ASAYİŞ - 23 Ekim 2020 Cuma 19:38

Havai fişek fabrikası patlamasına ilişkin yeni detaylar

A
A
A
Havai fişek fabrikası patlamasına ilişkin yeni detaylar

Sakarya’nın Hendek ilçesinde 3 Temmuz Cuma günü 7 kişinin hayatını kaybettiği ve 127 kişinin yaralandığı havai fişek fabrikasındaki patlama olayına ilişkin hazırlanan 27 sayfalık iddianamede; genel ustabaşı işçilere daha fazla mal üretimi için baskı yapılmadığını, iş güvenliği uzmanı işverenlerin her şeyi deftere yazmasına izin vermediğini iddia ederken, fabrika sahibi ise üzerine atılan suçları kabul etmeyerek olaydan işçileri sorumlu tuttu.

Sakarya’nın Hendek ilçesinde 3 Temmuz Cuma günü 7 kişinin hayatını kaybettiği ve 127 kişinin yaralandığı havai fişek fabrikasındaki patlama olayına ilişkin hazırlanan 27 sayfalık iddianamede; genel ustabaşı işçilere daha fazla mal üretimi için baskı yapılmadığını, iş güvenliği uzmanı işverenlerin her şeyi deftere yazmasına izin vermediğini iddia ederken, fabrika sahibi ise üzerine atılan suçları kabul etmeyerek olaydan işçileri sorumlu tuttu.



3 Temmuz günü saat 11.16 sıralarında Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda meydana gelen ve 50 kilometre çaplı bir dairesel alanda şiddetli bir şekilde hissedilen ve kusur ile ihmal olabileceği değerlendirilen patlama olayı ile ilgili başlatılan soruşturmada, şirket yetkilisi ve fabrika sahibi Y.C., fabrika müdürü H.A.V., genel ustabaşı E.Ö., fabrika sorumlu müdürü A.A. ile iş güvenliği uzmanı A.B., Hendek Sulh Ceza Hakimliğinin 2020/43 ve 2020/45 sorgu numaralı kararı ile tutuklanmışlardı. Şüpheliler alınan savunmalarında genel itibari ile olayın meydana gelmesinde kendilerinin kusurunun olmadığını beyan ederek suçlamaları kabul etmedi.



İşçilere daha fazla mal üretimi için baskı yapılmadı iddiası


Şüpheli genel ustabaşı E.Ö., alınan savunmasında; olay tarihinde fabrikada genel ustabaşı olarak görev yaptığını, laboratuvar ve depolar hariç bütün birimlerden sorumlu olduğunu, işçilere daha fazla mal üretimi için baskı yapılmadığını, işçilere koruyucu ekipman verildiği, denetlemeler yapılmadan önce kendilerine haber geldiğini ve bunu işçilere bildirdiğini, olayın meydana gelmesinde kusur ve ihmalinin olmadığını, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini beyan etti.



İşverenlerin her şeyi deftere yazmasını izin vermediğini iddia etti


Şüpheli iş güvenliği uzmanı A.B. alınan savunmasında; fabrikanın iş güvenliği uzman ve danışmanı olduğunu, kendisinin haftada ortalama 3 gün gelerek fabrikayı incelediğini, aksaklıkları tespit ederek işverene bildirdiğini ancak işverenlerin her şeyi deftere yazmasına izin vermediğini, H.A.V. ve E.Ö. tarafından işçilere daha fazla üretim yapmaları için sürekli baskı yapıldığını bu nedenle de işçilerin yanlarına olması gerekenden çok daha fazla malzeme aldığını bu konuda işçileri uyardığını ancak dikkate alınmadığını, fabrika yönetiminin de kendisini dikkate almadığını, Çin Mahallesi’ni diğer bölümler kadar denetlemediğini, işçilerden kendisine sürekli olarak şikayet gelmesi ve işçiler kendisine "A. hanım burası patlayacak, başımıza bir şey gelecek, bir şey yapın" demeleri, kendisinin ise işletmede sözünün geçmemesi buna bağlı olarak da bu iş yerindeki tehlikeyi görmesi nedenleriyle patlamadan önce istifa mektubu verdiğini ancak ihbar süresini beklediğini, ihbar süresi bitmeden patlamanın gerçekleştiğini, olayın meydana gelmesinde kusur ve ihmalinin olmadığını beyan etti.



Fabrika sahibi üzerine atılan suçları kabul etmeyerek olaydan işçileri sorumlu tuttu


Şüpheli şirket yetkilisi ve fabrika sahibi Y.C. ise savunmasında; kendisinin Büyük Coşkunlar Havai fişek isimli işletmenin ortağı ve yetkilisi olduğunu, bu alanda yaklaşık 25 yıldır çalıştığını, fabrikada işçilere daha fazla mal üretimi için baskı yapılmadığını, herkesin günlük üreteceği malın standart olduğunu, bu yöndeki iddialarını kesinlikle kabul etmediğini, çalışan işçilerin yanlarında mevzuat gereği bulundurması gereken kadar malzeme bulundurduğunu, bunun belirlenmesinin sorumluları ise kimya mühendisleri, iş güvenliği uzmanı olduğunu, bütün uyarılara rağmen işçiler fazla malzeme getirmeye devam ediyorsa işçilerin sorumlu olduğunu, bu hususu iş güvenliği uzmanı ve sorumlu müdür deftere yazmış ise de kendisine iletmediğini, fabrikanın genel işleyişini idari bakımdan H.A.V.’na sorumlu müdürlük yönünden ise A.A. ve A.Ç.’ye verdiğini, tüm sorumluluğun bu kişilerde olduğunu, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini, beyan etti.



Patlama 1.7 büyüklüğünde deprem etkisi oluşturmuş


Patlamanın Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstütüsünün 14/07/2020 tarihli yazısıyla, “1.7 büyüklüğünde deprem etkisi oluşturduğunu ve açığa çıkan enerjinin yaklaşık 100 kilometre uzaklıktan ölçüldüğünün bildirilmesi nedeniyle ne miktarda ve hangi türde bir patlayıcının bu miktarda bir enerji açığa çıkarabileceğinin hesaplanması amacıyla deprem uzmanı bilirkişi heyete dahil edilmiş olup, bilirkişi tarafından yapılan tespitlerde büyük patlamaların yerel saatle 11:16:22’de ilk büyük patlama ile başladığı ve saat 11:18:14’daki 4’üncü patlama ile sona erdiği her patlamanın kendi içerisinde küçük patlamalar oluşturduğu, olay yerini gösteren 13 numaralı kamera görüntüsü, sismogramlar ve patlama çukurlarının konum ve büyüklükleri dikkate alındığında hadiseyi başlatan ilk patlama sürecinin Çin Mahallesi’nde Misket Laboratuarı’nda başlamış olduğu ve sırasıyla Misket Deposu ve İlaç Eleme Yeri’ndeki patlamalarla devam ettiğinin değerlendirildiği, patlama çukurlarının çap ve derinliklerinden ve iş yeri kayıtlarından yola çıkılarak Çin Mahallesi’nde patlamaya neden olan patlayıcı madde miktarları noktasında bilirkişi heyetince yapılan değerlendirmelerde; "Misket Deposu’nda (kurutma) 13 bin 396 kilogram TNT (5 bin 700 kilogram Gök Bombası) patlamasına eşdeğer bir patlayıcının patlamış olduğu belirlenmiştir. 2 numaralı patlama çukuru (Misket Laboratuarı altındaki çukur) tek çukur kabul edildiğinde 9 bin 595 kilogram (4 bin 82 kilogram), 2 ayrı çukurdan oluştuğu kabul edildiğinde her bir çukur için asgari bin 953 kilogram TNT (Gök Bombası) patlamasına eşdeğer bir patlayıcı elde edilmiştir. Misket Deposu için 2 bin 599 kilogram ve 1 ve 2 numaralı misket depoları için ise bin 953 kilogram TNT (Gök Bombası) patlamasına eşdeğer bir patlayıcının patlamış olduğu değerlendirilmiştir. 3 numaralı misket deposu için ise 125 kilogram TNT (Gök Bombası) patlamasına eşdeğer bir patlayıcının patlamış olduğu belirlenmiştir. Çin Mahahellesindeki patlayıcı miktarı yaklaşık 30 ton civarındadır. Bu bölgedeki depolar ve misket üretim bölgelerinde yasal sınırların üzerinde patlayıcılar depolanmıştır. 02/07/2020 tarihindeki depo kayıtlarında piroteknik patlayıcıların toplam miktarı 41 ton 281,38 kilogram. Buna ilave olarak 5 ton dan fazla miktarda Kosova için piroteknik materyal üretilmiştir. Sonuç olarak Çin Mahallesinde yasal olmayan bir şekilde ve tüzüğe aykırı olarak depolama ve üretim yapılmıştır" tespitlerine yer verildi.



Olayın şüphelilerine 22 yıl 6’şar yıl hapis cezası istemi


Soruşturmayı yürüten Hendek Cumhuriyet Başsavcılığınca olaya ilişkin hazırlanan fezleke, Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi. Aralarında fabrika sahipleri Y.C. ile A.E.R.C.’nin de bulunduğu 7 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame, Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. Kabul edilen iddianamede, 5’i tutuklu olmak üzere 7 şüphelinin ‘Taksirle Birden Fazla Kişinin Ölüme ve Yaralanmasına Neden Olma’ suçundan 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu 85/2, 22/3, 53/6, 63 maddeleri uyarınca 2 yıl 8’er aydan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası istenildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Aras Kargo, 11 bin fidanı Tarsus’ta toprakla buluşturdu 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında Ege Orman Vakfı iş birliğiyle oluşturulan ormanda fidan dikimi etkinliğine imza atan Aras Kargo, 11 bin fidanı Tarsus’ta toprakla buluşturdu. Kargo firması Aras Kargo, doğayı koruma ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakma vizyonu çerçevesinde yeşillendirme çalışmalarına devam ediyor. Ağaçlandırma ve kıyı temizliğinin yanında karbon ayak izinin azaltılması gibi çalışmalarıyla sürdürülebilirlik konusunda sektörüne öncülük eden Aras Kargo, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı öncesinde 11 bin fidanlık bir ağaçlandırma çalışmasına daha imza attı. Ege Orman Vakfı iş birliğiyle gerçekleştirilen etkinliğe Aras Kargo çalışanlarının çocukları da katılarak fidanlara kendi isimlerini verdiler. Ege Orman Vakfı iş birliğiyle Tarsus’ta oluşturulan ormanda düzenlenen etkinlikte, Aras Kargo’nun 16 bin çalışanı adına fidanlar toprakla buluştu. Törende, her bir fidana minik Araslar’ın isimleri verilerek, doğanın korunması ve yaşamın sürdürülebilirliği konusunda erken yaşta farkındalık oluşturulması hedeflendi. Tarsus’taki fidan dikim törenine, Aras Kargo’nun Operasyon Genel Müdür Yardımcısı Onur Aytekin, Pazarlama, Kurumsal İletişim ve Müşteri Deneyimi Genel Müdür Yardımcısı Billur Burkutoğlu ile Ege Orman Vakfı Genel Müdür Yardımcısı Yasemen Bilgili katıldı. Ayrıca, Aras Kargo’nun bölge müdürlüğü çalışanları ve çocukları da törende yer aldı. Aras Kargo Operasyon Genel Müdür Yardımcısı Onur Aytekin, törende yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Bugün toprağa dikilecek her fidan, umudu ve yaşamı simgeliyor. Doğayla uyum içinde yaşamak, sadece bugünümüzü değil, yarınlarımızı da güvence altına almak demek. Aras Kargo olarak geçtiğimiz şubat ayında depremde kaybettiğimiz arkadaşlarımızın anısını yaşatmak için Ege Orman Vakfı iş birliğiyle Adana Sarıçam Mevkii’nde 5 bin fidanı toprakla buluşturmuştuk. Bugün de 16 bin fidanın ikinci aşaması olan 11 bin fidan için burada bir araya geldik.” Aytekin ayrıca, “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na yaklaşırken, Minik Araslar ile birlikte bu etkinliği ormanlarımızı yarına taşımak amacıyla gerçekleştiriyoruz. Fidanlarımızı çocuklarımızın isimleriyle anacağız. Onlara doğanın ve çevrenin korunması konusundaki sorumluluklarını bir kere daha anlatacağız. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına 200 binden fazla fidan miras bırakarak ülkemize nefes olduk. Geleceğe anlamlı bir armağan bırakmanın mutluluğunu ve umudunu hep birlikte hissediyoruz.” diyerek projenin oluşturmayı hedeflediği farkındalığa dikkat çekti. Ege Orman Vakfı Genel Müdür Yardımcısı Yasemen Bilgili “Ülkemizdeki orman ekosistemlerinin korunmasını, öneminin yayılıp kökleşmesini ve bu konuda çalışanlarının da bilinçlendirilmesini amaç edinen Aras Kargo, doğaya olan desteğini gelir getirici tür ağaçlandırma projeleri ile sürdürmeye devam ediyor. Doğaya katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz” dedi.
Antalya Eğrigöl tabii güzellikleriyle hayran bırakıyor Torosların zirvelerinde yer alan tabii güzellikleriyle cazibe merkezi olan Antalya’nın Gündoğmuş ilçesine bağlı Güzelbağ Yaylası’nda bulunan Eğrigöl, görenleri hayran bırakıyor. Antalya ve Konya sınırında, Geyik Dağları’nın eteklerindeki Taşeli Platosu’nda yer alan Eğrigöl, tabii güzellikleriyle dikkat çekiyor. Toroslar’ın en yüksek zirvelerinden Geyik Dağları’nın eteğinde 2 bin 100 metre rakımda bulunan Eğrigöl, bitki çeşitliliği, farklı renklerdeki çiğdemler ve endemik bitkileriyle dikkati çekerken, yaylacılar, doğa ve fotoğraf tutkunları ile kampçıları misafir ediyor. Eğrigöl’ün ulaşım yolunun açılması ile yayla sakinleri ve bölgedeki doğaseverler, çevresinde kar kalınlığının yer yer 2 metreye yaklaştığı Konya’nın Bozkır ve Hadim ilçeleri istikametinden de ulaşım sağlayarak bölgeyi ziyaret edebiliyor. "İnsanlar çoluğuyla çocuğuyla herkes toplanmış gelmiş" Yolların açıldığı ilk günün sonrasında yoğun talep olduğunu belirten yayla sakinlerinden Emre Deveci, “Eğrigöl Yaylası’ndayız, burada ev sahibiyiz. Yolların açıldığını duyduk ve yaylamıza geldik. Tabii ki Gündoğmuş tarafından ve Payalar Yaylası tarafından birkaç yerde arazi aracınız yoksa sıkıntı yaşayabilirsiniz, yani ulaşım sağlayamazsınız. Ama şu an Akdam Yaylası tarafından yollar açık. Bozkır ve Hadim ilçeleri tarafından gelmek isteyenler Akdam Yaylası güzergahını kullanarak normal arabasıyla gelebilir. Eğrigöl’ümüz çok güzeldir ve şu an karların kalktığı alanlarda çiğdem ve benzeri çiçekler açıyor. İnsanlar bölgedeki bu güzellikleri görebilmek için şu an yoğun bir talep gösteriyor. İnsanlar çoluğuyla çocuğuyla herkes toplanmış gelmiş. Eğrigöl’ün seveni çok olduğu için, geleni gideni eksik olmuyor. Yaz akşamlarının güzelliğini buradaki herkes biliyor. Annem olsun, babam olsun burada sabit olarak duruyor ve bizler de işten fırsat bulabilirsek kafa dinlemeye geliyoruz. Buraya gelenlerin de amacı bu aslında. Çadır kuranlar, burada kafa dinlemek ve stres atmak amacındalar” dedi.