GENEL - 13 Temmuz 2018 Cuma 13:02

Samsun’un en eski saat tamircileri zamana direniyor

A
A
A
Samsun’un en eski saat tamircileri zamana direniyor

SAMSUN (İHA) – Samsun’da 10 ila 12 yaşlarında mesleğe başlayan ve yarım asırdır bu işi yaparak çocuklarını büyütüp okutan 2 saat ustası, zamana direniyor.

SAMSUN (İHA) – Samsun’da 10 ila 12 yaşlarında mesleğe başlayan ve yarım asırdır bu işi yaparak çocuklarını büyütüp okutan 2 saat ustası, zamana direniyor.


Bir zamanlar itibarlı meslek grupları arasında yer alan saat tamirciliği, teknolojinin gelişmesiyle birlikte yok olmaya yüz tutan meslekler arasında yerini aldı. Özellikle piyasaya sürülen ve fiyat aralığı 10 ila 15 TL olarak belirlenen Çin malı saatler, saat tamirciliği işini yok denecek kadar azalttı. Alım gücü olmayan ve ya dar kesimli vatandaşlar, Çin malı saatlere yönelince, yarım asrı mesleğine adamış olan ustalar, iş yapamaz hale geldi.


Saat tamirciliğinin yıllar önce oldukça yaygın bir meslek dalı olduğuna dikkat çeken 67 yaşındaki Şükrü Aydemir, “Ben çocuklarımı bu mesleği yaparak büyüttüm. 53 yıldır bu mesleği yapıyorum. Tam yarım asrı geride bıraktık. Allah ömür verirse 50 sene daha yaparım. Mesleğimi çok seviyorum. Ancak tabii zamanla bizim mesleğimiz de yok olma noktasına geldi. Bunun nedeni ise 10 liraya piyasaya sürülen Çin malı ürünlerdir. Vatandaşlar ucuz diye bu ürünlere yöneldi. Bizim tamir işlemleri de yok denecek kadar azaldı. 10 liraya aldığı saati vatandaş tamir ettirmek yerine çöpe atıp yenisini alıyor. Bizde zaten en düşük tamirat 10 lira tutuyor. Kaliteli işçilik yapılıyor. Bugünlerde bu mesleğe ilgi duyan gençleri de bulmak çok zor. Şimdiki gençler tamirat işlerinin yüzüne bakmıyor. Rahat iş arıyor. Hal böyle olunca çalıştıracak çırak da bulamıyoruz. Yıllarca çıkarsız çalıştık. Samsun’da bu işi yapan en eski esnaflardan biriyiz. Biz de artık mesleğin son demleriyiz. Ancak gençlerin bu mesleğe sahip çıkmasını isterdim. Bu meslek tamamen yok olacaktır diyemeyiz ama alttan kimse yetişmediği için çok yıpranacaktır” dedi.


Tam 60 yıllık saat tamircisi Bahri Felamur ise “Günümüzde teknoloji bu meslekleri öldürdü. Çin malı saatler piyasaya sürüldü bunun yanın da bir de cep telefonları var. Cep telefonları hayatımıza yerleşmeye başladığında saatlere olan ilgi azaldı. Şimdi kimse saat takmıyor. Cep telefonundan saati takip ediyor. Almak isteyen de 10 liraya gidip Çin malı saat alıyor. Bu da bizim mesleği oldukça yıprattı. Biz Samsun’un en yaşlı saat ustalarıyız. Bizden sonra da bu işi yapacak kimse yok” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.