EĞİTİM - 16 Şubat 2020 Pazar 10:35

(Özel haber) 7+1 eğitim modeli ile öğrencilere iş istihdamı sağlanıyor

A
A
A
(Özel haber) 7+1 eğitim modeli ile öğrencilere iş istihdamı sağlanıyor

Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof.

Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, 7+1 Eğitim Modeli ile ilgili, “Öğrencilerimiz bilgilerini, becerileriyle bütünleştiriyorlar ve uygulamaya gittikleri işletmelerde genellikle işe girerek yollarına devam ediyorlar. İstihdamı artırmak adına, işsizliği azaltmak adına elimizden gelen her türlü desteği ve katkıyı sağlıyoruz“ dedi.


Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nin (SUBÜ) hayata geçirdiği 7+1 staj uygulaması sayesinde mezun olan öğrenciler daha kolay iş sahibi oluyor. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesinde 7+1 diye adlandırılan uygulamada öğrenciler bir dönemini alanlarıyla ilgili işletmelerde tam zamanlı olarak geçirerek işe adapte olmalarını sağladıklarını vurgulayan Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Çay, diplomalarını almadan önce 4 ay boyunca öğrencilere iş tecrübesi kazandırdıklarını belirtti. SUBÜ Rektörü Sarıbıyık ise, aynı uygulamayı meslek yüksekokullarında, fakültelerde ve enstitüde de uygulayarak öğrencileri iş dünyasıyla birlikte iş hayatına hazırladıklarını belirterek birçok öğrencinin aynı işletmede ya da iş deneyimi nedeniyle başka bir işletmede işe girdiklerini kaydetti.


7+1 sistemiyle staj gördüğü yerde işe başlayan Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği mezunu Duygu Uzunkaya, 7+1 stajı bittikten sonra tecrübe birikimiyle aynı işyerinde işe başladığını belirtti. 7+1 sistemiyle staj yaptığı zamanda fabrikayı birçok alanda tanıma fırsatı olduğunu ve işe başladığında adaptasyon sürecin de hiçbir şekilde zorlanmadığına değindi.



“Fabrika dışarıdan eleman alıp yetiştirmek yerine, yetişmiş eleman olarak bizleri tercih etti”


7+1 sistemiyle staj yaptığı yerde işe başlayan Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği mezunu Duygu Uzunkaya , “7+1 stajım bittikten sonra burada işe başladım Haziran ayında ve o günden itibaren çalışıyorum. Burada fabrikanın birçok alanını tanıma fırsatı bulduk, biz uygun olduğumuz bölümlere yönlendirildik. Ben burada mobilya bölümünde planlamada çalışmaktayım şuanda. 4 aylık staj süresinde fabrika bizi, biz fabrikayı tanıdık. Fabrika dışarıdan eleman alıp yetiştirmek yerine, yetişmiş eleman olarak bizleri tercih etti” dedi.



“Teorik bilgilerimizi, pratiğe dönüştürme imkanını yakaladık”


16 haftalık staj dönemi bittikten sonra aynı yerde işe başlayan ve fabrikada üretim planlama mühendisi olarak çalışan Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği mezunu Furkan Türkeköle, “Öncelikle geçtiğimiz yıl 7+1 işyeri eğitim programıyla bu firmaya stajyer olarak geldim. Daha sonrasında 16 haftalık staj sürem bittikten sonra istihdam sağlandı. Eylül ayından itibaren de burada üretim planlama mühendisi olarak çalışıyorum. Öncelikle şöyle söyleyebilirim, diğer arkadaşların öğrendiği teorik bilgileri, pratiğe dökme açısından bu 16 haftalık süreç beni oldukça rahatlattı. Teorik bilgilerimizi, pratiğe dönüştürme imkanını yakaladık. Normal mühendislik fakültelerindeki gibi 20 iş günlük staj dönemimiz olsaydı burada kendimizi kanıtlama imkanı bulamayabilirdik. Fakat Sakarya Uygulamalı Bilimleri Üniversitesi’nin oluşturduğu ayrıcalık ve bir imkanla burada 16 haftalık süreçte kendimizi firmaya kanıtlama, daha da adapte olarak bu kurumun bir bünyesi gibi hissettirme özelliğini yakaladık. Sürecin açıkçası burada istihdam olarak sağlanmasında önemli bir faktör olduğunu düşünüyorum. Üniversitemizin sağladığı 7+1 olanağıyla bu iş imkanına sahip oldum. Aynı şekilde diğer 7+1 programlarında benim gibi arkadaşların da bu istihdamı sağlaması bence önemli bir örnek olur. Çünkü iş arayışı ve mezun olduktan sonra ne yapacağımızın bakış açısını toparlayamazken 7+1 sayesinde hem o adaptasyon sürecini atlatıyorsunuz hem de iş sahibi oluyorsunuz. Bence ülkemiz adına da olumlu bir gelişme” diye konuştu.



“Zaman kazanımı oluyor”


7+1 ve 3+1 staj eğitimi programında fabrikalarında staj yapan öğrencilere istihdam sağladıklarını dile getiren Aydın Endüstri Üretim Genel Müdür Yardımcısı Murat Zengin, “Fabrikamızda mobilya sektörünün en önemli maddeleri olan; sünger, çelik tel, yatak için kullanılan yaylar, aynı zamanda son ürün olarak mobilya sektöründe yatak, baza, başlık ve diğer bir ürün gamı olarak temizlik sektöründe ise; bulaşık süngeri ve temizlik bezi üretimlerini gerçekleştirmekteyiz. Dünya’da 58 ülkeye ihracat yapan bir firmayız. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi ile beraber yaptığımız çalışmalar neticesinde 7+1 ve 3+1 staj eğitimi programından öğrenciler almaktayız. Bunların bizlere ve sektöre katkısı şu yönde olmaktadır; hem sektör hem de çalışan için aslında bir süre tanınıyor. Bu süreyle beraber 2 tarafta birbirine adapte olmakta ve bu süreyi her firmanın kendine ait bir kültürü olduğundan dolayı birbirlerine karşı zaman kazanımı olmaktadır. Bunla beraber 7+1 modelinden şuanda halihazırda 2 öğrencimizi istihdam etmiş bulunmaktayız ve 3 öğrencimizde şuanda stajyer olarak devam etmektedir” şeklinde konuştu.



"Üniversiteden mezun olmadan öğrencilerimiz işyeri imkanı sağlamış oluyorlar"


Bu sistemin ilk defa SUBÜ’de uygulandığını ve bu uygulamanın diğer üniversitelere de örnek olmasnı temenni eden Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Çay “+1 modeli olarak isimlendirdiğimiz ve ilk defa bizim üniversitemizin uyguladığı bir model. Gerçekten bunun sonuçlarını çok iyi bir şekilde almaktayız. Hem öğrencilerimize 4 ay boyunca bir tecrübe kazandırmış oluyoruz daha diplomalarını almadan önce. Hem de Üniversite-sanayi çerçevesinde çok iyi bir işbirliği yapmış oluyoruz. Kısacası hem üniversitemiz hem de sanayi için çok iyi bir işbirliği olarak sonuçlarını geri almaktayız” ifadelerini kullandı.



“Öğrencilerimiz bilgilerini, becerileriyle bütünleştiriyorlar”


7+1 sistemiyle henüz okulu bitirmeden iş sahibi olan çok sayıda öğrencileri olmasından mutluluk duyan SUBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, “Temel mottomuzu bilgiyi, beceriyle bütünleştiren üniversite şeklinde ifade ediyoruz. Üniversitemizin isminde de uygulamalı bilimler var. Meslek yüksekokullarından, lisansüstü eğitim enstitüsüne kadar bir dönem uygulama eğitimini kendimize rehber olarak aldık ve uygulamamızı bu şekilde gerçekleştiriyoruz. Üniversite-sanayi ve sektör işbirliğini önemsiyoruz, bu alanda çok iyi ilişkilerimiz var. Nitelikli bireyler yetiştirmeyi birlikte gerçekleştiriyoruz. Öğrencilerimizi bir dönem uygulamalı eğitim için tam zamanlı işletmeye gönderiyoruz. Öğrencilerimiz bilgilerini, becerileriyle bütünleştiriyorlar ve uygulamaya gittikleri işletmelerde genellikle işe girerek yollarına devam ediyorlar. Daha henüz okulu bitirmeden tecrübe sahibi ve iş sahibi olan çok sayıda öğrencilerimizin olmasından dolayı mutlu oluyoruz” dedi.



“Cumhurbaşkanımızın uygulamalı eğitim ve istihdama verdiği değeri önemsiyoruz”


3+1, 7+1 ve lisansüstünde ki +1 eğitim modelleriyle beceri eğitimini kazanmaları için öğrencilere fayda sağladıklarını belirten Rektör Prof. Dr. Sarıbıyık, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın, üniversitelerin açılış töreninde özellikle uygulamalı eğitime ve istihdama vurgu yaptı. Biz bu alana verdiği değeri önemsiyoruz ve eğitimimizi de uygulamalı eğitim olarak gerçekleştiriyoruz. Özellikle baktığınız zaman bilgiyi artık her yerde kolaylıkla elde edebiliyoruz ama beceri kısmı genellikle eksik kalıyor. Bizde yapmış olduğumuz 3+1, 7+1 ve lisansüstünde ki +1 eğitim modelleriyle beceri eğitimini kazanmaları için öğrencilerimize fayda sağlıyoruz. Bu uygulama neticesinde öğrencilerimiz daha kolay iş buluyor ve iş hayatına daha çabuk başlıyorlar. Bunu da ülkemiz açısından önemli bir değer olarak görüyoruz” diye konuştu.



“İstihdamı artırmak, işsizliği azaltmak adına elimizden gelen her türlü desteği ve katkıyı sağlıyoruz”


Herkesin üzerine düşen görevi yaptığını belirten Rektör Mehmet Sarıbıyık, “Aslında burada herkes üzerine düşeni yapıyor. Herkes kazan kazan yapıyor. Ben öğrencimi gönderiyorum, sigortasını gerçekleştiriyorum. İş dünyası aynı zamanda geleceğine yönelik insan yetiştiriyor, sanayi bakanlığı birçok alanda ödenmesi gereken asgari ücretin 3’te 1’i tutarında ki ücretleri ödüyor. Dolayısıyla aslında burada herkes taşın altına elini sokmuş durumda, istihdamı artırmak adına, işsizliği azaltmak adına elimizden gelen her türlü desteği ve katkıyı sağlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa MASKİ içme suyu klor analizlerindeki başarısını sürdürüyor Manisa merkez ve ilçelerine daha sağlıklı içme suyu ulaştırmak için çalışmalarına aralıksız devam eden Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi (MASKİ) Genel Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılan içme ve kullanma suyu analizlerinde klorlama noktasındaki başarısını sürdürüyor. Yapılan ölçümlerde Manisa’da bakiye klor uygunluk oranının 2023 yılında yüzde 97, 2024 yılının ilk üç ayında ise yüzde 96 olduğu belirlendi. MASKİ Genel Müdürlüğü Manisa merkez ve ilçelerindeki vatandaşlara daha sağlıklı içme suyu ulaştırmak için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Bu kapsamda İçme Suyu Dairesi Başkanlığın bünyesinde 17 ilçede görev yapan 34 klorlama dezenfeksiyon ekibi 17 araç ile mesai mefhumu gözetmeksizin düzenli olarak içme suyu depolarına klor tedariki ve içme suyu şebekesinde bakiye klor ölçümü yapmaya devam ediyor. Ayrıca ekipler mikrobiyolojik ve bakiye klor uygunluğunun devamı için de günlük bakiye klor takibi yapıyor. Düzenli olarak kontrollerini sürdüren İl Sağlık Müdürlüğü ekipleri tarafından yapılan bakiye klor ölçümlerinde ise 2023 yılında Manisa’da bakiye klor uygunluk oranının yüzde 97, 2024 yılının ilk üç ayında ise yüzde 96 olduğu belirlendi. Yüzde 100’e yakın olan başarının idare tarafından yapılan sürdürülebilir uygulamalar neticesinde sağlandığı bir kez daha ortaya çıktı. İçme Suyu Dairesi Başkanı Erman Aydınyer, “İdaremiz tarafından 17 Şubat 2005 tarih ve 25730 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik” hükümlerine uygun olarak dezenfeksiyon çalışmalarımızı il genelinde düzenli olarak sürdürüyoruz. Yönetmelik hükümleri gereği ilk olarak içme suyu depolarına dezenfeksiyon üniteleri kurduk. Dijital dozaj pompası, kimyasal stok tankı, ölçüm cihazı, güneş paneli gibi tüm ekipmanlar eksiksiz tamamlanarak montajları gerçekleştirildi. Büyük kapasitelerdeki dezenfeksiyon stok tankları da sürekli işleyiş için sisteme entegre edildi. 17 adet özel ekipmanlı araç ve 34 personel ile 7 gün 24 saat çalışan bir sistem kurarak, tüm araçlarımızı arazi şartlarına uygun özel kaplama, depo ve pompa ekipmanları ile donattık. Ekiplerimiz ise klor takviyesi gereken en uzak kırsal mahalleye dahi ulaşarak içme suyunun daha sağlıklı olması için mesai harcıyor” dedi.
Ankara Pursaklar’ın dedeleri mutlu ve huzurlu Ankara Pursaklar Belediyesi, son 5 yılda 5 farklı Dede-Torun Evinde sağlıktan spora, müzik dinletilerinden el becerilerine, Kur’an-ı Kerim ziyafetinden İslami konulara kadar birçok farklı etkinlik düzenledi. Pursaklar’da ikamet eden yaşlı vatandaşlar, çay ve çorbanın ikram edildiği, 5 yıl boyunca hafta içi her gün birbirinden farklı etkinliklerin düzenlendiği Dede-Torun Evlerinde, hayatı dolu dolu yaşadı. ‘‘Dede-Torun Evlerimize gelen bir büyüğümüzün gönlünü hoş etmek için büyük çaba sarf ettik’’ Pursaklar’ın büyüklerini Dede-Torun Evlerinde en iyi şekilde ağırlamak için büyük gayret gösterdiklerini belirten Belediye Başkanı Ertuğrul Çetin; ‘‘Geride kalan son 5 yıl içerisinde Dede Torun Evlerimize gelen ağabeylerimiz için her gün sporda sağlığa, kahramanlık türkülerinden tasavvuf musiki dinletisine ve kültür gezileri gibi birçok aktivite düzenledik. Dede-Torun Evlerimize gelen bir büyüğümüzün gönlünü hoş etmek için büyük çaba sarf ettik. Onları memnun edebildiysek ne mutlu bizlere. Geleceğimizin yol göstericileri için ne yapsak az kalır. Birbirinden farklı etkinliklerle zamanın su gibi akıp geçtiği Dede-Torun Evlerimize tüm büyüklerimizi bekliyoruz’’ dedi. Pursaklar Belediyesi tarafından hazırlanan etkinliklerde büyükler; Kur’an-ı Kerim tilaveti, dini sohbetler, sağlık, el becerileri, kahramanlık türküleri ve tasavvuf musikisi ile tadına doyulmaz günler geçirirken, Kültür Gezileri ile de doğasıyla, tarihiyle, kültürüyle ön plana çıkan şehirleri gezme fırsatı buldular.
Kırşehir Şehrin merkezindeki tarihi bölge otoparka döndü Kırşehir’de farklı efsanelere konu olan Kalehöyük, otomobiline park yeri bulamayanların adresi haline geldi. 2019 Yılı Mahalli İdareler Seçimleri’nde seçmene otopark alanları projeleri vaat eden Kırşehir Belediye Başkanı Selehattin Ekicioğlu’nun çalışmaları yetersiz kalınca tarihi bölge koruma altında olmasına rağmen açık otopark gibi kullanılmaya başlandı. Vatandaşlar, bölgenin tarihi dokusuna uymayan görüntü kirliliğinin ortadan kaldırılmasını istiyor. Kalehöyük çevresindeki esnaf, "Cami, tarih var ama bölge otopark olarak kullanılıyor. Biz bu duruma çok üzülüyoruz. Höyük ve çarşı olmasına rağmen otopark sorunu çözülemedi. İnsandan çok otomobil var" dedi. Kırşehir’in ortasında akan Kılıçözü Çayı’nın kenarında yer alan ve halkın kale olarak bildiği alanda 2012 ve 2013 yıllarında Kırşehir Müze Müdürlüğünün başkanlığında ve Ahi Evran Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Işık Adak Adıbelli’nin bilimsel danışmanlığında yapılan kazı çalışmalarında Frig, Hitit ve diğer Tunç Çağ kültürlerine rastlanmıştı. Yaklaşık yüksekliği 35 metre olan ve şehrin her bölgesinde görülebilen Kalehöyük üzerinde Aleeddin Camii bulunuyor. Geçtiğimiz dönem Kırşehir Belediyesi tarafından başlatılan ve 5 bin yıllık tarihin ortaya çıkacağı ’arkeopark’ projesiyle Osmanlı, Selçuklu, Bizans, Roma ve Helenistik dönemlere ait açık hava müzesi planlanmıştı.