SAĞLIK - 04 Ekim 2021 Pazartesi 17:47

Prof. Dr. Aygül Çelik, “Korona virüs aşı içeriğindeki bileşenlerin anne sütüne geçme ihtimali düşüktür”

A
A
A
Prof. Dr. Aygül Çelik, “Korona virüs aşı içeriğindeki bileşenlerin anne sütüne geçme ihtimali düşüktür”

Kadınların gebelik ve lohusalık dönemlerinde korona virüs aşısı olmak istememesine yönelik açıklamalarda bulunan Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof.

Kadınların gebelik ve lohusalık dönemlerinde korona virüs aşısı olmak istememesine yönelik açıklamalarda bulunan Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Aygül Çelik, “Korona virüs aşı içeriğindeki bileşenlerin anne sütüne geçme ihtimali düşüktür” dedi.


1-7 Ekim Emzirme Haftası sebebiyle gebelik ve lohusalık döneminde kadınların korona virüs aşısı olmak istememesi üzerine Özel Adatıp Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Aygül Çelik, önemli açıklamalarda bulundu. Korona virüse karşı yapılan aşıların içeriklerinde canlı virüs bulunmadığını aktaran Çelik, aşı içerisindeki bileşenlerin anne sütüne geçme ihtimalinin düşük ve geçme ihtimalinde ise bebeklerin sindirim sistemlerinde parçalanacağını dile getirdi.



Aşı, bebeğin korona virüse karşı korunmasına katkı sağlayabilir


Korona virüs aşılarının doğacak ve yeni doğan bebeklere katkı sağlayabileceğini belirten Prof. Dr. Aygül Çelik, “Aşıların hiçbirinin içeriğinde canlı virüs bulunmamaktadır, bu da aşı ile hastalığın bulaşmayacağını gösterir. Aşı içeriğindeki bileşenlerin anne sütüne geçme ihtimali düşüktür, geçse bile bebeğin sindirim sisteminde parçalandığından zararlı etkisi olmaz. Hatta anneye aşı uygulandığında annede oluşan antikorlardan anne sütüne geçiş ve oradan da bebeğe geçiş mümkün olmaktadır. Bu da bebeğin korona virüse karşı korunmasına katkı sağlayabilir. Aşının faydası, oluşturması muhtemel riskler veya neden olabileceği yan etkiler ile karşılaştırıldığında daha fazla. Aşılanma olduğunda emzirmenin kesilmesi önerilmiyor. Yapılan bir çalışmanın sonuçlarına göre düşük oranda, emziren annede süt miktarında ilk 72 saatte hafif bir azalma olduğu gösterilmiş, fakat bu da kalıcı bir etki olarak gözlenmemiş. Önemle belirtmek gerekir ki, korona virüs hem hastalık sürecinde hem de sonrasında ciddi yıpratıcı etkileri olan bir toplum sağlığı sorunudur ve aşılar korona virüsten korunmada tek silahımızdır” dedi.



Aşı, tek güçlü silahımız olarak toplum bağışıklığını sağlamada insanlığa sunuldu


Korona virüse karşı üretilen aşılardan bahseden Prof. Dr. Aygül Çelik, “Hastalığa maruz kalma, hastalığı ağır geçirme ve hastalığı bulaştırma gibi nedenlerle hem bireysel hem de toplumsal yaşamımız önemli ölçüde etkilenmektedir. Bununla birlikte tüm dünyada sağlığımızı tehdit eden bu hastalığa karşı aşı tek güçlü silahımız olarak toplum bağışıklığını sağlamada insanlığa sunuldu. İnaktivevirus aşıları; etkisizleştirilmiş virüs içeren aşılardır, hastalığa neden olmaz, virüse karşı bağışıklık yanıtı oluşturur. Ülkemizde uygulanmakta olan Sinovac’ın Coronavac aşısı ve her yıl uygulanan grip (influenza) aşıları inaktif aşılardır. Canlı atenüe aşılar; zayıflatılmış virüs içerir, hastalığa neden olmaz ancak bağışıklık yanıtı oluşturan aşılardır. Kızamık, kabakulak, su çiçeği aşıları da canlı atenüe virüs aşılarıdır. Henüz dünyada kullanıma girmiş canlı atenüe korona virüs aşısı yoktur. m-RNA aşıları; protein üretmek için genetik olarak tasarlanmış RNA parçacıklarını kullanır, yeni teknoloji ürünü aşılarıdır. Ülkemizde uygulanmakta olan Biontech aşısı bu türden bir aşıdır. Protein subunit aşıları; virüsün yapısını taklit eden protein parçalarını kullanan protein bazlı aşılardır. Novovax aşısı bu türden aşıdır. Viral vektör aşıları; SARS-CoV-2 virüsünün RNA parçacıklarını taşıyan hastalık yapıcı etkisi olmayan virüslerin kullanıldığı aşılardır. Oxford-AstraZeneca aşısı, Sputnik V aşısı bu türden aşılardır” diye konuştu.



Elimizdeki aşıların hiçbirinde zararlı olabilecek herhangi bir mekanizma yok


Dünyada korona virüs aşısının uygulanmaya başlanmasından günümüze kadar geçen sürede aşılama yapılmış ve yapılan çalışmalarda tüm aşıların güvenli olduğunun kanıtlandığını belirten Prof. Dr. Aygül Çelik, “Etkileri ve yan etkileri birbirlerine kıyasla farklılık göstermekteyse de aşıların hepsi Dünya Sağlık Örgütü’nün etkililik ve güvenlik kriterlerini karşılamaktadır. Bu nedenle, herhangi bir aşıyı özellikle beklemeksizin ilk temin edilecek aşıyı olmanız önerilir. Dünya genelinde uygulanmakta olan aşılar içerisinde varyantlara yüksek etkisi ve çok sayıda kişiye uygulanmış olmasından kaynaklanan bilimsel veri zenginliği ile Biontech öne çıkmaktadır. Aşının ilk üretildiği günlerde yan etkileri tam olarak bilinmediği için gebelerde ve emzirme döneminde olan anneler korona virüs aşısının önerildiği gruplar içinde yer almıyordu. Fakat ilerleyen zamanda yapılan çalışmaların sonuçlarına göre artık aşının bu gruplarda da uygulanabileceği bilgisine ulaşmaya başladık. Elimizdeki aşıların hiçbirinde zararlı olabilecek herhangi bir mekanizma yok. Biontech aşısının güncellenen kılavuzunda hamile ve emziren annelere uygulanabileceği bilgisi yer aldı” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.