GENEL - 06 Nisan 2021 Salı 14:07

Muhlama mı, mıhlama mı tartışmalarına son noktayı coğrafi işaret koydu

A
A
A
Muhlama mı, mıhlama mı tartışmalarına son noktayı coğrafi işaret koydu

RİZE (İHA) – Yıllardır süre gelen ve Rizelileri oldukça rahatsız eden ‘Muhlama mı?’ yoksa ‘Mıhlama mı?’ tartışmaları Muhlama’ya alınan coğrafi işaret ile son buldu.

RİZE (İHA) – Yıllardır süre gelen ve Rizelileri oldukça rahatsız eden ‘Muhlama mı?’ yoksa ‘Mıhlama mı?’ tartışmaları Muhlama’ya alınan coğrafi işaret ile son buldu.


Rizelilerin yöresel bir yemeği olan Muhlama, tanınmaya başlandıktan sonra ismi dilden dile değişmeye başladı. Bu durum ise Rizelileri oldukça rahatsız etmeye başladı. Kendi yöresel yemekleri olan muhlamaya bir başka isim olan mıhlama denilmesinden rahatsız olan Rizeli vatandaşlar bunu sıklıkla dile getirmeye başladı. Dün itibariyle muhlamaya alınan coğrafi işaret ile bu tartışmalar son buldu. Muhlamanın yanında Rize’nin kokulu üzümünden yapılan tatlısı ‘Pepeçura’ ve artık şehrin sembolü olan ‘Rize çayı’ da coğrafi işaret ile tescillendi.


Konu hakkında açıklama yapan Rize Valisi Kemal Çeber, Rize’nin coğrafi işaretli ürünlerinin alınan son tescil ile 10’a yükseldiğini dile getirerek, “Coğrafi işaretli ürün sayımız Rize olarak 7 idi. Dün itibari ile 3 ürünümüz birden coğrafi işaret aldı. Dün itibariyle coğrafi işaret alan ürünlerimiz Rize Muhlamamız, Rize Pepeçuramız ve Rize Çayımız. Bu işaret bizim için çok önemli. Bu işaret sayesinde biz hem ürünü koruyoruz hem üreticisini koruyoruz hem tüketicisini koruyoruz hem de pazarlama anlamında bundan istifade ediyoruz. Hala daha da coğrafi işaret üzerinde çalıştığımız 20’ye yakın ürünümüz var. Bu işaretleri çoğaltacağız, Rize birçok değere sahip” dedi.


Tescil belgesinde de Rizelilerin kullandığı ‘Muhlama’ ifadesinin yer aldığını sözlerine ekleyen Çeber, “Biz tescilimizi muhlama diye aldık. Bana gelen bilgi notunda, resmi evrak itibariyle öyle söyleyebilirim. Hep diyorum ‘2 yıllık Rizeliyim ama en fanatik Rizeliyim’ diye. Bizim büyüklerimiz, dedelerimiz, ninelerimiz en güzelini bilir. Tescili biz Rize Muhalması diye aldık, bizde böyle kullanıyoruz. Mıhlama doğrusudur diyenlerinde affına sığınıyorum ama bende resmi ağızdan konuşuyorum” ifadelerini kullandı.



“Bunun özü muhlamadır”


Coğrafi işaretlerin bölgelerin kültürlerine değer kattığını dile getiren Kültür ve Turizm İl Müdürü Esra Alemdaroğlu ise, “Coğrafi işaret hem yöreye özgülüğünü simgelemesi hem de şehrin tanıtımı açısından önemli. Bizim hem kültürel hem de turizm tanıtımlarımızda da ifade ettiğimiz ürünlerimiz. Muhalamamız ve Pepeçuramızı biz Rizelilere sorduğumuzda genelde alıştığımız şeyler ama dışardan gelen insanlar pepeçuranın rengine ve böyle tatlı olduğuna çok ciddi şaşırıyorlar” şeklinde konuştu.


Mıhlama isminin yanlış olduğunu sözlerine ekleyen Alemdaroğlu, “Biz kendimizi doğru ifade etmeliyiz. Aslında bunun özü muhlamadır. Yazılışında da söylenişinde de mıhlama gördüğümüzde bunu düzeltiyoruz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara “Mahzen-30” operasyonlarında elebaşılığını Doğan Güney’in yaptığı (Yurt Dışı Firar) "Odacılar" olarak bilinen Organize Suç Örgütü çökertildi Batman merkezli 8 ilde Jandarma tarafından düzenlenen “Mahzen-30” operasyonlarında elebaşılığını Doğan Güney’in yaptığı (Yurt Dışı Firar) "Odacılar" olarak bilinen Organize Suç Örgütü çökertildi. Operasyonlarda organize suç örgütünün yöneticilerinden Yonca Onat’ın da aralarında bulunduğu 34 şüpheli yakalandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Batman merkezli 8 ilde Jandarma tarafından düzenlenen “Mahzen-30” operasyonlarında elebaşılığını Doğan Güney’in yaptığı (Yurt Dışı Firar) "Odacılar" olarak bilinen Organize Suç Örgütü çökertildiğini belirterek Operasyonlarda organize suç örgütünün yöneticilerinden Yonca Onat’ın da aralarında bulunduğu 34 şüphelinin yakalandığını kaydetti. "Aziz Milletimizin Bilmesini İsterim ki; hangi büyüklükte olursa olsun organize suç örgütlerini çökertip, adalete teslim edeceğiz. Şafak sökerken de gün batarken de operasyonlarımız devam edecek" diyen Bakan Yerlikaya operasyonla ilgili şu detayları paylaştı: "Batman Cumhuriyet Başsavcılığı, Jandarma Genel Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığının desteğiyle Batman İl Jandarma Komutanlığınca yapılan çalışmalar sonucu; Batman merkezli Adana, Aydın, Mersin, Hakkâri, Van, Mardin ve İzmir’de eş zamanlı olarak düzenlenen “Mahzen-30” operasyonlarında “Bilişim sistemlerini kullanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık” suçunu örgütlü olarak işleyen organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; Sosyal medya üzerinden sahte kiralık Bungalov ev ilanı vererek dolandırıcılık yaptıkları, mağdurlardan elde ettikleri gelirleri önce yasal bahis platformlarındaki hesaplara, daha sonra bahisten kazanılmış gibi gösterip kendi banka hesaplarına aktararak paranın izini kaybettirmeye çalıştıkları ve toplam 18 bin 635 vatandaşımızı mağdur ettikleri tespit edildi. MASAK ile koordineli yapılan çalışmalar sonucu; suçtan elde edilen mal varlığı değerlerinin aklanması kapsamında; ilk belirlemelere göre 34 milyon 530 bin TL değerinde işlem hacmine sahip, şüphelilere ait 1.283 banka hesabına el konuldu. Operasyonlarda; ruhsatsız tabanca, çok sayıda cep telefonu, sim kart, banka ve kredi kartı ile çok sayıda dijital materyale el konuldu. Batman Cumhuriyet Başsavcılığımızı ve operasyonları gerçekleştiren Kahraman Jandarmamız ile MASAK çalışanlarını tebrik ediyorum. Allah ayaklarına taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle."
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.