GENEL - 09 Ekim 2019 Çarşamba 09:42

İl Afet ve Acil Durum Koordinasyon Kurulu Toplantısı gerçekleştirildi

A
A
A
İl Afet ve Acil Durum Koordinasyon Kurulu Toplantısı gerçekleştirildi

Sakarya Valisi Ahmet Hamdi Nayir, afet ve acil durum hallerinde alınacak önlemleri değerlendirmek, kamu kurum-kuruluşları ile sivil toplum örgütleri arasındaki koordinasyonu sağlamak amacıyla düzenlenen İl Afet ve Acil Durum Koordinasyon Kurulu Toplantısına başkanlık etti.

Sakarya Valisi Ahmet Hamdi Nayir, afet ve acil durum hallerinde alınacak önlemleri değerlendirmek, kamu kurum-kuruluşları ile sivil toplum örgütleri arasındaki koordinasyonu sağlamak amacıyla düzenlenen İl Afet ve Acil Durum Koordinasyon Kurulu Toplantısına başkanlık etti.


AFAD Hizmet binasında gerçekleştirilen toplantıya Vali Ahmet Hamdi Nayir’in yanı sıra; İl Garnizon Komutan Vekili P. Alb. Salih Üstündağ, Vali Yardımcıları Erdoğan Ülker, Abdul Rauf Ulusoy, Halil Serdar Cevheroğlu, Mehmet Fatih Çiçekli, İl Emniyet Müdürü Fatih Kaya, İl Jandarma Komutanı J. Alb. Cengiz Yiğit, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Doç. Dr. Furkan Beşel, İl Afet ve Acil Durum Müdürü Hüseyin Kaşkaş ve koordinasyon kurulu üyeleri katıldı.


Toplantıya katılan herkese başarılar dileyerek konuşmasına başlayan Vali Ahmet Hamdi Nayir, “Afetler yönünden düşündüğümüzde hem ülkemiz hem de İlimiz riskli sayılabilecek bir bölgede yer alıyor. Deprem, sel ve heyelan gibi birçok afete maruz kalacak bir coğrafyada yaşadığımız için bu durumun bilinci ile yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Daha önceki yıllarda İlimizin yaşamış olduğu depremlerden de çıkarılan derslerle, ülkemizin yaşamış olduğu afetlerden çıkarılan derslerle yeni bir yönetim yapısı oluşturuldu. Bu yönetim yapısı içerisinde hem ülke genelinde bir afet müdahale planımız var hem de 81 il ile birlikte İlimizi ilgilendiren afet müdahale planlarımız var” dedi.



Deprem eğitimini önemsemeliyiz


Vali Nayir, “Afet konusu sürekli gündemimizde bulunmalı, deprem de bizim gündemimizde mutlaka yer almalıdır. Konumuz eğitim ile ilgili olabilir, ancak yine de bir deprem başlığımız mutlaka olmalıdır. Okullarımız ve öğrencilerimizin toplu olarak kaldığı yerler depreme ne kadar dayanıklı diye düşünmeliyiz veya eğitim amacıyla bize teslim edilmiş olan çocuklarımıza, yavrularımıza deprem eğitimini ne derecede verebildiğimize odaklanmalıyız. Konumuz sağlık olabilir, ancak yine de depremi mutlaka gündem içerisinde yer alacak şekilde düşünmeliyiz. Binalarımız depreme ne kadar dayanıklı diye hesabını yapmalıyız, deprem anında vereceğimiz sağlık hizmetlerinin nelerden oluştuğunu, eksiklerimizin neler olduğu hususunda da yine bir gündem maddemiz olmalıdır. Konumuz altyapı olabilir, işte o zaman yine depremi baz alarak altyapımızı, depreme dayanıklı olarak imal edilecek, inşa edilecek şekilde tasarlamalıyız. Konu imar olabilir, şehirleşme olabilir, yine bizim gündemimizde mutlaka bir deprem başlığımız olmalıdır. Dolayısıyla depremden uzak bir gündemde olmamız düşünülemez, mutlaka her bir birimin kendi yapısı ile ilgili olarak bir deprem gündeminin olduğunu bilmemizde fayda vardır” diye konuştu.



Haberleşmenin aksamaması için önlemler almalıyız


Genel bir afette haberleşme sisteminin de çalışmayacağını düşünerek önlemlerin ona göre alınması gerektiğini söyleyen Vali Ahmet Hamdi Nayir, “Bu yapı içerisindeki afet müdahale planlarında her bir kurum ve kuruluşumuza düşen önemli görevler var. Öncelikle koordinasyon kurulu üyeleri olarak herhangi bir afette, depremde bu salonda toplanmak durumundayız. Bir deprem anında özellikle haberleşme konusunda sıkıntılar yaşanabilir. En son 5.8 büyüklüğündeki Marmara depreminde olduğu gibi, alternatif yollar olarak gördüğümüz sosyal medyanın yer aldığı internet bağlantılı programlarla haberleşmeye çalışıldığına şahit olduk. Allah beterinden saklasın, lokal afet durumlarında; bir sel, bir heyelan olduğunda belki haberleşme sistemlerimiz zarar görmeyebilir, ancak genel bir afette haberleşme sistemimizin de çalışmayacağını düşünerek önlemimizi ona göre almalıyız. Önemli bir depremde, önemli bir afette kurul üyelerimizin nerede, nasıl, hangi görevleri olduğunu iyi bilmesi gerekiyor. Özellikle olası bir afette kurul üyeleri ile haberleşme sorunu yaşanmaması için ve yapılacak çalışmaların paylaşılması amacıyla kurulan Whatsapp grubunu önemsiyoruz. Herhangi bir acil durumda mesajları alamayan kişileri anında görüp onları da bir şekilde haberdar edebilme imkanımız var” şeklinde konuştu.



Sahada yer alacak personel donanımlı olmalıdır


1999 depreminden bugüne birçok açıdan daha iyi bir noktaya gelindiğini belirten Nayir, “Bu koordinasyon kurulundaki hizmet gruplarımızın görevlerine yeterince hakim olduklarına inanıyorum. Her birim afetlerle ilgili yerini ve görevini en önemli konulardan birisi olarak görmeli, yapılacak hazırlıkları da yine aynı şekilde o önem derecesine göre yönlendirmeli, bu alanda görevlendireceği personeli de bu konuda becerikli, bu konuya faydası olacak, katkısı olabilecek kişilerden seçmelidir. Çünkü alanda görevli personellere daha çok iş düşecek, onların çalışmalarını buradaki temsilcileri olarak sizler aktaracaksınız. Ancak bu masa etrafındaki koordinasyon kurulu üyelerinin de herhangi bir bilgi eksikliği bulunmamalıdır. Geçmişe baktığımızda, 1999 depreminden bugüne birçok açıdan çok daha iyi durumda olduğumuzu söyleyebiliriz. Donanımlı araç-gereç olarak, kurtarma malzemeleri olarak, eğitimli personel olarak çok daha iyi bir noktadayız. Geçmişe nazaran bina kütlemizde de büyük iyileşmeler olduğunu görüyoruz, ancak binalarımızın tamamını depreme dayanıklı hale getirdiğimizi ya da mevzuatın gerektirdiği güvenlik şartlarını sağladığımızı söyleyemeyiz, eksikliklerimiz mutlaka bulunuyordur, onları da gidermek için çalışmalarımız devam ediyor. Bu konuda kat etmemiz gereken mesafeleri işin içerisine katarak, Sakarya Afet Müdahale Planında bize düşen görevleri tam ve eksiksiz bir şekilde bilip, yerine getirme görevimiz bulunuyor” ifadelerini kullandı.



Hafızamızı taze tutmalıyız


Sakarya Valisi Ahmet Hamdi Nayir, “Bu konuda yapmış olduğumuz önemli faaliyetlerden birisi de, bilgilendirme çalışması ve hafızayı taze tutma çalışmasıdır. 5.8 büyüklüğündeki Marmara depremi önemli bir uyarı olarak karşımızda duruyor. Biz depremleri İllerin adıyla anmıyoruz, fay hatları tüm İlleri kapsıyor. Mesela Silivri depremi değil, Marmara depremi diyoruz, 7 tane İlimizin etkilendiği 1999 depremini de bir bölge depremi olarak tanımlıyoruz. Böylesi depremler bölgenin tamamını ilgilendirdiğinden bizler, Sakarya’da hissedilse de, hissedilmese de bu olayı bölgenin tamamını etkileyecek bir afet olarak düşünerek, tedbirlerimizi ona göre alıp işin ciddiyetine de ona göre sahip çıkmamız lazım. Bugünkü toplantımızda afet ve acil durumlarla birinci derecede alakalı olan İl Afet Koordinasyon Kurulunun üyelerimiz ile birlikte 26 hizmet biriminin temsilcilerini de çağırdık. Özellikle afet müdahale planı hakkında genel bir bilgiler alırken, bundan önceki masa başı tatbikatlarımızda yapılanlarla ilgili eksiklikler ya da eklenmesi gereken hususları da değerlendirip gündemimize alacağız” dedi.



İl Afet ve Acil Durum Müdürü Hüseyin Kaşkaş’ın olası afetlere karşı yapılan hazırlıklar ve 1999 depreminden bugüne gerçekleştirilen faaliyetler hakkında sunum yaptığı toplantıda, İlimizde meydana gelebilecek her türlü afet ve acil durumlar karşısında uygulamaya konulacak olan planlar ve afet yönetimini ilgilendiren konular masaya yatırılırken, ana ve destek çözüm ortağı kurumlar tarafından afet öncesi, esnası ve sonrasında yürütülmesi gereken faaliyetler, İlin afet risk ve tehlikeleri de ele alındı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Orman yangınlarıyla mücadele için ormancılara İHA pilot eğitimi verildi Bolu’da orman personeline, orman yangınlarıyla mücadele için kullanılacak olan İnsansız Hava Aracı (İHA) pilot eğitimi verildi. Bolu Orman Bölge Müdürlüğü sınırları içerisinde başta orman yangınlarıyla mücadele çerçevesinde kullanılacak olan, orman alanlarındaki dumanın, orman yangınlarında tehlike arz eden noktaların tespitini ve yayılış yönünü görme imkanı sunan İnsansız Hava Aracı (İHA) pilot eğitimi orman personeline verildi. Orman suçları ile mücadele ve orman koruma çalışmalarında, kaçak hafriyat döken araçların veya şahısların koordinatını hassas şekilde veren, belirlenen hedefleri 8 kilometre yarı çapında takip edebilen ve en önemlisi termal kamerası ile gece net görüş sağlayan İnsansız Hava Aracı (İHA) kullanımına yönelik eğitim alan ormancılar, artık ormanlarda İHA’ları kullanacak. Bursa Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali İhsan Kadıoğulları tarafından verilen eğitime Aladağ Orman İşletme Müdürü Ahmet Toklu ve Mengen Orman İşletme Müdürü Emre Koçak ile tüm işletme müdürlüklerinden işletme müdür yardımcıları ve işletme şefleri ile Bolu Orman Bölge Müdürlüğü teknik personeli katıldı. Özellikle maden ve izin saha kontrolleri, kaçak hafriyat dökümlerinin takibi, açma ve işgal suçlarının tespiti, kaçakçılık ile mücadelede gece korumaları, orman yangınları, kadastro çalışmaları, arama-kurtarma çalışmaları, ağaçlandırma çalışmaları, fidan sayımları, teras ve yol ölçümleri görüntüleme, tespit ve sayısallaştırma çalışmaları olmak üzere birçok konuda kullanım alanına sahip olan İHA ve entegre kamera sistemlerinin aktif olarak daha verimli kullanımına yönelik eğitimlere devam edileceği öğrenildi.
Afyon ‘Geçmişe Yolculuk’ isimli tiyatro oyunu büyük beğeni topladı Afyonkarahisar’da Sandıklı Gönüllü Hanımlar Derneği, İçişleri Bakanlığı desteğiyle ’Sandıklı’dan Türkiye’ye açılan kültürel miras kapısı’ projesi kapsamında İstanbul’da tiyatro oyunu sergiledi. Sandıklı Gönüllü Hanımlar Derneği’nin ’Sandıklı’dan Türkiye’ye açılan kültürel miras kapısı’ projesi İçişleri Bakanlığı tarafından kabul gördü. Proje kapsamında 16 kişilik ekip 5 skeçten oluşan “Geçmişe Yolculuk” isimli tiyatro gösterisini İstanbul Pendik Yunus Emre Kültür Merkezinde sahneledi. Tiyatro gösterimlerinde kayınvalide-gelin ilişkisi, Afyon gastronomisi ve davet kültürü, düğün gelenekleri, şifalı su tanıtımı ve kadına şiddet konuları ele alındı. Gönüllü Hanımlar Derneği Başkanı Fulya Bolcal, "Gerçek bir tiyatrocu nasıl olur, kimdir, bu soruların cevapları bizlerde yok aslında. Doğuştan yetenekli ya da ömrümüzü bu işe adamış da değiliz. Öğrenmeye çalıştık, gönül verdik. En önemlisi, her ayrıntısı gizemle dolu bu sanat dalını çok sevdik. Ocağımızdaki yemeğimizin altını kısıp koştuk eğitimlere, kekimizi fırından çıkarıp sıcağıyla paketleyip geldik provalara. Bu yaştan sonra ne çok alışkanlığımızdan vazgeçtik sahnelerde sesimiz daha gür çıksın diye. Kimimiz anne, kimimiz anneanne, kimimiz babaanne, kimimiz ev hanımı, kimimiz iş kadını olan bir avuç kadınız" dedi.
Adana Hisarcıklıoğlu: “Adana, yüksek dönüşüm kapasitesine sahip iller arasında” Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Adana’nın yüksek dönüşüm kapasitesine sahip iller arasında olduğunu belirterek, “Sürdürülebilir olması için iş birliği içinde, stratejik planlarla gelecek vizyonu oluşturulmalıdır” dedi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Adana Sanayi Odası’nı ziyaret ederek, Adana Sanayi Odası Meclis Başkanı İsrafil Uçurum, Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, Yönetim Kurulu Üyeleri ve Meclis Üyeleri ile bir araya geldi. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Adana Sanayi Odası’nı ziyaret ederek, kentin sanayi potansiyeli ve geleceği hakkında değerlendirmelerde bulundu. Hisarcıklıoğlu, Adana’nın sadece bölgesel değil, aynı zamanda ulusal ve uluslararası düzeyde önemli bir sanayi merkezi olduğunu vurguladı. Kendisinin ve TOBB’un Adana’nın sanayi alanındaki gelişimini yakından takip ettiğini belirten Hisarcıklıoğlu, şehrin sanayi altyapısının güçlendirilmesi ve yenilikçi projelerle desteklenmesi gerektiğini ifade etti. Hisarcıklıoğlu, “Adana, Anadolu’nun sanayileşmesinin lokomotif illerinden biridir. Adana, yüksek dönüşüm kapasitesine sahip iller arasında yer alıyor. Ancak, bu başarı sadece bugüne ait değil, aynı zamanda gelecekte de sürdürülebilir olmalıdır. Bunun için, sanayi odaları, yerel yönetimler ve iş dünyası iş birliği içinde olmalı ve stratejik planlarla gelecek vizyonu oluşturmalıdır” dedi. Ayrıca, teknolojik dönüşümün öneminin altını çizen Hisarcıklıoğlu, Adana’nın dijitalleşme ve yenilikçilik konularında da öncü bir rol üstlenmesi gerektiğini vurguladı. TOBB Başkanı ayrıca, Adana’nın sahip olduğu coğrafi konumun ve lojistik altyapısının, uluslararası ticarette önemli bir avantaj olduğunu belirtti. Hisarcıklıoğlu, Adana Sanayi Odası’nın üyelerinin yaşadığı sektörel sıkıntıları ve taleplerini dinleyerek, çözüm odaklı yaklaşımların benimsenmesi gerektiğini ifade etti. Üyelerin karşılaştığı sorunların çözümü için iş birliği ve dayanışma içinde olunması gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, Türkiye ekonomisinin güçlenmesi için Adana’nın öneminin giderek artacağını belirtti. Adana olarak büyük bir değişimin ve dönüşümün eşiğinde olduğunu belirten Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kıvanç, “Adana’mız, yüzyılı aşkın bir süredir edindiği sanayi kültürü ile kentimizde çok çeşitli üretimin gelişimini desteklemiştir. Bugün, otomotivden elektronik karta, makineden mobilyaya, gemiden, tekstilde, yemeklik yağdan, kimya ürünlerine kadar yüzlerce farklı alandaki üretimiyle dünya pazarlarında yer almaktadır. TEPAV tarafından yapılan çalışmada Adana, Türkiye’de gelişim potansiyeli yüksek iki ilden biri olarak gösterilmiştir. Bu ilin gelecekteki konumu açısından önemli bir mesaj niteliğindedir. Adana’mız, toplam 5 yeni organize sanayi bölgesi, 15’e yakın küçük sanayi sitesinin kurulmasıyla Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında ülkemiz ekonomisine katkı sağlayacak en önemli illerin başında yer alacaktır. Şimdilik 100 milyon metrekarenin üzerinde alanı sanayiye açıyoruz. Adana’mız bu yatırım alanların faaliyete geçmesiyle Türkiye’nin ikinci bir Marmara bölgesi olacaktır” dedi.