SAĞLIK - 17 Ocak 2019 Perşembe 13:35

Dr. Yıldırım: “Tatil istediğini yapabilme serbestliği değildir”

A
A
A
Dr. Yıldırım: “Tatil istediğini yapabilme serbestliği değildir”

Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı Dr.

Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Zeynep Gülçin Yıldırım, “Öncelikle tatili bir tazelenme, dinlenme, kendine güven kazanma, değerli olduğunu hissetme süreci olarak görmek gerekir. Tatil demek istediğini yapabilme serbestliği değildir” dedi.


Ebeveynlere sömestir önerilerinde bulunan Liv Hospital Samsun Çocuk Psikiyatri Kliniğinden Uzm. Dr. Zeynep Gülçin Yıldırım, “Öncelikle tatili bir tazelenme, dinlenme, kendine güven kazanma, değerli olduğunu hissetme süreci olarak görmek gerekir. Tatil demek istediğini yapabilme serbestliği değildir. Yatma kalkma saatleri biraz daha esneklik kazansa da tamamen çocuğa bırakılmamalıdır. Yaşına uygun programlar önceden seçilip düzenlenebilir. Tatil öncesi tatilin planlanması, zamanı ve mekanı kullanmak, yapılacakları gözden geçirmek yararlı olacaktır. Tatil demek mutlaka farklı bir yere gitmek demek değildir. Bu özel zaman planlanırken mutlaka çocuk da katılmalı, yönlendirilmeli ve benimsetilmelidir. Doğa gezileri, müze ziyaretleri, tiyatro veya değişik etkinliklere katılmak hem çocukların ufkunu geliştirecek hem de ders dışı öğrenme ve merak etme dürtülerini uyandıracaktır. Ayrıca değişik etkinlik ve denemeler tatil sonrası arkadaşlarına anlatacak, tatili anlamlandıracak malzemeleri çocuğa verir” diye konuştu.



“Çocuğa yaşına uygun sorumluluklar verilmeli”


Uzm. Dr. Zeynep Gülçin Yıldırım çocuklara sorumluluklar verilmesi gerektiğinden bahsederek, “Çocuğa yaşına uygun ev içi sorumluluklar vermek hem çocuğun kendine güvenini artıracak hem de el becerilerini geliştirecektir. Okumayı eğlenceli hale getirmek için ailece aynı kitabı okumak, kitap hakkında konuşmak, sonunu tahmin etmeye çalışmak uygun olacak, çocukların okuma alışkanlığı kazanması için önemli bir adım olacaktır. Kart oyunları, kutu oyunları, aile oyunları ile rekabet duygusu gelişir, yenme-yenilme durumlarını hoşgörü ile kabullenmeyi öğrenir” şeklinde konuştu.



“Okulların açılışına yakın planlamalar yeniden düzenlenmeli”


Dr. Yıldırım şunları söyledi: “Çocuğun eksik olduğu dersler, konular baskı olmaksızın eğlenceli günlük aktivitelerin arasına serpiştirilerek desteklenmelidir. Sınav ve stresin azaldığı tatil döneminde problemler azalmış gibi görünse de daha sonra yoğunlaşarak ortaya çıkacağı göz önünde bulundurularak problemler ile ilgili yardım arayışı ikinci döneme ertelenmemelidir. Okulların açılmasına 3-4 gün kala uyku, yemek ve etkinliklerin planlanması mutlaka yeniden düzenlenmelidir. Tüm çocuk, genç ve ailelere mutlu, huzurlu ve eğlenceli bir yarıyıl tatili diliyorum.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.