SAĞLIK - 17 Ekim 2019 Perşembe 16:39

Yakalandığı kanseri kitaplarla yeniyor

A
A
A
Yakalandığı kanseri kitaplarla yeniyor

3 yıldır Meme Kanseri hastalığı ile mücadelesini tedavi gördüğü Samsun’da devam ettiren Emine Korkmaz, bu süreçte kendisini en rahat hissettiği yerin kitap yazmak olduğunu dile getirdi.

3 yıldır Meme Kanseri hastalığı ile mücadelesini tedavi gördüğü Samsun’da devam ettiren Emine Korkmaz, bu süreçte kendisini en rahat hissettiği yerin kitap yazmak olduğunu dile getirdi.


Aslen Rize’nin Ardeşen ilçesinden olan 47 yaşındaki Emine Korkmaz 3 yıldır kanserle mücadele ediyor. Daha önce bir kitap çıkaran Korkmaz, ikinci kitabını çıkarmaya hazırlanıyor.


Aile şartlarının okumasına engel olduğunu söyleyen Emine Korkmaz “1972 yılında Rize’nin Ardeşen ilçesinde doğdum. 2 çocuk annesiyim. İlkokulu’nu Köprüköy İlkokulu’nda bitirdikten sonra açık öğretimden ortaokulu eğitimimi tamamladım. Evet, okuma ve yazmayı seviyorum. Hayal ettiğim gibi bir hayatım olmadı. Ne kadar okumak istesem de aile şartlarım buna izin vermedi. Başarılı öğrenciydim, imkan verilseydi okuyabilirdim” şeklinde konuştu.


İlk kitabında tamamen yaşanmış hikâyeleri kaleme aldığını belirten Korkmaz “Hikayemde savaşçı bir Karadeniz Kadını’nı anlattım. Hedefim, bir kadın isterse tüm zorlukların üstesinden gelebileceğini göstermekti. Kitabı yazarken önceliğim maddi kazanç değildi. Tabi sonuç olarak belli bir kazancım da oldu. Evet, ikinci kitabımı yazamaya başladım. Kitabın konusu kendim. Hayal etiğim dünyanın yaşantısını kaleme aldım. İkinci kitabımın tarihini vermem için son aşamaya geliyor olmam lazım. Oysa duygu yoğunluğuma bağlı olarak, zamanın ve imkânlarımın el verdiği ölçüde çalışıyorum. Bana göre kitap yazmak oldu bittiye gelmez” dedi.



“Kitap yazarken kendime özel bir dünya kuruyorum”


Kitap yazarken kendisine özel bir dünya kurduğunu ifade eden Emine Korkmaz “Kitaba olan bağlılığım içimde bir ukde kalmasıdır. Aslında içimdeki beni dışarıya çıkartmak her zaman önceliğim olmuştur. Kitabı yazarken kendime özel bir dünya kuruyorum. O dünyada hayalleri gerçek olan bir Emine Korkmaz var. Türkiye’de okuma – yazma oranlarının düşüklüğüne dikkat çeken Korkmaz “Nedeni, bilgiye değil de öncelikleri para olmasıdır. Oysa hem ilim sahibi hem de maddi kazanç elde edebilirler. Bazı aileler halen daha kız evlatların okumasına engel oluyorlar. İlk eğitim aileden geçer. Bu yüzden okumanın önemini anlatmak ve göstermek lazım. Evlatlarımızı paraya değil bilgiye boğalım” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Üniversite eğitimini tamamlayıp toprağına döndü Sivas’ın merkeze bağlı Yaramış köyünde yaşayan Ahmet Almalı, üniversite eğitimini tamamladıktan sonra köyüne dönerek baba toprağını işlemeye başladı. Gazetecilik alanında dört yıl eğitim gören 26 yaşındaki Ahmet Almalı, okuldan mezun olduktan sonra alanında çalışmak yerine köyüne dönüp toprağını işlemeye karar verdi. Dört yıl okuduktan sonra bir dört yıl da iş aramak istemediğini belirten genç çiftçi, köyünde ki arazileri ekip biçerek tarımsal faaliyetlerini sürdürüyor. Baba toprağını işlemek, aile geleneğimize uygun bir adım olduğu kadar benim için de büyük bir gurur kaynağı diyen Almalı, köyündeki verimliliği artırarak hem ailesine hem de köy halkına katkıda bulunmayı amaçlıyor. "Okudum diye memur olmalıyım diye bir düşüncede değilim" Üniversite öğrenimini tamamladıktan sonra okuduğu bölümü yerine ata yadigarı toprakları işleme kararı aldığını ifade eden genç çiftçi Ahmet Almalı, “Sivas’ın merkeze bağlı Yaramış köyünde doğdum büyüdüm. Eğitim hayatım nedeniyle Sivas’a geldim. Liseyi ve üniversiteyi Sivas’ta tamamladım. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümünden mezun oldum. Dört yıl okuduktan sonra bir dört yılda iş aramak istemedim. Bunun yerine ata toprağıma döndüm. Şimdi çiftçilikle uğraşıyorum. Genellikle buğday, arpa ve yulaf ekiyorum. Çiftçiliği çok seviyorum. Okudum diye memur olmalıyım diye bir düşüncede değilim. Üretici de olabiliriz, çiftçi de olabiliriz. Üretmemiz gerekiyor. Üretmeliyiz ki kalkınalım. Hem biz kalkınalım hem devletimiz kalkınsın. Üretmeden hiçbir şey elde edemeyiz. Böyle bir imkânı olan baba toprağı olan varsa köyüne dönüp çiftçilik yapsın. Böyle baba toprağı olmayanlar için de devletimizin teşvik ettiği kurumlar var. Teşvik alarak üretici olabilirler” dedi.