EKONOMİ - 04 Haziran 2020 Perşembe 10:34

İmece geri döndü, 100 milyon doların üzerinde bir para yurtta kaldı

A
A
A
İmece geri döndü, 100 milyon doların üzerinde bir para yurtta kaldı

Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yıllardır Gürcistan’dan gelen çay işçileri tarafından toplanan yaş çayın bu yıl Korona Virüs salgını tedbirleri kapsamında sınır kapılarının kapatılması sonucu yöre insanı tarafından imece usulü ile toplanmaya başlaması ile hem çayın kalitesinin arttığı hem de 100 milyon dolar üzerinde bir paranın yurtta kaldığı belirtildi.

Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yıllardır Gürcistan’dan gelen çay işçileri tarafından toplanan yaş çayın bu yıl Korona Virüs salgını tedbirleri kapsamında sınır kapılarının kapatılması sonucu yöre insanı tarafından imece usulü ile toplanmaya başlaması ile hem çayın kalitesinin arttığı hem de 100 milyon dolar üzerinde bir paranın yurtta kaldığı belirtildi.


Tüm dünyayı etkisi altına alan Korona virüs salgını nedeniyle kapanan sınır kapıları nedeniyle Gürcistan’dan her yaş çay hasat döneminde Doğu Karadeniz’e gelen 40 bine yakın Gürcü çay işçileri bu yıl gelemedi. Bunun üzerine yöre insanı başta büyük şehirlerden olmak üzere gerekli izinlerini alarak 20 Mayıs’tan itibaren bölgeye gelerek kendileri için belirlenen karantina süreci sonrasında kendi çayını toplamaya başladı. Yöreye farklı illerden gelen az sayıda yerli çay işçileri de çay hasadına katılırken, yıllardır terk edilen imece usulü çay toplama sistemi bu yıl yörede kullanılmaya başlandı.


Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Çay Üreticileri Dayanışma Derneği (ÇAYÜDAD) Başkanı Mustafa Mavi, pandemi süreci nedeniyle alınan tedbirler kapsamında sınır kapısının kapanmasıyla çay üretiminde Gürcüler çalışamayınca hem çayın kalitesinin arttığını, hem de Gürcüler’e ödenen 100 milyon doların üzerindeki bir paranın bu yıl Türkiye’de kaldığını söyledi.


Çay üreticilerinin "Gürcüler gelemeyecek" düşüncesiyle sıkıntılı başladığı sezonun korkulan gibi olmadığını, Gürcülerin gelemeyişiyle doğan boşluğu imecenin doldurduğunu ifade eden Mavi “Sezona karamsar başlandı. ’Gürcüler gelemeyecek ne olacak?’ diye düşünülüyordu. Biz bir kampanya başlatarak ’Herkes kendi çayını kendisi toplasın’ dedik. İl dışında olan Rizeliler’in de gelmesi için bir çaba sarf ettik ve onlar da çay bahçesinin başına geldi. 19 Mayıs’tan sonra herkes kendi çayını toplamaya başladı. Bugün itibariyle sahil kesim, önemli bir kesim 1. sürgün çayını bitirdi. Hem çay toplama işinde, hem de özel sektörde çay doldurma işinde çalışan Gürcüler gelemedi. Onların gelemeyişi ile doğan ihtiyacı bölgemizden ve il dışından gelen vatandaşlarımız ile karşılıyoruz. Bana çok sayıda telefon geldi, özellikle Antalya ve Adana bölgesinden. Biz bu sektörde çalışmak istiyoruz dediler. Genellikle üniversite öğrencileri olmak üzere bizi aradılar ve şuan da çay sektöründe yükleme işinde çalışıyorlar” dedi.


Gürcistan uyruklu vatandaşların gelemeyişi nedeniyle çay üreticilerinin kendi tarım arazilerine daha fazla sahip çıktığını ve bunun ekonomik açıdan olsun, çayın kalitesi açısından olsun Türkiye için olumlu gelişmelere sahne olduğunu dile getiren Mavi “2 tane kazan kazan oldu. Gürcülerin gelmemesi ile birincisi çay kalitemiz düzeldi. Hem ÇAYKUR, hem de özel sektör çok kaliteli çay yaprağı almaya başladı. İkincisi Gürcülere ciddi paralar ödeniyordu. Bu çay sezonunda 100 milyon doları aşan meblağlar. Bu para yurt dışına çıkıyordu hiç geri dönmemek şartıyla. Pandemiden dolayı kapılar kapanınca otomatikman ülke içinde arayışa girdik ve sorunları çözmeye başladık. Çok da iyi gidiyor şuanda. Akdeniz bölgesinden çok sayıda vatandaşımız geldi, bizde onlara aracı olduk. Şuanda hiçbir aksaklık olamadan süreç devam ediyor. İnşallah gümrük kapısı hiç açılmaz, bu şekilde devam eder, para burada kalır, hem çayımızın kalitesi artar hem de işsizlerimiz azalır” şeklinde konuştu.


Türk gençlerinin çay toplama sezonunda başarılı iş çıkardığının altını çizen Mavi “Kendi çocuklarımız, kendi gençlerimiz de çay toplamada çok başarılı oldular gerçekten herkesi şaşırttılar. Yaşlısı genci tam 20, 25,30 yıl önceki havaya döndük. Herkes kendi çayını topluyor, birbirine yardım, imece ediyor. Çay kalitesi de gerçekten arttı. ÇAYKUR’un ve özel sektörün aldığı çay kalitesini gözlemlediğimde çay kalitesi gerçekten arttı. Böyle devam ederse Rize için ve çay için çok güzel günler bizi bekliyor” diye konuştu.


Çay üreticisi Ali Uzun ise Gürcistan uyruklu çay işçilerini çalıştırdıklarında kalitesiz çay toplandığını gördüklerini dile getirerek “Biz kendi çayımızı topluyoruz. İşçi hiç almıyoruz, çayımızı ÇAYKUR’a veriyoruz, özel sektöre de ara sıra veriyoruz. Biz çay işinden memnunuz fiyattan memnunuz şükredelim sabredelim. Gürcüler gelmezse çayın kalitesi artar çünkü Gürcüler çok pis çay topluyor. Elimizden gelse Gürcüleri çaylığa sokmayız. Ben bir sene çağırdım çok pis çay topladılar. Şimdi çay bahçesine giremediklerinden çayın şu an kaliteli olması çok normal” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aksaray’da nefes kesen polis-hırsız kovalamacası kamerada Aksaray’da inşaat malzemesi deposunu soyan hırsızlar ile polis arasındaki kovalamaca film sahnelerini aratmadı. Elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar bir süre sonra motosikletin aküsünün bitmesiyle bu kez de yaya olarak kaçmaya başladı. Gecenin sessizliğini siren seslerine bıraktığı kovalamacada hırsız kardeşler yarım saat süren takip sonucu yakalanırken, nefes nefese kalan şüphelilerden biri yere yatırılıp ters kelepçe yapıldığı esnada polis memurlarına “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Olay, gece yarısı Tacin Mahallesi’nde bulunan bir inşaat malzemesi deposunda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, depodan oksijen bariyerli yerden ısıtma borusu çalan 2 hırsız, çaldıkları boru paketlerini beraberinde getirdikleri 3 tekerlekli elektrikli motosiklete yükledi. Hırsızlık esnasında çevrede bulunan bir vatandaş durumu fark ederek hemen 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarında bulundu. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede belirtilen adrese intikal eden ekipler 2 şahsı depodan hırsızlık yaparken suçüstü kıstırdı. Polisleri görünce neye uğradıklarını şaşıran 2 hırsız deponun duvarından atlayarak bahçe dışındaki boruları yükledikleri elektrikli motosiklete binerek kaçmaya başladı. Şahısların kaçması üzerine polis ekipleri telsizden anons ederek diğer ekiplere kaçış istikameti hakkında bilgi verdi. Ekiplerin hırsızların peşine düşmesiyle gecenin sessizliği siren sesleriyle yankılandı. Polis ve hırsızlar arasında yaşanan kovalamaca ise film sahnelerini aratmadı. Bir süre elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar kaçarken çaldıkları boruları da motosikletin kasasından aşağıya attı. Polis ekiplerinin bölgeyi abluka aldığı kovalamacada motosikletin aküsünün bitmesi üzerine hırsızlar bu kez de motosikleti bırakıp yaya olarak kaçmaya başladı. Taşpazar Mahallesi’nde ara sokaklara ve apartmanların bahçesine girerek izlerini kaybettirmeye çalışan S.Ç. (21) ve U.Ç. (34) isimli 2 kardeş çok geçmeden yakalandı. Yüzüstü yere yatırılarak ters kelepçe yapılan nefes nefese kalan hırsızlardan S.Ç. ekiplerin ters kelepçe taktığı esnada “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Yüzüstü yatırılarak kelepçelenen 2 kardeş gözaltına alınarak polis aracına bindirildi. Şahıslar sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesine götürülürken çaldığı yaklaşık 150 bin TL değerindeki malzemeler sahibine teslim edildi. Olayla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tahkikat başlatıldı.
Sakarya Para vermeyen annesini benzin dökerek yakan şahıs tutuklandı Sakarya’nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı aldıktan sonra benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe veren şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elleri sargıda adliyeye sevk edilen şahsın, kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Korkunç olay, 18 Nisan Perşembe günü Akyazı ilçesi Erdoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçtiğimiz hafta annesi M.Y.’den (64) geçtiğimiz hafta bir miktar para alan ve tekrar isteyince ret cevabı ile karşılaşan Ö.Y. (42) öfkelendi. Ö.Y., maddi ve ailevi sorunları iddiası ile benzin dökerek annesi ve kendisini yaktı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan talihsiz kadın, ilk olarak Akyazı İlçe Devlet Hastanesi’ne buradan da Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluşan ve hayati tehlikesi bulunan M.Y., buradaki müdahalelerinin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Elleri sargılı şekilde adliyeye sevk edilen şahıs tutuklandı Her iki elinde de yanıklar oluşan şüpheli Ö.Y. ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanarak ilçe jandarma komutanlığına götürüldü. Şahıs, burada tamamlanan işlemlerinin ardından elleri sargılı bir şekilde adliyeye sevk edildi. Ö.Y.’nin kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” cevabını vermesi ve ‘Pişman mısınız?’ sorusunu ise yanıtsız bırakması dikkatlerden kaçmadı. Adliyeye sevk edilen Ö.Y., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hastanede tedavi gören M.Y.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.
İstanbul Freni tutmayan otomobil, 14 aracı biçti Ümraniye’de frenlerinin tutmaması sonucu kontrolden çıkan otomobil park halindeki 14 araca çarptı. Olay saat 21.45 sıralarında Ümraniye Armağanevler Mahallesi 23 Nisan Caddesi’nde meydana geldi. Frenleri tutmayan 34 DGK 750 plakalı Fiat marka ticari araç, seyir halindeyken Range Rover marka araca çarptı. Çarpışma sonucu lastiği fırlayan 34 DGK 750 plakalı hızını alamayıp 14 araca çarparak durabildi. Kazada şans eseri ölen yada yaralanan olmazken otomobillerde maddi hasar meydan geldi. Kazayı yapan sürücünün araçtan indikten sonra şok halinde olduğunu gören vatandaşların araması sonucu olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Maddi hasar meydana gelen bazı araçlar çekici yardımıyla götürülürken, kaza sonrası cadde polis kontrolünde trafiğe açıldı. Öte yandan kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü. Kazayı gören Zafer Karagül, "Bu yol tehlikeli. Yukarıdan gelen araba geldiği zaman bu aşağıdan yukarı araba çıkamıyor. Bu yolu tek yola çevirdikleri zaman veyahut yan yolla açtıkları zaman sıkıntı biraz azalabilir. Birkaç defa çöp kamyonu viraj alamadığı için oraya yuvarlandı. Gene bu dört yol ağzında 3-4 kere kazalar oldu. ’Ne oldu?’ freni tutmayan araba vura vura aşağı indi. Allah’tan büyük bir kazaya engel oldu" dedi. Başka görgü tanığı Serdar Burak Eker, "Doblo sürücüsü var bizim yaşlarımızda 2 tane çocuk, çok hızlı geliyorlar. Yerler de ıslak olduğu için hakimiyetini kaybetmiş. Önde bir panelvan vardı, ona sürttü. Sonra otomobile çarptı. Sonra jeep kurtulayım derken ona ön sağ kafasından çarptı. Sonra park halindeki araçlara çarparak tır dorsesinin orada durdu. Zaten Doblo’nun tekeri orada kaldı, kıvılcımlar falan çıkıyordu. Çocuk büyük ihtimalle şoktan dolayı sarhoş zannedildi, linç ettiler çocuğu. Polis geldi kaldırdı, ifade vermeye götürdüler. Kaldırıma çıkan araçlar oldu baya büyük maddi hasarlı kaza ama can kaybı yok. Ben 20 yaşındayım çocuk da benim yaşlarımda bir şey ama şoktan dolayı konuşamıyordu. Öyle üzüldüm kendisine" ifadelerini kullandı.