GENEL - 14 Kasım 2019 Perşembe 17:57

Ordu’da ’heyelan’ birinci tehlike

A
A
A
Ordu’da ’heyelan’ birinci tehlike

Ordu veren İl Afet ve Acil Durum Müdürü Osman Işık, Ordu’da en çok meydana gelen doğal afetlerin başında heyelanların aldığını belirterek, son 40 yıl içinde heyelanlar sebebiyle bin 525 konutun başka bir alana nakledildiğini söyledi.

Ordu veren İl Afet ve Acil Durum Müdürü Osman Işık, Ordu’da en çok meydana gelen doğal afetlerin başında heyelanların aldığını belirterek, son 40 yıl içinde heyelanlar sebebiyle bin 525 konutun başka bir alana nakledildiğini söyledi.


Ordu Valiliği il Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından, Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) kapsamında hazırlanan “Ordu Afet Müdahale Planı Masabaşı Tatbikatı” yapıldı.


Ordu Afet Müdahale Planı’nın işlerliğinin ve uygulanabilirliğinin test edilmesi, hizmet grupları arasında işbirliği ve koordinasyonun sağlanması, varsa eksikliklerin ve aksaklıkların tespit edilmesi, hizmet gruplarının plana hakimiyetlerinin kontrol edilmesi amacıyla düzenlenen ‘Ordu Afet Müdahale Planı Masabaşı Tatbikatı’nın başlangıcında bir konuşma yapan Vali Seddar Yavuz, Ordu’nun, sık sık sel, su baskını ve heyelan afetine maruz kaldığına dikkat çekti.


Vali Yavuz, “İlimizde hemen hemen her yıl afet olayları ile karşı karşıya kalmaktayız. Afetlere süratle ve hızlı karar alarak müdahalede bulunmak tüm görevli kuruluşların hazırlıklı olması ile mümkündür. 08-09 Ağustos 2018 tarihinde yaşadığımız sel ve heyelan ile 15 Mayıs 2019 tarihinde Aybastı ilçesi Sağlık Mahallesinde yaşanan heyelan afeti son örnektir” dedi.



40 yılda 1525 konut nakledildi


Ordu’nun afet haritası ve depremsellik durumu hakkında bilgi veren İl Afet ve Acil Durum Müdürü Osman Işık, Ordu’nun iç kesimlerinin birinci derecede deprem kuşağında yer aldığına dikkat çekti. Işık, “Sadece sahil kesimindeki ilçelerimiz 3. dereceden deprem kuşağındadır. İlimizde, son 50 yıldır en çok yaşanan olay, heyelandır. Heyelan, birinci önceliğimizdir. İkincisi kaya düşmesi, üçüncüsü su baskını, dördüncüsü ise İkizce ilçemizde yaşanan çığ olayıdır. Heyelan afetinin en çok yaşandığı yerler Altınordu, Ünye, Perşembe, Korgan, Gölköy, Fatsa ve Akkuş ilçelerimizdir. Kaya düşme olaylarında ise Altınordu, Ulubey ve Mesudiye ilçeleri öne çıkarken, Ünye Perşembe, Korgan, Gölköy, Fatsa, Altınordu, Akkuş ve Aybastı’da afet olayları yüksektir. Ayrıca, 1980-2019 yılları arasında uygunsuz yerlere konut yapılmasından kaynaklanan toprak kayması ve heyelan nedeniyle bin 525 konutun nakline karar verilmiştir” şeklinde konuştu.


Toplantıda, afetlere müdahale ve afet sonrası çalışmaların önemi ve bununla ilgili il düzeyinde neler yapılması gerektiği, ilgili kurum ve kuruluşlarca alınması gereken önlemlerin yer aldığı Ordu Afet Müdahale Planı kapsamında masabaşı tatbikatı, İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından hazırlanan sel afeti senaryosuna göre yapıldı.


Osman Işık, Ordu Afet Müdahale Planı kapsamında yapılan masa başı tatbikatı programında, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığınca yeni oluşturulan ‘Afet Yönetim ve Karar Destek Sistemi (AYDES) hakkında da bilgilendirmede bulundu.


Valilik Toplantı Salonunda gerçekleştirilen ‘Ordu Afet Müdahale Planı Masabaşı Tatbikatı’na, Vali Yardımcısı Vekili Niyazi Erten, İl Emniyet Müdürü Doğu Ateş, İl Jandarma Komutanı Albay Tolunay Başer, ilgili daire müdürleri, il hizmet grubu ve ana destek çözüm ortakları kurum ve STK temsilcileri de katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Ermeni katliamı izleri 104 yıldır duruyor Adana’da Ermeniler tarafından 1920 yılında Camili köyü basılarak 500 Türk’ün katledilmesinin izleri bir çiftlikte hala dün gibi duruyor. Ermeni Diasporası 24 Nisan’ı "sözde Ermeni soykırımı" diye ilan etse de Adana’nın bir çok yerinde Ermenilerin yaptığı katliamların izleri görünüyor. Bunlardan biri de Yüreğir ilçesine bağlı Camili Mahallesinde 1920 yılında meydana geldi. Kayseri’den Adana’ya doğru inen sayıları yaklaşık bin Ermeni silahlı komitacılar, 15 Haziran 1920 yılında Adana’nın Camili köyüne saldırdı. Kadın, çocuk, yaşlı demeden herkesi kurşuna dizen silahlı Ermeniler, son kale olan Camili çiftliğinde katliam yaptı. Kapıları, duvarları ve çiftliğin ortasında yer alan tulumbayı kurşun yağmuruna tutan silahlı Ermenilerin kurşun izleri hala çiftliğin kapı ve duvarlarında yer alıyor. 19. yüzyılda yapılan ve hala ayakta olan bu tarihi çiftlik Ermeni mezaliminin izlerini taşımaya devam ediyor. “Kadın, çocuk ve hayvanları yukarıda ki mağaralara saklamışlar” Tarihi Camili Çiftliğinde yaşayan Abdullah Özdemir, o dönem de köyün yaşadığı olayları anlatırken şu ifadelere yer verdi; “Ermeniler 1920 yılında Kilikya bölgesi, yani bu bölgede topladıkları insanları buraya, Camili çiftliğine yığmışlar. Kaçan kadın, çocuk ve hayvanlar yukarıda ki mağaralara saklanırken erkekler çiftliğin içerisinde kalmışlar. Bazı bilgilere göre katledilen Türk sayısının 500’ü aşkın olduğu söyleniyor. Silahlı Ermenilerin bıraktığı mermi izleri hala kapı ve içeride yer alan Osmanlı armasında kendini gösteriyor. Türkler gelen Ermeniler tahılları yağmalamasın diye çiftliğin içerisinde kuyularda tahıllarını saklamışlar. Geçmişte burada çok büyük bir katliam yapılmış”. “1920 yılında Ermeni çeteleri katliam yapmıştır” Ermeni çetelerin Kayseri’den aşağıya inerek ne var ne yok her yerde katliam yaptıklarını ifade eden Özdemir, 1920 yılında çor çocuk demeden silahlı Ermeni çeteleri Kayseri’den bu tarafa doğru ne var ne yok toplayıp, buldukları yerde katliam yaparak buralara kadar gelmişlerdir” dedi
Bursa (Özel) Toz taşınımında solunum rahatsızlığı olanlar risk altında Meteoroloji Genel Müdürlüğü; Kuzey Afrika’dan beklenen toz taşınımı uyarısı yaptı. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Ertem Cengiz, solunum ve kronik rahatsızlığı bulunanların yanı sıra yaşlı hamile ve çocukların da toz taşınımı sırasında risk altında olduğunu ifade etti. Mecbur kalınmadığı taktirde dışarıya çıkılmaması gerektiğini söyleyen Cengiz, zorunlu durumlarda maske takılması gerektiğini kaydetti. Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan değerlendirmelerde Marmara’nın güneyi, İç Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu ile Batı Karadeniz’in iç kesimlerinde yer yer toz taşınımı beklenildiği açıklandı. Kuzey Afrika’dan beklenen çöl tozlarının hava kirliliği ve görüş mesafesini düşürmesine karşı yerel yönetimler vatandaşlara tedbirli olmaları konusunda uyarılarda bulundu. Ayrıca uzmanlar toz taşınımına uzun süreli maruz kalınması durumunda solunum yetmezliğine varabilecek rahatsızlıklar nedeniyle en yakın sağlık kuruluşuna gidilmesi gerektiğini dile getirdi. Solunum ve kronik rahatsızlığı bulunanların yanı sıra yaşlılar, hamileler ve çocukların risk altında bulunduğunu ifade eden uzmanlar, mümkün olduğunca toz taşınımı geçene kadar dışarı çıkılmaması, mecburi durumlarda ise maske takılması gerektiğini kaydetti. Uzmanlardan maske uyarısı Mecbur kalınmadığı taktirde dışarıya çıkılmaması gerektiğini ifade eden Acıbadem Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Ertem Cengiz, “Toz taşınımı dediğimiz dönem 3 gün boyunca ülkemizde çöl tozlarının yoğun olarak görülmesi demek. Hava kirliliğine neden olarak görüş mesafesini bozabildiği gibi özellikle solunum rahatsızlığı bulunan hastalarımızda, solunum sıkıntısına neden olabilir. Özellikle astım ve alerjisi olan kişilerde astım atağı gibi solunum sıkıntılarının yoğun olduğu dönemlere neden olabilir. KOAH’lı (kronik obstrüktif akciğer) ve kronik hastalığı olan kişilerde de solunum sıkıntısı ataklara neden olabilir. Bu dönemde en önemlisi toza maruz kalmamaktır. Kronik ve ciddi hastalığı olan kişilerin bu dönemde mümkünse dışarıya çıkmamasını tavsiye ediyoruz. Dışarıya çıkmaları gerekiyorsa özellikle toza karşı koruyu N95 gibi kullanmaları, bulamıyorlarsa bile normal maske faydalı olabilir. Maske kullanmak bu dönemde çok önemli. Astım hastalıklarında özellikle atağı tetikleyebilir, astım krizine neden olabilir. Böyle bir durum oluştuğunda hastaların bir sağlık kuruluşuna başvurarak etkili bir astım tedavisi almaları gerekebilir” şeklinde konuştu. Solunum rahatsızlığı bulunanlar kadar yaşlı, hamile ve çocuklar da risk altında Kronik rahatsızlığı bulunanların yanı sıra çeşitli grupların da risk taşıdığını belirten Cengiz, “Yaşlılarda ek hastalıklar, kronik rahatsızlıklar daha fazla olduğu için onlar daha hassas. Hamileler ve çocuklar etkilenebilir. Solunum hastalığı olanlar ekstra risk altında. Çünkü bu tozlar çok küçük partiküller halinde olup solunum yollarını etkileyebilmekte, hastalarda atakları tetikleyebilmektedir. Uzun süreli maruz kalma durumunda solunum yetmezliğine görülebilir Toz taşınımına uzun süreli maruz kalınmaları durumunda solunum yetmezliğine varan ciddi rahatsızlıklar görülebileceğine dikkat çeken Cengiz, “Kriz atak dediğimiz kriz tablosuna neden olabilir. Ciddi solunum sıkıntısı, hatta çok fazla maruz kalınırsa solunum yetmezliğine bile neden olabilir. Bizim en çok beklediğimiz tablo, öksürük ile birlikte nefes darlığı ve atak tablosudur” ifadelerini kullandı.