GENEL - 08 Ağustos 2019 Perşembe 16:48

Cankurtaranlardan örnek davranış

A
A
A
Cankurtaranlardan örnek davranış

Ordu Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı OSKEM cankurtaranları, geçtiğimiz hafta Çaka Plajı’nda boğulma tehlikesi geçiren ve ekiplerin sorumluluk alanında olmamasına rağmen kurtarılan genç kızı hastanede ziyaret etti.

Ordu Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı OSKEM cankurtaranları, geçtiğimiz hafta Çaka Plajı’nda boğulma tehlikesi geçiren ve ekiplerin sorumluluk alanında olmamasına rağmen kurtarılan genç kızı hastanede ziyaret etti.


Aynı aileden 3 kişinin hayatını kurtaran ekiplere teşekkür eden aile üyeleri, “Bir dakika dahi geç kalınsaydı Allah göstermesin yavrularımız elimizden uçmuş olacaklardı. Allah başta devletimizden, Büyükşehir Belediyemizden, bu hizmetlerin verilmesine vesile olan Belediye Başkanımızdan razı olsun” şeklinde konuştu.



Geçmiş olsun ziyaretinde bulundular


31 Temmuz Çarşamba günü Çaka bölgesinde OSKEM plajları haricinde başka bölgede denize girerek boğulma tehlikesi geçiren aynı aileden 3 kişiye Ordu Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı OSKEM cankurtaranlarınca denizden jetski ve karadan cankurtaranlar ile müdahale edilmişti. Boğulan 2 kişiyi sudan çıkaran ekipler, suni teneffüs ile hayata döndürdükleri 14 yaşındaki kızı da sağlık ekiplerine teslim etmişti. OSKEM personelleri bir hafta yoğun bakımda kalan ve daha sonrasında servise alınan genç kız ve ailenin diğer üyelerine geçmiş olsun ziyaretinde bulundu.



“Allah sizlerden razı olsun”


Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler ve Büyükşehir Belediyesine minnet duyduklarını belirten aile üyeleri, “Sahilde vakit geçirmek için Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından belirlenen plajın dışında uzak bir yerde vakit geçiriyorduk. Deniz birden dalgalandı ve çok şiddetli bir akıntı oluştu, ne olduğunu anlayamadan yavrularımız denizde gözden kayboldu. O esnada uzakta olan cankurtaranların koşarak geldiklerini denizden ise jetski ile müdahale ettiklerini gördük. Biz 3 evladımızı o gün kaybedebilirdik. Bir dakika dahi geç kalınsaydı Allah göstermesin yavrularımız elimizden uçmuş olacaklardı. Allah başta devletimizden, Büyükşehir Belediyemizden, bu hizmetleri veren itfaiyemizden, cankurtaranlarımızdan, hizmetlerin verilmesine vesile olan Belediye Başkanımızdan razı olsun” diye konuştular.



Ekipler uyardı


İtfaiye yetkilileri ise yaptığı açıklama ile ilimizde güvenli olarak denize girilebilecek plajların belirlendiği, bu alanlarda cankurtaranlık hizmeti verildiği ve rip akıntısının en çok görüldüğü Karadeniz sahillerinde cankurtaran olmayan bölgelerde kesinlikle denize girilmemesi gerektiği vurguladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Uzmanı uyardı: 10 km uzaklıktaki yetiştiriciyi bile etkiliyor Arıcıların kabusu olan ‘Amerikan Yavru Çürüğü’ hastalığı 10 kilometre uzaklıkta ki arı yetiştiricilerini de tehdit ediyor. Yapılan açıklamada, arıcıların kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeleri gerektiği söylendi. Arı kovanlarındaki Amerikan yavru çürüğü hastalığı vakalarının artmasıyla, arıcılar ciddi kayıplarla karşı karşıya kaldı. Hastalığın, bir arı kovanını kısa sürede yok edip ve çevredeki diğer kolonilere yayılabildiğini belirten Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç.Dr. Abdurrahman Takcı, “Arıcılar, kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeli, hastalık belirtileri gördüklerinde hemen önlem almalı ve enfekte kovanları diğerlerinden izole etmeliler. Ayrıca, yeni arı kolonileri alırken dikkatli olmalı ve sağlıklı koloniler seçmeye özen göstermeliler” dedi. “Yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor” Takcı, arıların eskisi gibi belirgin bir sonbahar ve ilkbahar yaşamadıklarını, geçişlerin daha ani şekillendiğini, buna bağlı olarak da kış için biriktirdiği bal rezervlerini tükettiklerini belirterek, “Bu noktada o rezervleri bazen erken tüketmeye başlıyor ve iyi bir sonbahar bakımı yapılmadıysa bu yıl gibi, arıların ilkbaharda birçoğu sönmüş oluyorlar yani ölüyorlar. Buna bağlı olarak yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor. Gündüz ve gece sıcaklık farkları arıların çalışma mevsimi olan ilkbaharda etkiler. Ancak kış mevsiminde veya sonbaharda arının tabiattan yararlanmadığı mevsimlerde gündüz ve gece sıcaklık farkı çok sıkıntı oluşturmaz. Ancak arı artık dışarıdan polen, nektar getirmeye başladığı zamanlarda problem oluşturabiliyor. Çünkü arı ona güveniyor ve yetiştirici de bu noktada takviyeler yapmıyor. Arı doğadan tam anlamıyla yararlanamaz ve takviyeler de yapılmazsa bahar aylarında arılarımızı yine kaybedebiliriz” dedi. “Bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor” Bölgesel olarak ergin ve yavru bal arılarının paraziti olan Varroa paraziter mücadelelerinin yapılması gerektiğini vurgulayan Takcı, “Bahar bakımında arıların çıtaları, arı sayısının, ana arının kontrolü yapılması lazım. Ana arıda hala işte yumurta ve yumurta döl verimi devam ediyor mu? bunlara bakılması lazım. Bununla birlikte arı kayıplarının bazıları hayati bazen de işte bölgesel olarak zarar verebiliyor. İhbarı mecburi hastalıklarımız var. Avrupa yavru çürüğü, Amerikan yavru çürüğü gibi hastalıklarda hemen bulundukları il tarım veya ilçe tarımlara başvurarak arılarının böyle bir hastalıktan mustarip olduğunun belirtilmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor. Yine aynı şekilde kireç hastalığı olsun, işte baharda tespit edebildiğimiz hastalıklar bunlar. Arıcılar ilkbahar bakımında bunları belirleyip bir an önce eksiklikleri varsa gidermeli. Eğer ihbarı mecburi bir hastalık varsa kovanlar da dâhil olmak üzere bu hastalığın engellenmesi adına yakılması gerekiyor. Arıcılar bu noktada bilinçliler ancak eğer böyle bir şey varsa göz ardı etmemeliler. Arı tabiatta polen topladığı esnada birçok birçok çiçeğin veya bitki tohumlarının bir sonraki nesline aktarılmasına katkı sağlıyor. Bu noktada arılar bu basamağı yerine getirmediği takdirde tabiatın devamlılığında da bir risk olur” şeklinde konuştu. (FA-GF-
İstanbul İstanbul’da 50 milyon liralık kaçak ve sahte ilaç operasyonu: 16 gözaltı İstanbul’da ilaç kaçakçılarına yönelik düzenlenen operasyonlarda 16 şüpheli yakalandı, piyasa değeri 50 milyon lirayı bulan yüklü miktarda sahte, kaçak ve bozuk ilaç ele geçirildi. Alerji testi, botoks, dolgu malzemesi, kanser ve diyabet hastalıklarında kullanılan ilaçlarının da aralarında bulunduğu tıbbi ürünler emniyette sergilenirken, yakalanan şüphelilerin 9’u tutuklandı. Alınan bilgilere göre, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, ilaç sektöründeki sahtecilik faaliyetlerinin önlenmesi ve şüpheli şahısların yakalanmasına yönelik 15 ve 25 Nisan tarihleri arasında bir dizi çalışma gerçekleştirdi. Teknik ve fiziki takibin devamında belirtilen tarihler arasında yetkisiz alanda depolanmış sahte, kaçak ve yasadışı ilaçların, tıbbi cihaz ve materyallerin bulunduğu tespit edilen 16 ikamet, 20 iş yeri olmak üzere toplam 36 adrese operasyon düzenleyen polis, baskınlarda 16 şüpheliyi gözaltına aldı. Operasyonlarda piyasa değeri yaklaşık 50 milyon lirayı bulan, soğuk zincire tabi olan ve bozulan, alerji testi, botoks ilacı, dolgu malzemesi, kanser, diyabet, enfeksiyon, tansiyon ve cinsel hastalıkların tedavisinde kullanılan medikal malzeme ele geçirildi. Yakalanan şüpheliler İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şubesine götürülerek ifadeleri alındı. Sorgularının ardından mahkemeye çıkarılan ilaç kaçakçısı 16 kişinin 7’si adli makamlarca serbest bırakıldı. Geri kalan 9 şüphelinin ise tutuklanarak cezaevine gönderildiği açıklandı. Diğer yandan yapılan operasyonlarda ele geçirilen sahte, bozuk ve kaçak ilaçlar, Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde sergilendi.