GENEL - 21 Mart 2019 Perşembe 17:27

SAÜ’ye Osmanlı Aydınlı konuk oldu

A
A
A
SAÜ’ye Osmanlı Aydınlı konuk oldu

Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Çarşamba Konferanslarının bu haftaki konuğu Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Doç.

Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Çarşamba Konferanslarının bu haftaki konuğu Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Osman Aydınlı oldu.


İlahiyat Fakültesi Konferans Salonunda gerçekleşen “İslam Kültür ve Medeniyetinde Semerkant” konulu konferansta konuşan Doç. Dr. Osman Aydınlı, Semerkant’ın İslam kültüründeki ve medeniyetindeki önemini, coğrafi yapısını, sosyoekonomik olarak önemini anlattı. Konferansta Semerkant’ın âlimler tarafından İslam kaynaklarında nasıl tasvir edildiğini aktaran Aydınlı, İslam kültürü ve medeniyetinin Semerkant üzerinden değerlendirmesini de yaptı.


Semerkant’ın Soğd bölgesi içinde bir merkez şehir olduğunu ifade eden Doç. Dr. Osman Aydınlı, yüzyıllarca en fazla ulemanın Soğd bölgesinden çıktığını söyledi. Buhari, Farabi, İbn-i Sina ve Harezmî gibi İslam dünyasının en meşhur âlimlerinin Semerkant’ta yaşadığını ve önemli eserlerini burada verdiğini belirten Aydınlı, Soğd bölgesinin asırlar boyunca Semerkant şehri üzerinden yönetildiğini kaydetti.



“Birçok tasvirde övülmüştür”


Semerkant’ın içinde bulunduğu Soğd bölgesinin, sahip olduğu üstün özelliklere nasıl ulaştığını anlatan Doç.Dr. Aydınlı, “Semerkant’ta 11’inci ve 17’nci asırlar arasında din, felsefe, sosyal bilimler ve fen bilimleri zirveye ulaşmıştı. İlmi faaliyetler çok canlı ve fazlaydı. Semerkant’a aslında birçok yönden bakmamız gerekiyor. Bunun için önce Semerkant’ın içinde bulunduğu coğrafi bölgenin önemine, sonra da bu şehrin sosyal, ekonomik ve içtimaı yapısına bakmalıyız. Semerkant bugün Özbekistan Devleti sınırları içinde, Seyhun ve Ceyhun nehirlerinin arasındaki topraklarda, nehrin öte tarafı anlamına gelen Maveraünnehir coğrafyasındadır” dedi. Maveraünnehir bölgesinin İslam kaynaklarında önemli bir yeri olduğuna vurgu yapan Doç. Dr. Osman Aydınlı, İslam kaynaklarındaki tasvirleri ise, “Maveraünnehir bölgesi tasvirlere göre önemli ticaret yollarının kavşağında bulunan, verimli toprakları ve etrafı çöllerle çevrili bölgelerin ortasında cennet misali akarsuları olan, ekin ve mahsullerinin bol olduğu, etinden, sütünden ve gücünden faydalanılan hayvanların çok olduğu bir coğrafyadır. Bölge, bu özelliklerinin yanı sıra nüfusun fazlalığıyla, halkının misafirperverliği ve cesaretiyle, hayır kurumlarının çokluğuyla, yol ve geçitlerin fazlalığıyla, doğal güzellikleriyle, stratejik konumuyla, ekonomisiyle, kültürel ve sosyal birçok açıdan tasvir edilmiş ve övülmüştü” dedi.



“Bütün yolların kesiştiği bir yer”


Maveraünnehir’in stratejik konumundan ve tarihteki sosyoekonomik öneminden bahseden Doç. Dr. Osman Aydınlı, “İpek Yolu’nun bulunduğu güzergahta yol, kuzey ve güney olmak üzere ikiye ayrılır ve Semerkant’ta birleşirler. Baharat Yolu’nun bütün mamulleri, Hindistan, Pakistan ve Afganistan üzerinden Semerkant’a gelir. Değerli hayvanların kürklerinin satıldığı Kürk Yolu da keza Semerkant’tan geçmektedir. Bütün yolların kesiştiği yerdir. İslam dünyasında Talas Savaşı’ndan sonra, Mısır papirüsü dışındaki ilk kâğıt üretimi Semerkant’ta yapıldı. Tüm İslam âlemine buradan yayıldı. Tekstilin merkeziydi ve tüm değerli kumaşlar buradan çıkardı. Ticaretin de merkezi olan bu şehirde birçok inanç, kültür ve fikir akımının serbestçe yayılması, okuma yazma oranın yüksek olması ve çok zengin bir kültürel ortama sahip olması da Semerkant’ın sosyoekonomik değerini göstermektedir” dedi.


Müslümanların Maveraünnehir’i tanımaları ve fethetmek istemeleri sonrasında İslam tarihinde gerçekleşen olayları anlatan Doç. Dr. Osman Aydınlı, Semerkant’ın bugün Çin’e kadar tüm bölgenin efendisi olduğunu sözlerine ekledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Aliağa’da CHP Grup Sözcüsünden şok eden gaf Aliağa Belediyesi CHP’li Grup Sözcüsü İbrahim Doğangül, meclis toplantısında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın ismine “Cemil Bayık” dedi. Doğangül, binlerce kişinin istihdam edildiği Gemi Söküm sektörüne “uyuşturucu trafiğinin durağı” iddiasında bulundu. 31 Mart’ta yapılan seçimlerde Aliağa’da MHP’li Serkan Acar’ın üçüncü kez Belediye Başkanı seçilmesinin ardından Belediye Meclisinin 2. oturumu yapıldı. Hararetli geçen Belediye Meclis toplantısına CHP Meclis Grup Sözcüsü İbrahim Doğangül’ün İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’dan bölücü terör örgütünün elebaşlarından “Cemil Bayık” olarak söz etmesi damgasını vurdu. Cemil Tugay’dan “Cemil Bayık” olarak bahsetti, herkes şok oldu CHP Grup Sözcüsü İbrahim Doğangül, belediyenin faaliyet raporunun görüşüldüğü oturumun sonunda dilek ve temennileri olduğunu belirterek söz istedi. Doğangül sözlerine, “Dün veya evvelsi gün Büyükşehir Belediye Başkanımız Cemil Bayık’ın” diyerek söze bölücü terör örgütünün eli kanlı elebaşlarından birinin adıyla başladı. CHP’li meclis üyesinin bölücü örgütün eli kanlı isimlerinden birinden bahsetmesi bir anda salonda şaşkınlığa sebep oldu. O sırada büyük bir gafa imza atan CHP’li meclis üyesine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanının adının Cemil Tugay olduğunu hatırlatan isim ise MHP Grup sözcüsü Avukat Hilal Sadıkoğlu Akar oldu. MHP Grup sözcüsü Avukat Hilal Sadıkoğlu Akar “Tugay, soy ismi” dedi. Bunun üzerine büyük bir şaşkınlık yaşayan CHP’li üye, sözlerini düzeltti ancak sözlerinin devamında bir gafa daha imza atarak hem belediye meclis üyelerinin hem de salondaki vatandaşların tepkisini çekti. CHP Grup Sözcüsü Doğangül’den Gemi Söküm sektörüne uyuşturucu iddiası Aliağa Belediye Meclisi toplantısında birbiri ardına gaflarına devam eden CHP Grup Sözcüsü İbrahim Doğangül, bu kez binlerce işçinin çalıştığı gemi söküm sektörüne uyuşturucu iddiasında bulundu. Aliağa’da binlerce ailenin istihdam edilerek geçimini sağladığı gemi sökümden “uyuşturucu trafiğinin duraklarından” olarak söz eden Doğangül’ün iddiaları tepki çekti. Meclis toplantısını izleyen bir vatandaş, CHP’li meclis üyesine yüksek sesle, "Öyle bir iddia size yakışmıyor. Uyuşturucu trafiği yok" diyerek sert tepki gösterdi.
İstanbul Bayraktar TB3’ün toplam uçuş saati 272 saat 47 dakikaya ulaştı Baykar’ın milli ve özgün olarak geliştirdiği Bayraktar TB3 SİHA test uçuşlarına hız kesmeden devam ediyor. Hafta boyunca süren testlerde iki prototipi de test uçuşları gerçekleştiren Bayraktar TB3’ün toplam uçuş saati 272 saat 47 dakikaya ulaştı. Baykar’ın milli ve özgün olarak geliştirdiği Bayraktar TB3 Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) test uçuşlarını ara vermeden sürdürüyor. Hafta boyunca gerçekleştirilen testlerde iki prototipi de uçuş icra eden milli SİHA’nın toplam uçuş saati 272 saat 47 dakikaya ulaştı. İki Bayraktar TB3 havada Cumhuriyet’in 100. yılını taçlandırmak amacıyla 27 Ekim 2023 tarihinde ilk uçuş testini başarıyla tamamlayarak gökyüzü ile buluşan Bayraktar TB3 SİHA’nın iki prototipi de test uçuşlarını Tekirdağ’ın Çorlu ilçesindeki AKINCI Uçuş Eğitim ve Test Merkezi’nde sürdürüyor. Bayraktar TB3 PT-1 ve PT-2, geçtiğimiz hafta boyunca orta irtifada icra edilen sistem ve dayanım performanslarının ölçüldüğü testlerin tamamını başarıyla tamamladı. Toplam uçuş 272 saate ulaştı Bayraktar TB3 SİHA bugüne kadar gerçekleştirilen test uçuşlarında toplam 272 saat 47 dakika havada kaldı. TEI tarafından yerli olarak geliştirilen PD-170 motoruyla havalanan milli SİHA, 20 Aralık 2023’te gerçekleştirilen uzun uçuş testinde yere inmeden 32 saat havada kalmış ve gökyüzünde 5 bin 700 km yol kat etmişti. Milli SİHA, milli kamera Bayraktar TB3 SİHA, 26 Mart 2024 tarihinde ilk kez Aselsan tarafından milli olarak geliştirilen ASELFLIR-500 ile uçtu. İcra edilen test kapsamında dünyadaki muadillerine göre en yüksek performansa sahip olan ASELFLIR-500 Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedefleme Sistemi entegrasyonu başarıyla gerçekleştirildi. TCG ANADOLU’dan ilk uçuş 2024’te Bayraktar TB3 SİHA, katlanabilen kanat yapısıyla TCG Anadolu gibi kısa pistli gemilerden kalkış ve iniş kabiliyetine sahip dünyadaki ilk silahlı insansız hava aracı olacak. Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar, Bayraktar TB3 için 2024 yılı içinde TCG Anadolu gemisinde testlere başlanmasını planladıklarını açıklamıştı. Bayraktar TB3’ün sahip olacağı kabiliyetler bu sınıftaki insansız hava araçları açısından da önemli bir yenilik olacak. Görüş hattı ötesi haberleşme kabiliyetine de sahip olacak milli SİHA, bu sayede çok uzun mesafelerden kumanda edilebilecek. Başlangıçtan bugüne tüm projelerini öz kaynakları ile yürüten Baykar, 2003 yılındaki İHA Ar-Ge sürecinin başlangıcından itibaren tüm gelirlerinin yüzde 83’ünü ihracattan elde etti. Öte yandan Baykar 2021 ve 2022 yıllarında Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre savunma ve havacılık sektörünün ihracat lideri oldu. Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından 2023’te de sektörün ihracat şampiyonu olduğu açıklanan Baykar, geçen yıl 1.8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Son yıllarda gelirlerinin yüzde 90’ından fazlasını ihracattan elde eden Baykar, 2023’te savunma ve havacılık sektöründeki ihracatın 3’te 1’ini tek başına yaptı. Öte yandan Bayraktar TB2 SİHA için 33 ülkeyle, Bayraktar AKINCI TİHA için ise şimdiye kadar 9 ülke ile olmak üzere toplam 34 ülkeyle ihracat anlaşması imzalandı.