POLİTİKA - 28 Mart 2019 Perşembe 15:16

Bahçeli’den Akşener’e: "Senin her yanın intikam olsa ne yazar"

A
A
A
Bahçeli’den Akşener’e: "Senin her yanın intikam olsa ne yazar"

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 31 Mart Yerel Seçimleri’nde intikam alacaklarını ifade eden İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e yönelik, "31 Mart Seçimleri’ni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden alınacak intikam seçimi olduğunu utanmadan söylüyorlar.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 31 Mart Yerel Seçimleri’nde intikam alacaklarını ifade eden İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e yönelik, "31 Mart Seçimleri’ni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden alınacak intikam seçimi olduğunu utanmadan söylüyorlar. Ey şuursuz. Neyin intikamını, kimden alacaksın? Kimlerin hesaplarına tetikçilik yapıyorsun? Senin her yanın intikam olsa ne yazar" dedi.


MHP Lideri Devlet Bahçeli, 31 Mart Yerel Seçimler öncesinde partisinin Osmaniye’de düzenlediği mitingde halka hitap etti. Bahçeli, "Ata topraklarımda buunmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Osmaniye’de nefes alan, hayatını kazanan her kardeşimi hasretle, sevgiyle kucaklıyorum" diyerek başladığı konuşmasında, Cumhur İttifakı’nın adaylarına destek beklediğini ifade etti.


Osmaniye il merkezinde ve Kadirli ilçesinde siyasi nezaket ve fedakarlık göstererek aday çıkarmayan AK Parti’ye teşekkür eden MHP Lideri Bahçeli, "31 Mart Yerel Seçimleri Türkiye’nin yeni hükümet sistemi kapsamında en önemli demokrasi imtihanıdır. Bu nedenle Osmaniyeli kardeşlerimden ricam, mutlaka sandığa gitmeleridir. Ülkemizin her yanını terör örgütleri sarmış. Her taşın altı fitne, her yer vahşet. Hedef ülke, Türkiye’dir. Vandal hesaplar Türk milletinin bölünmesi üzerine kurulmuştur. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’ın, Golan Tepeleri’nin sözde İsrail toprağı olarak tanıyan çürük imzası, terör örgütlerine verdiği desteği, Türkiye’nin nasıl bir kuşatma altında olduğunu göstermektedir. Türkiye’den yeni bir Irak çıkarma planlarında yaygınlık vardır. Sevr ile başaramayanlar, şanslarını yeniden deniyor. PKK’yı, FETÖ’yü kullanıyorlar, Türkiye’ye namlu doğrultuyorlar. En çok şehit veren Osmaniye, ihanetin nasıl bir kötülük olduğunu bilir" diye konuştu.



"Senin her yanın intikam olsa ne yazar?"


Millet İttifakı’na da sert sözlerle yüklenen MHP Lideri Bahçeli, CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve HDP’nin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni bozmaya çalıştıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Yeni bir sistem krizi, rejim bunalımı için pusuda bekliyorlar. Bir siyaset eskisi TBMM Başkanlığı da yapan zat, 31 Mart Seçimleri’ni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden alınacak intikam seçimi olduğunu, utanmadan söylüyorlar. Ey, şuursuz. Neyin intikamını, kimden alacaksın? Kimlerin hesaplarına tetikçilik yapıyorsun? Senin her yanın intikam olsa ne yazar? Bunlar Türkiye’yi geriye götürmek için zillete düşenlerdir. Yapılanı yıkmak, maharetleridir. Hakikati inkar, meslekleridir. Yükselişi durdurmak, asıl maksatlarıdır. Ama Osmaniye bunları rezil etmeye kararlıdır. Bu çevrelere boşuna zillet demiyoruz. Boşuna bunların maskelerini indirmiyoruz. Teröristleri belediyelere sızdırmaya çalışan CHP’ye Osmaniye’nin duruşu yeter. Osmaniye alayının oyununu bozar, hepsini birden önüne kattığı gibi kaçtıkları yere kadar kovalar, yakaladığında da hesabını sonuna kadar sorar. CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, HDP, terör örgütlerinin 378 çürümüş meclis üyesi adayına Osmaniye hoşgörü göstermez. PYD/YPG’nin terör örgütü olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu’nun Osmaniye’de diyecek sözü yoktur. HDP ile kol kola giren, PKK ve FETÖ’nün yörüngesine sabitlenen İYİ Parti’nin Osmaniyeli kardeşimi kandırması imkansızdır. Onun için, CHP ve İYİ Parti’ye oy veren kardeşlerim, zilleti tanıyın. Gelin siz de bu meydandaki ’Evet’e ortak olun. Kürt kökenli kardeşlerim, siz bizsiniz biz de siziz. PKK’nın emellerini çiğneyin, HDP’nin rezaletlerini def edin. Albayrağın altında hepimize yer var."



"Kaos meraklıları hesabını 2023 Genel Seçimleri’ne göre yapsın"


31 Mart Yerel Seçimleri’nden çıkacak sonuç ne olursa olsun, Cumhur İttifakı’nın varlığını koruyacağını kaydeden Bahçeli, şöyle konuştu:


"Hedef Cumhuriyet’in 100’üncü yılı, yani 2023’tür. Hedef demokratik normalleşme, siyasi istikrar ve ekonomik gelişmedir. 31 Mart’tan sonra Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri 2023’te yapılacaktır. Yerel Seçimler ise Mart 2024’te yapılacaktır. Kaos meraklısı İYİ Parti ve CHP ile terör yedeği HDP, hesabını buna göre yapsın. Erken seçime gerek yoktur. Dedikodu üreten mihrakların hevesleri beyhudedir. Türkiye önümüzdeki yıllarda güçlenmenin hedefini ortaya koyacaktır. Dünyayı, hainlerin başına yıkacağız. Türkiye’yi peşkeş çektirmeyecek, adı millet, aslı zillet olan ittifaka asla geçit vermeyeceğiz. CHP, İYİ Parti, HDP’nin sinsi 1 Nisan planlarını suya düşüreceğiz. PKK ve YPG’yi beka sorunu olarak görmeyenleri şaşkına çevireceğiz. Bu topraklara vatan diyen herkese ocağımız açıktır. Bu bayrak, ülke benim diyen herkese kapımız açıktır. Herkesi çağırıyorum, gelin bir olalım, Cumhur İttifakı’nda kenetlenelim. Türkiye’nin geleceğini hep birlikte inşa edelim."


Konuşmasının ardından MHP Lideri Devlet Bahçeli, Cumhur İttifakı Osmaniye Belediye Başkan Adayı Kadir Kara’nın elini kaldırarak destek istedi. Bahçeli’ye mitinginde AK Parti Osmaniye milletvekilleri İsmail Kaya, Mücahit Durmuşoğlu da eşlik etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Beylikdüzü’nde tır kornaları mahalleliyi isyan ettirdi Beylikdüzü Ambarlı Limanı’na giriş için beleyen tırların korna sesleri, Marmara Mahallesi sakinlerini isyan ettirdi. Liman girişinde oluşan yoğunluk nedeniyle dakikalarca kornaya basan tır şoförleri yüzünden huzursuz olduklarını söyleyen vatandaşlar, duruma çözüm bulunmasını istedi. Liman girişinde oluşan tır kuyruğu dron ile görüntülendi. Her gün yüzlerce tır ve aracın giriş çıkış yaptığı Ambarlı Limanı yolunda zaman zaman tırlar uzun kuyruklar oluşturuyor. Oluşan kuyrukta bekleyen tır sürücüleri, duruma tepki göstermek için kornalarını kullanıyor. Sürücülerin kornalı protestosu ise Marmara Mahallesi ve Yakuplu Mahallesi’nin bir kısmında oturan vatandaşları canından bezdirdi. Özellikle hafta sonlarında evlerinde istirahat eden vatandaşlar, korna sesleriyle irkiliyor. Duruma isyan eden mahalle sakinleri, yetkililerin bir an önce duruma ele atmasını istedi. Elvan Küçük isimli mahalle sakini, tırların korna seslerinden dolayı rahatsız olduklarını belirterek, “Rahatsız olmak ne kelime artık mustaribiz bu konudan. Defalarca bu konuda müracaatlarda bulundu tüm site sakinleri. Her akşam devam ediyor, özellikle cuma akşamları. Tırcıların limanda bir takım problemleri var fakat problemlerini etrafı rahatsız ederek halletme yoluna gidiyorlar. Sürekli korna çalıyorlar. Hastası var, çoluk çocuğu var. Saatlerce sinir bozucu, moral bozucu bir şekilde korna çalıyorlar. Devletimizin artık bu konuya bir el atması gerekiyor. Problemleri neyse çözülsün. Onlar da yaptıkları protestonun çevredeki insanlara verdiği zararı düşünsünler, kendi ailelerini, çocuklarını düşünsünler. Bu küçük bir şey, bunun saatlerce çalındığını düşünün. Hep beraber çalındığını düşünün cinnet geçirirsiniz, burada yaşayamazsınız artık. Biz bu konuda çok mustaribiz. Devlet bu konuya el atsın, liman işletmesi el atsın. Valimiz, belediye başkanımız, emniyet müdürümüz çok rica ediyoruz. Lütfen artık dayanamıyoruz” dedi. Mahalle sakinlerinden Mehmet Şimşek ise, “Akşam saatlerinde aşırı derecede bir korna sesi ve birçok tır korna çalınca insanlar çok rahatsız oluyor. Burada, bu bölgede oturan insanlar gece geç saatlerde bile aşırı derecede korna sesinden rahatsız oluyor” şeklinde konuştu. Selman Yücel yaşananlara bir çözüm bulunmasını isteyerek, "Buradaki tır şoförleri zaman kaybı yaşadıklarından dolayı korna ile tepki verip protesto ediyorlar. Bu korna sesleri de burada oturan vatandaşları rahatsız ediyor. Kiminin hastası var, yaşlısı var, tahammül edeni var, etmeyeni var. Ben valimizden ve bu bölgedeki tüm yetkililerden limanla ilgili çare bulmalarını istiyorum” diye konuştu.
Denizli Uzman Dr. Oğuz: "Covid aşısı olmayanlar için kalp krizi riski artıyor" Denizli Devlet Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nde görev yapan Uzman Doktor İbrahim Oğuz, 20 milyon insan üzerinde yapılan çalışma ile Covid aşısı olmayanların aşı olanlara oranla daha fazla kalp krizi riski taşıdığının ortaya çıktığını belirtti. İstatistiklere göre Türkiye’de ölümlerin büyük bölümünün kalp hastalıklarına bağlı olduğu ortaya çıktı. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Denizli Devlet Hastanesi Kardiyoloji Bölümü Doktoru İbrahim Oğuz, Corona döneminden sonra kalp hastalıklarının gençlerde de sık sık görüldüğünü ifade ederek, “Başlıca etkenleri arasında sigara kullanımındaki yaygınlık, kötü beslenme alışkanlıkları, spordan uzaklaşmak, tuz kullanımı ve birçok faktör var. Ancak son zamanlarda yapılan bir çalışma ile çarpıcı sonuçlarla karşılaştık. Korona döneminden sonra vatandaşlar özellikle kalp krizine bağlı ölümleri Covid aşısına bağlıyordu. Ancak 20 milyon insan arasında 1 yıl takip ile bir çalışma yapıldı. Çalışmanın sonucuna göre aşı olmayanlarda aşı olanlara göre daha fazla kalp hastalıkları ve ölüm gözlendiği ortaya çıktı. Covid aşısı değil daha çok Covid insanlarda kalp krizi riskini artırıyor. Önce Covid hastalığına yakalanıp, daha sonra kalp krizi geçirdiği için insanlar bunu aşıya bağlıyor. Ama yapılan bu çalışma ile bunun tam tersi olduğu ortaya çıktı” şeklinde konuştu. “Sadece sol kol ağrısı kalp krizi belirtisi için yeterli değil” Halk arasında bilinenin aksine sol kol ağrısının kalp krizi belirtisi için yeterli olmadığını dile getiren Oğuz, “Kalp krizi belirtileri olarak göğüs üzerinde baskı şeklindeki ağrılar bizi kalp krizi konusunda daha çok düşündürüyor. Mevsim geçişlerinde, sıcak soğuk değişimlerinde iğne batması şeklindeki ağrılarla başvuranlar çok oluyor ancak bu şekildeki ağrılar daha çok kas ağrısını düşündürüyor. Göğüste baskı ve ağırlık tarzı ağrılar doğrudan kalp krizi belirtisidir. Sadece sol kol ağrısı pek önemli değil, daha çok göğüs ağrısı ile birlikte olan sol kol ağrısı, terleme, nefes darlığı buna eşlik ediyorsa o zaman kalp krizi olarak değerlendirilebilir” dedi. Kalp krizi riskini en aza indirmek için tavsiyelerde bulunan Oğuz, sedanter yaşamdan uzak durulması gerektiğini belirterek, “Spora çok önem verilmesi lazım. Hamur işi ve yağlı yiyeceklerden uzak durmamız gerekiyor. Kötü kolestrol dediğimiz LDL’yi herkesin ölçtürmesi gerekir. Eğer bu değer yüksekse tedavisine başlanılmalı. Çünkü kötü kolestrol dediğimiz LDL sürekli damarlarda birikerek damarlarda tıkanıklığa yol açar. Özellikle diyabet, tansiyon, böbrek yetmezliği gibi kronik rahatsızlığı olanlar kontrollere düzenli olarak gitsin. En önemli faktörlerden biri de sigara kullananların sigarayı bırakması lazım” diye konuştu.
Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde 4 bölüm daha akredite edildi Atatürk Üniversitesi, çağdaş eğitim modelini benimsemek ve topyekün kalkınmayı sağlamak amacıyla başlattığı Yeni Nesil Üniversite Tasarım ve Dönüşüm Projesinin karşılığını almaya devam ediyor. Bu kapsamda verdiği eğitimin kalitesi bağımsız kurullarca tescillenen Atatürk Üniversitesinde; Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkiler, İktisat, Kamu Yönetimi ile Uluslararası İlişkiler Bölümleri akredite edilerek önemli bir başarı elde etti. Yapmış olduğu değişim ve dönüşüm yapılanması ile Araştırma Üniversitesi statüsü kazanan Atatürk Üniversitesinde gerek verdiği eğitimin tamamı gerekse program bazlı akreditasyon süreçleri de olumlu şekilde ilerliyor. Programları akredite olan üniversiteler sıralamasında Türkiye’deki toplam 208 üniversite arasında birinci sıraya yerleşen Atatürk Üniversitesi, 129 devlet üniversitesi, 23 araştırma üniversitesi ve 53 kurumsal akreditasyon alan üniversite arasında toplamda 55 programı akredite olan Atatürk Üniversitesi, en fazla programı akredite olan üniversite olarak adını zirveye yazdırmıştı. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi bünyesinde eğitim veren 4 programın daha akredite olmasıyla birlikte bu sayı 59’a ulaştı. Rektör Çomaklı: “Tercih yapılırken akredite olan bölümlere öncelik veriliyor” 27 programın da akreditasyon sürecinin devam ettiğini vurgulayan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Önlisans ve Lisans Eğitim Koordinatörlüğü ile Kalite Koordinatörlüğünün araştırmaları ve çalışmaları sonucunda Türkiye çapında önemli bir başarı elde ettiklerini ve bu başarı çıtasını da her geçen gün daha da yukarı taşıdıklarını ifade etti. Akreditasyon sürecinin fakülte ve bölümler için oldukça büyük bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Rektör Prof. Dr. Çomaklı: "Üniversite bölümlerinin akredite edilmesi, eğitim kalitesinin güvence altına alınması ve uluslararası tanınırlığın artırılması için önem taşıyor. Akredite bir bölüm, öğrencilere daha güvenilir bir eğitim sunarken, mezunların iş bulma şansını da artırıyor. İşverenler, akredite bir bölümden mezun olan adayları tercih ederken daha güvende hissediyorlar. Ayrıca, akredite bölümler öğrenciler ve aileleri için de güvenilir bir rehberlik kaynağı oluyor. Bu nedenle, öğrenciler tercih yaparken ve kariyer planları oluştururken akredite edilmiş bölümlere öncelik veriyorlar. Biz de bu bilinçle hareket ederek üniversitemizin verdiği eğitimi daha kaliteli hale nasıl getirebiliriz sorularına cevaplar arayarak adımlar atmayı sürdürüyoruz. Bu düşüncelerle; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültemiz ile onlara rehberlik eden Kalite Koordinatörlüğümüze teşekkür ediyor, bizimle birlikte üniversitemizin başarısı için gayret gösteren tüm mensuplarımıza kolaylıklar diliyorum” diye konuştu.