GENEL - 17 Nisan 2018 Salı 15:10

Ordu çöpten elektrik üretiyor

A
A
A
Ordu çöpten elektrik üretiyor

Ordu Büyükşehir Belediyesi, yıllardır Ordu’nun gündemini meşgul eden çöp sorununu çözüme kavuşturmasının ardından, şimdi de çöpten elektrik üretiyor.

Ordu Büyükşehir Belediyesi, yıllardır Ordu’nun gündemini meşgul eden çöp sorununu çözüme kavuşturmasının ardından, şimdi de çöpten elektrik üretiyor.


Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, Ünye ilçesinde kurulması planlanan Çöp Ayrıştırma Tesisi için Ünye’nin siyasi parti, basın ve sivil toplum kuruluşu (STK) başkan ve yöneticilerini Altınordu ilçesinde bulunan çöp tesisini gezdirdi. 3 yıl önce kurdukları ve bu süre içerisinde son teknoloji ile modernize ettikleri çöp ayrıştırma tesisinin daha gelişmiş bir kompleksini Ünye ilçesine kuracaklarını belirten Başkan Yılmaz, şu anda topladıkları çöpten elektrik ürettiklerini söyledi.



“Önce çöpü rehabilite ettik, şimdi elektrik üretiyoruz”


Başkan Yılmaz, “Altınordu ilçemizde yaklaşık 32 yıl boyunca Soya mevkisine, Melet Irmağı’nın kenarına çöp dökülüyordu. Ayrıca bizden önce ilin farklı bölgelerinde 23 farklı noktaya çöp dökülürdü. Biz göreve gelir gelmez ilk işimiz Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla yılların kangreni olan bu sorunu ortadan kaldırmak oldu. Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde helikopterle çöp alanının üzerinden geçerken bana, ‘Burası nedir ?’ diye sordu. Ben de, ‘Burası Ordu’nun çöpünün döküldüğü alan efendim’ dedim. Kendisi şaşkınlığını gizlemeyerek, ‘Böyle şey mi olur. Şehrin göbeğine çöp mü dökülür. Böyle çağdaşlık mı olur? İlk işin bunu buradan kaldırmak olsun. Sana 1 yıl süre veriyorum’ dedi. Biz de bunu görev kabul ettik ve tam 1 yıl içerisinde Altınordu ilçesindeki çöpü ve 19 ilçemizdeki çöpü de rehabilite etmek suretiyle bir sistem kurduk. Kurmuş olduğumuz sistemin ana omurgası burası. Burası bize teslim edildiğinde basit bir küçük tesisti. Biz standartlara uygun, Avrupa Birliği kriterlerine uygun, çöpten hem enerji hem de atıktan elektrik üreten bir yapıya dönüştürdük. Bu tesiste şu anda 53 kişi çalışıyor” dedi.



“Ünye ilçesine de bu tesisten kuracağız”


Altınordu ilçesindeki tesisle Ünye ilçesinde kurulacak tesis arasında bazı kıyaslamalarda bulunan Başkan Enver Yılmaz, “Ünye de Cevizdere’ye kurmayı planladığımız ve şu anda yüzde 90’lar seviyesine gelen tesisimiz fiili kulanım alanı olarak 2 bin 300 metrekare. Burası ise (Altınordu’daki tesis) bin 500 metrekarelik bir alanda yer almaktadır. Ünye’deki tesisimiz tam otomasyon sistemle çalışmaktadır. Bu tesisimizde koku için spreyleme sistemi çalışırken, Ünye’de ise spreyleme ve bio-filtre sistemi bulunmaktadır. Bu tesise günlük 8-9 ilçenin çöpü geldiği halde farkındaysanız herhangi bir koku oluşmamaktadır. Bu tesisimizin kapasitesi 300 ton, Ünye’deki tesisimiz ise yüksek teknoloji ile çalıştığı için Akçay’daki birikmiş çöpü de bu tesiste bertaraf edeceğiz. Burada ki tesisimizin maliyeti yaklaşık 3 milyon lirayken, Ünye’de ise son sistem kurulan tesisin maliyeti ise 10 milyon lira civarında” diye konuştu.



30 tır çöp, 1,5 tıra düştü


Başkan Yılmaz, açıklamasını şöyle tamamladı: “İlimizde toplanan çöpü günlük 600 ton kabul edersek bunun 30 ton çöp metal, pet gibi malzeme olarak geri kazanılıyor. 180 tonu Ünye Çimento’ya yakıt olarak gidiyor. 120 ton kompost, bio kurutma sistemi ile gübre haline getiriliyor. 240 ton ise su ve su buharı haline geliyor. Kalan kısım ise elektrik enerjisi için gerekli organik madde oluyor. O da Çaybaşı’ndaki düzenli depolama alanına götürülüyor. Yıl da 55 bin ton atığı yakarak yok ediyoruz. Böylece Ünye Çimento fabrikasının 19 bin ton kömür yakmasının önüne geçiyoruz. Bu da yaklaşık 3 milyon dolar ediyor. İşin özeti bu sistem sayesinde 30 tır çöp 1,5 tıra düşüyor. Bu 1,5 tır çöp’ten de elektrik üretiyoruz.”


Altınordu ilçesinde bulunan çöp tesisinin incelemesine Ünye Belediye Başkanı Ahmet Çamyar, Ünye Kent Konseyi Başkanı Özgür Kıroğlu’nun da aralarında bulunduğu bir heyet katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sağlık Bakanı Koca: "Malpraktis, Türkiye’de kökten çözülüyor" Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ni ziyaret eden Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Beyaz reformla birlikte düzenlenen Malpraktis Yasası var. Dünyada benzeri olmayan şekliyle Malpraktis, Türkiye’de kökten çözülüyor" dedi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Zeytinburnu’nda esnafları ziyaret ederek vatandaşlarla bir araya geldi. Bakan Fahrettin Koca’ya Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, eşlik etti. Öğle namazını Millet Camii’nde kılan Bakan Koca, 58. Bulvar esnafını ziyaret etti. Ziyaretin ardında Bakan Koca, Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesine geldi. Başhekimlik binasında hastane yöneticileri ve çalışanları ile bir araya gelen Bakan Koca, daha sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu. "Dünyada hekimlik, sigorta şirketleri ile avukatlar arasına sıkışmış durumda” Hekimlerin yapmış oldukları operasyonlardan sonucu kötü olan ve hekimlerin tazminat ödemelerini sonlandıran yasa ile konuşan Bakan Koca, “Beyaz reformla birlikte düzenlenen Malpraktis Yasası var. Dünyada benzeri olmayan şekliyle Malpraktis, Türkiye’de kökten çözülüyor. Kasıt olmadıkça sağlık çalışanına veya hekime rücu edilme durumu söz konusu değildir. 1 buçuk yıldan fazla zaman geçti, devam eden davalar dahil olmak üzere bugüne kadar hiçbir hekim arkadaşımıza rücu söz konusu olmadı. Kasıt olmadıkça rücu söz konusu olmayacak. Kasıt varlığı mahkeme kararıyla sabitse o zaman cezaevinde olan bir kişiden bahsediyoruz. Bu anlamda beyaz reformun en büyük kazanımlarından bir tanesi Malpraktis Yasası oldu. Dünyada hekimlik, sigorta şirketleri ile avukatlar arasına sıkışmış durumda. Türkiye uygulamada dünyada örneği olmayan bir ülke hekim arkadaşlarımızın uygulamadaki başarılarını biliyoruz” dedi. “Bahsettiğiniz bilirkişi raporuyla tespit edilen özel sektörde çalışan biriyle ilgili olan bir davadan bahsediyoruz” Özel sektörde çalışan bir hekimin 39 milyon tazminat ödemesiyle ilgili konuşan Bakan Koca, “Malpraktis, bu uygulamadaki başarımızı sürdürmek için son derece önemli bir yasaydı. Bu yasa ile kasıt olmadıkça rücu söz konusu olmayacak. Bahsettiğiniz bilirkişi raporuyla tespit edilen özel sektörde çalışan biriyle ilgili olan bir davadan bahsediyoruz. Kamuda çalışan hiç kimsenin bu anlamda kasıt olmadıkça rücu durumu söz konusu olmayacak. Özel sektör ayrı. Kamuyla ilgili güvence sağlanmış durumda. Bu anlamda hiçbir hekim arkadaşımız endişe etmesin. Devam eden ve bundan sonra olacak olan davalarla ilgili kasıt, mahkeme kararıyla sabit değilse hiçbir şekilde rücu söz konusu olmayacak. Bu yasa dünyada benzeri olmayan hekimleri güvence altına alan bir yasa olduğunu bilelim” şeklinde konuştu. “700 yataklı bir hastanenin yakında yapım ihalesine çıkıyoruz” Zeytinburnu’nda yeni bir hastanenin yapım ihalesine çıkıldığını söyleyen Bakan Koca, “Zeytinburnu’yla ilgili ciddi bir sağlık kuruluşuna ihtiyacımızın olduğunu biliyoruz. Buradan arsasını planladığımız, imar durumunu belediye başkanımın da bu noktada bitirdiği ve projesini de bitirmiş olduğumuz 700 yataklı bir hastanenin yakında yapım ihalesine çıkıyoruz. Var olan hastanenin 300 yataklı hastane ile birlikte sağlık kampüsünde toplam 1000 yataklı eğitim, araştırmasın Zeytinburnu kavuşmuş olacak. Bununla ilgili 2026 yılı sonunda bitirmeyi planladık. Burada göğüs hastalıkları, göğüs cerrahisinin önemli olduğunu biliyoruz. Göğüs hastalıkları, göğüs cerrahisinin önde olduğu ama onkoloji, KVC dahil bütün birimleriyle yetkin olan hastanın bir başka hastaneye sevk edilmediği, şehir hastanesi standartlarında bir hastaneye Zeytinburnu kavuşmuş olacak. 2026 yılı sonu için bitirmeyi planladık” ifadelerini kullandı. Zeytinburnu’na yeni bir sağlık kompleksine ihtiyacı olduğunu söyleyen Bakan Koca, “Başkanımla da konuştum, var olan alanın sağlık alanı olarak, sağlık kuruluşu yapılmasından yanayım. Bu konuyla da ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Mehmet Özhaseki’yle onunla görüşmüş olacağım. Burayı da sağlık alanına katmak istiyoruz. Çabamız o yönde olacak” cümlelerini kullandı. Bakan Koca, açıklamaların ardından hastaneden ayrıldı.
Antalya Bakan Ersoy: "Bu yıl daha da yüksek rakamlara ulaşacağız” Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Antalya’da transfer yolcular dahil 16 milyonu aşkın ziyaretçiyle rekor kırarak tüm zamanların en yüksek ziyaretçi sayısına ulaştık. İnşallah bu yıl daha da yüksek rakamlara ulaşacağız” dedi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Antalya’da Doğu ve Güneydoğulu iş insanlarının iftar yemeğine katıldı. Burada konuşan Bakan Ersoy, Antalya ve ilçelerinde gerçekleştirdikleri ziyaret ve buluşmalarda yapılan çalışmaları inceleme ve eksiklikleri yerinde tespit etme imkanını bulduklarını söyledi. “Vatandaşlarımızı dinledik, çiftçilerimizle dertleştik, basınımızla buluştuk, esnafın taleplerini not ettik” diyen Ersoy, Antalya’nın tüm noktalarına nüfuz ederek adeta şehrin röntgenini çektiklerini aktardı. "Bu yıl daha da yüksek rakamlara ulaşacağız" Turizm konusuna da değinen Bakan Ersoy, küresel düzeyde yaşanan olumsuzluklar nedeniyle sektörün büyük sorunlar yaşadığını belirterek, "Herkesin kara kara düşündüğü bir ortamda hayata geçirdiğimi doğru politikalar ve geliştirdiğimiz stratejiler neticesinde hem şehrimiz hem de ülkemiz adına büyük bir başarı elde ettik. Antalya’da transfer yolcular dahil 16 milyonu aşkın ziyaretçiyle rekor kırarak tüm zamanların en yüksek ziyaretçi sayısına ulaştık. İnşallah bu yıl daha da yüksek rakamlara ulaşacağız. Peki bu başarıların elde edilmesi, milyonlarca insanın seyahatlerinde rotayı Antalya’ya çevirmesi, Danimarka’da insanların Antalya’daki kültürel mirası araştırması sadece tesadüfle açıklanabilir mi? Elbette hayır. Emin olun başarılı olmak için çok çalışıyoruz. Hiçbir sorunu halının altına süpürmüyor, kalıcı çözümler geliştiriyoruz” dedi. “Dünyada en çok izlenen televizyon kanallarında Antalya’nın reklamını yapıyoruz” Turizmi 12 aya yaymak için kültür, tarih, sağlık, doğa, inanç, gastronomi, spor gibi alanlarla turizmi çeşitlendirdiklerini kaydeden Ersoy, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bugün dünyanın dört bir yanında, 200’den fazla ülkede Antalya’nın, Kemer’in tanıtımını gerçekleştiriyoruz. Dünyada en çok izlenen televizyon kanallarında Antalya’nın reklamını yapıyoruz. Çin’de, Japonya’da, Amerika’da, Almanya’da, Rusya’da, Manavgat’ı, Kemer’i, Side’yi tanıtıyoruz. İnsanlık tarihinin en önemli kültürel mirasına sahip olan bölgemizde bu mirasın gün yüzüne çıkartıp, her yıl milyonlarca insanın şehrimizi, ilçelerimizi ziyaret etmesi için tarihin en yoğun arkeoloji çalışmalarını gerçekleştiriyoruz. Yeni kütüphaneleri, müzeleri, sanat merkezlerini, restorasyonları, galerileri, festivalleri Antalya’mıza kazandırıyoruz. En çok izlenen uluslararası filmlerin Antalya’da çekilmesini sağlıyoruz.” “Belediyecilik laf üretmek değil iş üretmek ister” İlçelere yapmış olduğu ziyaretlerde, gördüğü ve duyduklarını paylaşan Ersoy, "Biz dünyanın bir ucunda Avustralya’da gözbebeğimiz Antalya’nın tanıtımını yapıyor, bölgeye turist çekip, turizm gelirimizi arttırmanın çabası içine girmişken şehrimizdeki bazı yerel yöneticilerimizin temel görevlerini dahi yerine getirme konusunda çok da başarılı olduklarını söyleyemiyoruz. Biliyorsunuz yeri geldiğinde bu güzel şehir ve bu şehrin insanları kaybetmesin diye yerel yönetimlerin sorumluluğundaki birçok soruna el atıyoruz. Altyapı sorunlarını çözüme kavuşturuyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak arıtma tesisleri inşa ediyoruz. Antalya’nın kanalizasyonuna, içme suyuna, yağmur suyuna el atıyoruz. Diğer bakanlıklarımızla görüşerek şehrin ihtiyaçlarının karşılanması adına elimizden gelen gayreti ortaya koyuyoruz. Biz Antalya’nın turizmde dünyanın süper ligine yükselmesi ve oradaki yerini kalıcı hale getirmek için gece gündüz demeden çalışırken, yerel yönetimlerimizin de başarılı çalışmalar ortaya koymasını beklemek sanırım tüm Antalyalıların en doğal hakkıdır. Sadece kısır siyasi tartışmalar oluşturup, bu tartışmalardan medet umarak başarılı olmak mümkün değildir. Belediyecilik aynı zamanda bilgi ister, çalışma ister, proje ister. Belediyecilik laf üretmek değil iş üretmek ister. İyi bir belediye başkanı kendini değil kentini düşünen kişidir” diye konuştu. “Antalya bunu hak etmiyor” Bakan Ersoy, 16 milyonun üzerinde turistin geldiği Antalya’nın temel altyapı problemlerini çözme konusunda yeterli olamadığını ileri sürerek, "Tüm desteğimize rağmen sosyal ve kültürel yatırımlar konusunda, şehrin hak ettiği projeler hayata geçirilmedi. Maalesef Antalya bunu hak etmiyor. Biz, Antalya’nın dünyanın en önemli turizm merkezleriyle rekabet edip bir adım öne geçmesi için çalışırken, maalesef bazı yerel yöneticilerimiz bu iddianın çok uzağında kaldılar. Eğer biz Antalya’nın küresel bir vizyonla hareket edip, rakiplerinden ayrışmasını istiyorsak yerelde de böyle iddialı bir bakış açısı geliştirmek zorundayız. Bunun için biz Antalya’nın hizmet alanında kaybedecek tek bir saniyesi dahi olmadığını söylüyoruz. Bizim şehir için çalışan, dinamik kadrolara ihtiyacımız var. Antalya’nın bugün burada olduğu gibi birbirine karşı samimi olan, birbirine gönlünü açan, dürüst, çalışkan ve üreten kadrolara ihtiyacımız var. Bu şehirde yaşayan, bu şehir için üreten, kalbi bu şehir için atan vatandaşlarımıza yönelik; ayrımcılık yapmayan, hiç kimseyi ötekileştirmeyen, herkesin inancına, kültürüne, geleneğine saygı duyan, herkese eşit davranan, adil yerel yöneticilere ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.