SAĞLIK - 10 Haziran 2019 Pazartesi 10:55

Çocuklarda özgüven eksikliğine dikkat

A
A
A
Çocuklarda özgüven eksikliğine dikkat

Uzman Psikolog Funda Es, çocuklarda özgüven eksikliği konusunda ailelere yol gösterecek bilgiler verdi.

Uzman Psikolog Funda Es, çocuklarda özgüven eksikliği konusunda ailelere yol gösterecek bilgiler verdi. Psikolog Es, “Çocuklarda özgüvenin doğru temelde oluşmasını sağlamak önemlidir. Çünkü özgüvenin yüksek veya düşük olması, yetişkinlikte birçok sorunun ortaya çıkmasına neden olabilir” dedi.


Medical Park Ordu Hastanesinden Uzman Psikolog Funda Es, özgüven duygusunun 1-6 yaş arasında ailesel yaşantılardan kazanıldığına dikkat çekti. Psikolog Funda Es, ilk yaşlardan, çocukların kendilerine yönelik iyi duygular geliştirmelerinin hayatlarındaki anne-baba, öğretmen ve diğer büyükleri, ilerleyen yaşlarda arkadaşlar olarak bilinen önemli insanlar tarafından nasıl değerlendirdiklerine bağlı olduğunu belirtti. Funda Es, “Yakınları tarafında sevilen, ihtiyaç duyduğunda ilgiyi bulan, fikirlerine değer verilen ve önemsenen, güven duyulan ve sorumluluklar verilen, iyi yaptığı şeyler için övülen, gurur duyulan, hataya yer verilen ve olduğu gibi kabul edilen çocuğun kendisine özgüveni olur. Buna karşılık ihtiyaç duyduğu yakınlığı, ilgiyi göremeyen, devamlı eleştiriye maruz kalan, önemsenmeyen, sevgi görmeyen çocuk kendisini değerli hissetmez ve özgüveni olmaz. Çocuğun sevgiyi ve yeteneğini hissetme derecesi, gelecekteki yaşamında onu her alanda etkilemektedir. Özgüven çocuğun diğerleriyle ilişkisini ve başarılı olmasını belirlemede önemli bir faktör olmaktadır” dedi.



"Her çocuğun ayrı bir özelliği vardır"


Özgüven eksikliği yaşayan ve kendileri ile barışık olmayan çocukların arkadaşlarıyla birlikteyken hak ettiği saygıyı göremediklerini ve yaşıtları tarafından kullanıldığını söyleyen Psikolog Funda Es sözlerini şöyle sürdürdü:


“Özgüven eksikliği yaşayan çocuklar potansiyellerini gösteremez ve dolayısıyla bunun sonucunda başarısızlık yaşayabilirler. Kendi kararını veremedikleri için sürekli başkalarının onayına ihtiyaç duyarak yaşarlar, sorumluluk almaktan çekinirler. Çocuğunuzun ondan ne istediğinizi bilmesini sağlayın. Çocukların düşüncelerini, duygularını ve gözlemlerini dinlemeniz çocukların öz saygılarını artırmaktadır. Çocuğunuz sizinle bir şey paylaşmak istiyor fakat yorgun veya yoğunsunuz, o an için uygun olmadığınızı ve ne zaman uygun olacağınızı anlatın. Örneğin yatağa yatış saati, yemek zamanları belli değişmez düzen içerisinde gerçekleşsin. Bu tür bir değişmezlik çocuğun kendini güvende hissetmesini sağlar. Neyin kabul edilemez olduğunu çocuk daha iyi bilir. Evdeki tüm erişkinlerin bu kurallar konusunda anlaşması gereklidir. Farklı ve uyumsuz mesajlar çocuğun kafasını karıştırır. Çocuğumuza; kendisine özgü yeteneklerini ortaya çıkarmasında yardımcı olun. Her çocuk birbirlerinden farklıdır. Her çocuğun farklı özellikleri ve yetenekleri vardır. Hepsinin başarılı olduğu alanlar değişiktir. Kendilerinde var olan yeteneklerin ortaya çıkmasını sağlayarak kendilerine güven duymalarını sağlamasına yardımcı olmuş olursunuz. Beklentilerimiz çocuğumuzun seviyesinde olmalı, yüksek beklentiler çocukta değersizlik ve yetersizlik duygusuna yol açabilir, onu aşacak beklentilerinden kaçınmak zorundayız.”



"Cezalandırmayın, destek olun"


Ailelerin, çocuğun okul dönemindeki başarısızlığında nasıl davranmaları gerektiğini anlatan Funda Es, şunları kaydetti:


“Ebeveynlerin ‘notların düşük olmasına çok üzüldüm, İkinci dönem notlarının daha yükseleceğini umuyorum. Derslerine daha fazla zaman ayırarak bunu halledebilirsin” gibi cümleler kurarak çocuğa kendini affettirme yolu göstermeleri gerekir. Çocuğunuza seçme şansı verin ve şu soruyu sorun: ‘Kendin çalışabilirsin veya sana derslerinde yardımcı olacak birisi olabilir, nasıl istersin?’ Çocuğun problemlerini anne-baba olarak çözmeye çalışmayın, çocukların sorunlarla mücadele etmesini bekleyin. Çocukların, çatışmalar ve zorluklarla, nasıl mücadele edildiğini öğrenmeleri gereklidir. İçinden çıkılmaz bir durum yoktur, önemli olan çocuğa özgü doğru yöntemi belirlemektir. Bunun için de biz psikologlar tarafından uygulanan testler oldukça yol göstericidir. Test dışında, bir psikologdan danışmanlık almak her şeyi daha kolay hale getirebilir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi, Bolu’da düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu kongrede Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.
İstanbul Öğrencisini zorbalık yaptığı gerekçesiyle uyaran öğretmene veliden şiddet: O anlar kamerada Sarıyer’de bir okulda iddiaya göre, yaşıtlarına zorbalık yaptığı gerekçesiyle öğrencisini uyaran öğretmen, öğrencinin babası tarafından okulda şiddete uğradı. Şiddet uygulayan veli polis ekipleri tarafından gözaltına alınırken, şahsın öğretmene yumruk attığı anlar güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Olay, Sarıyer Prof. Ali Kemal Yiğitoğlu Ortaokulu’nda meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, okulda görev alan öğretmen Necla Ö. akran zorbalığı yapan bir öğrencisini uyardı. Uyarı üzerine öğrencinin "Bana nasıl davranacağınızı öğreneceksiniz" diyerek öğretmeni tehdit ettiği öğretmenin ise, "Evladım ben senin öğretmeninim. Bu nasıl bir üslup?" diyerek uyardığı ileri sürüldü. Öğretmen Necla Ö., daha sonra öğrencinin babası Ali Ç.’yi okula çağırdı. Daha önce de okul öğretmenleri ve yöneticileri ile de tartışarak sorun çıkardığı ileri sürülen Ali Ç., okul koridorunda gördüğü öğretmen Nazlı Ö.’yü yumruk atarak yaraladı. Öğretmen aldığı darbe sonucu yaralanarak hastaneye kaldırılırken iş göremezlik raporu verildiği öğrenildi. Polis ekipleri ise konuya ilişkin çalışma başlatırken veli Ali Ç.’yi yakalayarak gözaltına aldı. Öte yandan öğrencinin de benzer nedenlerden dolayı ara dönemde bulunduğu okula nakli yapıldığı ileri sürülürken öğretmenin darp edildiği anlar güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi.
Bingöl Bingöl’de asayiş şube müdürlüğü nisan ayı faaliyetlerini açıkladı Bingöl’de İl Emniyet Müdürlüğü, asayiş şube ekiplerinin nisan ayı içerisinde yaptığı faaliyetlerini açıkladı. Açıklamada kesinleşmiş hapis cezası bulunan 2 şahsın tutuklandığı belirtildi. Bingöl İl Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, “Son 1 yıl içerisinde silahlı yaralama, silahlı tehdit, oto kurşunlama, yağma, 6136 sayılı kanuna muhalefet, mala zarar verme, genel güvenliği kasten güvenliği tehlikeye sokma olaylarına karışan ayrıca birden fazla kişi tarafından birlikte silahla tehdit, kasten yaralama suçlarından 8 ay 22 gün kesinleşmiş hapis cezası ile ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma suçlarından aranan şüpheli şahıs ruhsatsız tabanca ve tabancaya ait 17 (on yedi) adet fişek ile birlikte yakalanarak adli makamlarca tutuklanmıştır. 9 Nisan 2024 günü ilimiz şehit Mustafa Gündoğdu Mahallesi insaf sokak üzerinde meydana gelen silahla yaralama ve ilimiz Yenimahalle gümüş sokak üzerinde meydana gelen kasten yaralama, tehdit, hakaret, mala zarar verme, 6136 sayılı kanuna muhalefet olaylarının faili olan şüpheli şahıslar yakalanarak adli tahkikata başlanmıştır. Yine hakkında toplam 22 yıl 5 ay kesinleşmiş hapis cezası ve aranma kaydı olan 1 şahıs yakalanmış, adli işlemlerinin akabinde tutuklanarak cezaevine teslim edilmiştir” denildi.