SAĞLIK - 14 Nisan 2019 Pazar 10:47

“Teknoloji çocukları susturan bir nevi emzik”

A
A
A
“Teknoloji çocukları susturan bir nevi emzik”

SAKARYA (İHA) – Teknolojinin çoğu evde bakıcı konumunda olduğunu ve çocukları susturan, sakinleştiren bir nevi emzik gibi kullanıldığını söyleyen Uzm.

SAKARYA (İHA) – Teknolojinin çoğu evde bakıcı konumunda olduğunu ve çocukları susturan, sakinleştiren bir nevi emzik gibi kullanıldığını söyleyen Uzm. Dr. Fatma Turna aileleri uyardı.


Teknolojinin insan hayatına getirdiği sayısız faydalar kadar bir takım zararları da var. Kişinin ve çocukların teknoloji kullanımı üzerinde kontrolünün kaybolması ve teknolojiyi ölçüsüz, sınırsız kullanması çok ciddi zararlara sebep olabiliyor. İnternet ve teknoloji bağımlılığı, diğer bağımlılıklarda olduğu gibi kişinin bağımlısı olduğu teknolojik ürüne ulaşamadığında yoksunluk yaşadığı bir durum olarak tanımlanabiliyor. Sağlık örgütleri tarafından teknoloji bağımlılığı; birçok bağımlılığı kapsayan şemsiye terim olarak açıklanıyor.


Uzm. Dr. Fatma Turna, küçük yaştaki çocukların teknoloji bağımlılığı hakkında açıklamalarda bulunarak aileleri uyardı.



“Teknolojiyi tamamen yasaklamak uygun bir davranış değil”


Çocukların kendileri için neyin yararlı neyin zararlı olduğunu bilmek konusunda biraz zamana ve denetime ihtiyaçlarının olduğunu ve bu konuda yetişkinlere çok fazla görev düştüğünü vurgulayan Uzm. Dr. Fatma Turna, “Teknoloji bağımlılığına bakıldığı zaman önlemenin birden çok yolu var. Çocuklar için keyif almak önceliklidir. Çocuklar kendileri için neyin yararlı neyin zararlı olduğunu bilmek konusunda biraz zamana ve denetime ihtiyaçları vardır. Burada yetişkinlere çok fazla görev düşüyor. Yetişkinler teknoloji ile geçen süreyi sınırlayabilmeli, onlara uygun çerçeve oluşturabilmeli ve içeriğe dikkat edebilmeliler. Teknolojiyi tamamen yasaklamak uygun bir davranış değil bunu belirtmek gerekir. Çünkü çocuklar teknolojinin daha yoğun olarak kullanıldığı bir gelecekte yaşayacaklar, onları gelecekte donanımsız bırakmamak için hem de öğrenme kaynağından tamamen yasaklamamak lazım, teknoloji uygun bir şekilde kullanıldığı zaman oldukça yararlıdır. Çocukların ortak alanlarda teknolojiyi kullanması daha doğru bir yol olacaktır. Bizim onları göre bileceğimiz, hangi içerikle ilgilendiklerini fark edebileceğimiz, denetleyebileceğimiz ve birlikte olduğumuz alanlarda teknoloji kullanmaları daha doğru olabilir” dedi.



“Teknoloji çocukları susturan bir nevi emzik”


Teknolojinin; çoğu evde bakıcı konumunda olduğunu ve anne babanın yorulduğu zamanlarda teknoloji çocukları susturan, sakinleştiren bir nevi emzik gibi kullanıldığını söyleyen Turna, “Teknoloji kullanımı çocuğun uykusunu, yemeğini, ders çalışmasını, arkadaşlarıyla geçireceği zamanı etkilemeyecek şekilde olmalıdır. Ders çalışılırken kullanılan telefon veya tablet gerekmiyorsa odanın dışında bırakılmalıdır. Özellikle 2 yaş ve öncesindeki çocukları teknolojiden tamamen uzak tutabiliyorsak uzak tutmak gerekir. Şuan da teknoloji amacına uygun bir şekilde kullanılmıyor ve teknolojinin amacı özellikle çocuklar için bazı bilgiler edinebilmek, faydalanabilmek, kendilerini geliştirebilmeleridir. Fakat şuan teknoloji çoğu evde bakıcı konumunda anne babanın yorulduğu zamanlarda teknoloji çocukları susturan, sakinleştiren bir nevi emzik gibi kullanılıyor. Bu şekildeki teknolojinin kullanımı uygun değil çünkü çocukların bu dönemde kendilerini geliştirebilmesi, sosyal becerilerini geliştirebilmesi önemlidir” şeklinde konuştu.



“Teknoloji, uyku ritmini olumsuz etkiliyor”


Özellikle ergenlerin telefonlarıyla anne ile bebeğin birbirleriyle kurduğu gibi bir ilişki kurduklarının da altını çizen Fatma Turna, “Teknolojinin uzak tutulması gereken yerler var bunlardan biride yatak odasıdır. Çünkü teknoloji birçok şekilde uyku ritmimizi olumsuz etkileyen faktörlerden biri, birçok çalışma bunu gösteriyor. Uyumadan önce çocukların karşılaştığı teknolojik içerik onların uykuya geçmesini zorlaştırabiliyor. Örnek verecek olursak; korkutucu içerikler, heyecan verici içerikler, üzücü içerikler olabilir. Bu kadar yoğun duyguları yaşamak çocukların rahatlayıp uykuya geçmesini zorlaştırabiliyor. Göze gelen mavi ışık uykuyu zorlaştıran etkenlerden biri olarak ele alınabilir. Vücudumuzdan düzenli olarak salınan melatonin ışık ve karanlığa olarak ayarlanmış ama uyumadan önce ışık geliyorsa melatonin salgılanması gecikiyor bu sebeple uymak ve uykuya dalmakta gecikiyor. Aynı zamanda oda da bulunan telefonun yaymış olduğu radyasyon uyku ritmini ve uyku dalgalarını olumsuz etkiliyor. Özellikle ergenler, telefonlarıyla anne ile bebeğin birbirleriyle kurduğu gibi bir ilişki kuruyorlar. Telefon çaldığı zaman hemen kalkıp telefona bakmak, neden mesaj geldi, niye uyarı geldi diyerek bunu değerlendirmek için sürekli uykularını bölebiliyorlar. Normalde bir uykuda tamamlamamız gereken en az 90 dakikalık döngüleri düzenli tamamlayamamamıza neden oluyor. Süre olarak çocuk uzun bir süre uyumuş olsa bile kalitesiz bir uyku uyuyacağı için ertesi güne yorgun olarak kalkabiliyor, bu nedenle teknolojinin odadan uzak durması gerekiyor” ifadelerini kullandı.



“Çocuklar bizim söylediklerimizi değil yaptıklarımızı öğreniyorlar”


Küçük yaştaki bir erkek çocuğunun telefonla ilgilendiği sırada uyuduğu ve o esnada ağabeyi tarafından çekilen video hakkında da konuşan Turna, öz denetimi yeterli olmayan bir çocuğun denetimini yapmanın anne ve babaya düştüğünü belirterek, “İzlediğimiz videoda ebeveynler işin komik kısmına odaklanabiliyor ama aslında trajikomik demek daha doğru olabilir. Çünkü çocuğun haz aldığı ve engelleyemediği için kendini sınırlandırmadığı bir durum bulunuyor. Burada öz denetimi yeterli olmayan bir çocuğun denetimini yapmak aslında aileye düşüyor. Aile çocuğun videodaki davranışını sınırlandırmak, neden sınırlandırıldığı ile ilgili çocuğuna anlatabilecek bir şekilde iletişim kurmak, bunu sınırlandırmak için birlikte bir karar almak uygun olabilir. Bazen çocuklar bizim dediklerimizi dinlemeyebiliyorlar. Teknolojiyi gizleyerek odalarına götürebiliyorlar. Akşam teknolojinin toplandığı, odaya gitmediğinden emin olduğunuz bir kutu oluşturabilir. Çocukların uyku ile olan sıkıntısını korumak için, çünkü çocuklar bizim söylediklerimizi değil yaptıklarımızı öğreniyorlar. Çocuklar anne babalarını çok iyi bir şekilde gözlemliyorlar. Bir çocuğa bağırmamasını söyleyip kendimiz bağırıyorsak, çocuğa bağırmamayı aslında öğretemiyoruz. Neden ders çalışırken telefonun yanında diye kızıyorsak ve kendimiz tuvalete bile telefonla gidiyorsak bu çocuğa bunu öğretemeyiz. Teknoloji ile ilgili öncelikle rol model olarak ebeveynlerin kendilerine dönüp bakması gerekir” dedi.



“Teknoloji iletişimi azaltıyor”


Teknolojinin göz teması ve iletişimi azalttığını da vurgulayan Fatma Turna, “Erken dönemlerde televizyon bile aslında çocuklarla kurduğumuz ilişkiyi çok azaltıyor. Biz gün içerisinde teknolojinin, televizyonun olmadığı bir yerde 30 milyon kelime kullanıyorsak televizyon bile işin içine girdiği zaman bu 500 kelimeye düşüyor, göz teması azalıyor, iletişim azalıyor ve çocuklar; birçok şeyi daha fazla öğrenemeden büyüyorlar” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Ünlü modacıdan düğün sezonu öncesi gelinlik yorumu Paris Moda Haftası’nda yeni gelinlik tasarımları ile beğeni kazanan Pınar Bent düğün sezonu öncesi yeni yılın beğenilen tasarımlarından bahsetti. Bent, “Avrupa’da daha sade tasarımlar tercih edilirken, Araplar şatafatlı ve taşlı modelleri beğeniyor” dedi. Türkiye’nin özellikle özel dikim gelinlik konusunda dünyaca beğenildiğini belirten ünlü modacı Pınar Bent, “10 yıllık bir firmayız Türkiye’de gelinlik ve abiye elbise konusunda başarılı olan firmalardan biriyiz. Dubai, Paris ve Atina moda haftalarına katıldık. Güzel tepkiler aldık. Bu ölçüde Türkiye’nin özellikle dikim konusunda ne kadar iyi olduğunu oralarda da gösterdik. Genelde Avrupa’da yaşayan Araplar düğün alışverişi yapmak için Türkiye’ye geliyor” dedi. Gelinlik almadan önce organizasyonun çok önemli olduğunu söyleyen ünlü modacı, “Zevkler de çok önemli. Kimi genç kızımız kabarık gelinlik istiyor, kimisi tamamen balık gibi olmak istiyor. Düğünün yapılacağı yer çok önemli. Biraz bu biraz, hayaller biraz da vücut tipi hepsi önemli. Avrupalılar daha saten ağırlıklı, sade modeller olursa Fransız dantelli modeller istiyor. Araplar daha şatafatlı ve gösterişli gelinlikler isterken bizim Türk kızlarımız da artık prenses gelinliklerden istiyorlar. Eskiden olduğu gibi bir gelinlikle girerdin onunla devam ederdin çok kalmadı. Bir kaç gelinlik birden giyiliyor. Baba evinden çıkarken başka düğünde başka düğün sonrası başka gelinlikler giyiliyor. Kına geceleri de artık öne çıkmaya, düğünlerin önüne geçmeye başladı" diye konuştu. (ED-RU
Antalya Vali Şahin: "Antalya’da 6 bin 40 sandıkta 1 milyon 925 bin 946 seçmen oy kullanacak" Antalya Valisi Hulusi Şahin, 31 Mart yerel seçimlerinde 6 bin 40 sandıkta 1 milyon 925 bin 946 seçmenin oy kullanacağını ifade ederek, 11 bin 520 personelin görev alacağını söyledi. Şahin, "Önlemlerimizi çok sıkı aldık. Kolluk görevlilerimiz takviyelerle beraber görevleri hazır. Ümit ediyorum ki Antalya’mızda pazar günü seçmen iradesinin sandığa, bağımsız, huzurlu ve sorunsuz bir şekilde yansıdığı bir seçimi daha idrak edeceğiz" dedi. 31 Mart Yerel Seçimleri yaklaşırken, seçim öncesi ve sonrası için alınacak güvenlik tedbirleri konusunda çalışmalar tamamlandı. Antalya’da Vali Hulusi Şahin başkanlığında kurum amirlerinin katıldığı Seçim Güvenliği Basın Bilgilendirme Toplantısı AFAD binasında gerçekleştirildi. "Bugüne kadar Antalya’da ciddi bir hadise, bir olumsuzluk yaşanmadı" Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından açıklanan 31 Mart seçim takvimine göre seçmen iradesinin sandığa yansıması için üzerlerine düşen görevi yerine getireceklerini belirten Vali Hulusi Şahin, "Önümüzdeki pazar günü yapılacak olan mahalli idareler seçimleriyle ilgili seçim takvimi işliyor. Şu anda seçim yasak olduğu son on günlük dönemdeyiz. Bu süre içerisinde bugüne kadar arkadaşlarımız sahada kolluk güçlerimiz, diğer kamu görevlileri propaganda sürecinin huzurlu bir şekilde devam etmesi yönünde çok güzel çalışmalar yaptılar. Bugüne kadar Antalya’da ciddi bir hadise, bir olumsuzluk yaşanmadı. Bugünkü toplantımızda da önümüzdeki kalan birkaç gün için aynı huzurlu ortamın devamı ve bizim için seçim süreci içerisinde en kritik iki gün olan yani cumartesi günü son yirmi dört saatlik propaganda yasağının olduğu son yirmi dört saat ve seçim günü yapılacakları arkadaşlarımızla beraber değerlendireceğiz” sözlerine yer verdi. "Kolluk görevlilerimiz takviyelerle beraber görevleri hazır" Tedbirlerin çok sıkı bir şekilde alındığını belirten Şahin, “Kolluk görevlilerimiz takviyelerle beraber görevleri hazır. Sandıkların nakli, sandık görevlilerinin intikali dahil tüm tedbirlerimiz hem ilçe seçim kurulu başkanlarımızın riyasetinde hem de arkadaşlarımızın koordinesinde tamamlanmış durumda. Ümit ediyorum ki Antalya’mızda pazar günü seçmen iradesinin sandığa, bağımsız bir şekilde, huzurlu bir şekilde, sorunsuz bir şekilde yansıdığı bir seçimi daha idrak edeceğiz. Bu hususta herhangi bir problem görmüyoruz ama toplantılarımızla tüm süreçleri gözden geçireceğiz. Ve bir aksaklık varsa, ilave tedbir ihtiyacı varsa bunu da İçişleri Bakanlığımızın emirleri doğrultusunda değerlendirip tedbirlerimizi alacağız” dedi. Vali Şahin, 6 bin 40 sandıkta 1 milyon 925 bin 946 seçmenin oy kullanarak, 4 bin 171 jandarma, 7 bin 349 polis olmak üzere 11 bin 520 personel görev alacağını sözlerine ekledi.
Denizli Denizlispor’un gençleri Keçiörengücü’ne sıkı hazırlanıyor TFF U19 Elit B Ligi 28. haftasında deplasmanda Keçiörengücü ile karşılaşacak olan Denizlispor, alt sıralardan kurtulma adına önemli olan karşılaşmaya 3 puan parolası ile hazırlanıyor. U19 Elit B Ligi 27. haftası itibarıyla 31 puanla 15. sırada bulunan ve alt sıralardan kurtulma mücadelesi veren Denizlispor, 30 Mart Cumartesi günü saat 12.00’de Ankara Keçiörengücü ile deplasmanda karşılaşacak. Hafta boyu Teknik Sorumlu Mustafa Ali Gözlükaya nezaretinde bu önemli maça hazırlanan yeşil-siyahlılarda tek hedef galibiyet olarak belirlendi. “İlk yarıda 1-0 kazanmıştık” Ligi ve Keçiörengücü maçını değerlendiren Teknik Sorumlu Mustafa Ali Gözlükaya, genel anlamda takımın gösterdiği performanstan memnun olduğunu belirterek, "İlk yarıdaki maçta burada 1-0 kazanmıştık. Tabii ligde bulunduğumuz duruma baktığımız zaman kazanmamız gereken bir maç. En kötü ihtimalle mağlup olmamak lazım" dedi. “Kazanmamız gereken bir maç” “Keçiörengücü ikili averajda önde olduğumuz bir takım” diyen Gözlükaya, “Yarın puan eşitliği durumunda üstte olmamız için en kötü ihtimalle kaybetmememiz lazım olan bir maç. Aslında kazanmamız gereken bir maç. Çünkü puan farkı rakibimizle 6. Allah korusun ters bir durum olursa Keçiörengücü bizden tamamen uzaklaşmış olur. Bizim üzerimizdeki takımları yakalamak istiyorsak bu maç bizim için çok önemli” diye konuştu.