ÇEVRE - 05 Mart 2019 Salı 14:34

Vampir Kelebekler’in temizliğinden bıktı çareyi biyolojik savaş açmakta buldu

A
A
A
Vampir Kelebekler’in temizliğinden bıktı çareyi biyolojik savaş açmakta buldu

Rize’de ve Doğu Karadeniz’de son 10 yıldır yaz aylarında etkili olan ve yörede ’Vampir Kelebek’ olarak adlandırılan Ricania Simulans’ın evlerinde bıraktığı kiri temizlemekten bıkan 9.

Rize’de ve Doğu Karadeniz’de son 10 yıldır yaz aylarında etkili olan ve yörede ’Vampir Kelebek’ olarak adlandırılan Ricania Simulans’ın evlerinde bıraktığı kiri temizlemekten bıkan 9. sınıf öğrencisi Büşra Aşar, bir arkadaşı ve öğretmeni ile birlikte ’Vampir Kelebeğe’ biyolojik savaş açtı


Doğu Karadeniz’in kanayan yarası haline gelen Ricania Simulans havaların ısınmaya başlaması ile bölgede yeniden gündeme gelmeye başladı. Söz konusu zararlılar yeşil bitkilere konarak özünü emiyor. Geceleri ise evlerde yanan ışığı gören bu zararlılar evleri istila ediyor. Geçmiş dönemlerde sürekli gündeme gelen ev istilalarından bunalan lise öğrencisi 16 yaşındaki Büşra Aşar da bu zararlı ile mücadele için bir çalışma başlattı.


Hasan Kemal Yardımcı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde öğrenim gören 9. sınıf öğrencisi Büşra Aşar, Proje Öğretmeni ve aynı zamanda okulun biyoloji öğretmeni olan Meryem Makbul ve kendisi gibi 9. Sınıf öğrencisi olan arkadaşı Mehmet Ziya Türüt ile işe koyuldu ve zararlı kelebeklerle mücadele etmeye başladı. Annesi çalıştığı için ev temizliğinin kendisine kaldığını ve bu zararlılar nedeniyle evi günde 2-3 kez süpürmek, temizlemek zorunda kaldığını dile getiren Büşra Aşar, yetkilerden Doğu Karadeniz Bölgesi’nin feryadını duymalarını ve destek vermelerini istiyor.



Bir tanesi ile mücadele yerine 50 yumurta ile mücadele


Kelebeklerin ergenlerinin öldürülmesinin bir işe yaramayacağını bu nedenle yumurtalara müdahale edilmesi gerektiğini düştüklerini dile getiren Büşra Aşar, 1 ergenin ortalama 50 sağlıklı yumurta bıraktığını tespit ettiklerini belirterek “Önce incire 4 farklı çözücü uyguladık. Bu 4 farklı çözücü 24 ve 48 saatlik periyotlarla yumurtaya uyguladık. Yumurtaya uygulamamızın sebebi Doğu Karadeniz’de tek bir tane ergin kelebeğimiz yok. Biz bir tane ergin kelebeği yok edince diğer erginler yumurtlayacaktır ve tek seferde 50 yumurta bıraktığı için 50 tane kelebek dünyaya gelecekti. Biz de bu yüzden mücadelemizi yumurtalarından başladık” ifadelerini kullandı.



Yumurtaların rengi ve şekli bozuluyor


Kelebeklerin yumurtaları dalın üzerine bırakmadığını, dalın iç kısmına yerleştirdiğini ifade eden Aşar "Distürü dediğimiz araç ile dalın iç kesiminden bir kesit aldık. Bu bulduğumuz çözücüleri de dalın iç kısımlarına uyguladık. Tekrardan bir 24 saat ve 48 saatlik bir periyot bekledik. Bunun sonunda yumurtaları gözlem altına aldık. Tüm çözücülerimiz tabi ki olumlu sonuç vermedi. Aralarından 1 tanesi hariç. Yumurtanın dala giriş yerlerinde şekil ve renk bozukluğu yumurtalarda da yine şekil ve renk bozukluğu meydana geldi" diye konuştu.



Kelebek çayların dalında yanmasına sebep oluyor


Vampir kelebeklerin çay sezonu başlamadan yeşeren çay bitkisine de konarak bitkinin özünü emdiğini kaydeden Aşar "Bu durumun çayın dalında yanmasına sebep olduğunu ve çaydan bu nedenle verim alınamadığını yaptıkları araştırmalar sonunca ortaya çıkardıklarını dile getiren Aşar “Ben anne tarafından Pazarköylüyüm. Biz yazın çaylarımızı toplayamadan bu kelebekler çaylarımızın öz suyunu emiyor ve çaylarımız dalında yanmaya başlıyor” şeklinde konuştu.



"Günde 2-3 kere evi temizlemekten sıkıldım"


Annesi çalıştığı için temizlik işinin kendisine kaldığını ve vampir kelebekler yüzünden evi birden fazla temizlemek zorunda kaldığını dile getiren Aşar “Evde de çok oluyor. Benim annem çalışan bir bayan ve ev temizliği toplama işleri bana kalıyor. Kelebekler yüzünden günde en az 2-3 kere evi temizlemek zorunda kalıyorum. Artık sıkılmış durumdayım çünkü benim derslerim de var. Benim günüm çok yoğun geçiyor zaten. Bu proje hocamızın aklına gelmişti, biz de araştırmaya başladık. Projemizde olumlu sonucu da aldık” dedi.



"Daha önceki çalışmaların yetersiz olduğunu gördük"


Okulun biyoloji öğretmeni olan Meryem Makbul ise “Çalışmamızla yörede vampir kelebek olarak bilinen Ricania Sumlans için biyolojik mücadeleyi hedefledik. Çalışmamızda literatür taraması yaptık. Taramamızda incir bitkisinin hiç kullanılmadığını gördük. Acaba dedik neden olmasın? Çalışmamıza incir bitkisi ile devam ettik. İncir bitkisinden ekstratlar aldık ve kelebeğe uyguladık. Bizim Doğu Karadeniz bölgemiz için çok büyük bir problem haline gelmiş, verimi düşüren, tarımsal üretimi negatif yönde etkileyen bir zararlı için daha önceden yapılan çalışmaların da yetersiz olduğunu gördük ve biz burada bir çalışma geliştirelim diye düşündük” ifadelerini kullandı.



"İncir geçmişte böcek ve haşerelere mücadelede kullanılırdı biz de o yöntemi denedik"


Geçmişte incir fidanının böcek ve zararlı haşere ile mücadele için tarlaların yanında ekildiğini, hatta incir yapraklarının ise hasat gerçekleştirildikten sonra ürünlerin yanına, içine koyulduğunu öğrendiklerini dile getiren, proje ortaklarından Mehmet Ziya Türüt ise bu yöntemi Ricania Simulans’ın üzerinde denediklerini ve başarılı olduklarını dile getirdi. Tütüt “2016 yılında Türkiye’ye Gürcistan’ın üzerinden turunçgiller ve kivi fidanlarıyla Sarp Sınır Kapısı’ndan girip Marmara Bölgesi’ne kadar yayıldı. Bu süreçte bu aralardaki bölgelerde tarımsal faaliyetlerin düştüğünü herkes görüyor. Ricania Simulans ile biyolojik bir çalışma başlatmamızın sebebi, çay arazilerimizde, fındık arazilerimizde ve kivi fidanlarımızda verimin düştüğünü fark ettik. Verimin düşmesi üzerine bir araştırma başlattık. Araştırmalarımızın sonunda ise incirin kullanılmadığını fark ettik. Eskiden büyüklerimizin, dedelerimizin incir ağaçlarını tarlalarının yanına ektiğini ve incir yaprağını hasatların yanına koyduğunu fark ettik ve biz de inciri denedik” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa BUYAZ Şiir Onur Ödülü Ayten Mutlu’ya verildi Nilüfer Belediyesi’nin Bursa Yazın ve Sanat Derneği iş birliğiyle düzenlediği Dünya Şiir Günü etkinliğinde, onur ödülü Ayten Mutlu’ya verildi. Nilüfer Belediyesi’nin, Bursa Yazın ve Sanat Derneği (BUYAZ) ile düzenlediği Dünya Şiir Günü etkinlikleri bu yıl Ürünlü Arı Evi’nde yapıldı. Dünya Şiir Onur Ödülü’nün de sahibini bulduğu geceye Nilüfer Belediye Meclisi Üyesi Gülver Deniz, BUYAZ Başkanı Bülent Elitok ve çok sayıda şiir sevdalısı katıldı. Etkinlikte Arife Kalender’in kaleme aldığı Dünya Şiir Günü bildirisini şair Esra Dökmen okudu. Esra Dökmen ve Elif Burcu Özkan, etkinliğe rahatsızlığından dolayı katılamayan Dünya Şiir Onur Ödülü sahibi Ayten Mutlu’nun şiirlerini okudu. Etkinlik sonunda Dünya Şiir Onur Ödülü’nü Ayten Mutlu adına Süreyya Akçay, Nilüfer Belediye Meclisi Üyesi Gülver Deniz ve BUYAZ Başkanı Bülent Elitok’un elinden aldı. BUYAZ Başkanı Bülent Elitok, yıllardır Nilüfer Belediyesi ile edebiyat üzerine çok güzel işlere imza attıklarını ifade ederek, sanatın, bilimin değerinin daha da çoğaldığı yeni bir dönem olması dileklerinde bulundu. Etkinlikte daha sonra Dünya Şiir Günü kapsamında Hilmi Haşal ve Süreyya Akçay’ın konuk olduğu bir söyleşi düzenlendi. Ayten Mutlu’nun edebi çalışmaları ve şiire bakışını ele alan Haşal ile Akçay, ödüllü şairin eserlerinden kesitler de sundu. Ayten Mutlu’nun şiirlerinde umudu içeren derinlik ve incelikte olduğunu belirten Süreyya Akçay, “Onun şiirlerinde hüzün olsa da umuda bakan pencerede var. Ona göre toplumların gelişmişlik düzeyi kadınlara verilen değerle ölçülmektedir. Kadınların eşit sayılmama hüznünü sıkça şiirlerinde işlemiştir. O kadın hakları için yaşamının her anında mücadele vermiştir. Sonsuzlukta gezinme arzusu vardır onun şiirlerinde” dedi. Şair Hilmi Haşal, Ayten Mutlu’nun kadın sorunlarını cesur şekilde dile getirdiğini belirterek, “O, çalışmalarında birçok konuya değinmiş. Konular arası geçişleri çok yumuşak yapmış. Ama en çok kadının çilesine dikkat çekmiş. Ayten Mutlu şiirin ruhuyla bilimin ışığı arasında kalan hayatın kanatlarını yazmıştır. Okuru dehlizlere çeker, sözleri ve zihinleri okşar. Okunanın aynasında kendini aramaya çağırır. O adeta okurun algısına dokunur” diye konuştu.
Samsun Samsun’da yağmursuyu baskınlarına karşı önlem Samsun Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (SASKİ), özellikle yaz aylarında yaşanan yağmur suyu baskınlarına karşı önlemler alıyor. SASKİ bu kapsamda Bafra ilçesinde de keson kuyu terfi merkezi inşaatına başladı. Karadeniz’in merkezi Samsun’da hayatı kolaylaştırıp yaşam konforunu artırmayı hedefleyen Samsun Büyükşehir Belediyesi, bütün ilçelerinde içme suyu, yağmur suyu ve kanalizasyon şebeke hattı yenileme çalışmalarına devam ediyor. İçme suyu ve atık su arıtma tesisi yatırımlarını aralıksız sürdüren SASKİ Genel Müdürlüğü, keson kuyu yağmursuyu terfi merkezleri inşa ediyor. Cadde ve bulvarlar ile ara sokaklarda biriken yağmur sularını hızla toplayacak keson kuyulardan ilkini Canik ilçesi Gülsan Sanayi Bölgesi’nde inşa ederek işletime alan SASKİ, yüzey sularını Mert Irmağı’na deşarj ediyor. Ekipler, Terme’nin Çay Mahallesi’nde başlattığı ikinci yağmursuyu kuyu projesinde de önemli mesafe kat etti. Çalışmaların sürdüğü inşaatın tamamlanmasıyla yağmur suları, Terme Çayı’na iletilecek. Terme Keson Kuyu Terfi Merkezi’nin aynısını Bafra’da inşa etmeyi sürdüren SASKİ Genel Müdürlüğü, 10 metre çapında ve 10 metre derinliğindeki keson kuyuyu, 28 milyon TL’ye mal edecek. Proje bittiğinde ise yağmur suları, güçlü pompalarla Baduk Kanalı’na deşarj edecek. "3 ilçemizdeki su baskınlarını büyük oranda önlemiş olacağız" Yapımı devam eden keson kuyu inşaatıyla ilgili bilgi veren SASKİ Genel Müdürü Dr. Bahattin Yanık, Terme ve Bafra’daki terfi merkezi imalat çalışmalarının planlı şekilde sürdüğünü kaydetti. Samsun’un her noktasında içme suyu, yağmursuyu, kanalizasyon yatırımı gerçekleştirdiklerini ifade eden Yanık, “Çay Mahallesi’ndeki yağmursuyu keson terfi merkezinin yüzde 80’i tamamlandı. Ardından vakit geçirmeden Bafra Kemal Paşa Mahallesi’ndeki yatırımın startını verdik. Şu an keson kuyu terfi merkezi inşaatına devam ediyoruz. Akabinde pompa montajı ile borulama işine başlanılacak. Böylelikle 3 ilçemizdeki su baskınlarını büyük oranda önlemiş olacağız" dedi.
Gaziantep Beyindeki kan pıhtıları kasıktan tedavi edilerek hastalar felç olmaktan kurtarılıyor Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı yapılan Gaziantep Şehir Hastanesi, Girişimsel Radyoloji alanında gerçekleştirdiği yenilikçi ve başarılı tedavilerle dikkat çekiyor. Modern teknoloji ile hizmet veren hastanede, beyin pıhtıları, kasıktan girilerek yapılan müdahale ile tedavi edilerek hastalar felç olmaktan kurtarılıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı yapılan ve yaklaşık 7 aydır hizmet veren Gaziantep Şehir Hastanesi, hastalara şifa olmaya devam ediyor. Pek çok alanda modern tedavilerin uygulandığı hastanede Girişimsel Radyologlar tarafından (damar içi) özel cihazlar kullanılarak ve kasıktan girilerek yapılan müdahale ile beyindeki pıhtıların çıkarılmasıyla altı ayda 100’ün üzerinde hasta tedavi edildi. Bu sayede ameliyata gerek kalmadan ya da ameliyatla bile düzeltilemeyecek ani yaşanan inme (felç) ve beyin kanamalarına 7/24 müdahale ediliyor. Gaziantep Şehir Hastanesi’nin teknolojik alt yapısı ve en güncel tıbbi cihazlarıyla ön plana çıkan Girişimsel Radyoloji Bölümü, felçlerin önlenmesine yönelik başarılı anjiografik uygulamalar gerçekleştiriyor. Şehir Hastanesi’nin Gaziantep ve çevre illere çok başarılı bir hizmet sunduğunu ifade eden Gaziantep Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Süleyman Çetinkünar, "Girişimsel Radyoloji, çok spesifik alanları içeren, özel işlemlerden oluşan, özel alet kullanımı gerektiren, ekip ruhuyla çalışan ve bu ekibin başındaki yetenekli doktorlarımız ve hocalarımız başta olmak üzere, hemşireler, teknisyenler ve diğer çalışanlardan oluşan güçlü bir ekibin varlığını ifade eder. Girişimsel Radyoloji çok özellikli bir bölümdür. Açıldığımız günden bu yana 100’ün üzerinde inme (felç) hastasına anjiyografik tedavi uygulandı ve büyük oranda başarıyla sonuçlandı. İlimiz, bölgemiz ve ülkemiz, Girişimsel Radyoloji ekibimizin hizmetinden faydalanabildiği için çok mutluyum. Bu konuda emeklerini esirgemeyen ve özveriyle çalışan tüm ekibe çok teşekkür ederiz" dedi. 6 ayda 2 bin 500 hasta muayene edildi Gaziantep Şehir Hastanesi Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ali Burak Binboğa, minimal invaziv işlemlerle gerçekleştirilen bu tedavilerin çeşitliliğine ve poliklinikte 6 ayda yaklaşık 2 bin 500 hastanın muayene edildiğine dikkat çekti. Ayrıca, 200 hastaya nörogirişimsel işlemlerin uygulandığını ve bunların 80’inin inme, 50’sinin beyin damar baloncuğu (anevrizma) geriye kalan da 70 hastanın da şah damarı (karotis stent) tedavisi olduğunu belirtti. Gaziantep Şehir Hastanesi Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Onay, Gaziantep ve Güneydoğu Bölgesi’ndeki hastalara sunulan "Girişimsel Radyoloji" hizmetleri hakkında bilgi verdi. Doç. Dr. Mehmet Onay, hastanenin iki üst düzey biplan ve bir monoplan anjiyo cihazına sahip olduğunu ve her türlü Girişimsel Radyolojik işlemin uygulandığı ve hastaların tedavilerinin mümkün olduğunu ifade etti. Mehmet Onay, özellikle inme ve beyin kanaması gibi A grubu işlemlerin Gaziantep Şehir Hastanesi’nde Girişimsel Radyoloji ünitesinde yapıldığını belirtti. Ayrıca, acil olmayan hastaların Gaziantep Şehir Hastanesi’nin 1. Kat C7 blokta bulunan Girişimsel Radyoloji Polikliniği’ne randevu almadan başvurabileceklerini söyledi. "Kasıktan girilerek beyindeki tıkanmış damar bulunup pıhtı çıkarılıyor" Gaziantep Şehir Hastanesi Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Çetin Murat Altay ise halk arasında felç olarak bilinen iskemik inme hastalığı ve tedavisinin önemi üzerinde durdu. Doç. Dr. Çetin Murat Altay, inme semptomlarının, vücudun bir kısmında felç, yüz felci, konuşma bozukluğu gibi bulgularla ortaya çıktığını ve tedavide zamanın kritik olduğunu vurguladı. Murat Altay, ilk 6 saat içinde müdahale edilmesi gerektiğini çünkü beynin kan almadığı her 5 dakikada hücrelerin ölmeye başladığını belirtti. Altay, Girişimsel Radyoloji ekibinin beyinde tıkanıklık bölgesinde "can çekişen hücrelere" yeterli kan akımını sağlamak için kasıktan girilerek beyindeki tıkanmış damarı bulup pıhtıyı çıkardığını ve bu işlemin hastalar için konforlu olduğunu ifade etti. Erken müdahale ile hastaların semptomlarının hızla iyileşebildiğini belirten Altay, süre uzadıkça durumun zorlaştığını söyledi. Doç. Dr. Çetin Murat Altay, Gaziantep Şehir Hastanesinde bu işlemlerin ücretsiz olarak yapıldığını ekledi. “6 ayda yaklaşık 2 bin 500 hasta muayene ettik” Doç. Dr. Ali Burak Binboğa, “Girişimsel Radyoloji dediğimiz bölüm ülkemizde henüz yan dalı olmayan bir uzmanlık dalıdır. Minimal invaziv işlemler yaptığımız bir alandır. Burada biyopsisinden tutun damar içinden tedaviler olmak üzere birçok işlem yapıyoruz. İşlem çeşitliliğimiz çok fazla. 6 ayda yaklaşık 2 bin 500 hasta muayene ettik” dedi. "İnme ve beyin kanamalı hastalarının tedavisinde 2 tane üst düzey biplan anjiyo cihazımız bulunmakta” Doç. Dr. Mehmet Onay, “Gaziantep Şehir Hastanesi olarak Gaziantep ve tüm Güneydoğu bölgesindeki illerdeki İnme ve beyin kanamalı hastalara Girişimsel Radyoloji hizmeti vermekteyiz. Her türlü Girişimsel Radyolojik işlemler hastanemizde yapılmakta. Ünitemiz dışında Girişimsel Radyolojiye tanımlı 10 yataklı servisimiz de bulunmakta” şeklinde konuştu. "Felçlik tedavisinde en önemli unsur erken müdahale’" Felçlik tedavisinde en önemli unsurun erken müdahale olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Çetin Murat Altay ise, “Halk arasında felç olarak bilinen inme genellikle şeker, tansiyon ve kalp hastalığı olan hastalarda oluyor. Bu hastalarda tedavide en önemli husus ’zaman’. İlk 6 saatte hastanın acil servise başvurması ve beynine atan pıhtının çıkarılması gerekiyor. Çünkü insan beynine kan 5 dakika gitmeyince hücreler ölmeye başlıyor ve geri dönüşümsüz bir sürece giriliyor. Bu nedenlerden dolayı ölen beyin hücreleri var. Bir de can çekişen ve kurtarılmayı bekleyen hücreler var. Girişimsel Radyoloji olarak biz burada can çekişen hücreleri kurtarmak için müdahale ediyoruz” diye konuştu. (FA-SVY-
İstanbul Decoverse reklam filminde milli voleybolcu Hande Baladın rol aldı Eczacıbaşı Topluluğu’nun banyo yenileme alanında hizmet veren web sitesi Decoverse’ün reklam filminde, milli voleybolcu Hande Baladın rol aldı. Reklamda, Baladın’ın sıradışı smaçları eşliğinde Decoverse’de banyo yenilemeye dair tüm ihtiyaçların bulunduğu anlatılıyor. Eczacıbaşı Topluluğu’nun, banyo yenileme sürecini online hale getirmek amacıyla geçtiğimiz yıl açtığı yeni dijital banyo yenileme platformu Decoverse, yeni reklam filminde Eczacıbaşı takımının yıldız oyuncularından, milli voleybolcu Hande Baladın’a yer verdi. ‘İstediğin banyo olsun’ başlıklı reklam filminin başında, Baladın’ın smaçlarıyla eski bir banyoyu yıktığı görülüyor. Ardından Baladın’ın yanına gelen platform ekibi milli voleybolcuya “Siz bitirdiyseniz biz başlayalım Hande Hanım” diyor ve banyoyu yenilemeye başlıyor. Jüpiter’in kreatif yönetiminde Filmhakika tarafından çekilen reklam filminin yönetmenliğini Caner Çetiner üstlendi. Yapılan açıklamaya göre, banyosunu yenilemek isteyenler, bugün 120 kategoride, 450 farklı markaya ait 70 bini aşkın ürün seçeneği bulunan platform aracılığıyla farklı mimarların tasarımlarından oluşan ilham görselleri ile banyo tasarımlarından fikir alabiliyor, aradıkları en uygun ürünü bulabiliyor, tüm süreç boyunca profesyonel mimarlık ve ustalık hizmeti alabiliyor.