ASAYİŞ - 09 Haziran 2021 Çarşamba 17:21

Dr. Furtun cinayetindeki ’ihmal davası’ üst mahkemeye taşınıyor

A
A
A
Dr. Furtun cinayetindeki ’ihmal davası’ üst mahkemeye taşınıyor

Samsun Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr.

Samsun Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Neslihan Funda Furtun, 6 yıl önce görevi başında öldürülen Opr. Dr. Kamil Furtun cinayetiyle ilgili haklarında ’ihmal veya gecikme’ suçlamasıyla dava açılan hastane yöneticilerinin de aralarında olduğu 11 kişinin yargılandıkları davada beraat etmesini bir üst mahkemeye taşıyacaklarını söyledi.


Uzm. Dr. Kamil Furtun, 29 Mayıs 2015 tarihinde Samsun Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi’nde görevi başında İsmail Koyun’un silahlı saldırısı sonucu hayatını kaybetmişti. Yargılama sonucunda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan İsmail Koyun’un bu cezası Yargıtay tarafından da onanmıştı. Cinayetle ilgili haklarında ’ihmal veya gecikme’ suçlamasıyla dava açılan hastane yöneticilerinin de aralarında olduğu 11 kişi, yargılandıkları davada beraat etti. Bu kararla ilgili oda binasında basın toplantısı düzenleyen Opr. Dr. Kamil Furtun’un eşi ve Samsun Tabip Odası Başkanı Neslihan Funda Furtun, karara itirazda bulunacaklarını ifade etti.



"Katil en ağır ceza ile cezalandırıldı"


Eşini öldüren ‘cani’nin aldığı cezadan memnun kaldığının altını çizen Furtun, "Bildiğiniz üzere şu an Samsun Tabip Odası Başkanıyım. Aynı zamanda da vahşi bir cinayet ile katledilen Dr. Kamil Furtun’un eşiyim. Bu kahredici cinayetin üzerinden altı yıl geçti. Onu neden öldürdüğünü halen bilmediğimiz katil, en ağır ceza ile cezalandırıldı. Bu ağırlaştırılmış müebbet cezası Yargıtay tarafından onandı. Bu ceza, sevgili eşime tekrar kavuşmamı sağlamasa da katilin en ağır ceza ile cezalandırılmasından memnunum" diye konuştu.


Başka bir sağlık çalışanının da canının yanmaması için elinden geleni yapacağını ve taşıdığı yükün oldukça ağır olduğunu belirten Dr. Neslihan Funda Furtun, " Ancak bu olayın bir başka sorusu daha var ve bu sorunun cevabı bundan sonraki sağlık çalışanlarına yönelik saldırıların önlenmesi açısından çok daha önemli. Bu sorunun cevabını aramak ve gereğini sağlamak üzere mücadele etmek, Dr.Kamil Furtun’un ardından başka ölümler olmasın diye omuzlarımda hissettiğim bir sorumluluk benim için. Çünkü Dr. Kamil Furtun, ölümüyle sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin sembolü oldu adeta" diye konuştu.


Bilirkişi raporu tanık ifadelerine rağmen sanıkların delil yetersizliğinden beraat etmesine tepki gösteren Dr. Neslihan Funda Furtun, “Bilirkişi raporları yönetimin ağır ihmalini çok açık biçimde dayanak ve delilleriyle ortaya koyuyordu. Katil için, bir şeyler yapmalıyız diyen güvenlik görevlilerinin ifadeleri vardı. Dönemin başhekimi ve hastane müdürünün kendi ifadelerinde katilin uyuşturucu kullandığına yönelik bilgiden haberdar oldukları vardı. Hatta hastane İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu katilin sorunlu kişiliği sebebiyle bir şeyler yapılması ve önlem alınması gerektiğini toplantı tutanağına yazmışlardı. Diğer taraftan katilin hastanede görevi olmamasına rağmen yıllarca sanki mesaiye gelir gibi hastaneye gelmiş, gerek hastaları gerekse hastane çalışanlarını huzursuz etmiş, tehdit etmiş, hastane bahçesinde elinde orakla gezmiş, santral memurunu burnunu kıracak biçimde darp etmiş. Hatta katil, hastane imamına ‘ben bu hastaneden büyük birini götüreceğim’ demiştir. Tüm bunlara rağmen hastane müdürü ve başhemşirenin odasında çay-kahve eşliğinde sohbetler edilmiş, bu cani ruhlu insanın hastane idari alanlarından uzaklaştırmak bir yana adeta katile ayrıcalıklı payeler verilmiş. O zamanki adıyla Göğüs Hastalıkları Hastanesi arka sokak canilerinin elini kolunu sallayarak hastane idari birimlerine dahi kolayca girebilen bir sağlık kuruluşu olmuş. Ve buna hastane idaresi göz yummuş, tüm bu yaşananlar karşısında ağır ihmallerde bulunmuş. Bunların hepsi idare soruşturmalardaki ifadeler, mahkemelerdeki tanıklıklar ve bilirkişi raporuyla ispatlıdır” ifadelerini kullandı.



“Üst mahkemeye itirazımızı yapacağız”


Karara itiraz edeceklerini de dile getiren Neslihan Funda Furtun, şunları söyledi:


“Bu vahşette ihmali olan kamu görevlilerinin saptanıp cezalandırılması için altı yıldır sürdürdüğümüz mücadelede nihayet karar verildi geçtiğimiz hafta. Daha o zamandan İdare, sorunu görüp çözüm bulmaya değil suçlananları korumaya kararlıydı; bu davanın açılması bile üç yıllık zorlu bir çabayı gerektirmişti, dava da ayrıca üç yıl sürdü. Ve bütün bu sürecin sonunda, tanık anlatımları ve bilirkişi raporundaki kusur belirlemesine karşın yargılananlar hakkında delil yetersizliğinden beraat kararı verildi. Başka bir ifadeyle; ortada bir ihmal suçu var ama o dönemin başhekimi, hastane müdür yardımcıları ya da diğer yargılananlar tarafından işlendiği kesin olarak anlaşılamadı. Soruyorum sizlere; kamu çatısı altında işlenen bu cinayette ihmali belirleyen mahkeme, bu ihmalin sorumlusunu kamu idaresinden başka nerede bulabilir ki. Bazı şeyler vardır ki ya tam olur ya da hiç olmaz. Yani biraz diye bir niteleme alamazlar. Adalet de böyle bir kavramdır. Adaletin birazı dahi hiç hükmündedir. Bu olayda da kamu idaresinin sorumluluklarını yerine getirmemesi yani ağır ihmali ceza almamıştır. Tüm kamuoyuna ifade etmek isterim ki sağlık çalışanlarının canına kast edenlerin cezalandırılması bu şiddetin dinmesi için yetmez ve tek başına adaleti sağlamaz. Kamu idaresinin bu konudaki ihmalleri cezalandırılmadıkça adalet sağlanamaz. Sorunu görmezden gelmek ya da gizlemeye çalışmak sorunu ortadan kaldıramaz. Dr. Kamil Furtun’un ailesi ve tüm sevenleri olarak bu davanın peşini bırakmayacağız. Adaletin tam olarak tesis edilmesi için üst mahkemeye itirazımızı yapacağız. Ve biz adalet arayışımızda kararlılığımızı sonuna kadar koruyacağız.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Miniklerin yetenekleri bu fuarda tespit ediliyor Aydın’da bu yıl 11’ncisi düzenlenen ve 550 markanın katıldığı Uluslararası Tarım, Gıda Ve Hayvancılık Fuarı’nın en ilgi çeken stantlarından biri Milli Eğitim Bakanlığı onaylı Belgesem Mesleki Belgelendirme ve İş Makineleri Operatörlük Eğitim Kursu’nun standı oldu. Tanıtımın yanı sıra miniklerin yeteneklerinin de tespit edildiği fuarda geleceğin iş makinesi operatörlerinin yetenekleri keşfedildi. Türkiye’nin önemli tarım kentlerinden biri olan Aydın, Uluslararası Tarım, Gıda ve Hayvancılık Fuarı’na 11’inci kez ev sahipliği yapıyor. Aydın Ticaret Borsası öncülüğünde 18-21 Nisan 2024 tarihlerinde gerçekleştirilecek olan fuar, düzenlenen açılış töreni ile kapılarını ziyaretçilerine açtı. Tarım, gıda ve hayvancılık sektörlerindeki ulusal ve uluslararası firmaları ve ziyaretçileri bir araya getiren fuara, yetişkinlerin yanı sıra miniklerin de ilgisi yoğun oldu. Aydın-Muğla yolu üzerinde bulunan Efeler Pamuk Tarım Satış Kooperatifi depolarında düzenlenen fuarın açılışını Aydın Valisi Yakup Canbolat ve beraberindeki protokol üyeleri yaptı. 550 firmanın yer aldığı fuarda iş makinelerine ilgi duyan yetişkin ve çocuklar Aydın’da faaliyetlerini sürdüren Milli Eğitim Bakanlığı onaylı Belgesem Mesleki Belgelendirme ve İş Makineleri Operatörlük Eğitim Kursu’nun standına akın etti. Yetişkinlerin yanı sıra çocuklar da gerçek kepçelere uzman eğiticiler eşliğinde iş makinesi kullanmanın keyfini yaşadı. Pek çok oyun oynarcasına kullandığı iş makinelerinin koltuğundan kalkmak istemezken özellikle çocukların küçük bir eğitimden sonra koskoca iş makinelerini kullanmadaki yetenekleri görenleri şaşırttı. “Dönem makineleşme dönemi” Bugün tarımdan hayvancılığa, inşaattan sanayiye kadar her alanda hızlı ve kolay işlemin iş makineleri sayesinde gerçekleştirildiğini belirten Belgesem’in kurucu ve eğitmenlerinden Okan Sezgin, “Dönem artık makine ve teknoloji dönemi. Makineleşmeyi başardık, ancak iş makinelerini hakkıyla kullanabilecek kişilerin sayısı ihtiyacı karşılayamaz oldu. Bu nedenle açtığımız kurslarda iş makinesi operatörü yetiştiriyoruz. Fuar dolayısıyla biz de stant açıp bir yandan iş makinelerinin tanıtımını yapıp diğer yandan da geleceğimizin teminatı çocuklarımızın yeteneklerini tespit etmek istedik. Çocuklarımız çok yetenekli çıktı. Fuar boyunca iş makinelerine ilgi duyan herkesin yeteneğini tespit emesi için de hizmet vereceğiz” dedi.
Denizli Başkan Erdoğan: “Artık seçim değil geçim zamanıdır” Denizli Ticaret Odası (DTO) Meclisi, aylık olağan toplantısını yaptı. DTO Başkanı Uğur Erdoğan, meclis üyelerini, sektörlerdeki son gelişmeler, odadaki projeleri ile faaliyetleri hakkında ayrıntılı bilgilendirdi. Oda ve Denizli olarak her geçen gün daha da büyüyüp güçlendiklerini ifade etti ve geçen ay DTO’ya 121 üye daha kaydettiklerini, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verilerine göre şehirde kurulan şirket sayısının da arttığını açıkladı. DTO hizmet binası meclis salonundaki toplantıda, gündem maddelerinin görüşülmesinin ardından, DTO Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Erdoğan, kürsüye gelerek meclis üyelerine seslendi. Bir önceki meclis toplantısından bu yana olan süreç ile gelişmeleri değerlendirdi. Meclis üyelerine, son ekonomik veriler ve beklentileri aktardı. Başkan Erdoğan hem ülkenin hem de Denizli’nin yerel seçimlerin ardından yeni bir sürece girdiğine dikkat çekti; “Artık seçimler sona erdi; millet kararını verdi. Yerel seçimlerimizin geride kalmasıyla, 4 yıldan daha uzun seçimsiz bir dönem başladı. Bu ülkemiz için önemli bir fırsattır. Şimdi seçim değil geçim zamanıdır! Kaybedecek vakit yok; herkes, bir an önce asli görevlerine geri dönmelidir. Hepimiz işimize gücümüze geri dönelim; dört elle sarılalım. Çalışalım, üretelim ve ihraç edelim; ticaret yapalım, kazanalım kazandıralım. Ancak böylelikle daha büyük ve daha güçlü bir Denizli’ye ulaşabiliriz. Ülke olarak, ekonomide yapacak çok iş var Tüm gücümüzle, enflasyonla mücadeleye odaklanmalıyız. Fiyat istikrarı ve finansal istikrar ile öngörülebilirlik güçlendirilmelidir. Şimdi artık, iş dünyası olarak Türkiye yüzyılına imza atabilmek, daha huzurlu, daha mutlu ve daha müreffeh bir ülkede yaşayabilmek için daha fazla çalışmalıyız, daha fazla üretmeliyiz. Daha fazla yatırım, istihdam ve ihracat için var gücümüzle durmadan yol almalıyız” dedi. DTO geçen ay 121 üye daha kazandı DTO Başkanı Erdoğan, oda ve Denizli olarak her geçen gün daha da büyüyüp güçlendiklerini söyledi. Geçen ay DTO’ya 121 üye daha kaydettiklerini, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verilerine göre şehirde kurulan şirket sayısının da arttığını belirtti. Başkan Erdoğan, “Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğimizin verilerine göre kurulan şirket sayısı, şubatta bir önceki yılın aynı ayına göre yaklaşık yüzde 17 arttı. Denizli Ticaret Odamıza geçen ay 121 üye kaydettik. Mart sonu itibarıyla 21 bin 709 üyeye ulaştık. Faal üye sayımızı, son 1 yılda yaklaşık yüzde 9 artırdık. Aynı dönemde toplam üye sayımız da yaklaşık yüzde 4 arttı. Oda olarak yılın ilk üç ayında 200 k belgesi ile 227 sayısal takograf verdik. Ayrıca 96 iş makinasının tescili ile 81 kapasite raporunu onayladık. Bunların yanında 9 ekspertiz raporu, 5 yerli malı belgesi ile 5 de levhaya kayıtlı sigorta acentesi belgesi düzenledik. Levhaya kayıtlı sigorta acentesi belgesi, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 400, yerli malı belgesi ile sayısal takograf da yüzde 25 arttı. Odamıza gelen 1.887 evrak karşılığında 6.245 evrak düzenledik verdik” diye konuştu.
Sivas Uzmanı uyardı: “Tokat’ta 6 ve üzeri deprem olabilir” Tokat’ta meydana gelen 4.7 büyüklükteki depremi değerlendiren Deprem Uzmanı Serkan İçelli, 4 bin yıldır faaliyete geçmemiş fayın üzerinde ufak bir atılımın olduğunu ifade ederek, Kuzey Anadolu fayının ise 6 ve 6.5 büyüklüğünde bir deprem üretebileceğini söyledi. Deprem Uzmanı ve Maden Teknolojisi ve Yer Bilimi Uzmanı Serkan İçelli, dün Tokat’ın Sulusaray ilçesinde yaşanan 4.7 ve 4.1 büyüklüğündeki depremlerin ardından değerlendirmelerde bulundu. İçelli, bölge için korkulacak bir durumun olmadığını fakat 23 kilometrelik bir fayda yaklaşık 4 bin yıldır faaliyete geçmemiş bir fayın üzerinde ufak bir atım olduğunu söyledi. “Bu depremler sürekli devam edecek” İçelli, bu tür depremlerin sürekli devam edeceğine değinerek, “Korkulacak bir durum yok. 23 kilometrelik bire fayda yaklaşık 4 bin yıldır faaliyete geçmemiş bir fayın üzerinde ufak bir atım oldu. Bu atımlar normaldir çünkü orası çok kaotik bir bölge. Alp Himalaya deprem kuşağında olan ülkemiz Kuzey Anadolu fayı, Doğu Anadolu fayı ve Ege Graben sisteminde bu depremler sürekli devam edecek. Çünkü kıtasal kırıkların yitim zonların da gerçekleşiyor büyük faylar” dedi. “Bu fayların üzerinde bu tip atımlar çok normal” Bölgedeki fayların üzerindeki atılımların normal olduğunu söyleyen İçelli, “Kuzey Anadolu fayı üzerinde 1939’dan başlarsak eğer İç Anadolu ve Doğu Anadolu’nu baz aldığımızda 3 tane büyük depremimiz var. 7.1, 7.2 ve 7.9’luk Erzincan depremimiz var. Dün yaşadığımız bölge aktif tektonik bir bölge. Burada Kuzey Anadolu fayının çok fazla saçılma kırıkları mevcut. 20-30-40 kilometre orta ve küçük büyüklükte faylarımız var. Bu fayların üzerinde bu tip atımlar çok normal. Bölgeye baktığımız da her yıl 4’lük depremi en az iki kere yaşıyoruz. 5’lik depremi de 5 yılda bir yazıyoruz” diye konuştu. “Biraz daha dikkatli olmamız gerekiyor” Tokat ve çevresinde biraz daha dikkatli olunmasını gerektiğini ifade eden İçelli, “Bölgede aktif tektonik hatların durumlarına baktığımız da genelde bir birleriyle aynı özellikleri taşımış olsa da bazıları farklı özellikler taşıyabiliyor. Çevrede biraz daha dikkatli olmamız gerekiyor. Yapılarımızı göz önünde bulundurmamız lazım. Zemin ivme değerleri çok yüksek. Daha yamaçlarının aşağısına alüvyon zeminlere doğru bina yaptığımız da 5, 5.5’lu depremleri dahi 6, 6.5 büyüklüğünde hissedebiliriz” şeklinde konuştu. “Kuzey Anadolu fay zonu şuan da 6, 6.5 büyüklüğündeki depremleri üretebilir” İçelli, Kuzey Anadolu fay zonunun 6, 6.5 büyüklüğündeki depremleri üretebileceğine değinerek, “Faylara özel olarak yaklaşıp o şekilde incelememiz gerekiyor. Bölgeye bütüncül olarak baktığımızda biz yanılıyoruz. Bütüncül bakmayacağız. Tokat’ta deprem olmaz veya Tokat’ta deprem olur dediğinizde gerçekçi olmuyorsunuz. Rasyonel bakmamız lazım. Tokat’ta deprem olmaz nasıl olmaz? Şu fayın üzerinde olmaz dememiz lazım ama maalesef biz onu diyemiyoruz. Bilimde onu söyleyemiyor. Kuzey Anadolu fay zonu şuan da 6, 6.5 büyüklüğündeki depremleri üretebilir. Bu deprem diğer fayları tetikler mi? Tarzında sorular soruluyor. O bölgede 5’li depremin olmaması mümkün değil. Her 4 yılda bir 5’lik depremimiz var. Bunun asıl sebebi 6 Şubat’taki iki büyük deprem. Özellikle Çardak fayındaki depremimiz. Biraz daha Kuzey’e doğru ortalama 3 metre bir baskı uyguladı. Bu 3 metrelik atım Deliler fayı Tecer segmentinden tutunda Kuzey Anadolu fayının Suşehri ilçesinden Amasya makaslama zonuna kadar Niksar makaslama zonuna kadar etki etti. Bu depremler muhtemeldir. 7’lik deprem üretmeseler de 6’lık depremlere hazırlıklı olmamız gerekiyor” diye aktardı.