EKONOMİ - 09 Ocak 2019 Çarşamba 10:07

‘Sayılı Gün’ çayları Türkiye’deki cezaevlerine ve adliyelere gönderiliyor

A
A
A
‘Sayılı Gün’ çayları Türkiye’deki cezaevlerine ve adliyelere gönderiliyor

Rize’nin Kalkandere Açık Ceza İnfaz Kurumu, mahkumlar tarafından paketlenen ’Sayılı Gün’ markası adı altında Türkiye’deki ceza infaz kurumlarına ve adliyelere çay satıyor.

Rize’nin Kalkandere Açık Ceza İnfaz Kurumu, mahkumlar tarafından paketlenen ’Sayılı Gün’ markası adı altında Türkiye’deki ceza infaz kurumlarına ve adliyelere çay satıyor.


2016 yılının ekim ayında Rize’nin Kalkandere İlçesi’nde hizmete giren Kalkandere Açık Ceza İnfaz Kurumu içerisinde kurulan çay paketleme fabrikasıyla Adalet Bakanlığı bünyesinde çalışan Ceza İnfaz Kurumları ve Adliyelere adını ‘Sayılı gün’ koydukları çayları satmaya başladı.


290 hükümlünün kaldığı Kalkandere Açık Ceza İnfaz Kurumu yaklaşık 500 bin TL bütçe ile kurduğu çay paketleme fabrikasında önce işlenerek paketlenmeye hazır kaliteli çaylar büyük çuvallarla alınıyor. Kurum içerisinde kurulan laboratuvarda tahlil edilen çaylar daha sonra ayrılmış oldukları sınıflara göre harmanlanmaya başlanıyor. Harman edilen çaylar daha sonra hükümlüler tarafından paketlere doldurularak, paketlerin ağızları sıcak yapıştırma makineleri ile kapatılarak dışarıdan gelecek olası tehditlere karşı korunuyor. Daha sonra üzerine yapıştırılan bandrollerin ardından kolilere yerleştirilerek sipariş verilen kurumlara gönderilmek üzere yola çıkartılıyor. Hazırlanan ürünler kurumlara gönderilmeyle kalmayıp Kalkandere Açık Ceza İnfaz kurumuna yakınlarını ziyarete gelen vatandaşların görmesi için ziyaretçi alanına kurulan stantta ve adliyenin içerisinde bulunan satış reyonlarında sergilenerek tüketiciler ile buluşturuluyor.


Toplam 80 hükümlünün çalıştığı çay paketleme tesisinde hijyen ve atölye oryantasyon eğitimlerinin yanı sıra iş güvenliği eğitimi de veriliyor. Hükümlüler bu eğitimlerde aldıkları sertifikalarla paketleme fabrikasında çalışabiliyor.


Kalkandere Açık Ceza İnfaz Kurumu’ndaki hükümlüler Çay Paketleme Tesisi haricinde 8 değişik iş kolunda faaliyetlerini sürdürebiliyor. İnşaat, kantin, misafirhane, terzi, berber, çay paketleme satış mağazası, çay ocakları, temizlik iş kolunda çalışmalar yaparak meslek öğrenme faaliyetlerine devam edebilirken ayrıca oluşturulan hobi atölyelerinde de boş kalan zamanlarını değerlendirme fırsatı yakalayabiliyor.


‘Sayılı gün’ isimli çayları ayda ortalama 60 ton yılda ise 700 ton olarak paketlenerek ceza infaz kurumlarına sevkiyat yaptıklarını dile getiren Kalkandere Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Mustafa Çayır “Çayın ceza infaz kurumlarındaki hükümlü ve tutuklular için büyük bir önemi var. Hükümlüler için hasret, özlem, sevgi anlamı taşıyan ‘Sayılı Gün’ çayımızı çay paketleme tesisimizde paketleyerek tüm Türkiye’ye gönderiyoruz. 500 bin TL maliyetle kurduğumuz tesisimizden 2018 yılında bir buçuk milyon TL kar elde ettik. Tesiste elde edilen gelirle tutuklu ve hükümlülerin meslek ve sanat öğrenmeleri için yeni atölyeler açıyor, yeni üretim alanları oluşturuyoruz “ dedi.



Çay önce hükümlülerin testinden geçiyor


‘Sayılı gün’ ile özel bir lezzet yakaladıklarını ve çayı önce hükümlülerin test ettiğini dile getiren Çayır “Çay satışlarımızdan karımız her geçen yıl artıyor. Ürün çeşitliliğini artırarak herkesin isteklerini karşılamaya çalışacağız. 5 olan ürün yelpazemizi 10’a çıkartmayı planlıyoruz. ’Sayılı Gün’ çayımızda özel bir lezzet yakaladık. Üretimde çalışan hükümlülerin çoğu çayın içinden gelmiş kişiler, onlarla beraber bu çayı üretiyoruz. Çoğu tesiste var olan tadım ünitesi var. Bizim tadım ünitemiz hükümlülerimiz. Ürettiğimiz çayların tadına hükümlüler bakıyor, önce onlar test ediyor. Beğendikten sonra sevkiyatı yapıyoruz. Beğenmedikleri çayları göndermiyoruz” ifadelerini kullandı.


Çay paketleme fabrikasıyla olduğu gibi bütün ceza infaz kurumlarında asıl amacın hükümlülerin meslek öğrenmesi olduğunu sözlerine ekleyen Çayır “Hükümlülerimizi yaş, eğitim öğretim durumu, mesleki, bedensel ve zihinsel yetenekleri ile çalışma istekleri yönünde değerlendirerek mesleği olanların mesleklerini geliştirmeleri mesleği olmayan istekli hükümlüleri de meslek sahibi olmaları yönünde gruplandırarak durumlarına uygun iş imkanı sağlıyoruz. Atölyeye almadan önce eğitim servisimizde hijyen eğitimi, iş güvenliği ve atölyede oryantasyon eğitimine tabi tutuluyorlar. Ardından üretime başlıyorlar. Hükümlüler çalıştıkları her gün için ücret alarak, ayda 250- 300 TL gibi bir gelirleri oluyor. Bu gelirle ceza infaz kurumu içerisindeki ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Ayrıca meslek hastalığı ve iş kazalarına yönelik sigortaları da yapılıyor” şeklinde konuştu.


‘Sayılı Gün’ isimli çayların harmanlanmasında görevli olan Kalkandere Açık Ceza İnfaz Kurumu Sorumlu Baş Memuru ve aynı zamanda Ziraat Mühendisi olan Ömer Lütfi Ayan ise “Harmanlama bölümünde farklı sınıf çayların belli oranlarda karıştırılarak özel bir tat elde etmeye özen gösteriyoruz. Rize yöresinden elde edilen kuru çayları kendi formülümüzle harmanlayarak çayımızı üretiyoruz” ifadelerini kullanırken, çay tesisinde görevli personellerden Rizeli İnfaz Koruma Memuru Ahmet Uzun ise “Bu bölgenin çocuğu olduğum için her bölgenin farklı aromada çaya sahip olduğunu biliyorum. Aldığımız farklı bölgelerin çaylarını burada harmanlayarak özel çayımızı ortaya çıkartıyoruz. Çok kaliteli ve beğenilen bir çayımız var ve bunu karşılığını da görüyoruz. Kalitemizi bozmadan özel harmanımızla üretimimize devam edeceğiz” şeklinde konuştu.



"Hükümlülük bitince mesleğim olacak"


Hükümlü olarak kaldığı Kalkandere Açık Ceza İnfaz Kurumu’nda ’Sayılı Gün’ çayı üretiminde çalışan Hüseyin Arı 1 yıldır açık cezaevinde kaldığını ve bu tesisin sayesinde bir meslek sahibi olduğunu da dile getirerek “Açık cezaevine geldiğimde eğitimleri tamamlayarak çay paketleme tesisinde çalışmaya başladım. Rizeliyim ancak daha önce çay tesisinde çalışmadım. Çay paketleme sürecini burada öğrendim. Bu sayede burada hem vakit geçiriyorum hem de meslek öğreniyorum. Özgür olunca da çalışacağım bir mesleğim olacak. Çalışmamız karşılığında da ücret alarak ihtiyaçlarımızı karşılayabiliyoruz. Bize bu imkanı sağlayanlara teşekkür ediyorum” dedi.


2 aydır Kalkandere Açık Ceza İnfaz Kurumunda kalan Barış Çepni ise “Çay bahçesinde çalıştım ama paketleme işi yapmamıştım. Bizim buradaki zamanımızı verimli geçirmemiz için çok önemli bir proje hayata geçirilmiş. Aldığımız ücrette bize katkı sağlıyor” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Kütahya’da "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısı AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu ve AK Parti Kütahya İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç, 31 Mart’ta halka "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısında bulundular. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, seçim sürecinde Kütahya merkezde 58 bin haneye ziyaret gerçekleştirdiklerini ifade etti. Önsay, "Artık pazar günü sandığa gidiyoruz. Bir seçim kampanyası sürecinin daha sonuna geldik. Bu süreçte Kütahyalı hemşehrilerimize bizlere kapılarını açtığı için teşekkür ediyoruz. Hakikaten güzel bir kampanya süreci geçirdik. Tabii AK Parti seçimden seçime kampanya yapan bir parti değil, biz 28 Mayıs günü akşam Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla 31 Mart seçimleri için hazırlık yapmaya başladık. Bu süreçte, öncesinde henüz adayımız belli değilken ‘Mahallede gezek var’ programı ile 41 mahallemizde vatandaşlarımızla bir araya geldik. Dertlerini dinledik, taleplerini aldık. Sonraki süreçte 18 Ocak’ta Sayın Kamil Saraçoğlu adayımızın Cumhurbaşkanımız tarafından Kütahya AK Parti belediye başkan adayı gösterilmesinden sonra da yine sahada olmaya gayret ettik. Bu süreçte pek çok faaliyet yürüttük. ‘Mahalle Bizim Kütahya Bizim’ programımızı gerçekleştirdik. Yine 41 mahallemizde, mahallelerimizin sorunlarına hakim olduğumuzu, önceki ziyaretlerimizde o mahalleye dair beklentileri Başkanımız vatandaşlarımıza izah etti, projelerini anlattı. Bütün bu sürecin devamında yine son 10-15 günden beri Ramazan akşamlarını bir fırsat olarak görerek kapıları çalmaya devam ettik. Bütün bu süreçte toplam 58 bin hane ziyareti gerçekleştirdik. Bu tabi Kütahya için önemli bir sayı. 100 bin civarında seçmene ulaşabildiğimiz anlamına geliyor. 100 bin insana ulaşmak 58 bin kapıyı çalmak çok kolay bir süreç değil. Bu süreçte vekalet gösteren kadın kollarımıza, gençlik kollarımıza Merkez ilçedeki arkadaşlarımıza, ana kademedeki yönetim kurulu arkadaşlarıma, herkese teşekkür ediyorum. Tabi sadece 150 kişilik teşkilatımız değil, bunun dışında gönüllü olarak yine bu faaliyetlerde bize destek olan tüm gönüldaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. İnşallah hayırlısıyla pazar günü hep beraber sandıklara gidelim, reyimizi ortaya koyalım. Kütahya’mızın bundan sonraki 5 yılda ne olacağına hep birlikte karar verelim. AK Parti belediyecilik anlamında önemli bir marka. Sayın Cumhurbaşkanımızın bütün bu hareketi 1994’ten itibaren belediyecilikle başlamış bir hareket ve hakikaten önemli başarılara imza atıldı. Biz son 5 yıldan beri AK Parti olmayan bir belediye ile yaşadık. Bunun neler getirdiğini hep beraber gördük. İnşallah 31 mart günü ben inanıyorum ki Kütahyalılar Sayın Cumhurbaşkanımıza bir vefa göstereceklerdir ve yine Ak Parti’ye Sayın Cumhurbaşkanımıza, Kamil Saraçoğlu Başkanımıza destek vereceklerdir ve inşallah hep beraber bundan sonraki 2028 seçimlerine kadar Kütahya’da 3 vekilimizle, teşkilatımızla ve Belediye Başkanımız Kamil Saraçoğlu ile beraber şehrimizi büyütmeye ve geliştirmeye yönelik çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu. "Kütahyalılar demokrasinin unsurlarını yerine getiren bir yapıya sahip" AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu, 31 Mart’ta Kütahya’nın tekrar AK Belediyecilikle tanışacağını dile getirdi. Saraçoğlu, "Süreç Cumhurbaşkanımızın AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı olarak 18 Ocak’ta bizi ilan etmesiyle başladı. O günden bugüne yaklaşık 70 günlük bir süreyi geride bıraktık. 70 günlük süre boyunca biz hem hemşehrilerimizle bir araya geldik, esnaflarımızla bir araya geldik. Onları tek tek ziyaret ettik. Mahallelerimizde toplantılar gerçekleştirdik ve bu süre zarfında da biz geçmiş dönemde yaptığımız tüm projeleri halkımızla paylaştık ve yeni dönemde de hangi projeleri hayata geçireceğiz, hangi çalışmaları Kütahya’da yapacağız anlattık. Kütahya’yı daha iyi yerlere götürmenin gayreti içerisinde olacağımızın sözlerini verdik. Tabii ki geçmişte yaptığımız projelerimizi gelecekte yapacağımızın teminatı olarak gösterdik. Bu süreçte tüm hemşehrilerimize çok teşekkür ediyoruz. Artık seçim çalışmalarımızı noktalıyoruz. Bundan sonra 31 Mart’ta İnşallah tüm Kütahyalı seçmenlerimiz sandığa gidecek, biz susacağız onlar konuşacaklar ve tercihlerini gerçekleştirecekler. Tabi Kütahya halkı demokrasiye bağlı ve demokrasinin unsurlarını yerine getiren bir yapıya sahip. Geçmiş dönemde de belki Türkiye genelinde en yüksek seçime katılım oranları Kütahya’dadır. Bu dönemde de ben tüm seçmenlerimi özellikle AK Parti seçmenlerini sandığa davet ediyorum. Onlar da vatandaşlık görevlerini yapacak İnşallah 31 Mart’ta da biz tekrar AK Parti belediyeciliğini Kütahya Belediyesi’nde başlatmaya hemşehrilerimizle beraber hazır olduğumuzu dile getirmek istiyorum. Bir fetret dönemi yaşandı. Artık onun sonu geldi. İnşallah 31 Mart’ta sandıklar açılacak ve herkes bu çıkan sonuca razı olacak. Biz de hemşehrilerimizin kullanmış olduğu oyların başımızın üstünde yeri olduğunu beyan etmek istiyorum. İnşallah bu seçimi aldığımız andan itibaren de kollarımızı sıvayarak Kütahya halkına hizmetkar olmaya devam edeceğiz. Seçimlerin hem Kütahya’mıza, hem ülkemize hem de İslam coğrafyasına hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bu süre zarfı boyunca, tüm teşkilatımızla beraber il teşkilatımız, Merkez ilçe teşkilatımız, Kadın Kolları, Gençlik Kollarıyla, Belediye Meclis üyelerimizle beraber, çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmadık ve bu nokta itibarıyla da tüm hemşehrilerimizle kucaklaşma imkanı bulduk. İnşallah seçimler hayırlı uğurlu olsun diyorum" ifadelerini kullandı. "31 Mart pazar günü, sadece bu yerel seçim olarak görülmemeli" AK Parti Kütahya İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç, AK Parti’nin 22 yılda yaptıklarının bundan sonra da yapacaklarının teminatı olduğunu belirtti. Kılıç, "Adaylık süreci 2 aya yakın bir süre önce belli oldu. Biz bu adaylık sürecinden beri merkez köylerimizin hemen hemen tamamını gezdik, vatandaşlarımızla hasbihal ettik, taleplerini aldık, beraber istişareler yaptık. Köylerimize yol, su, altyapı hizmetleri konusunda neler yapılabilir, yerinde gördük, gezdik, notlarımızı aldık. Tabi, malum iki gün kaldı seçimlere. 31 Mart pazar günü, sadece bu yerel seçim olarak görülmemeli, bu seçimde belediye başkanı, belediye meclisi, il genel meclisi, muhtar ve ihtiyar heyetini seçeceğiz ama sadece bu şekilde bir seçim olarak görülmemeli. Bu yaşadığımız bölgenin ve Türkiye’mizin önümüzdeki 5 yılını kapsayacak bir geleceğimizin oylamasıdır. Geçen yıl da milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerimizi yaptık. Bu seçim daha da önem arz ediyor çünkü 5 yıl bir seçimsizlik süreci olacak ve AK Parti’mizin 22 yılda yaptığı hizmetlerin artık doruk noktasında yapılabilecek olan hizmetleri yapmamız için vatandaşımızın oylarını daha dikkatli kullanmalarını ve küçük bazı olumsuzluklara bakarak kanmamalarını dolayısıyla AK Parti’yi oylarıyla ve dualarıyla desteklemelerini talep ediyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte yapılması gereken, eksik kalan hizmetleri son derece gayretli bir şekilde yapacağız çünkü AK Parti’nin 22 yılda yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır ve bu şekilde bir çalışma gerçekleştireceğiz" şeklinde konuştu.
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.