YEREL HABERLER - 05 Haziran 2014 Perşembe 18:35

Teb 39 Dönem 1 Bölgelerarası Toplantısı Malatya’da Başladı

A
A
A
Teb 39 Dönem 1 Bölgelerarası Toplantısı Malatya’da Başladı

Türk Eczacılar Birliği’nin (TEB) 39. Dönem 1. Bölgelerarası Toplantısı, Malatya Eczacılar Odası’nın ev sahipliğinde Malatya’da başladı.
Hilton Otel’de başlayan ve 2 gün sürecek olan TEB 39. Dönem 1. Bölgelerarası Toplantısı’nın açılışına AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır, TEB Merkez Heyeti Başkanı Erdoğan Çolak, kamu kurum ve kuruluşu yöneticileri, sivil toplum kuruluşu temsilcielri ile Malatya Eczacılar Odası Başkanı Tahir Özelçi ve Türkiye genelindeki eczacı odası başkanları katıldılar. Açılışta konuşan Malatya Eczacılar Odası Başkanı Tahir Özelçi, “Yıllarca Türkiye'de ilaç pahalı diyen örgütümüz ve eczacılarımız ticari ıskontoları ellerinden alınarak adeta cezalandırılmıştır. Eczacılık fakültelerine her gün bir yenisi eklenerek mesleğimizde dezonformasyon yaratılmış ve bir eczacı enflasyonu oluşturularak mesleğimiz etik ve deontolojik yozlaşmaya sürüklenmiştir. Görülen o ki sürekli bir değişime zorlanmışız, bizi sürekli bir değişime zorlamışlar, hiçbir dahilimiz olmadan bu değişimlere sokulmuş meslek hayatımıza. Bu değişimler karşısında sürekli direndik etkiye ve tepki gösterdik, taarruza savunma yaptık, palyatif çözümler ürettik, günü kurtarma çabasına girdik. Artık zamanı gelmedi mi? Kendi değişimimizi yaşamanın, mesleğimizde milat ilan etmenin, sağlığın vazgeçilmezi olmanın, ilacın tek uzmanının eczacı olduğunu hatırlamanın, eczacılıkta büyük değişim hareketini başlatmanın. Bizim Malatya Eczacı Odası olarak meslektaşlarımıza çağrımızdır; saflığın ve sağlığın sembolü olan beyaz önlüklerimizi giyelim, eczanelerimize inelim, sanatımızı icra edelim. Her şeye rağmen mesleki yaşantımızı sıkıntıya sokan ekonomik olumsuzlukları hastalarımıza yansıtmadan halk sağlığına hizmet edelim ve danışmanlık görevimizi sürdürelim. Eczanelerimizi birer sağlık evine, kendimizi de birer sağlık emekçisine dönüştürelim. Kendimizin ve halkımızın kafasındaki eczacı rol modelini değiştirelim. Bizim Malatya Eczacı Odası olarak meslek örgütümüze ve 53 eczacı odamıza çağrımızdır; artık ilaç odaklı ve ilaç fiyatlarına endeksli eczacılık modeli iflas etmiştir. Mücadele edeceğimiz kulvar burası değildir. Hasta odaklı eczacılık modeli için radikal kararlar alınmalı ve eczacılıkta büyük değişim hareketi başlatılmalıdır. Meslektaşlarımızda buna hazırdır ve beklemektedir. Örgütümüzde ve odalarımızda bunu gerçekleştirecek güç ve kudret mevcuttur. Eğer biz bu değişimi gerçekleştiremezsek, birileri gelip bizi değiştirecek, mesleğimizi yeniden yapılandıracak, oyunun kurallarını, yeniden koyacak ve bu oyunda bize piyon rolünü verecektir. Yok eğer şah olup oyuna hükmetmek istiyorsak; mesleki ve örgütsel bir dönüşüm yaşayalım, meslek hakkımız ve onurumuz için gerekirse müzakere, gerekirse mücadele edelim, birlik ve beraberliğimizden asla ödün vermeden, yeri geldiğinde masadan kalkmamayı, yeri geldiğinde masaya yumruğumuzu vurmayı bilelim. Teslimiyetçi bir zihniyet gütmeden ama savaş çığırtkanlığı da yapmadan, mesleğimizin ve meslektaşlarımızın hak ve menfaatlerini koruyalım. İlacın sadece eczanelerde ve eczacı danışmanlığında sunulduğu, eczanelerin finans kurumu yerine, birinci basamak sağlık merkezi olarak görüldüğü, ilacın tek uzmanının eczacı olduğu, üretiminden hastalara sunumuna kadar her noktasında ve aşamasında eczacıların görev yaptığı bir büyük değişimi Türk Eczacıları Birliği şemsiyesi altında hep beraber gerçekleştirelim. Asla unutmayalım ki tarihsel değişimi yakalayamayan meslekler zaman içerisinde yok olup gitmiş, gelişimini tamamlayanlar ise tarih boyu var olmuşlardır. Bunu sağlayanlarda tarihe geçmişlerdir. Sözlerimi Hüseyin Cemil Meriç' in güzel bir sözüyle noktalamak istiyorum; Çürümekte bir değişimdir lâkin asla gelişim değildir” diye konuştu.
TEB Merkez Heyeti Başkanı Erdoğan Çolak ise, “Hem sağlığın özelleştirilmesi, piyasalaştırılması, ticarileştirilmesi yönündeki politik tercihlerin hem de küresel ekonominin bütçe üzerinde yarattığı baskının kamu sağlık harcamalarını kısmaya dönük tasarruf tedbirlerini beraberinde getirmesi de kaçınılmazdı. Tasarruf tedbirleri denilince ilk akla gelen ise ilaç harcamaları oldu. Oysa kamu sağlık harcamaları içinde ayakta ve yatarak sunulan tedavi hizmetleri dâhil olmak üzere tedavi giderlerinin payı en yüksek oranı oluşturduğu, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın başlangıcından bu yana yıllar içerisinde tedavi harcamaları sürekli arttığı ve son 4 yılda dikkat çekici şekilde ilaç harcamalarındaki artışın önüne geçtiği, bu artıştan aslan payını özel sağlık kuruluşlarının aldığı her nedense göz ardı edildi. Nitekim oranlara baktığımızda durum şudur; 2012’de tedavi harcamaları 29. 206 milyon TL iken ilaç harcaması 14 milyon 300 bin TL olarak gerçekleşmiştir. 2013 yılında ise toplam sağlık harcaması içine ilaç harcamasının payı yüzde 31 iken, tedavi harcamaları yüzde 67’dir. 49 milyon 806 bin TL olan sağlık harcamasının 33 milyon 531 bin TL’si tedavi harcamaları iken, 15 milyon 570 bin TL’si ilaç harcamalarıdır. Toplam sağlık harcamaları içerisinde özel hastanelerin payı 2001’de yüzde 6,2 iken, 2008’de yüzde 17,3’e çıkmıştır. Türkiye’deki özel hastane sayısı, özellikle büyük sermaye gruplarının açtığı yeni şubelerle birlikte 550’lere yaklaşmıştır. 2012 yılında özel sağlık kuruluşlarına başvuruda alınan ilave ücretlerde artışa gidilmiş, bu ücretler yüzde 200’e çıkarılmıştır. Özel hastaneler hem SGK’nın ödediği miktarı hem de bunun yüzde 200’e kadarını ilave ücret olarak hastadan istemektedir. Diğer yandan Türkiye’nin OECD ülkeleri içinde kişi başına sağlık ve ilaç harcamaları tutarı açısından hala son sıralarda yer alan ülkelerden birisi olduğunu vurgulamak isterim. GSYİH (Gayrı Safi Yurt İçi Hasıla) içindeki payına bakıldığında Türkiye’de oran yüzde 5,4’dür. OECD ortalaması ise, yüzde 9,2’dir. OECD ülkelerinde kişi başına sağlık harcaması ortalama 3.324 dolar iken, Türkiye’de 981 dolardır. Türkiye’de kişi başına ilaç harcaması 105 Dolar OECD ortalaması ise 497 doların bir hayli altındadır” dedi.
Eczacılık yönetmenliği ile ilgili olarak da bilgi aktaran Çolak, şöyle konuştu:
“3 bin 500 kişiye bir eczane düşecek şekilde yapılacak eczane sınırlaması uygulanmaya başlandı. Buna göre 2018 yılından itibaren mezun olanlar ve eczanesini o tarihe kadar bir kere ilçe dışına nakletmiş olanlar için Sağlık Bakanlığı yılda iki kez boş yerlerin listesini açıklayacak ve buna göre başvuru yapılacak. Yerleştirme puanına göre de insanlar başvurdukları ilçede eczane açmaya hak kazanacaklar. Yönetmelikle hayata geçirilen bir diğer değişiklik ise, internetten ilaç satışının yasak olduğunun vurgulanması oldu. Satış zaten bizim yasamıza göre yasaktı ancak bunun altı çizildi, yoruma kapalı bir hale geldi.”
Kendisinin Malatyalı olduğunu vurgulayan Çolak, “Bir Malatyalı olarak Malatya Eczacı Odası’nın bu toplantının ev sahipliğini üstlenmesinden mutluluk duyduğumu belirtmek istiyorum. Malatya, Medler’den Persler’e, Romalılar’dan Bizans’a, Selçuklu’ya ve Osmanlı’ya kadar çok çeşitli kültürlere ev sahipliği yapmış, onlarla harmanlanmış, ona kendi kültürünü katmış bir kenttir. Aynı Türkiyemiz gibi bir mozaiktir, rengârenktir, bu rengârenkliği ile de barışıktır” şeklinde konuştu.
Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır ise yaptığı açılış konuşmasında, “Sağlık insanın olmazsa olmazıdır. Eczacılar bu halkada önemli bir görev üstlenmiş durumda. Doktor bir reçete yazıyor, ancak eczacı ‘Çok iyi gelir’ diyorsa, bu izlenim her zaman çok önemli. Dolayısıyla eczacılık hastayı aynı zamanda terapi eden bir meslek. Son yıllarda sağlık sektörüne baktığımızda çok önemli gelişmeler yaşandı ve çok önemli değişimler kaydedildi. Biz yerel yönetimler olarak şehrin sorunlarını anketlerle belirlerken, en çok memnuniyetin sağlık alanında olduğunu hep gözlemledik” dedi.
AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık ise, kendisinin aynı zamanda bir eczacı olduğunu ve halen eczanesinin mesul müdür sorumluluğunda faaliyetini sürdürdüğünü belirterek, “Hepimiz çok net biliyoruz ki biz meslek milliyetçiliği yapıyoruz. Bunun en önemli örneklerinden birisini ben kendimden verebilirim. Her kademede, her alanda milletvekili ne yapar, her işi yapar, eczacı ne yapar, her işi yapar. Başı ağrıyan, dişi ağrıyan, boynu ağrıyan, karısı ile boşanan, kocası ile ayrılan herkes bir önce gelir eczacı ile dertleşir. Eczacılık meslek hakkı konusunda ben de sizlerle hemfikirim. Hakkınızın savunulmasında ve alınmasında dün sizinle beraber oldum, bundan sonrada sizlerle beraber olmaya devam edeceğim. Tek bir arzum var, tek bir isteğim var, oda ve birliklerimiz asla siyasileşmesin. Hak ve hukuk konusunda ben sizlerle birlikteyim. İktidar milletvekili olarak elimden bugüne kadar ne geldiyse yaptım, bundan sonrada yapmaya devam edeceğim. Stok sorunlarınızdan, ıskontolarınıza kadar, sanayicinin yapmış olduğu talebi olan mal fazlalarının kaldırılmasına kadar tüm sorunların farkındayız. Bununla ilgili çalışmaları hep yaptık, yapmaya da devam edeceğiz” dedi.
Yapılan konuşmaların ardından mesleki sorun ve çözüm önerileri ile ilgili oturumlara geçildi. Toplantı 7 Haziran’a kadar devam edecek.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.