve konforlu vakit geçirmeleri için bir çok çalışma yapıldı. Vali Yardımcısı Furkan Duman’dan bilgi alan Vali.Ozan Balcı, Akdamar Adası’nın önemli bir değer olduğunu belirterek, “Van, tarihi, doğası, kültürüyle büyük bir zenginlik. Bunlardan en önemlisi de Akdamar Adası. Yerli ve yabancı turistlerin yoğun olarak ziyaret ettiği bir zenginlik. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Valiliğimiz işbirliği ile Akdamar Adası’nda restorasyon ve bakım çalışması yaptık. Bu kapsamda güvenlik yolları yaparak, deforme olan yolları onardık. Yürüyüş yollarını korkuluklarla güvenli hale getirdik. Akdamar Adasını aydınlattık. Adanın belirli yerlerine çeşmeler yaptırdık. Adanın birçok yerine kuş yuvaları bıraktık. Adanın bakımı yapıldı. İskele düzenlendi. Arıtmasını yaptık. Mescit ve WC’ler yenilendi Böylece yerli ve yabancı turistlerin daha güzel vakit geçirmeleri için güzel bir çalışma oldu. Emeği geçenlere çok teşekkür ediyorum. Hemşehrilerimizi, yerli ve yabancı misafirlerimizi Van’ımızın tarihi ve kültürel güzellikleri ile özellikle de Akdamar Adası’nı ziyaret etmeye davet ediyoruz" dedi. “Bayramda Akdamar Adası ve ören yerlerine ziyaretçi akını” Van’da 9 günlük Ramazan Bayramı tatilinde 17 bin 700 yerli ve yabancı turist Akdamar Adası ve kentteki ören yerlerini ziyaret etti. Van’ın müze ve ören yerleri, 9 günlük bayram tatili boyunca başta İranlılar olmak üzere ziyaretçi akınına uğradı. Eşsiz güzelliğiyle ziyaretçileri mest eden tarihi Akdamar Adası, her dönem olduğu gibi yine en çok ziyaret edilen yerlerden oldu. 12 bin kişi ile en fazla ziyaretçiyi Akdamar Adası ağırlarken ardından onu 3 bin kişi ile Van Müzesi takip ederken, 2 bin 700 kişi ise Van Kalesi’nin ziyaret etti. (EKİP-ŞAK-
Aydın Son siparişini jandarmaya teslim etti, 20 yıl sonra yakalandı Aydın’ın Koçarlı ilçesinde 20 sene önce işlediği cinayet sonrası firar ederek izini kaybettiren ve yemek siparişi yapan bir işletmede kurye olarak çalıştığı öğrenilen firari zanlı, iki aylık çalışmanın ardından jandarmanın verdiği yemek siparişi sonrası yakalanarak cezaevine gönderildi. Edinilen bilgiye göre, Koçarlı ilçesinde 23 Haziran 2004 tarihinde A.B. isimli şahıs, aralarında husumet bulunduğu iddia edilen baba ve iki oğlunun ateşli silahla saldırısında öldü. Olaydan sonra şahıslardan biri yakalanırken, baba ve diğer oğlu K.Ü. kayıplara karışarak izini kaybettirdi. Jandarma özel ekip kurdu A.B.’nin öldürülmesi olayı ile ilgili olarak dosya yeniden ele alınarak İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Aydın İl jandarma Komutanlığı Suç Araştırma Timi (JASAT) ekiplerinden oluşan özel ekip kuruldu. Ekipler dava dosyası üzerinde 06 Şubat 2024 tarihinden itibaren çalışmaya başladı. Ekipler davanın zaman aşım süresinin dolmasına az bir süre kala çalışmalarını yoğunlaştırdı. “Son siparişi jandarmaya teslim edince yakalandı” Aydın jandarmasının özel ekibinin titizlikle çalışmasının ardından A.B. isimli şahsın öldürülmesi olayının firari şüphelisi K.Ü.’nün İzmir’in Bornova ilçesinde yemek siparişi verilen bir firmada kurye olarak çalıştığı, olayın diğer failleri olan babası A.Ü.’nün 2018 yılında vefat ettiği, kardeşi A.Ü.’nün ise olayın ardından yakalanarak tutuklandığı belirlendi. Jandarmanın planı başarıya ulaştı Aydın’dan İzmir’e giden özel ekip olayın firarisi K.Ü.’yü yakalamak için hazırladığı planı devreye koydu. Jandarma müşteri olarak şahsın çalıştığı yemek işletmesinden sipariş verdi. Olaydan habersiz K.Ü. hazırlanan siparişi getirerek, jandarma ekiplerine teslim edince 20 yıl sonra yakalandı. 20 yıl sonra tutuklandı İzmir’de özel ekip tarafından yakalanan şahıs, Aydın’a getirildi. Jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen K.Ü. mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine teslim edildi.
Ankara Deprem uzmanından uyarı: “Tokat’ın üzerinde bulunduğu fay hattında beklenen büyük şiddetli deprem hala olmadı” Gazi Üniversitesi DEMAR (Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi) Müdürü Prof. Dr. Abdussamet Arslan, Tokat’ın da üzerinde bulunduğu Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda beklenen büyük şiddetli depremin hala olmadığını kaydetti. Prof. Dr. Abdussamet Arslan, Tokat’ta meydana gelen ve Samsun, Yozgat, Çankırı ve Çorum gibi çevre illerde de hissedilen 5.6 büyüklüğündeki depreme ilişkin açıklamalarda bulundu. Arslan, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, Bingöl çevresinde birleşen Doğu Anadolu Fay Hattı ve Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın birbirleri üzerinde sürekli hareket halinde olduğunu kaydederek, “Son 1 ayda özellikle Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın her iki ucunda hareketlenmeler mevcut. 4’ün üzerinde çok fazla sayıda deprem oldu. Hem Doğu bölgesinde özellikle Adıyaman’ın biraz daha ilerisinde depremler oldu hem de hattın batı ucunda yani Yunanistan’da 4’ün üzerinde depremler oldu. Dolayısıyla bu fay hattının üzerinde bir hareketlenmenin olduğu çok net bir şekilde ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı. Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası Doğu Anadolu Fay Hattı’nın, Kuzey Anadolu Fay Hattı’na doğru 9 metre kaydığını kaydeden Arslan, yukarıya doğru meydana gelen hareket sonucu Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda kırılmalar meydana geldiğini ve Tokat’ın da bu hat üzerinde olduğunu kaydetti. Arslan, iki hattın birleştiği noktalarda bulunan Bingöl, Erzincan, Bitlis ve Muş çevresinde stres birikimi yaşandığını kaydetti. Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde ortaya çıkan jeolojik verilere değinen Arslan, 10 yıl içerisinde bu hat üzerinde 7.0 ila 7.5 büyüklüğünde bir deprem olma ihtimalinin yüzde 90 olduğuna dikkati çekti. "Deprem olan bir bölgede bir kırılmanın tekrar yaşanma ihtimalinin neredeyse sıfır" Deprem olan bir bölgede bir kırılmanın tekrar yaşanma ihtimalinin neredeyse sıfır olduğunu belirten Arslan, sözlerine şöyle devam etti: “Ne zamana kadar? Periyodu doluncaya kadar. Kahramanmaraş depreminin periyodu 450 ila 500 yıl civarındadır. Dolayısıyla da Pazarcık bölgesinde fayın tekrar kırılması için 450 yıla daha ihtiyacımız var ancak buradaki kırık meydana geldiğinde hem Elazığ ve Bingöl’e doğru olan bir bölgede hem de Hatay’ın daha güneyinde olan bölgelerde gerilme birikmesi meydana geldi. 9 metreye ileriye doğru giden hareket, Malatya civarında durdu. Sonra bu hareket bir türlü devam edecek, kırılmayı tamamlayacak.” “Önümüzdeki 10 yılda Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde 7.0 ila 7.5 civarında deprem beklemek yanlış olmaz” Bingöl civarında büyük şiddetli depremin hala olmadığını ifade eden Arslan, “İki fay hattının buluştuğu kavşak nokta olan Bingöl’de henüz beklediğimiz deprem olmadı. Bu depremi de hakikaten bekliyoruz. Kuzey Anadolu Fay Hattı boyunca 7.0 ila 7.5 büyüklüğündeki depremi beklememek çok hata değil ama zamanlamasını söyleyebilmek çok zor. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde kesinlikle 7.0 ila 7.5 civarında deprem beklemek yanlış olmaz” değerlendirmesinde bulundu.