EĞİTİM - 19 Nisan 2022 Salı 15:55

Rize’de lise öğrencileri okullarında kendi ekmeğini kendisi pişirecek

A
A
A
Rize’de lise öğrencileri okullarında kendi ekmeğini kendisi pişirecek

Rize’de ‘Meslek Liseleri Ailelerle Buluşuyor’ projesi kapsamında Ekrem Orhan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde (REOMTAL) öğrencilerin kendi ekmeklerini kendileri üreterek ihtiyaç sahibi ailelere dağıtmak amacıyla kurulan fırının açılışı gerçekleştirildi.

Rize’de ‘Meslek Liseleri Ailelerle Buluşuyor’ projesi kapsamında Ekrem Orhan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde (REOMTAL) öğrencilerin kendi ekmeklerini kendileri üreterek ihtiyaç sahibi ailelere dağıtmak amacıyla kurulan fırının açılışı gerçekleştirildi.


Okulda öğrencilerin hamur işlerini öğrenebilmesi için fırın kuruldu. Hayallerini gerçekleştirmek için meslek okuluna gelen öğrenciler burada mutfaklarda ve konaklama alanında kendilerini geliştiriyorlar. Okulun yeni projesi olarak kurulan fırının açılışı Rize Valisi Kemal Çeber’in katılımlarıyla gerçekleşti.


"Meslek Liseleri Ailelerle Buluşuyor" projesi kapsamında kurulan fırın ile yapılacak ekmeklerin ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırılacağının altını çizen Rize Valisi Kemal Çeber “Her bir meslek lisemiz kendi ilgi alanı ve eğitim verdiği alanda, başta kendi bulunduğu mahalle olmak üzere gitgide genişleyen bir çevreyle bulunduğu ilçeye veya ile hizmet veriyor. Meslek lisesinde ayakkabı üzerine bir eğitim öğretim veriliyorsa orada ihtiyaç sahibi insanların ayakkabısını tamir ediyor. Meslek lisesinde marangozlukla ilgili bölüm varsa o yerde bulunan ihtiyaç sahibi insanların o tip ihtiyaçlarını karşılıyor. Bazen de böyle kurduğumuz fırınlarla yapıyoruz. Biz burada bu ekmekleri üreteceğiz hem ihtiyacı olan yurtlarımıza, pansiyonlarımıza vereceğiz hem de ihtiyaç sahibi insanlara da buradan ekmekleri ulaştırmış olacağız. Burada amaç eğitim öğretim veren kurumlarımızın meslek liselilerimizin bulundukları muhitte aynı zamanda hizmet kurumuna dönüşmesi. Orada ihtiyaçları gideren bir mekanizmalardan biri haline dönüşmesi ve verebildiği kadar hizmeti verebilmesi. Hem bu sayede meslek liselerimiz çok faydalı bir iş yapıyor. Hem öğrencilerimizin aldığı eğitimin somut karşılığını vermiş oluyor. Hem de başta ihtiyaç sahipleri mağdur aileler olmak üzere herkes bu hizmetten faydalanmış oluyor. Rize’mizde bugüne kadar bine yakın hanede 2 bine yakın insanın faydalandığı şekilde ve bin 500’e yakın öğrencinin katıldığı şekilde biz bu hizmetleri verdik. Bu fırınla beraber artık bu hizmetleri çok daha hızlandırmış olacağız” dedi.



Gönüllü eğitmen oldu


Okula fırının kurulmasıyla 13 yaşından bugüne fırıncılık yapan 49 yaşındaki Fikri Yılmaz, babadan kalan mesleğinin sürdürülebilmesi için gönüllü olarak eğitimci oldu. Gönüllü olarak öğrencilere ekmek, pide gibi hamur işlerinden yapılacak ürünleri gösteren Yılmaz, öğretmenler ve öğrencilere ekmeğin nasıl yapılacağını öğrettiğini belirterek “13 yaşımdan beri bu mesleği yapıyorum. Bu meslek bize dededen gelen bir meslek. Amcalarım ve babamda fırıncı olduğundan dolayı küçük yaştan beri mu mesleği devam ettiriyoruz. Bize ricada bulundular burada yardım etmek için bende gönüllü olarak geldim. Hem buradaki hocalarımıza hem de buradaki öğrencilerimize elimizde ki bilgileri öğretmek. Bu işi kendileri yapabileceği zamana kadar elimizden geldiğince yardım edeceğiz. İlerde aynı bizim gibi bu işi tek başına yapabilecekler. Amacımız burada kaliteli, düzgün işinin ehli kişiler yetiştirmek istiyoruz. Ekmeğin baştan sona kadar ne gerekiyorsa onları gösteriyoruz. Fırında ne kadar süre pişeceğiyle beraber kısacası biz imalatı öğrencilere öğretiyoruz" şeklinde konuştu.



Dede mesleğini okulda öğreniyor


Okulun eğitim gören 9. sınıf öğrencisi Halil Ulubay dededen kalma mesleğini yapabilmek için bu okula geldiğini söyleyerek, "Bu okulda hayallerimizi gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Bu okulda konaklama dersleri, temel yiyecek, mutfak derslerimiz, sunum derslerimiz ve müşteriye nasıl hitap etmemiz gerektiğin dair bir mesleğimiz var. Burada ekmeğimizin ve yemeklerimizin aşamalarını ve tekniklerini öğreniyoruz. Bütün hocalarımız bize bir şey öğretmek için çaba gösteriyor. Bizi üniversiteye göndermeye çalışıyorlar. Üniversiteden sonra büyük aşçı veya büyük restoranların patronları olabileceğiz. Bende dededen gelme bir meslek olarak bu işi yapmayı düşünüyorum" diye konuştu.


Lise birinci sınıf öğrencisi olan Nursena Aksu da okuduğu okula çocukluk hayali olan şef olmak için geldiğini belirterek, "Bu okula çocukluk hayalimi gerçekleştirmek için geldim. Gerçekten sevdiğim bir okul. Yabancı dil ağırlıklı çalışıyoruz genelde. Bu zamana kadar çorbalardan hamur işlerine kadar gerçekte çok şey öğrendik. Türk mutfağını dünyaya tanıtmak istiyorum. Öncelikle Osmanlı mutfağını tatbikîde. Hedefim büyük bir restoranda veya büyük bir otelde şef olmak. Biz burada hamur işlerinin püf noktalarını öğreniyoruz. Diğer ürünlerin tabaklama ve sunumunu öğreniyoruz" ifadelerini kullandı.



Mezun olduğu okulda aşçılık öğretiyor


Mezun olduğu okulda aşçılık yapan Hayriye Baki Köse ise amaçlarının mezun olduğu okulda öğrencilere bir şeyler kazandırmak olduğunu söyleyerek, "16 yıldır Turizm Otelcilik Meslek Lisesi aşçısıyım. Aynı zamanda 1997 şu anda aşçı olarak çalıştığım okuldan mezun oldum. Mezun olduktan sonra Üniversitede Gastronomi okudum. Okulu bitirdikten sonra Allah burada bir iş kapısı açtı bana. Burada öğrencilerle beraber öğretmenlerle beraber bu işi yürütüyoruz. Ben normalde öğrenci mutfağında çalışıyorum. Bu fırın yeni bir proje heyecan verici bir proje. Benim içinde ilk olacak. Öğrencilerle beraber, öğretmenlerimizin eşliğinde ekmekleri çıkaracağız. Hamur çok zevkli bir şey. Kokusu çok güzel, tutumu çok güzel ama tecrübeye tekabül bir olay. Şuan hayallerimin mesleğindeyim ve mezun olduğum okulda mezun olacak öğrencilerle beraber çalışma fırsatı buldum" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Vatandaşlar tarafından beslenen deniz kaplumbağaları balıkçı barınağını mesken edindi Mersin’de uzun yıllar boyunca vatandaşlar tarafından beslendiği için balıkçı barınağını mesken edinen deniz kaplumbağalarının yeniden normal beslenme alanlarına dönmesi için bilinçlendirme çalışması yapılıyor. Üreme döneminde Çamlıbel Balıkçı Barınağı’na gelen deniz kaplumbağaları, gerek restoran teknelerden atılan yiyecekler, gerek küçük ölçekli balıkçıların ıskartaları denize atması, gerekse vatandaşların attığı yiyecekler nedeniyle barınağı mesken edindi. Süreç devam edince barınaktaki deniz kaplumbağalarının sayısı zamanla 100’ü geçti. Kolay şekilde beslenebildikleri için barınağı mesken edinen deniz kaplumbağalarının doğal hayat dengesi de bozuldu. Bu durum üzerine Mersin Üniversitesi (MEÜ) ile Biyosfer Doğa Araştırmaları Derneği iş birliğinde deniz kaplumbağalarının vatandaşlarca beslenmesinin önüne geçilmesi ve onların doğal hayatlarına geri dönebilmelerini sağlamak amacıyla yaklaşık 7 ay önce bilinçlendirme çalışması başlatıldı. Bu kapsamda da barınak civarındaki restoran tekneler, balıkçılar ve çevredeki vatandaşlara yönelik broşür dağıtılarak, çeşitli yerlere afişler asıldı. Belirli aralıklarla gerçekleştirilen çalışmalara gönüllüler de destek vermeye başladı. "Kaplumbağaların sayısı son 10 yılda giderek artıyor" Çalışmayı yürüten MEÜ Su Ürünleri Fakültesi İşleme Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Deniz Ayas, yaklaşık 1,5 yıldır Çamlıbel Balıkçı Barınağı’ndaki kaplumbağaları izlediklerini söyledi. Deniz kaplumbağalarının ’kaç yıldır barınakta olduklarını ve yıldan yıla artıp artmadıklarını öğrenebilmek için’ bir anket çalışması da yaptıklarını anlatan Ayas, "Mersin Üniversitesi ve Biyosfer Derneği olarak çalışma yürüttüğümüz bu çalışmada gördük ki; Çamlıbel Balıkçı Barınağı’nda hem yeşil kaplumbağalar, hem de caretta caretta türü kaplumbağaların sayısı son 10 yılda giderek artıyor. Aslında biz tüm Akdeniz’deki balıkçı barınaklarını geziyoruz. Buralarda birer ikişer tane görülmesi normal ama Çamlıbel Balıkçı Barınağı’nda geçen kasım-aralık ayında yürüttüğümüz çalışmalarda 100’ün üzerinde hem yeşil hem de caretta caretta kaplumbağası olduğunu gördük. Bu aslında çok büyük bir sayı" dedi. Çamlıbel Balıkçı Barınağı’nda yıldan yıla artan bir deniz kaplumbağası popülasyonu olduğunu belirten Ayas, "Bunlar sürekli buradalar. Normalde ekim ayında kışlama göçüne gitmesi gereken kaplumbağalar burada kalıyorlar. Bunun temel sebebi buradaki restoran teknelerin balık atıklarını atması, onun dışında küçük ölçekli balıkçıların ıskarta dediğimiz yenilebilir malzemelerini denize bırakması. Aslında bunlar iyi niyetle yapılan davranışlar fakat bu ciddi anlamda bu hayvanların davranış değişikliğine sebep oluyor" diye konuştu. Barınağa gelen deniz kaplumbağalarına insanların evcil hayvan gibi davranmasının barınaktaki kalıcılıklarını artırdığına işaret eden Ayas, şöyle devam etti: "Burada deniz kaplumbağalarının kalıcılığının önüne geçebilmek için restoran tekne işletmecileriyle de konuşuyoruz, küçük ölçekli balıkçılarla da konuşuyoruz. Bunların neden beslenmemesi gerekiyor? Bunların evcil hayvanları olmadığı, bu yapılan faaliyetin onlar için bir iyilik değil, bunların korunma çalışmalarına dahi zarar verecek boyutlu bir süreç olduğunu anlatıyoruz. Eğer bu kaplumbağaları balık atıklarıyla, ıskartalarla beslemezsek, normal beslenme alanlarına geri dönerler ve normal habitatlarında yaşamaya devam ederler." Çalışmalara gönüllüler de destek veriyor Çalışmalara destek veren Biyosfer Derneği gönüllüsü avukat Azize Altıok Özmen de deniz kaplumbağalarının yaban hayvanları olmasına rağmen, iyi niyetli olarak beslendikleri için üremek için barınaktan ayrılmadıklarını söyledi. Bunun doğayı ve ekosistemi etkileyen bir durum olduğunu vurgulayan Özmen, "Biz de bunların beslenmemesi için hep birlikte konuşmaya geldik. Umarım herkes bu konuda bilinçlenir ve carettaların buradan üremek için gitmesini sağlayabiliriz" dedi. Gönüllülerden ODTÜ Deniz Bilimleri’nde yüksek lisans yapan Aybüke Uysal ise deniz kaplumbağalarının beslenmesinin onların ekosisteme davranışlarını ve diğer popülasyonları olumsuz etkilediğini ifade ederek, "Bu yüzden de balıkçıları bilinçlendirmek için buraya geldik. Normalde burada kışlama yapan deniz kaplumbağaları üremek için başka sahillere gider. Çünkü yazları buraya gelir üremek için. Fakat burada balıklarla beslendikleri zaman hem beslenme davranışları hem de üreme davranışları değişiyor. Ve bütün kış burada kalıyorlar. Biz de bunları balıkçılara anlatıp, onları beslenme konusunda bilinçlendirmeye çalışıyoruz" diye konuştu. Barınakta yaklaşık 17 yıldır restoran tekne işleten Ayhan Alıçlı da yürütülen çalışmaları desteklediklerini söyledi. Çalışma kapsamında deniz kaplumbağalarının neden beslenmemesi gerektiğinin kendilerine anlatıldığını ifade eden Alıçlı, "Biz de burada vatandaşları bilinçlendirmeye çalışıyoruz. ’Bunun doğasıyla oynamayın, beslerseniz buralardan bu hayvanlar ayrılmaz’ diyoruz" şeklinde konuştu.
Mersin Dünya çocukları Mersin’deki festivalde buluştu Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla bu yıl ilki gerçekleştirilen ‘Uluslararası Mersin Çocuk Festivali’ ile kentteki bayram coşkusu dört bir yanı sardı. Festival kapsamında Mersin’e gelen 14 ülkeden 350 çocuk, kendi ülkelerine ait gösterilerle izleyenlere unutulmaz bir bayram yaşatarak izleyenleri adeta büyüledi. Kültür ve Sosyal İşleri Dairesi Başkanlığı koordinesinde düzenlenen ve 21-22-23 Nisan tarihleri boyunca devam eden festivalde dünya çocukları unutulmaz bir bayram neşesine şahit oldu. ‘Uluslararası Mersin Çocuk Festivali’, Mersinli çocuklara ve dünyanın dört bir yanından gelen çocuklara unutulmaz anlar yaşattı. Festival sayesinde kentte adeta bir kültür mozaiği oluştu ve dünya çocukları bu festivalde buluştu. Dünya ülkelerinden çocukların bir araya gelerek kaynaşmalarına, barış ve kardeşlik ortamının oluşmasına vesile olan festival, kentte büyük bir memnuniyet ortamı oluşturdu. Farklı ülkelerden Mersin’e gelerek festival coşkusuna ortak olan çocuklar da gördükleri en güzel festivallerden biri olduğunu vurgularken, Mersin’e hayran kaldıklarını ve tekrar gelmek istediklerini de ifade ettiler. Mersin sahili bu festivalle rengarenk Özgecan Aslan Barış Meydanı’nda dünyanın dört bir yanından gelen halk dansları toplulukları gösterilerini sergilerken, izleyenler de adeta büyülendi. Halk dansları toplulukları ayrıca üstü açık otobüs ile kent turu attı ve festival coşkusu tüm şehri sardı. Festival için Litvanya, Kazakistan, Ukrayna, Gürcistan, Rusya, Moldova, Romanya, Kuzey Makedonya, Polonya, Bulgaristan, İran, Bosna Hersek, Almanya ve Kosova’dan gelen 350 çocuk kendi ülkelerine ait danslarını yaptı. Yetişkinler özledikleri bayram günlerine geri döndü Kentte 7’den 70’e herkesin bayram coşkusuna büründüğü festival sayesinde yetişkinler çocukluklarına dönerek eski bayramları hatırlarken, çocuklar da çocuk kalbini dolduran bu büyük bayram sayesinde neşe ve sevinç içinde bayram coşkusuna doydu. Büyükşehir Belediyesi sayesinde dopdolu geçen etkinliklerle Mersin unutulmaz bir 23 Nisan kutlamasına sahne oldu. Halk dansları gösterileri öncesinde de Mersin Büyükşehir Belediye Bandosu tarafından birbirinden güzel marşlar çalındı, ebeveynler ve çocuklar doyasıya eğlendi. Çocuklar bayram sevinciyle koştu Çocuklara ‘Çocuk Koşusu’ için göğüs numaraları, tişört ve şapkaları Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından verildi. Renkli görüntülere sahne olan Çocuk Koşusu sahilde gerçekleşti. Koşuyu tamamlayan tüm çocuklara madalyaları hediye edildi. Bütün daire başkanlıkları kolektif çalıştı Sahilde Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından açılan Üretici Kadın Stantlarına da vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Ayrıca çocuk deneyim alanında da çocuklara yüz boyama, resim yapma gibi etkinlikler yapılırken, patlamış mısır, pamuk şeker ve balon hediye edildi. Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı çocuklara çiçek hediye ederken, çocuklara kendi elleri ile saksılara diktikleri begonyalar hediye edildi. Ayrıca ‘Satın Alma Sahiplen’ temasıyla barınaktaki sahipsiz hayvanlar alana getirilerek sahiplendirme yapıldı. İtfaiye Dairesi Başkanlığı da hazırladıkları gösteriler ile etkinliğe ayrı bir renk kattı. Çocuklar için hazırlanan parkurda minikler itfaiyeci kostümü giyerek hem eğlendi hem yarıştı. Kurulan zipline ile çocukların eğlence ve coşkusu ikiye katladı. Mini zodyak gösterisi etkinliğe ayrı bir renk katarken, yüksekten ip ile iniş-çıkış gösterisi de izleyenlere adrenalin dolu anlar yaşattı. Mercan 100. Yıl İklim ve Çevre Bilim Merkezi tarafından alana getirilen güneş teleskobu ile güneş gözleminde güneş patlamaları ve lekeleri ayrıntılı bir şekilde incelenirken, Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı tarafından kurulan sahnede çocuklara ‘Sanal Gerçeklik Yöntemi ile Bilim Tabanlı Mersin’ tanıtımı yapıldı. Elektrik Mühendisleri Odası Mersin Şubesi EMO Çocuk Kulübü tarafından kurulan alanda da güneş enerjili araba yarışı yapıldı. Çocuklar son ışık bükücü yarışması yaptı. İlk kez Mersin’e geldiğini söyleyen ve çok eğlendiğini vurgulayan Kosovalı Melisa Kasumllari, “Mersin’in eski evlerini gezdik ve çok beğendik. Çok iyi hissediyorum çünkü çocuklara değer veriyorlar” ifadelerine yer verdi. Mersin’e hayran kaldığını söyleyen Kazakistanlı Asinur Nurlankızı, “Birçok ülkeden çocuklar gelmiş, kendi kültürlerini tanıtıyorlar ve çok keyifli. Herkesin 23 Nisan’ı kutlu olsun” şeklinde konuştu. 6 Şubat depremini yaşayan illerden olan Hatay ve Adıyaman’dan da halk dansları toplulukları Mersin’deydi. Deprem bölgesi Hatay’dan Mersin’e ilk defa gelen ve kenti çok seven Aliye İnan Bolat da “Burada kültürleri tanıdık, yeni arkadaşlarla tanıştık” dedi. Danslarının da çok beğeni aldığını belirten Bolat, “Ekip olarak buraya yeniden gelmek isteriz” diye konuştu. Adıyaman’dan gelen Edanur Sincan ise “Mersin çok güzel bir yer. İlk kez geldim. Bayram çok güzel geçiyor ve çok eğleniyoruz. Kazakistan’dan gelenlerle arkadaş oldum. Burası çok güzel bir yer. Mersin’e 23 Nisan için yeniden gelmek isterim” diye konuştu.
Artvin 700 kilogramlık boğasının doğum gününü kutladı Artvin’de ‘Ateş’ isimli boğasıyla çektiği videolarla milyonlarca sosyal medya kullanıcısının beğenisini kazanan Özlem Öztürk, her yıl olduğu gibi boğasına bu yıl da ahırda doğum günü sürprizi yaptı. Artvin merkeze bağlı Taşlıca köyünde çiftçilik yapan ve ailesine yardım eden 38 yaşındaki Özlem Öztürk, köy yaşantısıyla ilgili çektiği videolarla sosyal medyada fenomen oldu. İnek sağan, odun kıran, tarla süren, Öztürk, çektiği videoları sosyal medya hesabında paylaşınca büyük ilgi gördü. Öztürk’ün, takipçi kazanmasında en büyük pay sahibi olan ‘Ateş’ isimli 700 kilogramlık boğası 8. yaşına girince her yıl olduğu gibi sürpriz bir doğum günü hediyesi verdi. Mum üzerinde pasta ile ahırda giren Öztürk, “İyi ki doğdun Ateş" diyerek boğasının doğum gününü kutladı. Öztürk, görüntüleri sosyal medya hesabında paylaşınca büyük ilgi gördü. Öztürk, Ateş’in doğum günü kutlamasıyla ilgili yaptığı açıklamada, “Her yıl imkanlarımız doğrultusunda Ateş’in doğum gününü kutlamayı düşünüyoruz. Bu yıl 8 yaşına girdi. 23 Nisan günü doğdu, Türkiye’nin dört bir yanında çocuk bayramı kutlanırken, biz de Ateş isimli boğamızın doğum gününü kutluyoruz. Amacımız hayvan sevgisini çocuklara aşılamak, hayvan şiddetine karşı farkındalık oluşturmak” ifadelerini kullandı.