ÇEVRE - 09 Mayıs 2022 Pazartesi 12:24

45 yıldır aynı caminin minaresine yuva yapıyorlar

A
A
A
45 yıldır aynı caminin minaresine yuva yapıyorlar

Osmaniye’nin Sakarcalık köyünde aynı caminin minaresine 45 yıldır yuva yapan leylekler köyün simgesi oldu.

Osmaniye’nin Sakarcalık köyünde aynı caminin minaresine 45 yıldır yuva yapan leylekler köyün simgesi oldu.


Osmaniye-Kadirli karayolu üzerinde bulunan Sakarcalık Köyü Camisi minaresindeki leylek yuvası yoldan geçenlerin de ilgisini çekiyor. 1966 yılında yapılan cami minaresine ilk defa 1977 yıllarında leylekler yuva yaptı. Köye gelen ve birkaç yere yuva yapan leylek sonunda köy camisinin minaresini kendisine yuva seçti. Yaklaşık 45 yıldır aynı caminin minaresinde kuluçkaya yatan leylekler köy halkı tarafından titizlikle korunuyor. Köyün adeta simgesi haline gelen leylekler Sakarcalık köyünün “Leylekli köy” olarak anılmasını sağladı.


“Kendimi bildim bileli leylekler bu minareye yuva yapıyor” diyen 63 yaşındaki bir köy sakini, “Gelip gider bu leylekler köylülerimizde leylekleri çok seviyor. Kadirli’ye de gitsen Osmaniye’ye de gitsen Sakarcalık köyüne Leylekli köy derler. Her yıl gelirler buraya Ağustos ayında da geri giderler” dedi.


Dron ile havadan görüntülenen minaredeki leylek yuvasında, leyleğin yumurta yaptığı görülüyor. Kuluçkadan bu minarede çıkan yavru leylekler kanat çırpıp uçmayı öğrendikten sonra ağustos, eylül ayı gibi daha sıcak ülkelere göç etmek üzere ayrılıyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mardin Teknoloji çağında gün geçtikçe okuma oranı düşüyor Mardin’de öğrenciler, teknoloji çağında okuma oranının düştüğünü dile getirdiler. Mardin’de kütüphanelerde ders çalışan öğrenciler, okuma alışkanlıklarının her geçen gün düştüğünü söyledi. Okuma alışkanlığının ailede başlaması gerektiğine dikkat çeken Okan Hakan, "Kitap okumaya küçük yaşta başlanmalıdır. Ailenin vermesi gereken bir alışkanlık olması gerekiyor. Yaşa göre okunacak kitap değişir. Kitap okuma konuşma, diksiyon için çok yararlıdır. İlk başta aile, daha sonra okulda bununla ilgili bilgi verilmelidir. Teknolojiye göre kitap tercih edilmesi daha faydalı diye düşünüyorum" dedi. Okuma oranlarının düşmesini teknolojinin gelişmesine bağlayan Fahriye Kübra Teken ise, her türlü bilgiye internet yolu ile erişim sağladıklarını söyledi. Teken, "Her türlü bilgiye oradan ulaşmaya sahip olduk. İnsanlar teknolojiyi daha kolay bulduğu için oraya yöneliyor ama bence okumanın tadı daha farklı. Bu alışkanlığı pandemi döneminde edindim. O zamandan beri düzenli okumaya gayret ediyorum. Ayda üç kitap bitirmeye çalışıyorum. Okumadan önce olaylara daha düz bakıyordum. Kitap okuma alışkanlığı edindikten sonra insanlarla empati kurabildiğimi, hayata daha farklı baktığımı, duygusal ve manevi açıdan daha çok geliştiğimi fark ettim. Kitap okumak insanın bakış açısını genişletiyor. Kitap okumaya başlayan bir daha bırakamayacak. Çünkü kendi içinize çekiliyorsunuz ve bir nevi o karakterlerin hayatında yaşıyorsunuz. Sizin tanıdığınız insanlar gibi oluyorlar. Tanıştığınız her insan, giriştiğiniz her işte daha farklı bakmayı öğrendiğiniz için size bu tarz bir katkıda bulunuyor. Aynı zamanda Türkçemi geliştirmeme de katkısı oldu. Kitap okuyacak herkes bu şekilde faydalanabilir" diye konuştu.