ASAYİŞ - 13 Ocak 2022 Perşembe 15:31

3 askerin şehit düştüğü patlama davasında iddianame kabul edildi

A
A
A
3 askerin şehit düştüğü patlama davasında iddianame kabul edildi

Havai fişek fabrikasının patlamasının ardından fabrikada hasar görmeyen patlayıcıların Adapazarı ilçesinde kontrollü imha amacıyla kamyondan indirilirken etmesiyle 3 asker şehit olmuş, kamyon şoförü ile 4 asker yaralanmıştı.

Havai fişek fabrikasının patlamasının ardından fabrikada hasar görmeyen patlayıcıların Adapazarı ilçesinde kontrollü imha amacıyla kamyondan indirilirken etmesiyle 3 asker şehit olmuş, kamyon şoförü ile 4 asker yaralanmıştı. Konuya ilişkin açılan davanın kabul edilen iddianamesinde dönemin İl Jandarma Komutanı ile 3 jandarma personeli hakkında 2 yıl 8’er aydan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası istendi.


Sakarya’nın Hendek ilçesi Yukarıçalıca mevkisinde yaklaşık 15 dönüm üzerine kurulu havai fişek fabrikasında 3 Temmuz 2020’de meydana gelen ve olay yerine yaklaşık 50 kilometre uzaklıktaki birçok noktadan duyulan patlamalarda 7 kişi hayatını kaybetmiş, 127 kişi yaralanmıştı. Meydana gelen patlama sonrasında fabrikada hasar görmeyen patlayıcılar ise kontrollü şekilde imha edilmek üzere Adapazarı ilçesi Taşkısığı mevkisine getirilmişti. İmha edilmek üzere fabrikadaki patlayıcıların Taşkısığı mevki’inde 9 Temmuz 2020’de saat 11.35’te kamyondan indirildiği sırada bir patlama meydana geldi. Patlayıcıların infilak etmesi neticesinde ise 3 asker şehit olmuş, kamyon şoförü ile 4 asker yaralanmıştı. Konuya ilişkin açılan davada Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 18 sayfalık iddianame 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. Kabul edilen iddianame kapsamında da dönemin Sakarya İl Jandarma Komutanı Albay C.Y. ile Jandarma Yüzbaşı M.U.Y, Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş B.G. ve Jandarma Astsubay Kıdemli Üstçavuş A.G. hakkında ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma’ suçundan 2 yıl 8’er aydan 22 yıl 6’şar aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.



“İkinci kamyondan maddelerin indirildiği sırada patlama gerçekleşmiş”


Hazırlanan 18 sayfalık iddianamede, havai fişek fabrikasında 3 Temmuz 2020’de meydana gelen patlamadan arta kalan ve itfaiye tarafından soğutma işlemleri gerçekleştirilen kimyasal ve patlayıcı maddelerin toplanması, taşınması ve imhası için Hendek İlçe Jandarma Komutanlığı ile Patlayıcı Madde İmha Timi (PAMİT) ekiplerince işlemlere başlandığı belirtildi. Bu doğrultuda, Hendek Belediyesinden talep edilen kamyon, ekskavatör ve kepçenin kullanıldığı belirtilen iddianamede, 4-5-6-7 ve 8 Temmuz 2020 tarihlerinde öğleden önce ve sonra olmak üzere günde iki kez ilçedeki bir taş ocağında imha işleminin gerçekleştirildiği yazıldı. Olay yerinde 9 Temmuz’da bir kez imha işlemi yapıldığı belirtilen iddianamede, ikinci kamyondan maddelerin indirilmesi sırasında meydana gelen patlama sonucunda patlayıcı imha uzmanları Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Halil Tuna Akgöz ve Jandarma Uzman Kademeli Çavuş Mesut Yazar ile Jandarma Uzman Onbaşı Fatih Manga’nın şehit olduğu, kamyon şoförü Fatih Üretmen, jandarma onbaşılar Mustafa Yücesoy, Furkan Demirel, Ferdi Tuna ve Vedat Belek’in de yaralandığı aktarıldı.



“İddianamede ihmal neticesinde bir askerin şehit olduğu belirtildi”


İddianamede yer alan bomba uzmanlarınca hazırlanan ekspertiz raporunda, “Patlamada fabrikasyon patlayıcılardan TNT ve DNT, ayrıca piroteknik malzemelerde kullanılan potasyum perklorat ve potasyum klorat patladığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla maddelerin patlaması halinde canlılar üzerinde öldürücü ve yaralayıcı, cansızlar üzerinde yakıcı ve tahrip edici özelliklere sahip olduğu tarafımızdan tespit edilmiştir” değerlendirmesinin yer aldığı belirtildi. İddianamede, bazı jandarma personelinin patlayıcı madde konusunda herhangi bir eğitimleri ya da uzmanlıkları olmamasına rağmen fabrikadaki patlama sonrasında etrafa saçılan patlayıcı maddelerin toplanması, nakli ve imhası aşamalarında çalıştırıldıkları, olay yerinde bulunan Fatih Manga’nın ihmaller neticesinde vefat ettiğinin anlaşıldığı belirtildi. Patlayıcı maddelerin belediyeden talep edilen araçlara yüklendiğinin belirtildiği iddianamede, “Hendek Belediyesinden talep edilen iş makineleri ile boca etmek suretiyle yükleme yapıldığı, yükleme ve boşaltma sırasında darbe, düşürme, sürtme gibi konularda gerekli dikkat ve özenin gösterilmediği anlaşılmıştır” tespitinde bulunuldu.



“İddianamede gerekli tedbirlerin alınmadığı aktarıldı”


İddianamede, iki bomba uzmanınca hazırlanan bilirkişi raporunda, demir ve çelikten üretilen kamyon kasasının damperi kaldırması neticesinde arka kapağa sürtünerek dökülen piroteknik malzemelerin sürtünmeye bağlı tutuşması ve her ne kadar kasanın üst kısmı açıkta olsa da çok miktarda ürünün bir arada bulunmasıyla piroteknik malzemelerin ‘kapalı ortamda patlaması’ gibi davrandığının değerlendirildiği aktarıldı. İddianamede, sanık C.Y’nin İstanbul ve Ankara’dan görevlendirilen PAMİT’in çalışma esaslarına ilişkin görevlendirme makamı olarak gerekli planlama ve icra emirlerini vermediği, patlayıcı madde konusunda kurs ya da eğitimi olmayan personelin patlayıcı maddelere müdahalesi konusunda gerekli tedbirleri almadığından atılı suçu işlediğinin anlaşıldığı belirtildi.



“İddianamede ihmallerin farkında olmalarına rağmen önlem almadıkları belirtildi”


İddianamede, sanıklar M.U.Y, A.G. ve B.G’nin de ihmaller zincirini görüp bilmelerine rağmen tedbir almadıkları, gerekli dikkat ve özeni göstermediklerinden atılı suçu işlediklerinin anlaşıldığı kaydedildi. İhmaller neticesinde gerçekleşen olaya ilişkin gerekli dikkat ve özeni göstermeyen şüphelilerin eylemlerinin "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçuna uyduğunun mevcut anlatımlar ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı belirtilen iddianamede, sanıkların atılı suçtan cezalandırılması talep edildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Doğaseverler Kadıralak Yaylası’nda bir araya geldi 15-22 Nisan tarihleri arasında düzenlenen 48. Turizm Haftası etkinlikleri çerçevesinde bir çok doğasever Kadıralak Yaylası’nda bir araya geldi. Mavi yıldız çiçekleri ile ön plana çıkan Kadıralak Yaylası’nın eşsiz güzelliği ve doğal zenginlikleri, Trabzon turizmi açısından büyük bir önem taşıyor. Bu çerçevede sivil toplum kuruluşlarının da içinde bulunduğu bir grup doğasever 15-22 Nisan Turizm Haftası etkinlikleri çerçevesinde bir araya geldi. Etkinliğe Tonya Kaymakamı Adem Eser, Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdürü Tamer Erdoğan ve vatandaşlar da katıldı. Etkinlikte konuşan Tonya Kaymakamı Adem Eser, Kadıralak Yaylası’nın tanıtımının tüm Türkiye’ye yayılması temennisinde bulunarak "6 aydır burada görevliyim. Bu yaylanın ilçemiz sınırları içerisinde olmasından dolayı çok mutluyum. Trabzon’un içinden ve şehir dışından gelen ziyaretçilerime hoş geldiniz diyorum" dedi. İl Kültür ve Turizm Müdürü Tamer Erdoğan ise, "Burada doğa spor dernekleri ve diğer derneklerimiz ile beraber bugün buradayız. Turizm Trabzon’un vazgeçilmez bir unsuru. Trabzon ekonomisinin yüzde 70’i turizmden geliyor. Turizm sezonu başladı ve bu sezonun 2023 yılına göre daha iyi olmasını bekliyoruz. Tüm hazırlıklarımız tamam. Bayram tatilinden itibaren yoğunluk başladı. Önümüzdeki aylardan itibaren yoğunluğumuz her geçen gün artarak devam edecek" diye konuştu. Bilindiği üzere ‘Uluslararası Bern Sözleşmesi’ gereği korunan yörede “Mor Yayla” ismi ile de bilinen her yıl Nisan ayında açan mavi yıldız çiçekleri ile meşhur Trabzon’un Tonya ilçesine bağlı son yıllarda vatandaşların uğrak yerlerinden biri haline gelen Kadıralak Yaylası binlerce turisti ağırlıyor.
Edirne Edirne’de AFAD gönüllüleri sertifikalarını aldı Edirne’de eğitimlerini tamamlayan destek AFAD gönüllüleri sertifikalarını düzenlenen törenle aldı. Törende konuşan Edirne Valisi Yunus Sezer, Türkiye’de 6 Şubat depreminden önce 500, 600 bin civarında olan afet gönüllüsü sayısının şu anda yaklaşık 1 buçuk milyonu bulduğunu söyledi. Deprem, sel, yangın gibi doğal afetlerde görev almak için çeşitli eğitimlerden geçen destek AFAD gönüllüleri, sertifikalarına kavuştu. Özellikle 6 Şubat tarihinde yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bu tür eğitimlere talep oldukça arttı. Kentteki bir tesiste düzenlenen sertifika töreninde destek AFAD gönüllüleri ile bir araya gelen Edirne Valisi Yunus Sezer, her birine çalışmalarında başarılar diledi. Ülkenin her noktasında neredeyse afet riski ile karşı karşıya kalındığını söyleyen Edirne Valisi Yunus Sezer, bunların sel, deprem, yangın, heyelan gibi tehlikeli afet durumlarından oluştuğunu aktardı. Tokat Sulusaray merkezli ve çevre illeri etkileyen bir deprem yaşandığını ve artçı depremlerin hala devam ettiğini ifade eden Vali Sezer, "Karadeniz Bölgemiz ise heyelan ve sellerle karşı karşıya bir tehdit halinde. Bugün Edirne ilimizde de benzer yağışlar ve bunun getireceği tehlikeli taşkınlar ihtimali var. Bunları biz kendi imkânlarımızla, AFAD personellerimizle de olsa üzerinden gelme imkânımız yok. Afetlerde ilgili olarak eğitim sürecinde de öğrenilen şey, afetlerle mücadelede önemli olan şey riski azaltmaktır. Risk azaldıkça, afetlere müdahale başarısı da ters orantılı olarak artmaktadır. Riski azaltmadan afetlerde mücadelede başarıya ulaşmanın imkânı çok düşüktür. Ancak müdahalede başarılı olursunuz. Müdahale kapasitemiz ülke olarak, risk yönetimi çok fazla olmasa da kriz yönetimimiz belki de dünyada ilk sırada yer alıyor. Krizlerle ülke olarak başarılı olarak, afetlerde özellikle görüldüğü gibi başa çıkıyoruz. Belki dünya tarihinin yaşamış olduğu en büyük depremlerden birini 6 Şubat’ta, 20 ilimizi etkileyen Maraş Pazarcık merkezli depremde gördük ve bu deprem 6 ay geçmeden neredeyse barınma problemleri başta olmak üzere, birçok problemi halletmiş bir ülkeyiz" ifadelerine yer verdi. "Riski azaltma aşamasının en önemli noktası gönüllülük sistemidir" Afet sonrasında iyileştirme noktasında çok iyi noktada olunduğunu ve riski azaltma aşamasının en önemli noktasının da gönüllülük sistemi olduğunu vurgulayan Vali Sezer, gönüllülük sisteminin ülke genelinde çok iyi seviyede olduğuna değindi. Hem Kızılay, hem de AFAD gönüllüleri olduğunu belirten Vali Sezer, bu görevin çok önemli olduğunu ve yeri geldiğinde ailesinden, işinden feragat ederek her türlü fedakarlığın göstergesini de beraberinde getirdiğini ifade etti. Edirne’de bir sivil toplum kuruluşunun akredite olduğunu söyleyen Vali Sezer, itfaiye ve diğer sivil toplum kuruluşlarının eğitimlerinin devam ettiğini ve 2 bin arama kurtarma personeli yetiştirmeyi hedeflediklerini ifade etti. Edirne’yi balkanları da içine alacak şekilde arama kurtarmanın merkezi yapmayı da hedeflediklerini söyleyen Vali Sezer, "Edirne’de afet olmayabilir ama komşu illerimizde bir afet meydana gelebilir bu yüzde Edirne’yi merkez yapmak için çalışıyoruz. Balkanlardaki üniversitelerin de katılımıyla bir arama kurtarma merkezini burada oluşturmayı düşünüyoruz. Şuanda 299 AFAD destek gönüllümüz var. 6 bin de AFAD gönüllümüz var. Bu sayıyı daha da arttırmalıyız" dedi. Gönüllülerin yanlarında olmasının ve kendileriyle çalışmalarının çok önemli olduğunu söyleyen Edirne İl Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdürü Elvan Kaya, destek AFAD gönüllüleri ile Kahramanmaraş merkezli depremlerde zor işlerde beraber görev yaptıklarını belirtti. Sertifika töreninde konuşan Destek AFAD Gönüllüsü Selda İnanç, Geçmiş afetlere bakıldığında ülkede büyük kayıplar yaşandığını hatırlattı. 1999 Marmara depremi ile 6 Şubat 2023’te meydana gelen ve pek çok ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremin ardından afetlerle baş edebilmek için toplumun oluşturduğu gönüllü yapılanmaların afet öncesi ve sonrası meydana gelen kayıpları en aza indirme noktasında ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini söyleyen İnanç, ellerinden gelecek her şeyi yapabilmek ve faydalı olabilmek adına AFAD arama kurtarma gönüllüsü olabilmek için elleri, kolları sıvadıklarını ve bu işe adım attıklarını ifade etti. Konuşmaların ardından eğitimlerini tamamlayan destek AFAD gönüllüleri sertifikalarını Edirne Valisi Yunus Sezer’in elinden aldı. Düzenlenen tören toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.