- 04 Mart 2021 Perşembe 12:52

Samsun’da ‘kırmızı’ tablonun esnaf ve vatandaşa etkisi

A
A
A
Samsun’da ‘kırmızı’ tablonun esnaf ve vatandaşa etkisi

Sağlık Bakanlığının açıkladığı Türkiye korona risk haritasında ‘kırmızı’ renkle ‘çok yüksek riskli’ iller arasında bulunan Samsun’da esnaf ve vatandaşta tedirginlik hakim.

Sağlık Bakanlığının açıkladığı Türkiye korona risk haritasında ‘kırmızı’ renkle ‘çok yüksek riskli’ iller arasında bulunan Samsun’da esnaf ve vatandaşta tedirginlik hakim. Lokantacı ve çay ocağı esnafı müşteri kabul etmek, şehir dışından gelen vatandaşlar ise bir an önce ilden gitmek istiyor.


Samsunlu vatandaşlar, kurallara ve kısıtlamalara dikkat eden kadar uymayanların da olduğunu belirtirken, şehir dışından Samsun’a gelen vatandaşlar ise çok yüksek risk grubunda yer alan şehirden bir an önce uzaklaşmak istiyor. Samsun’da virüse yakalanma riskinin çok yüksek olduğunu dile getiren Burak İlgün isimli vatandaş, “İstanbul’dan işlerim için Samsun’a geldim. Millet burada iç içe. Virüsün burada biteceğine inanmıyorum. İstanbul gibi kalabalık bir şehir bile buradan daha rahat. İstanbul’da çarşılar gayet düzenli bir şekilde, vatandaşlar da duyarlı. Samsun’da böyle bir şey görmedim. 2 günlük Samsun izlenimim; tüm dükkanlar kalabalık, çay ocakları dolu. İçeride rahat bir şekilde çay, çorba içebiliyorsunuz. Bu şekilde vaka sayısı düşmez. Denetlemeler de bence eksik. Kısıtlamaların burada 3-5 ay daha süreceğini düşünüyorum. Geçici bir süre burada olmama rağmen tedirgin oluyorum. Bir an önce buradan gideyim diye düşünüyorum. Korona geçirmeme rağmen tedirginim” dedi.



“Karadeniz’de ‘bana bir şey olmaz’ düşüncesi var”


Bazı insanların virüsü pek önemsemediğini ifade eden Mahmut Durmaz, “Samsun’da vatandaş tedbir almıyor. Maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyulmuyor. Bir de Karadenizlilerin ‘bana bir şey olmaz’ düşüncesi de virüsün artmasında etkili diye düşünüyorum. Milletimiz bir bir koronadan hayatını kaybediyor. Hem kendilerine hem de çevreye yazık, günah. Virüsten korkan çok ama korkmayan da çok” diye konuştu.



“Lokantalar müşteri kabul etmiyor, vatandaş da grup olarak dışarıda yiyor”


Lokantaların müşteri kabul etmemesine rağmen paket servis alan vatandaşların kalabalık gruplar halinde kuytu köşelerde yemek yediğini vurgulayan lokanta esnafı Kemal Katırcıoğlu, “Devletimizin yüksek riskli bölgelerde aldığı tedbirler doğru fakat biraz esnetilebilirdi. Çünkü biz lokantada müşteri kabul etmiyoruz, paket yapıp veriyoruz, vatandaş da yemeğini alıp, dışarıda grup halinde yiyor. En azından lokantalar sürekli denetlenebilir. Kuytu köşelerde kimlerin kaç kişi yemek yediğini ekipler bilemez. Lokantalar yüzde 50 kapasiteyle çalışmış olsa ara sıra kolluk kuvvetleri gelir, kontrol eder. Bu sayede mesafeli bir şekilde insanların yemek yemelerini sağlayabilirler. Bence virüsün azalması ve kontrol altına alınması böyle sağlanabilirdi” şeklinde konuştu.



“Lokantaların işleri çok düştü”


Normalleşemeyen Samsun’da lokantaların yarı kapasite ile açılmaması nedeniyle işlerin iyice düştüğünü belirten döner ustası Ramazan Acar, “Pandemi dolayısıyla işlerimiz yarı yarıya düştü. Çok yüksek riskli iller arasında yer almak kötü bir duygu. Halkımızın bu konuda sağduyulu olmadığını görüyoruz. Kısıtlamaların ne zaman kalkacağı da vatandaşlara bağlı. Bizler de esnaf olarak kontrollü bir şekilde müşteriyi ağırlamak istiyoruz. Yasaktan dolayı alamıyoruz. Virüsün artmasının bence esnafla bir alakası yok. Birçok esnaf içeride müşteri alamıyor ama dışarıya baktığınızda işi olan da olmayan da geziyor. Bu da vakaların artmasına sebep oluyor. Bizler üstümüze düşen hassasiyeti gösteriyoruz. Paket servis dışında müşteri kabul etmiyoruz. İnsanımızda virüsü yenme isteği göremiyoruz. Dolayısıyla da vakalar düşmüyor” ifadelerini kullandı.



“HES zorunluğu insan sayısını azalttı, bu da işleri olumsuz etkiledi”


Kalabalık cadde ve sokakların başındaki uygulamaların insan kalabalığını önlediğini ama bunun da işlere olumsuz yansıdığını söyleyen Mecidiye Çarşısı’nda esnaflık yapan Fehmi Güngör, “Trabzon’da vaka sayısı biraz düştü. Samsun’da da düşer inşallah. Bence tedbirlere uyan insanlar var ama dikkat etmeyenler de var. Korona işlerimizi bıçak gibi kesti. Hiç iş yok. Dükkanımın olduğu Mecidiye Çarşısı kalabalık bir yerdi. Girişlerde HES kodu uygulaması başlattılar. O yüzden çarşıya giren çıkan insan sayısı azaldı. İşler de buna bağlı olarak düştü” açıklamasında bulundu.



“Çay ocakları kapalı, çarşı-pazarda kuyruk var”


Birçok esnaf grubunun müşteri kabul etmemesine rağmen çarşıda kuyruklar oluştuğuna dikkat çeken çay ocağı işletmecisi Şaban Göğne ise şunları söyledi:


“Çay ocakları olarak 1 senedir kapalıyız. İçeriye müşteri kabul etmiyoruz. Samsun’da vatandaşlar sürekli olarak ev ziyareti yapıyor, doğum günü gibi kutlamalar yapıyor. Piknik yapan ve dışarıda gezen de çok insan var. Mecidiye ve diğer caddeler ana baba günü gibi oluyor. Bankalara girilmiyor, bazı dükkanlara girilmiyor, millet dışarıda kuyruk oluşturuyor. Biz neden kapalıyız anlamıyoruz. Esnaftan mı bulaşıyor anlamıyoruz. İş yok denecek kadar az. İçeri müşteri alamayınca, kapıya da çay veremeyince işlerimiz oldukça düştü. Sadece esnafa çay götürebiliyoruz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.