SAĞLIK - 01 Aralık 2020 Salı 17:54

Klinik Psikolog Dila Soğancı: "Yas süreci yaklaşık 1 yıl devam eder"

A
A
A
Klinik Psikolog Dila Soğancı: "Yas süreci yaklaşık 1 yıl devam eder"

Klinik Psikolog Dila Soğancı, “Yas süreci, kişi yakınını kaybettiği andan itibaren başlayıp yaklaşık 1 yıl kadar devam eder.

Klinik Psikolog Dila Soğancı, “Yas süreci, kişi yakınını kaybettiği andan itibaren başlayıp yaklaşık 1 yıl kadar devam eder. Yas sürecinin şok, hissizlik, öfke gibi evrelerini geçemezseniz ya da yakınlarınızda böyle bir durumu gözlemlerseniz psikolojik destek almak gereklidir” dedi.


Medicana Samsun Hastanesi’nden Klinik Psikolog Dila Soğancı yas süreci konusunda bilgiler verdi. Yas sürecini tanımlamakla başlayan Soğancı, “Bütün canlılar için sevdiği, bağlandığı birini kaybetmek ve bu süreçle başa çıkmak kolay değildir. İnsan için hayatta yas tutmaktan daha büyük ve zor bir uğraş yoktur. İnsan, doğum anından itibaren sevgiye ve güvene dayalı ilişkiler kurar. İnsan, hayatında bir şeyler yolunda gitmediğinde, kendini mutsuz hissettiğinde, bağlılık oluşturduğu kişilerin yanına koşar. Peki ya bu derin bağlılık oluşturduğu kişiye ya da kişilerin başına bir şey gelirse? İşte o zaman yas duyguları diye tabir edilen, kaygı, üzüntü, keder gibi duyguları yoğun olarak yaşamaya başlar. Yaşam süresince çeşitli sebeplerle yaşanan kayıplar ve bu kayıplar karşısında verilen tepkiler, hissedilen duygular ile değişen fizyolojinin tümünü ‘yas’ olarak tanımlıyoruz. Yas sürecini; evcil hayvanımızın ölümü, çalışmakta olunan işin kaybı, savaşlar, büyük toplumsal felaketler, partnerinden ayrılma, ebeveynlerin boşanması, hamilelik dönemi bebeğini düşürme ya da hamileliğin sonlanması, sakatlığa bağlı olarak hareket kısıtlanması ve yaşam sürdürülen ülkeden ayrılma sebepleriyle yaşanabilir" diye konuştu.



Yas süreci nasıl bir süreçtir?


Yas sürecinde yaşanan evrelere değinen Klinik Psikolog Dila Soğancı, “Yas süreci, kişiden kişiye değişmektedir. Aynı şekilde yas tutan, aynı tepkileri ve duyguları yaşayan iki kişi bulmak bile zordur. Kaybın şekli, daha önce yaşanılan kayıp yaşantısı, kaybedilen kişiyle ilişkinin yakınlığı ve kalitesi, dini ve kültürel inançlar, kişinin baş etme becerisi, fiziksel sağlık ve destek kaynakları gibi birçok neden yas sürecini kişiye özgü bir hale getirir fakat kişiler benzer duygular yaşar ve benzer tepkiler verir. Yas sürecinin uzunluğu da kişiden kişiye değişen bir durumdur. Yas süreci, kişi yakınını kaybettiği andan itibaren başlayıp yaklaşık 1 yıl kadar devam eder. Genellikle bu bir yıllık süreçte kişi ilk etapta şok ve hissizlik yaşar. Şaşkınlık, kabullenememe, inkâr, ne hissettiğini bilememe, kafa karışıklığı ve karar verme yetisinin kaybolması da ilk tepkiler arasındadır. Ardından, kişi içinde olduğu durumu ölümü/kaybı bir süre reddedebilir, hiçbir şey olmamış gibi gündelik yaşamına geri döndüğü davranışlar sergileyebilir. Bu tepkiler yaşanılan üzücü durumdan kısa bir süre sonra oluşmaktadır. Kişi daha sonra üzüntü ve özlem hissetmeye başlar. Kaybedilen/ölen kişiyle olan anılar, sosyal çevresi içinde yad edilir. Yalnızlık ve öfke gibi duygular bu sürecin bir parçasıdır. Kişi genellikle ‘neden ben’ sorusunu sorar. Ölen/kaybedilen kişiye de, bırakıp gittiği için öfke yaşanır. Ani duygu değişimi de bu süreçte yaşayabilir. Ölüm/kayıp sonrası içteki sürecin bastırılmaması gerekmektedir, bu nedenle sadece ilaç tedavisi ile kişinin yaşadığı yas süreci çözülmez. Yas sürecinin önemli bir aşaması da, kişinin kaybı/ölümü kabullenmesidir. İşte bu aşamada kişi sosyal ve iş hayatında bir takım güçlükler yaşar. Son evre olan kabullenme evresinde, kişi artık ölümü/ kaybı kabul ederek normal yaşama dönmeye başlar. İlki kaybedilen kişinin kim olduğudur; kişi sevdiği ve bağlı olduğu Yas sürecini etkileyen faktörlerden birini kaybettiğinde, psikolojik olarak daha sancılı bir sürece girer. Eşini kaybetmiş biri, dostunu, arkadaşını, güvencesini, çocukları varsa eğer onların ebeveynini de kaybetmiş olmaktadır. Diğer bir faktör kaybedilen kişiyle olan ilişki niteliğidir. Kaybedilen kişiyle sürekli yaşanılan bir sorun varsa, bunların çözümlenememesi, kişinin kendini suçladığı bir yas süreci yaşamasına neden olabilir. Kişinin nasıl kaybedildiği/öldüğü de önemli faktörlerden biridir. Örneğin intihar edip ölen bir kişinin yakınının yaşadığı yas süreciyle, uzun süre kanser tedavisi görüp ya da uzun süre yoğun bakımda kalıp ölen bir kişinin yakınının yaşadığı yas süreci ve yas uzunluğu farklılık göstermektedir” şeklinde konuştu.



Profesyonel destek almak gerekir mi?


Profesyonel destek alınması gerek durumları anlatan Klinik Psikolog Soğancı, “Doktor kontrolsüz ilaç kullanma, alkol tüketimindeki artış, kendine zarar vermeyi düşünme, sürekli olarak sorumluluklarını ve öz bakımını ihmal etme, yas sürecinin 1 yıldan fazla sürmesi ve kişinin kendi hayatına dönemediği durumlar, kişinin kendini sosyal hayattan izole etmesi, ölüm ve ölümü anımsatan konulardan konuşmaktan kaçma, yas sürecini yaşamamak için kişinin kendine sürekli meşgul etmesi, fiziksel şikâyetlerin artması, kişinin yoğun suçluluk duygusu hissetmesi gibi durumlarda profesyonel destek almak gereklidir” ifadelerini kullandı.



Yas sürecini daha sağlıklı geçirebilmek için neler yapılabilir?


Yas sürecini daha sağlıklı geçirmek için yapılabileceklerden bahseden Soğancı, “Kişinin kendine sabırlı ve anlayışlı olmayı öğrenmesi, yas süreciyle baş edebilmek için kendine süre tanıması gerekmektedir. Yas sürecini tek başına yaşamak yerine, güvenilen birine yaşanılan hisleri anlatmak, kişiye sosyodestek olacaktır. Uyku, besin gibi temel ihtiyaçlara özen göstermek, yas süreciyle baş edebilmek ve daha kısa sürede yas sürecinizi tamamlama adına gereklidir. Eğer aile içi bir kayıp var ise; ailedeki diğer yas tutan kişileri üzmemek, onlara karşı güçlü görünmek ve onları korumak için, yaşadığınız duygular aile içinde dile getirilmekten kaçınılabilir. Fakat aile içinde hissedilen duyguları konuşmak, anıları paylaşmak ailecek birbirinizi daha iyi tanıyıp ve bu yas sürecini başlatıp bitirmeyi sağlar. Yıldönümü, bayram, doğum günü gibi kişiler için önemli günler zor geçebilir. Bu günlerde birinden destek almak, yanında olmak yaşanılan zorluğu azaltır. Yaşanılan yas süreci ne şekilde olursa olsun, bu tepkilerin normal tepkiler olduğunu unutmayın. Fakat bu sürecin olması gerektiğinden fazla sürmemesi önemlidir. Yas sürecinin şok, hissizlik, öfke gibi evrelerini geçemezseniz ya da yakınlarınızda böyle bir durumu gözlemlerseniz psikolojik destek almak gereklidir” sözlerine yer verdi.



Peki ya kaybı olan çocuklar…


Çocuklara ölümü anlatmakla ilgili tavsiyeler veren Dila Soğancı şunları söyledi:


“Çocuklar için bu durumlarda açık ve dürüst olunması gerekmektedir. Çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine uygun açıklamalarda bulunulmalıdır. İlk olarak çocuğa doğumun, büyümenin ve ölümün ne demek olduğu anlatılmalıdır. Ölüm/kayıp; seyahate çıktı, yolculukta gibi kavramlarla açıklanmamalıdır ve bu durum bir anda söylenmemelidir. Örneğin, bir kaza sonucu oluşan bir ölüm var ise; aşama aşama anlatın (ambulans geldi, hastaneye gidildi vs.). Çocuğun soru sormasına izin verilmelidir. Çocuk yas sürecinde aynı soruları tekrar tekrar sorabilir, bu konuda sabırlı olup tutarlı cevaplar verilmelidir. Olayı olduğu gibi, sadece çocuğun yaş seviyesine uygun biçimde anlatmaya dikkat edilmelidir. Çocuğa, hayatta kalan diğer kişilerin güvende olduğunu belirtilmelidir. Üzülmesin diye çaba sarf etmek yerine, duygularını ve üzüntülerini anlamaya çalışıp ortak olunmalıdır. Ölen/kaybedilen kişiye ait eşyalar çocuğun etkilenmesinden korkup ortadan kaldırmamalıdır, çocuğunuzun cenaze törenine katılmasına izin verilmelidir. Çünkü kaybı/ölümü çocuk için gerçek kılabilmek önemlidir. Ayrıca çocuğun psikolojik destek alması da gerekebilir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Fatih’te hareketli gece: Komşusunun kapısına balyoz ve matkapla saldırıp kapıyı ateşe verdi Fatih’te iddiaya göre, psikolojik sorunları olan bir kişi sesten rahatsız olduğu için üst komşusunun kapısını önce balyoz ve matkapla kırmaya çalıştı, başarılı olamayınca 4 kişinin bulunduğu evin dış kapısını ateşe verdi. Polis, itfaiye ve özel harekat polisleri olaya müdahale ederek saldırganı etkisiz hale getirdi. Olay, saat 01.30 sıralarında Fatih İskenderpaşa Mahallesi Feyzullah Efendi Sokak’ta yaşandı. İddiaya göre, 5 katlı binanın 4’üncü katında oturan psikolojik sorunları olan bir kişi, üst komşularının çıkardığı sesten rahatsız olunca eline aldığı balyoz ve matkapla üst komşusunun kapısına vurarak açmaya çalıştı. 5’inci katta oturan komşuları neye uğradıklarını şaşırarak panik içinde polise haber verdi. Kapıyı balyoz ve matkapla açamayan saldırgan başarılı olamayınca kapıyı ateşe verdi. Özel harekat polisleri saldırganı etkisiz hale getirdi Olay yerine gelen polis ve itfaiye ekipleri balyoz saldırgana müdahale etmekte güçlük çekince olay yerine polis özel harekat ekipleri sevk edildi. Özel harekat ekiplerinin çalışmasıyla saldırgan etkisiz hale getirilirken dairede bulunan 4 kişi itfaiye ekiplerince evin camından merdiven aracıyla tahliye edildi. Binadan dışarı çıkmak istemeyen saldırgan polis özel harekat tarafından etkisiz hale getirilerek sedye ile binadan dışarı çıkarıldı. Sedye ile dışarı çıkarılan saldırgan ambulansla hastaneye kaldırıldı. Alt komşularının saldırısına uğrayan 4 kişi, saldırgandan şikayetçi olmak ve ifade vermek için polis merkezine götürüldü. Saldırı anında dairede olan ev sahibi Muhammet Enes, “Alt kattaki komşu eve matkapla içeri girmeye çalıştı, evin kapısını yaktı. Balyozla kapıya vurdu. Polisi aradık polis geldi. Camdan bağırıyorum ben polislere, yardımcı olsanıza adam kapıyı yakıyor. Adamı almıyorlar. Özel harekat geldi, tek bir adam ancak alabildi. Saldırgan benim alt komşum, daha önce hiçbir tartışma yaşamadık. Ruh hastası kendisi kuruluyor. Daha önce de biz polis çağırmıştık. Çevik kuvvet gelmişti kapıyı koçbaşıyla kırmıştı. Kapısını biz mi kırdık zannediyor artık. 2-3 akşamda bir geliyor. Daha önce 4-5 defa şikayetçi olduk. Birinci kattaki komşu onu da rahatsız ediyor, saldırıyor. O da şikayetçi oldu ama almıyorlar” dedi. Yanan kapı içeriden cep telefonu kamerasıyla anbean görüntülendi Görüntülerde, evde yaşayan 4 kişinin yaşadığı panik anları ve dışarıdan yanan kapının dumanlarının daireden içeri girdiği anlar görülüyor. Psikolojik sorunları olduğu iddia edilen saldırganın daha önce de aynı daireye matkapla saldırdığı iddia edildi. Hastaneye kaldırılan saldırganın hastanedeki işlemlerinin ardından ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüldüğü öğrenilirken ekiplerin olayla ilgili çalışmaları sürüyor.
Aksaray Aksaray’da kontrolden çıkan otobüs bahçe duvarına çarptı: 8 yaralı Aksaray’da önüne aniden bir otomobilin geçmesi üzerine fren yapan tıra, arkadan gelen yolcu otobüsü çarptı. Çarpmanın etkisiyle kontrolden çıkan otobüs bir fabrikanın bahçe duvarına çarparak durabildi. Kazada otobüs sürücüsüyle birlikte toplam 8 kişi yaralandı. Kaza saat 02.00 sıralarında Aksaray - Adana Karayolunun 6. kilometresinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Ankara’dan Diyarbakır’a giden Muhammet T. (45) idaresindeki 42 EKB 68 plakalı demir profil yüklü tır, önüne aniden geçen Şammas A. (29) yönetimindeki 68 AE 610 plakalı otomobili son anda fark ederek ani fren yaptı. Ani fren yapmasıyla birlikte tırın arkasından seyreden İstanbul - Adıyaman seferini yapan Murat T. (43) idaresindeki 02 AG 525 plakalı yolcu otobüsü tıra arkadan çarptı. Çarpmanın etkisiyle kontrolden çıkan otobüs bir fabrikanın bahçe duvarına çarparak durabildi. 21 yolcunun bulunduğu otobüs kazasında otobüs şoförü ve 7 yolcu olmak üzere 8 kişi yaralandı. Kazayı gören diğer sürücüler durumu hemen 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekiplerince ilk müdahalesi yapılan 3 yaralı ambulanslarla Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisine kaldırılırken, hafif yaralanan 5 yolcuya olay yerinde ayakta müdahale yapıldı. Hastanede tedavi altına alınan otobüs sürücüsü ve 2 yolcunun da durumlarının iyi olduğu öğrenilirken, tır ve otomobil sürücüsü gözaltına alındı. Yaşanan kazayı anlatan tır sürücüsü Muhammet T., “Şahin bir gitti bir geldi derken, ben tanımıyorum sürücüsünü ama önüme durdu. Durunca da ben fren yaptım. Çok sert fren yapmadım aslında yavaştım ben, otobüs de vurmuş arkamdan. Ben Ankara’dan Diyarbakır’a gidiyordum” dedi. Otobüste bunulan yolculardan Kadir Göçer (54) ise “Şahin taksi tırın önünde ani fren yaptı. Tır şoförü de ona vurmamak için ani fren yapıyor. Otobüste ona vurmamak için sağa kırınca duvara vuruyor. İyi ki de duvara vurmuş. Direk tıra vursaydı çok kötü olurdu” diye konuştu. Kazanın ardından yolcular otobüs firması tarafından olay yerine tahsis edilen servis minibüsü ile terminalde bulunan başka bir otobüse taşındı. Kazayla ilgili tahkikat başlatıldı.