- 11 Ekim 2021 Pazartesi 14:48

Ordu, gastronomi turlarına ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor

A
A
A
Ordu, gastronomi turlarına ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor

Ordu’nun Altınordu Belediyesi, ‘Altınordu Yerel Lezzet Durağı’ ve ‘Altınordu Coğrafi İşaretli Ürün Tanıtım Noktası’ ile gastronomi turlarına ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.

Ordu’nun Altınordu Belediyesi, ‘Altınordu Yerel Lezzet Durağı’ ve ‘Altınordu Coğrafi İşaretli Ürün Tanıtım Noktası’ ile gastronomi turlarına ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.


Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) tarafından çıkılan, 2020 Yılı Mali Destek Programları kapsamında hibe desteği kazanan “Altınordu Yerel Lezzet Durağı” ve “Altınordu Coğrafi İşaretli Ürün Tanıtım Noktası” projesi, Altınordu Belediyesi ve DOKA eş finansmanı ile hayata geçiriliyor. Yapılacak ek tesisler ile birlikte yeni bir cazibe ve çekim merkezine dönüşecek proje ile bölgesinde gastronomi turizminin merkezi olmayı hedefleyen Altınordu Belediyesi, bölgenin dokusuna ve doğaya uygun olarak tamamen ahşaptan yaptığı iki tesis hem yöre havzasında bulunan mahallelere hem Ordu’ya hem de bölgeye büyük bir canlılık getirecek ve aynı zamanda ek bir istihdam ve gelir kapısı olacak.


Altınordu Kaymakamlığı’nın da paydaşı olduğu projede bulunan ve Ordu’nun yiyecek ve içeceğe dair tüm kültürel mirasını bir arada toplayacak tanıtım noktası, coğrafi işaretli Akkuş fasulyesi, Perşembe ceviz helvası, Kabataş helvası, dürme pancarı turşusu ve Ordu kivisi ürünlerinin ve diğer yöresel ürünlerin tanıtımı ve satışı yapılacak. Coğrafi işaretli ürün tanıtım noktası ile yan yana aynı noktada bulunan yerel lezzet durağı ise kente ait yöresel tatların sunulduğu tüm yiyecek çeşitleri ile gastronomi merkezi gibi işlev görecek.


Tesisler hakkında bilgi veren Altınordu Belediye Başkanı Aşkın Tören, bu sayede hem turizm hem de tarıma destek vereceklerini söyledi. Başkan Tören, “Coğrafi işaretli ürünler tanıtım noktası, şehrimizin tarihi süreçten süzülüp gelen yerel ve doğal ürünlerinin tanıtıldığı şehrimize ve yöremize özgü markalarımızı ön plana çıkaran bir tesis olacak. Bunun yanında yerel lezzet durağı ise yine yöresel damak tatları ile inşallah gastronomi turizminin bölgedeki merkezi olacak. Üstelik tarımsal üretimi geliştirecek olan tesislerimiz sağlayacağı turizm girdileri ile de bölgesel kalkınmaya büyük katkı verecek. Tesislerimizi çevre hassasiyeti ile bölgenin dokusuna uygun bir mimaride inşa ediyoruz. Çevreyi koruyan bölge insanının refahını gözeten doğal alanlara karşı duyarlı aynı zamanda sürdürülebilir bir eko-turizm hareketini geliştirmeyi hedefliyoruz. Bunun yanında yine tarımsal üretim konusunda ise doğadaki dengeyi koruyan, toprak verimliliğinde devamlılığı sağlayan doğal ve organik bir eko-tarım hareketiyle de şehirde tarımsal üretimi geliştirmeye ve ekonomik kaynakları çeşitlendirmeye çalışıyoruz” dedi.


Başkan Tören ayrıca, tesislerin kısa süre içerisinde hizmete açılacağını da sözlerine ekledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Enfeksiyon hastalıkları uzmanı uyardı: "Sepsis tedavisindeki gecikmenin ölümcül sonuçları olabilir" Kana mikrop karışmasına tıp dilinde sepsis denildiğini söyleyen Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Sünbül, “Pek çok değişik tür mikrop çeşitli yollarla kana karışabilir ve hastalığa neden olur. Kanda enfeksiyon oluşması çok ciddi ve hayati bir sorundur. Erken tanı ve etkili antibiyotik tedavisi hayat kurtarıcıdır. Bu tedavinin mutlaka hastanede ve damar yolu ile yapılması gerekir. Tedavide gecikme olan veya bağışıklığı baskılanmış hastalarda maalesef ölüm oranı yüksektir” dedi. Liv Hospital Samsun Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Sünbül, kanda görülen enfeksiyon hastalıkları hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Kandaki enfeksiyonun ne olduğundan bahseden Prof. Dr. Sünbül, “Kan sağlıklı insanlarda mikropsuzdur. Kana mikrop karışmasına tıp dilinde ‘sepsis’ denir. Pek çok değişik tür mikrop çeşitli yollarla kana karışabilir ve hastalığa neden olur. Enfeksiyon hastalıkları pratiğinin en acil tedavi gerektiren hastalıklarından biridir. Zamanında ve etkin tedavi yapılamaz ise organlarda hasar yaparak ölümle sonlanır. Sepsis dediğimiz bu hastalıkla dünyada sıkça karşılaşılmaktadır. Birçok ülkede hastalığın oranı bilinmemektedir. Yapılan araştırmalara göre ABD’de yılda yaklaşık bir milyona yakın kişi bu hastalığa yakalanmaktadır. Hastalık hastane dışında çeşitli nedenlerle oluşabileceği gibi hastanede yatan kişilerde de gelişebilmektedir. Özellikle yoğun bakım hastalarında kanda enfeksiyon oluşma riski çok daha yüksektir” diye konuştu. "Kana mikrop karışması" Kana mikrobun nasıl karıştığını anlatan Prof. Dr. Sünbül, "Kana mikrop, kısa süreli ve miktar olarak az sayıda veya uzun süreli daha fazla miktarda karışabilir. Diş fırçalama veya sakız çiğneme gibi basit işlemler sırasında bile kana geçici süre ve az sayıda mikrop karışabilir ancak bağışıklık sistemi bu mikropları yok eder ve hastalık oluşmaz. Ancak uzun süreli ve fazla miktarda mikrop kana karışırsa kanda enfeksiyon gelişir. İdrar yolları iltihabı, kalp kapaklarında veya kalp duvarında gelişen iltihap, kemik iltihabı, bağırsak iltihabı, cilt iltihabı, iç organlarda olan apseler başta olmak üzere birçok organ veya sistemimizde gelişen iltihap sepsis gelişimine neden olabilir. Ayrıca şeker hastaları, kanser tedavisi verilen kişiler, organ nakli yapılanlar ve yaşlılarda bağışıklık sistemi baskılanmış olduğundan veya yenidoğan dönemindeki bebeklerde ise bağışıklık sistemleri henüz gelişmediğinden bu tür hastalıklara karşı eğilim fazladır" şeklinde konuştu. "Erken tanı ve etkili antibiyotik tedavisi hayat kurtarıcıdır" Kanda enfeksiyon oluşumunun göz ardı edilmemesi gerektiği vurgulayan Prof. Dr. Sünbül, “Günümüzde tıbbi teknolojideki gelişmeler sağlık hizmetlerinde kaliteyi artırırken diğer yandan tanı ve tedavi amaçlı hastaya uygulanan bir takım işlemler kanda enfeksiyon riski oluşturmaktadır. Uzun süreli idrar sondası kullanımı, diyaliz katateri, kanser tedavisi yapmak için konulan kalıcı kataterler bunlara örnektir. Kanda enfeksiyon oluşması çok ciddi ve hayati bir sorundur. Erken tanı ve etkili antibiyotik tedavisi hayat kurtarıcıdır. Bu tedavinin mutlaka hastanede ve damar yolu ile yapılması gerekir. Tedavide gecikme olan veya bağışıklığı baskılanmış hastalarda maalesef ölüm oranı yüksektir” ifadelerini kullandı. "Tanı ayrıntılı fizik muayene ve laboratuvar tetkikleriyle konur" Kanda enfeksiyon tespit edilmesi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Sünbül, “Vücutta iltihap olduğunda başta ateş yüksekliği, halsizlik, iştahsızlık, baş ağrısı, bulantı, kusma gibi pek çok klinik bulgunun dışında kanda bazı değerler de yükselir. Kana mikrop karıştığından şüphelenilirse, hasta derhal hastaneye yatırılır ve incelenir. Klinik şüphe ile birlikte ayrıntılı fizik muayene ve laboratuvar tetkikleri ile tanı konur. Hastadan alınan kanın kültürü yapılır ve kan kültüründe mikrop üretildiğinde tanı kesindir. Bu işlem birkaç gün alabilir, kanda enfeksiyon düşünülen hastalarda derhal tedaviye başlanır” açıklamasında bulundu. "CRP değerinin yüksek olması, kanda enfeksiyon tanısı için yeterli değildir" Kanda mikrop olduğunda pek çok laboratuvar değerlerinin de artabileceğini ve bu durumun tanı koymaya da yardımcı olabileceğini dile getiren Prof. Dr. Sünbül şunları söyledi: "Bunlardan birisi de C reaktif protein (CRP) olup kanda mikrop olduğunda artabildiği gibi başka birçok iltihap seyrinde de yükselir. Ancak herhangi klinik bir bulgu olmadan bazen tek başına CRP yüksekliğinde hastalara ‘kanınızda mikrop var’ diye ifade edilmektedir. Bu yorum hastalarda paniğe ve endişeye neden olmaktadır. Tek başına kanda CRP değerinin yüksek olması, kanda enfeksiyon tanısı için yeterli değildir. Hatta bazen yakın zamanda geçirilen pek çok enfeksiyondan sonra CRP yüksek bulunabilir. Bir diğer neden ise mikropsuz iltihap diye tanımlanabilecek romatizmal hastalıklar (otoimmun hastalıklar) seyrinde de bu değerin yüksek olmasıdır. Bunun ayrımı için detaylı bir muayene ve laboratuvar testlerinin doğru yorumlanması önemlidir."
Ağrı Ağrı’ya 2 adet yeni kapalı tenis kortu yapılıyor Ağrı’da modern spor tesislerinin sayısı artarak devam ediyor. Gençlere ve vatandaşlarımıza daha iyi koşullarda spor yapabilmesine olanak sağlamak adına yatırımlara hız veren Gençlik ve Spor Bakanlığı, Ağrı’ya 2 adet yeni kapalı tenis kortu kazandırıyor. Ağrı Valiliği koordinesinde Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde Vali Lütfi Yiyenoğlu Şehir Stadyumu Spor Kompleksi yerleşkesinde, 2 adet yeni kapalı Tenis Kortlarının yapımına başlandı. “Sporda başarı modern tesislerle mümkündür” Ağrı Gençlik ve Spor İl Müdürü Fedai Din, yapımına başlanılan tenis kortları inşaat alanında incelemelerde bulunarak, Spor Hizmetleri Müdürü Cemil Budak’tan tesis çalışmaları hakkında bilgi aldı. Ağrı’da sporun gelişmesi için altyapıya, tesisleşmeye ve spor organizasyonlarına çok büyük önem verdiklerini belirten İl Müdürü Din, 12 tenis antrenörünün yıl boyunca okullarda sportif yetenek taraması yaparak, tenis branşına yatkın ve yetenekli çocukları ücretsiz eğitimlerle yetiştireceklerini söyledi. Sporda başarı modern tesislerle mümkün olduğunu belirten İl Müdürü Din, gelecekte profesyonel sporcu olmanın yolunun bu tesislerden geçecektir. Bu tesisin tamamlanmasıyla birlikte ilimizde; Ulusal ve uluslar arası müsabakalarına ev sahipliği yapmayı hedefliyoruz. Ayrıca bu tesis Ağrı’da ki spor turizminin kalkınması için önemli bir yatırımdır. Bu modern tesiste Amatör spor kulüplerinin ve halkın istifade edebileceği, gençlerin sportif aktivitelerini yapabileceği, serbest zamanlarını değerlendirebileceğini söyledi. Sözleşme bedeli 19 milyon 805 bin 721 TL olan tenis kortlarının Ekim ayında bitirilmesi hedefleniyor.