GENEL - 12 Temmuz 2019 Cuma 20:03

Gazeteci Nedim Şener’den “S400 füze” açıklaması

A
A
A
Gazeteci Nedim Şener’den “S400 füze” açıklaması

Yazar Nedim Şener, Rusya’dan alınan S400 füzelerine ilişkin, “Neden karşı çıkıyorsun kardeşim.

Yazar Nedim Şener, Rusya’dan alınan S400 füzelerine ilişkin, “Neden karşı çıkıyorsun kardeşim. Bunun maliyetine Türk devleti katlanıyor. Coğrafya onun. Alan razı satan razı. Niye itiraz ediyorsun. Çünkü Amerika itiraz ediyor. O itiraz ettiği için sahibi nereye işaret ederse oraya havlıyor” dedi.



Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) tarafından, Samsun Valiliği ile Samsun Büyükşehir Belediyesinin desteğiyle 15 Temmuz Darbe Girişimi ve Milletin Zaferi’nin üçüncü yıldönümü münasebetiyle "19 Mayıs’tan 15 Temmuz’a Bağımsızlık Mücadelemiz” konulu anma etkinliği düzenlendi.



Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinlik protokol üyelerinin OMÜ Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim elemanlarınca hazırlanan yağlı boya resim, seramik, afiş ve poster çalışmalarından oluşan 15 Temmuz temalı karma sergisini gezmesiyle başladı. Daha sonra sinevizyon gösteriminde bulunuldu. Ardından ise gazeteci yazar Nedim Şener ile Hava Kuvvetleri Komutanlığı eski askeri savcısı emekli hakim Albay Ahmet Zeki Üçok’un katılımıyla panel gerçekleştirildi.



Panelin açılış konuşmasını yapan OMÜ Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç, etkinliğin amacını anlatarak, “O günleri anmaktaki maksadımız ne oturup sadece alkışlamak yapılan kahramanlıkları ne de birilerine sövgüler dizmek değil. Aslında yaşanan gerçeklikleri tümüyle konuşabilmek, o günü hatırlayarak gelecekte yeniden üzerimizde oynanan oyunları önceden görebilmek ve bunun tedbirlerini alabilmek içindir” dedi.



“15 Temmuz olmasaydı 6 yıl içerisinde TSK FETÖ’nün kontrolüne geçecekti”


Daha sonra açıklamalarda bulunan Ahmet Zeki Üçok, FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) içerisine nasıl sızdığını anlattı. TSK’da terfilerin 4 yılda bir olduğunu belirten Üçok, “Dediler ki ‘4 yıl uzun bir süre, biz bunu 3 yıla indirelim. 3 yıla indirelim ki tuğgeneral, kurmay albay yaptığımız çocuklar hemen 3 yılda terfi etsin. Yani ’TSK’yı en kısa sürede tamamen kontrol altına alalım’ dediler. Bu 3 yıla indirme süreci tamamlandı. Bununla ilgili yasa çıkarıldı. 15 Temmuz’da darbeye teşebbüs etmeselerdi. Zaten 6 yıl sonra TSK’nın general kadrosunda FETÖ’cü olmayan hiç kimse kalmayacaktı. 3 yıl sonra tuğgeneraller, tümgeneral olacaktı. 3 yıl sonra tümgeneraller korgeneral, korgeneraller de orgeneral. Yani bu süreç 6 yıl içerisinde TSK’nın tamamen ele geçirilmesiyle sona erecekti” ifadelerini kullandı.



“FETÖ ile topyekun mücadele edilmeli”


FETÖ ile mücadele hakkında açıklamalarda bulunan Üçok şunları söyledi: “TSK haricinde FETÖ ile mücadele topyekun yapılırsa ancak başarıya ulaşabiliriz. Bu mücadele Cumhurbaşkanı’nın dirayetiyle süren mücadele. Allah muhafaza yarın eceliyle ölse ben şuna inanıyorum: FETÖ ile mücadelede ilk 3 ay içeride durur, 6 ay içeride hapiste olanların büyük bir kısmı çıkar. 1 sene içerisinde hepsi görevlerine döner.”



“15 Temmuz gecesi askerler neredeydi”


TSK’da 40 bin subay, 100 bin civarında da astsubayın olduğunu kaydeden Üçok, “Sadece Ankara’da 171 atamalı generalimiz var. Bu 171 atamalı general darbe gecesi Genelkurmay, Hava ve Deniz Kuvvetleri Karargahı arasında el ele tutuşsa bu darbeyi önlerlerdi. 15 Temmuz gecesi dışarıda hiçbir asker yok. Kışlalarında direnen askerlerimiz var, onlar da hesaba katılamayacak kadar az bir grup. Bu darbeyi Türk halkı önlerken, bu Türk halkının bağrından çıkmış askerlerimiz o gece neredeydi? Bence darbe gecesinin en önemli sorusu bu. O yüzden ben TSK’nın önümüzdeki yıllarda, bundan sonraki dönemlerde böylesine bir acı olayla karşılaşmaması için o gece çok iyi bir şekilde analiz edilmeli. TSK’nın içerisindeki bu yapı hiçbir ayrım gözetmeksizin temizlenmelidir” şeklinde konuştu.



“Hayatımda okuduğum en temiz iddianame"


Gazeteci Nedim Şener ise 15 Temmuz gecesi gerçekleştirilen darbeye ’kontrollü’ veya ’tiyatro’ diyenlere cevap vererek, "Darbe davalarından en önemlisi Genelkurmay çatı davası. Geçen ay sonuçlandı. 2 bin 581 sayfalık bir iddianame var. Bu darbeci ekibin içerisinde olduğu kadro ve en önemli davaları. Bir tanesi de Akıncı Üssü. İcranın olduğu yani darbe icrasının yargılamasının yapıldığı Akıncı Üssü. Yani ne varsa bunun içerisinde var. Kontrollüyse biz bunu buradan öğreneceğiz. 2 bin 581 sayfalık bir iddianamesi var bunun. Fotoğraflarıyla, delileriyle, itiraflarıyla her şey çok açık. Ben o iddianameyi okuduğum zaman hayatımda okuduğum en temiz, en iyi ifadelerin olduğu iddianameydi. Bunu bağımsız hukukçular da söylüyor. Hiç öyle manipülatif bilgiye gerek yok. Yargılamalar 2 buçuk yıl devam etti. Bu kişiler 251 kişinin şehit edilmesinden sorumluydu. 224 kişi yargılandı bu davada. Hepsi ordunun en parlak askerleri. Zeki adamlar. Bu dava da 235 kişi tanık olarak dinlendi. 2 bin 386 kişi mağdur, müşteki kişi olarak yer aldı. 250 celse görüldü. Toplam duruşma kayıt süresi 2 bin 500 saat. 50 bin sayfa da tutanağı var. Birileri kontrollü darbe tiyatro deyip kendine pozisyon seçiyor ya. 50 bin sayfalık tutanaklarda Türkiye’nin en zeki askerlerin hiçbirisi ‘biz kontrollü darbe yaptık’ demiyor. ‘Biz Erdoğan’la anlaştık. Haberi MİT Müsteşarına uçurduk’. Bunları hiç kimse söylemiyor. Buna kontrollü darbe diyen veya tiyatro diyen sadece ve sadece bu argümanı üreten FETÖ’cülerin işine yaramak için söylüyor” ifadelerini kullandı.



“S400’lerin nereye konuşlandırılacağını bilsem de söylemem”


Panelin tamamlanmasının ardından katılımcılar panelistlere sorular yöneltti. Bir gencin “Rusya’dan alınan S400 füzeleri nereye konuşlandırılacak?” sorusuna cevap veren Şener, “Bilsem de söylemem. Askeri sırdır yani. Türkiye’nin güvenliği için füze konulacak bir yeri ve siz biliyor olsanız bile bunu kimseye söylemeyin” diye cevap verdi.



“Alan razı satan razı”


S400 füzelerinin alımına karşı çıkıldığını da aktaran Şener, “Neden karşı çıkıyorsun kardeşim. Bunun maliyetine Türk devleti katlanıyor. Coğrafya onun. Alan razı, satan razı. Niye itiraz ediyorsun. Çünkü Amerika itiraz ediyor. O itiraz ettiği için sahibi nereye işaret ederse oraya havlıyor. Bunu sadece yurt dışındakiler için değil yurt içindekiler için de söylüyorum. Yani Amerika istemediği için S400’ü istemiyor. Bunun yararını zararını Türk devleti, akademisyenler, bilim adamları tartışsın. Ama Amerika’nın istemediği her şeyi istemiyor. İstediği her şeyi de istiyor. Dolasıyla karşımızda böyle bir seçeneğimiz yoktu maalesef” açıklamasında bulundu.



Panelin sonunda ise Samsun Valisi Osman Kaymak, Üçok ve Şener’e plaket takdiminde bulundu. Burada açıklamalarda bulunan Vali Kaymak panele gösterilen ilgiden memnun olduğunu belirterek katılımcılara teşekkür etti.


Panele ayrıca, Samsun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Aydın, Atakum Kaymakamı Namık Kemal Nazlı, İl Emniyet Müdürü Vedat Yavuz, İl Müftüsü Veysel Çakı ve askeri erkan katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.