GENEL - 16 Ocak 2020 Perşembe 12:13

Esnaf, Sakarya’da binanın çöktüğü korku dolu anları anlattı

A
A
A
Esnaf, Sakarya’da binanın çöktüğü korku dolu anları anlattı

Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde çöken ve 3 işçinin son anda altında kalmaktan kurtulduğu binanın çökme esnasında olay yerinden geçen Mevlüt Sarı isimli esnaf korku dolu anları anlattı.

Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde çöken ve 3 işçinin son anda altında kalmaktan kurtulduğu binanın çökme esnasında olay yerinden geçen Mevlüt Sarı isimli esnaf korku dolu anları anlattı. Sarı, “Korktuk ve bir an deprem oluyor zannettik, her taraf bir anda toz duman oldu” dedi.


Olay, sabah saatlerinde Adapazarı Atatürk Bulvarı üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, Döner Geçit Sokak üzerinde binanın temeli için iş makinesi tarafından yapılan kazı esnasında hemen yan tarafında bulunan bir binada çökme yaşandı. Çökme esnasında binanın arka kısmında çalışan işçiler son anda göçük altında kalmaktan kurtuldu. Çöken binanın yanındaki binalar ve dükkanlar boşaltıldı. Bölgede esnaflık yapan ve çökme esnasında olay yerinden geçen Mevlüt Sarı isimli vatandaş, “İşe gidiyordum bir anda ses geldi. Daha sonrasında her taraf toz duman oldu, zaten bir anda oldu. Yıkılma 10 saniye gibi bir süre içerisinde oldu. Kötü hissettik, korktuk ve bir an deprem oluyor zannettik. Çökme esnasında bölgede bulunan vatandaşta korkarak kaçışmaya başladı” dedi.


Olay yerinde Sakarya Büyükşehir Belediyesi, Adapazarı Belediyesi ve AFAD ekiplerince incelemeler sürüyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.