GENEL - 18 Eylül 2019 Çarşamba 10:20

Ramazan dede 60 yıldır köyün bakkalını işletiyor

A
A
A
Ramazan dede 60 yıldır köyün bakkalını işletiyor

Osmaniye’nin Sumbas ilçesine bağlı Gafarlı köyünde 86 yaşındaki Ramazan Can, 60 yıl önce açtığı bakkal dükkanını hala ilk günkü heyecanla işletiyor.

Osmaniye’nin Sumbas ilçesine bağlı Gafarlı köyünde 86 yaşındaki Ramazan Can, 60 yıl önce açtığı bakkal dükkanını hala ilk günkü heyecanla işletiyor.


İlçeye bağlı Gafarlı (Taşköprü) köyünde 60 yıldır köy meydanında bulunan bakkalın işletmeciliğini yapan 86 yaşındaki Ramazan Can, ilerlemiş yaşına rağmen köyde mesleğini sürdürmeye devam ediyor. Ramazan dede henüz 26 yaşındayken askerlik hizmetini bitirip köyüne döndükten sonra ailesinin de desteği ile köy meydanına bakkal dükkanı açtı. O gün bugündür köyde bakkal işleten Ramazan Can, ilerlemiş yaşına rağmen köyde mesleğini sürdürüyor. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte bakkala gelip kilidini açan Ramazan dede özenle rafları dizip kontrol ediyor ve müşterilerini bekliyor. Köy bakkalında hala satışların devam ettiğini ancak eski günleri de aradığını belirten Ramazan dede, 40-50 yıl önce bakkalına çevre köy ve mahallelerden dahi insanların alışveriş yapmaya geldiğini söyledi.


Başta gıda malzemeleri, kuru bakliyat, ev araç gereçleri olmak üzere işlettiği bakkalda köyde yaşayan bir insanın tüm ihtiyaçlarına cevap verecek malzemeler sattığını söyleyen Ramazan Can, eski dönemlerde at eyer takımı dahi sattığını belirterek, kendisine “yok yok bakkal” dendiğini anlattı.


Şehirlerde kurulan büyük market ve alışveriş mağazalarına karşın eski müşterilerinin hala kendisinden alışveriş yaptığını söyleyen Ramazan Can, “Eski günlerimizi tabi arıyoruz. Aramaz mıyız. Ancak hala müşterilerim var, hala bana gelip alışveriş yapıyorlar. Ben 60 yıldır köy bakkalı işletiyorum. Bakkalımda da bir evin ihtiyacı olan her şey mevcut. Ama eski işler bitti. Köyde 4-5 tane bakkal vardı hepsi kapattı gitti. Ben kaldım geriye. Bir de çerçiler çıktı. Artık milletin evine kadar her türlü malzeme gidiyor” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Polis, dolandırıcılara karşı vatandaşları uyardı Samsun Vezirköprü’de polis ekipleri hırsızlık, dolandırıcılık konularında vatandaşları bilgilendirerek uyarıcı broşürler dağıttı. Vezirköprü İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Çelik’in de katıldığı çalışmada birim amirleri ile polisler vatandaşları dolandırıcılık olaylarına karşı yüz yüze bilgilendirdi. Emniyet Müdürü Çelik, "Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin” dedi. İlçe merkezinde gerçekleştirilen çalışmalarda broşür dağıtılarak çok sayıda vatandaşa siber güvenlik, KADES, hırsızlık ve dolandırıcılık konuları hakkında yüz yüze bilgi verildi. Gerçekleştirilen çalışmalar çerçevesinde, özellikle dolandırıcılık konularıyla ilgili; pazar yerlerinde, taksi durakları ile kuaförlerde, kahvehaneler ile kafeler de, iş yerleri ve parklarda vatandaşlarla görüşüldü. Yapılan bilgilendirmede, “Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin. Bu kişiler çünkü dolandırıcıdır. Bu kişiler sizleri inandırmak için kimlik ve adres bilgilerinizi hatta kimlik numaranızı dahi söyleyebilir. Bunlara itibar etmeyin. Bankadan aradığını söyleyerek ’kredi kartı aidatınızı ve dosya masraflarınızı iade ediyoruz’ diyerek kart ve şifre bilgilerini isteyen kişilere inanmayın. İnternet sitelerinden alışveriş yaparken dikkatli olun, güvenilir siteleri tercih edin" ifadelerine yer verildi.
Bolu Bolu’da 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi, Bolu’da düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu kongrede Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.