GENEL - 18 Nisan 2019 Perşembe 17:58

RTÜK Başkanı Şahin: "RTÜK cezalandıran değil, ödüllendiren bir üst kurul olacak"

A
A
A
RTÜK Başkanı Şahin: "RTÜK cezalandıran değil, ödüllendiren bir üst kurul olacak"

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, “RTÜK’ün, sadece ceza veren ve cezayla önlem alan bir kuruluş olarak anılmasını istemediğim için bundan sonra RTÜK cezanın yanında ödül de veren, yönlendirme bir kurul olacak demiştim ve bunun adımlarını yavaş yavaş atıyoruz” dedi.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, “RTÜK’ün, sadece ceza veren ve cezayla önlem alan bir kuruluş olarak anılmasını istemediğim için bundan sonra RTÜK cezanın yanında ödül de veren, yönlendirme bir kurul olacak demiştim ve bunun adımlarını yavaş yavaş atıyoruz” dedi.


RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in katıldığı Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Kültür ve Kongre Merkezi’nde konferans düzenlendi. ’Görsel-İşitsel Medya ve RTÜK Vizyonu’ konulu konferansta öğrencilere hitap eden Başkan Şahin, Türkiye’de İletişim fakültelerinin geldiği noktanın ileri seviyede olduğu kaydetti.



“Cezanın yanında ödüllendirmesini bilen kurul olacağız“


RTÜK’ün, sadece ceza veren ve cezayla önlem alan bir kuruluş olarak anılmasını istemediğini dile getiren Şahin, “RTÜK oturup sabahtan, akşama kadar dizilere ceza kesen bir kurum olarak biliniyor. Bende böyle bilindiği için üzülüyorum. RTÜK, Türkiye’deki bütün radyoların, televizyonların düzenlemesi ve denetlemesini yapan bir üst kurul. Şimdi inşallah yeni dönemde internet ortamında yayın yapan kuruluşları da denetleyecek olan bir kuruluş, kurum hatta üst kurul. Böyle olunca RTÜK’ü sadece yayınlanan dizilere ceza veren, yayınlanan programlara ceza veren ve onları durduran, kapatan bir üst kurul olarak görmemek lazım. RTÜK’ün, sadece ceza veren ve cezayla önlem alan bir kuruluş olarak anılmasını istemediğim için bundan sonra RTÜK cezanın yanında ödül de veren, yönlendirme bir kurul olacak demiştim ve bunun adımlarını yavaş yavaş atıyoruz. Biz RTÜK olarak; sadece ceza vermeyeceğiz, cezanın yanında ödüllendirmesini bilen, yol gösterebilen ve düzenlemeler yapabilen bir kurum olacağız diyoruz” dedi.



"İnternet medyacılığının denetlenmesi kanunumuz hazır"


“RTÜK’ün kuruluşunun 25’inci yılında da en önemli etkinliğimiz olarak 5 ana dalda yayıncılarımıza, televizyonlarımıza, yapımcılarımıza ödüller vermeyi düşünüyoruz” diyen Şahin, “Her fırsatta RTÜK olarak sadece ve sadece denetleyen değil; düzenleyen ve ödül veren bir kurum olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Gelişen dünyadaki medyanın evrilmesi ve geldiği noktayla birlikte internet yayıncılığında denetleme ve düzenlemeye başlamış bulunmakta. Bazı kanallar veya bazı programlar bizim televizyon kanallarında yayınlarken veremeyecekleri; küfürleri, şiddet içeriği ve diğer konularda toplum sağlığını, çocukların ruhsal sağlığı ve aile yapısını bozabilecek bir takım yapımları televizyonda veremeyen uyanıklar internet üzerinden web tabanlı yayınlar üzerinden vermeye başladı. Bunları görünce engel olabilmek, bunları denetim altına alabilmek için bir düzenleme yapılması istenildi. Biz geçen yılın sonlarına doğru bu düzenlemeyi Cumhurbaşkanımızın büyük destek ve takibiyle kanuni anlamda yapmış olduk. Kanunumuz çıktı, internet medyacılığının denetlenmesi ile ilgili kanunumuz hazır” diye konuştu.



“Gururlanabiliriz, yayıncılık konusunda da Avrupa Birliği’nin önündeyiz“


“Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak birçok konuda olduğumuz gibi özellikle yayıncılık konusunda da Avrupa Birliği’nin önündeyiz” ifadelerini Şahin, “Özellikle internet medyası üzerindeki denetim ve tedbirleri herkesten önce biz kabul ederek uygulamasını yapıyoruz. Yani göğsümüzü gere gere herhangi bir Avrupa Birliği ülkesinden önde olduğumuz söyleyebiliriz. Gururlanabiliriz, birçok konuda olduğu gibi yayıncılık konusunda da Avrupa Birliği’nin önündeyiz. İnşallah yapacağımız düzenlemeyle birlikte biz internet medyasını da sadece denetleme demiyorum, düzenleme anlamında da öncü olduğumuzu göstermiş olacağız” şeklinde konuştu.



“Bunlar sizin kalbinizde ve gönlünüzde”


Bilgi Teknoloji Kurumu ile ortak çalışmalar yaptıklarını söyleyen Şahin, “Sosyal medya alanı her tarafta karar veren mercileri ciddi şekilde kara kara düşündüren bir ortam. Biz Türkiye’de bunların denetimini nasıl yapacağımızı uzun uzun tartışmalarla bir sonuca vararak Bilgi Teknoloji Kurumu (BTK) ile onlar bir alanı, biz de bir alanı nasıl denetleriz diye çalışmalarımızı yapıyoruz. Ama asıl denetim sizlerde arkadaşlar, sizlerde gençler. Çünkü biz herkesin cebine giremeyiz, herkesin telefonu içerisine girme imkanımız yok. Bunlar sizin kalbinizde ve gönlünüzde” ifadelerini kullandı.



“Gazeteci iseniz gazetecilik yapacaksınız”


Bir öğrencinin sorusunu cevaplayan Şahin, “Özgürlük bir başkasının özgürlüğünün müdahale alanına girdiğiniz anda biter. Özgürlük orada sizin değil diğerinin özgürlüğüdür. İçeride olan gazeteciler konusuyla ilgili şunu söylemek istiyorum; biz Avrupa Birliği ile ilgili bir proje yapıyoruz, ifade özgürlüğü anlamında bir proje yapıyoruz. Bu proje kapsamında onlar diyorlar ki, siz neden gazetecilerimizi içeride gazetecilik yaptıkları için onları cezaevlerinde tutuyorsunuz. Size hakaret edilmesi özgürlük müdür, değildir. Cumhurbaşkanımıza veya ana muhalefet liderine hakareti neden özgürlük olarak algılıyorsunuz. Gazetecilik faaliyetleri sebebiyle içeride olan birisini bana gösterin onla ilgili mücadeleyi ben yapayım. Terör örgütünün sözcülüğünü yaparak gazetecilik yapmaya çalışan birinin içeride olması kadar doğal ne olabilir. Gazeteci iseniz gazetecilik yapacaksınız, terör örgütü mensubuysanız onun bedeli vardır. Gazetecilik faaliyetleri sebebiyle şuanda elimizdeki verilere göre içeride olan gazeteci bulunmuyor” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Enfeksiyon hastalıkları uzmanı uyardı: "Sepsis tedavisindeki gecikmenin ölümcül sonuçları olabilir" Kana mikrop karışmasına tıp dilinde sepsis denildiğini söyleyen Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Sünbül, “Pek çok değişik tür mikrop çeşitli yollarla kana karışabilir ve hastalığa neden olur. Kanda enfeksiyon oluşması çok ciddi ve hayati bir sorundur. Erken tanı ve etkili antibiyotik tedavisi hayat kurtarıcıdır. Bu tedavinin mutlaka hastanede ve damar yolu ile yapılması gerekir. Tedavide gecikme olan veya bağışıklığı baskılanmış hastalarda maalesef ölüm oranı yüksektir” dedi. Liv Hospital Samsun Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Sünbül, kanda görülen enfeksiyon hastalıkları hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Kandaki enfeksiyonun ne olduğundan bahseden Prof. Dr. Sünbül, “Kan sağlıklı insanlarda mikropsuzdur. Kana mikrop karışmasına tıp dilinde ‘sepsis’ denir. Pek çok değişik tür mikrop çeşitli yollarla kana karışabilir ve hastalığa neden olur. Enfeksiyon hastalıkları pratiğinin en acil tedavi gerektiren hastalıklarından biridir. Zamanında ve etkin tedavi yapılamaz ise organlarda hasar yaparak ölümle sonlanır. Sepsis dediğimiz bu hastalıkla dünyada sıkça karşılaşılmaktadır. Birçok ülkede hastalığın oranı bilinmemektedir. Yapılan araştırmalara göre ABD’de yılda yaklaşık bir milyona yakın kişi bu hastalığa yakalanmaktadır. Hastalık hastane dışında çeşitli nedenlerle oluşabileceği gibi hastanede yatan kişilerde de gelişebilmektedir. Özellikle yoğun bakım hastalarında kanda enfeksiyon oluşma riski çok daha yüksektir” diye konuştu. "Kana mikrop karışması" Kana mikrobun nasıl karıştığını anlatan Prof. Dr. Sünbül, "Kana mikrop, kısa süreli ve miktar olarak az sayıda veya uzun süreli daha fazla miktarda karışabilir. Diş fırçalama veya sakız çiğneme gibi basit işlemler sırasında bile kana geçici süre ve az sayıda mikrop karışabilir ancak bağışıklık sistemi bu mikropları yok eder ve hastalık oluşmaz. Ancak uzun süreli ve fazla miktarda mikrop kana karışırsa kanda enfeksiyon gelişir. İdrar yolları iltihabı, kalp kapaklarında veya kalp duvarında gelişen iltihap, kemik iltihabı, bağırsak iltihabı, cilt iltihabı, iç organlarda olan apseler başta olmak üzere birçok organ veya sistemimizde gelişen iltihap sepsis gelişimine neden olabilir. Ayrıca şeker hastaları, kanser tedavisi verilen kişiler, organ nakli yapılanlar ve yaşlılarda bağışıklık sistemi baskılanmış olduğundan veya yenidoğan dönemindeki bebeklerde ise bağışıklık sistemleri henüz gelişmediğinden bu tür hastalıklara karşı eğilim fazladır" şeklinde konuştu. "Erken tanı ve etkili antibiyotik tedavisi hayat kurtarıcıdır" Kanda enfeksiyon oluşumunun göz ardı edilmemesi gerektiği vurgulayan Prof. Dr. Sünbül, “Günümüzde tıbbi teknolojideki gelişmeler sağlık hizmetlerinde kaliteyi artırırken diğer yandan tanı ve tedavi amaçlı hastaya uygulanan bir takım işlemler kanda enfeksiyon riski oluşturmaktadır. Uzun süreli idrar sondası kullanımı, diyaliz katateri, kanser tedavisi yapmak için konulan kalıcı kataterler bunlara örnektir. Kanda enfeksiyon oluşması çok ciddi ve hayati bir sorundur. Erken tanı ve etkili antibiyotik tedavisi hayat kurtarıcıdır. Bu tedavinin mutlaka hastanede ve damar yolu ile yapılması gerekir. Tedavide gecikme olan veya bağışıklığı baskılanmış hastalarda maalesef ölüm oranı yüksektir” ifadelerini kullandı. "Tanı ayrıntılı fizik muayene ve laboratuvar tetkikleriyle konur" Kanda enfeksiyon tespit edilmesi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Sünbül, “Vücutta iltihap olduğunda başta ateş yüksekliği, halsizlik, iştahsızlık, baş ağrısı, bulantı, kusma gibi pek çok klinik bulgunun dışında kanda bazı değerler de yükselir. Kana mikrop karıştığından şüphelenilirse, hasta derhal hastaneye yatırılır ve incelenir. Klinik şüphe ile birlikte ayrıntılı fizik muayene ve laboratuvar tetkikleri ile tanı konur. Hastadan alınan kanın kültürü yapılır ve kan kültüründe mikrop üretildiğinde tanı kesindir. Bu işlem birkaç gün alabilir, kanda enfeksiyon düşünülen hastalarda derhal tedaviye başlanır” açıklamasında bulundu. "CRP değerinin yüksek olması, kanda enfeksiyon tanısı için yeterli değildir" Kanda mikrop olduğunda pek çok laboratuvar değerlerinin de artabileceğini ve bu durumun tanı koymaya da yardımcı olabileceğini dile getiren Prof. Dr. Sünbül şunları söyledi: "Bunlardan birisi de C reaktif protein (CRP) olup kanda mikrop olduğunda artabildiği gibi başka birçok iltihap seyrinde de yükselir. Ancak herhangi klinik bir bulgu olmadan bazen tek başına CRP yüksekliğinde hastalara ‘kanınızda mikrop var’ diye ifade edilmektedir. Bu yorum hastalarda paniğe ve endişeye neden olmaktadır. Tek başına kanda CRP değerinin yüksek olması, kanda enfeksiyon tanısı için yeterli değildir. Hatta bazen yakın zamanda geçirilen pek çok enfeksiyondan sonra CRP yüksek bulunabilir. Bir diğer neden ise mikropsuz iltihap diye tanımlanabilecek romatizmal hastalıklar (otoimmun hastalıklar) seyrinde de bu değerin yüksek olmasıdır. Bunun ayrımı için detaylı bir muayene ve laboratuvar testlerinin doğru yorumlanması önemlidir."
Ağrı Ağrı’ya 2 adet yeni kapalı tenis kortu yapılıyor Ağrı’da modern spor tesislerinin sayısı artarak devam ediyor. Gençlere ve vatandaşlarımıza daha iyi koşullarda spor yapabilmesine olanak sağlamak adına yatırımlara hız veren Gençlik ve Spor Bakanlığı, Ağrı’ya 2 adet yeni kapalı tenis kortu kazandırıyor. Ağrı Valiliği koordinesinde Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde Vali Lütfi Yiyenoğlu Şehir Stadyumu Spor Kompleksi yerleşkesinde, 2 adet yeni kapalı Tenis Kortlarının yapımına başlandı. “Sporda başarı modern tesislerle mümkündür” Ağrı Gençlik ve Spor İl Müdürü Fedai Din, yapımına başlanılan tenis kortları inşaat alanında incelemelerde bulunarak, Spor Hizmetleri Müdürü Cemil Budak’tan tesis çalışmaları hakkında bilgi aldı. Ağrı’da sporun gelişmesi için altyapıya, tesisleşmeye ve spor organizasyonlarına çok büyük önem verdiklerini belirten İl Müdürü Din, 12 tenis antrenörünün yıl boyunca okullarda sportif yetenek taraması yaparak, tenis branşına yatkın ve yetenekli çocukları ücretsiz eğitimlerle yetiştireceklerini söyledi. Sporda başarı modern tesislerle mümkün olduğunu belirten İl Müdürü Din, gelecekte profesyonel sporcu olmanın yolunun bu tesislerden geçecektir. Bu tesisin tamamlanmasıyla birlikte ilimizde; Ulusal ve uluslar arası müsabakalarına ev sahipliği yapmayı hedefliyoruz. Ayrıca bu tesis Ağrı’da ki spor turizminin kalkınması için önemli bir yatırımdır. Bu modern tesiste Amatör spor kulüplerinin ve halkın istifade edebileceği, gençlerin sportif aktivitelerini yapabileceği, serbest zamanlarını değerlendirebileceğini söyledi. Sözleşme bedeli 19 milyon 805 bin 721 TL olan tenis kortlarının Ekim ayında bitirilmesi hedefleniyor.
Ordu Başkan Tepe: “Belediyeyi 787 milyon lira borçla devraldık” Altınordu Belediye Başkanı Ulaş Tepe, ‘borçsuz belediye’ olarak lanse edilen Belediyeyi 787 milyon lira borçla devraldıklarını açıkladı. Başkan Ulaş Tepe yaptığı açılamada, göreve başlar başlamaz belediyenin işleyişiyle ilgili her birimden brifing aldığını, belediyenin mali durumla ilgili raporu görünce şaşırdığını belirtti. Başkan Tepe, “Yıllardır mali disiplinden, beytülmaldan bahsedenlerin belediyenin ekonomik durumunu getirdiği noktayı şaşkınlıkla karşılıyoruz. Yürütülen ‘borçsuz belediye’ algısına tüm kamuoyu gibi biz de inanmıştık. 787 milyon TL borçla belediyeyi devraldık. Bu açıklamamız bir mağdur edebiyatı yapmak için değil. Ancak halkımızın gerçekleri bilmesi gerekiyor. Tüm seçim kampanyasını şeffaflık ve ilkeli devlet yönetimi üzerine inşa edenlerin belediyeyi soktuğu çıkmazı görünce bu durumu kamuoyuyla paylaşmak durumunda kaldık” dedi. “Mali durum içler acısı bir halde” Mali durumla ilgili ortaya koyulan tablonun ayrıntılarını paylaşan Başkan Tepe, “Kredi borçlarının toplamı 582 milyon TL’yi geçmiş durumda. Piyasa borçları ise 220 milyon TL. Bu borç yüküne karşılık kasamızda 15 milyon TL civarında bir para var. Devraldığımız toplam borcumuz 787 milyon TL. 2024 yılı bütçesinin yüzde 60’lık kısmı 3 ayda harcanmış. Mali durum gerçekten içler acısı bir hâlde” diye konuştu. "Mali tabloya rağmen projelerimizi gerçekleştireceğiz" Mali tablonun gösterdiği ekonomik tahribata rağmen hızlıca mali disiplini sağlayarak verilen sözleri yerine getirmek istediklerini belirten Başkan Tepe, şöyle konuştu: “Hemşehrilerimiz müsterih olsunlar. Biz bu süreçlere yabancı değiliz. Belediyemizin kaynaklarını artıracağız ve hizmet kalemlerindeki gereksiz harcamaları kısacağız. Belediyemizin öz gücüne güveniyoruz. Verimliliği ve etkin yönetim anlayışını öne çıkarmak zorundayız. Bugüne kadar mazeretlerin arkasına sığınmadık. Mazeret değil marifet üreterek Altınordumuzun sorunlarını bir bir çözeceğiz ve hemşehrilerimizin yaşamaktan keyif aldığı bir kent sözümüzü yerine getireceğiz. Kadromuzu yavaş yavaş şekillendiriyoruz. Liyakatli bir yönetimle karamsarlığa kapılmadan her işimizi yoluna koyacağız. Gece gündüz demeden çalışıyoruz. Hiç şüphesiz bu süreçte daha fazla mesai harcayacağız.”
Trabzon Of Ziraat Odası Başkanı Saral: "Çay budaması için son 15 gün" Trabzon’un Of ilçesi Ziraat Odası Başkanı Berkant Saral, yaklaşan çay sezonu öncesi müstahsillere uyarıda bulunarak ÇAYKUR kotasını değerlendirebilmek için 15 gün içerisinde yaş çay budamalarının yapılması gerektiğini söyledi. Hava koşullarının uygun olmasından dolayı bu yıl yaş çay sezonu Mayıs ayının ilk haftalarda başlamasının ÇAYKUR kotası için üreticilerin budamalarını yapmaları gerektiğini belirten Of Ziraat Odası Başkanı Berkant Saral, "Değerli çiftçilerimiz birinci sürgün çay hasadımıza az bir süre kaldı. Hava şartlarının böyle gitmesi durumunda Mayıs ayının ilk haftası ÇAYKUR çay fabrikalarımızın çay alımına başlayacağını ön görüyoruz. İzlemlerimiz ve tespitlerimizin sonucunda bölgemizin genelinde büyük bir kesim müstahsilimizin budama yapmadığını gördük. Bunun sebeplerinden en önemlisi geçtiğimiz iki yılda özel sektörün devletin açıkladığı çay alım fiyatının altına inmeden çay almış olması müstahsilimize cazip gelmiş ve ÇAYKUR’dan uzaklaşıp özele fabrikalara yönelmiştir. Fakat bu yıl kredi faizlerinin yüksekliği sebebi ile özel sektör çay fabrikalarımızın sıcak paraya ulaşmada sıkıntı çekeceğini düşünüyoruz. Özel sektörün peşin ya da vadeli çay alımlarında taban fiyatın altına ineceği düşük fiyatlara çay alacağı Of Ziraat Odamız ve bölge Ziraat Odalarımızca ön görmekteyiz. Çiftçilerimizin mağduriyet yaşamamaları için 15 gün içerisinde çay budamalarını yapmaları büyük önem arz etmektedir. Budama yapmayan müstahsilimiz ÇAYKUR’a çay satamayacak, sadece özel sektörün alım şartlarına uymak zorunda kalacaktır" dedi.