KÜLTÜR SANAT - 23 Eylül 2021 Perşembe 21:48

Dünya tarihini yeniden yazdıracak Taş Tepeler’in tanıtımı yapıldı

A
A
A
Dünya tarihini yeniden yazdıracak Taş Tepeler’in tanıtımı yapıldı

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye Turizm Geliştirme ve Tanıtım Ajansı (TGA), dünya tarihini yeniden yazdıracak Şanlıurfa’daki Göbeklitepe’ye benzeyen Taş Tepeler’in tanıtımını gerçekleştirdi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye Turizm Geliştirme ve Tanıtım Ajansı (TGA), dünya tarihini yeniden yazdıracak Şanlıurfa’daki Göbeklitepe’ye benzeyen Taş Tepeler’in tanıtımını gerçekleştirdi. Kültür Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile birlikte yurt içinden ve yurt dışından çok sayıda akademisyenin katıldığı programla, dünya üzerinde ilk yerleşik yaşam ve sosyal topluluk örneklerine ev sahipliği yapan Taş Tepeler’i dünyaya tanıtıldı.


Şanlıurfa’da 12 bin yıllık geçmişe sahip Unesco Dünya Mirası Listesindeki Göbeklitepe’ye benzerliğiyle dikkat çeken Taş Tepeler’in tanıtımı gerçekleştirildi. Şanlıurfa Arkeoloji Müzesinde düzenlenen program, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İstanbul Üniversitesi Tarihöncesi Arkeolojisi Anabilim Dalı Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Özdoğan, Rus Bilimler Akademisi Sibirya Bölümü Arkeoloji ve Etnografya Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Andrei V. Tabarev, İstanbul Üniversitesi Tarihöncesi Arkeolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Necmi Karul, Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül, Şanlıurfa milletvekilleri, bilim insanları ile ulusal ve uluslararası basının katılımıyla gerçekleştirildi.


Dünya üzerindeki ilk yerleşik yaşam ve sosyal topluluk örneklerine ev sahipliği yapan Taş Tepeler’in tanıtım programında Göbeklitepe, Karahantepe, Gürcütepe, Sayburç, Çakmaktepe, Sefertepe ve Yeni Mahalle Höyük olmak üzere 7 alanda sürdürülen arkeolojik kazılardan elde edilecek verilerin dünya tarihini yeniden şekillendireceği belirtildi.


Keşfedilen tepelerle ilgili hazırlanan animasyon filminin gösteriminin ardından başlayan programın açılış konuşmasını Göbeklitepe ve Karahantepe kazı başkanı İstanbul Üniversitesi Tarihöncesi Arkeolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Necmi Karul, “Büyük dönüşüm derken biz insanlık tarihinin en büyük kırılmalarından birinden bahsetmeye çalışıyoruz. Bunu çok basit bir şekilde atlatmak gerekirse insanın ilk alet yaptığı günden yerleşik hayata geçtiği süre 3 buçuk milyon yıl. Bu 3 buçuk milyon yılın ardından topu topu 12 bin yıl önce insanlar ilk kez toprağa yerleşiyorlar. Aynı yerde sabit yerleşimde bulunmaya başlıyorlar. Dolayısıyla avcı, toplayıcı, gezginci yaşam yerini üretici, yerleşik yaşama bırakıyor. Bu da insanlık tarihi açısından en önemli kırılma noktalarından biri olarak kabul ediliyor. Biraz daha detaylandırırsak, burada sadece beslenmeden değil, büyük kalabalıklar halinde bir arada yaşamaktan, iş bölümünden, uzmanlaşmaktan, organize iş gücünden kısacası bu gün mevcut olan toplum düzenimizde ne varsa aslında onun neolitik kökenlerinden bahsediyoruz” dedi.



12 noktanın 7 tanesinde çalışmalar devam ediyor


Bu güne kadar öğrendiklerine göre en eski tahıl denemelerinin bu coğrafyada olduğunu, sığır, keçi gibi evcilleştirilen hayvanların ata babalarının da burada yaşadıklarını ve ilk evcilleştirme denemelerinin de bu coğrafyada yapıldığını öğrendiklerini söyleyen Karul, “Bu coğrafyada Göbeklitepe ve Karahantepe gibi tarih öncesinin en anıtsal yapılarının inşa edildiğine şahit olduk. Bu kanıtlara yenilerini ekleme, yeni sorulara cevap vermek, arkeolojinin modern yöntemleriyle elde edilen ya da eski verileri yeniden değerlendirme olanağı bulabileceğimiz bir proje tasarladık. Bu kapsamda şimdilik 12 noktada kazı yapılması planlanırken bunlardan 7 tanesinde ise çalışmalara çoktan başlanıldı” ifadelerini kullandı.



Ezberler bozuldu


İstanbul Üniversitesi Tarihöncesi Arkeolojisi Anabilim Dalı Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Özdoğan ise, ezberlerinin ilk olarak Şanlıurfa’da kırıldığını belirterek, “Meslek hayatımda neolitik dönemde tapınak vardı desem beni meslekten kovarlardı. Şimdi karşımıza tapınaklar çıktı. Göbeklitepe bir kez daha ezberimizi bozdu. Buradaki gezi sırasında benim üç gün önceki ezberimin bir kez daha bozulduğunu gördüm. Bütün bildiklerimizi yeni baştan düşünmemizin, yani bu günümüze kadar gelen uygarlığın bizim eskiden düşündüğümüz gibi yatay bir toplum düzeniyle değil, insanların aç kaldığı için buğdaya yönelmesiyle değil, çok katmanlı bir toplum yapısıyla yepyeni bir bakış açısıyla o döneme bakmamızı gerektirdi” dedi.


Programda Rus Bilimler Akademisi Sibirya Bölümü Arkeoloji ve Etnografya Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Andrei V. Tabarev, Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül ve Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin de bir konuşma yaptı.



“Türkiye’ye özgü bir kültürel ve arkeoloji miras anlayışı da inşallah bu şekilde hayata geçecek”


Programda yaptığı konuşmada arkeolojik çalışmalara aktarılan kaynak ve sağlanan istihdama değinen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Arkeolojik çalışmaların ve projelerin büyük sıçrama gösterdiği yaklaşık 20 yıllık süreci geride bırakıyoruz. Türk kazı çalışmaları sayısının 57’den 147’ye, kazı ve araştırmalara aktarılan toplam ödenek miktarının 1.9 milyon liradan 58 milyon liraya ulaştığı bir dönem bu. 2020 yılında ise pandemi koşullarına rağmen 502 arkeolojik faaliyet gerçekleştirilmiş olup 2021 yılında bu rakamın 624’e şu an için ulaştığını görüyoruz. Kazı çalışmaları kısa süreli dönemsel faaliyetler olmaktan çıkıp yıl geneline yayılmaları için 2019’da 20 kazıyla başlattığımız projeye bugün 127 kazı çalışması dahil edilmiş durumdadır. Bu kapsamda 2019, 2020 yıllarında arkeolog, sanat tarihi restoratör branşlarından 347 uzmanın istihdam edilmesini sağladık. Bu yılın sonunda sağlanmış olacak 312 uzman istihdamıyla toplam istihdam sayısında 660’a ulaşmış olacağız. Türk arkeoloji çalışmalarında yeni bir dönemin temsilcisi olan Anadolu Arkeoloji ve Kültür Miras Enstitüsü projesinde de artık sona gelindi. Alandaki bu ilk milli enstitü ile sahadan laboratuvara, kazılardan bilimsel yayınlara, eğitimden koordinasyona çıtasını kendisi belirleyen, çalışma kalitesi ve oluşturacağı faydayla saygın bir bilimsel kimliğe sahip, yön veren, yol gösteren bir kurum hizmete girmiş olacak. Türkiye’ye özgü bir kültürel ve arkeoloji miras anlayışı da inşallah bu şekilde hayata geçecek” dedi.



“Rehberin en bilgesine sahibiz”


Arkeolojine neden bu kadar önem verdiklerini açıklayan Bakan Ersoy, “Bu sorunun cevabı da gayet açık. Coğrafi konum ve şartları sayesinde bu topraklar insanlık medeniyetinin kök saldığı, boy verip dallarının dünyaya yayıldığı istisna bir yer. Türkiye topraklarının sahip olduğu medeniyet zenginliği insanlığın yoluna ışık tutacak, çok büyük bir birikimi, bilgiyi ve tecrübeyi derinliklerinde muhafaza etmektedir. Geçmiş geleceğin rehberidir. Biz Anadolu’ya yani bu rehberlerin en bilgesine sahibiz. Bundan faydalanmak ve bu faydayı bütün insanlıkla paylaşmak sorumluluğunu taşıyoruz. Elbette bu alanlar bölge ve ülkemiz için muazzam bir turizm potansiyeli de taşımaktadır. Ancak turizm bu işin amacı değil sonucudur. Bunu asla göz ardı etmemeliyiz. Bu çalışma bilim ve kültür çalışmasıdır” ifadelerine yer verdi.



“Yeni bir bakış açısı oluşturmak amaçlanıyor”


Bütün gayretlerinin öncelikli olarak insanlık mirasının daha iyi anlaşılmasını sağlamak olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Bilimsel olarak en doğru ve güvenilir verilere ulaşarak medeniyetimizin gerçeklerini aydınlatmak yolunda sarf ediyoruz. Bilgiyi yaymak, bugün dar ve sığ bakış açılarıyla ötekileştirilmiş toplumlar oluşturmaya çalışan zihniyetlere inat, özellikle yeni nesillerimizin geniş bir insanlık ve medeniyet perspektifine kavuşturulmasına katkı sağlamak için adımlar atıyoruz. İşte Şanlıurfa Neolitik Çağ Araştırmaları Projesi bu bakış açısının, düşünceden sahaya çok değerli bir yansımasıdır. 2018’de Unesco Dünya Miras Listesi’ne giren Göbeklitepe, arkeolojide ve ilgili tüm branşlarda bilgilerimizi güncelledi. Daha önce sorulmamış ve cevaplanması elzem olan yeni soruları önümüze koydu. Biz ona ‘Tarihin Sıfır Noktası’ dedik. Şimdi o noktayı daha derine ve muhtemeldir ki çok daha geriye çekeceğiz. Çünkü Göbeklitepe tek ve yalnız değildir. Projemiz kapsamında gerçekleştirilecek 12 kazı çalışması ile Şanlıurfa’nın sözcülüğünde, Anadolu’nun insanlık tarihine yaptığı katkının bilinmeyen hikâyelerine tercüman olacağız. Bu proje çerçevesinde, iki bölgede sürdürülen yüzey araştırmalarıyla yeni yerleşim yerleri tespit edildi. Halen Göbeklitepe, Karahantepe, Gürcütepe, Sayburç, Çakmaktepe, Sefertepe ve Yeni Mahalle Höyüğü olmak üzere 7 alanda arkeolojik kazı çalışmaları sürdürülüyor. Önümüzdeki günlerde, projenin 2021-2024 yılları arasını kapsayan ilk etabı dahilinde Ayanlar, Yoğunburç, Harbetsuvan, Kurt Tepesi ve Taşlıtepe yerleşimlerinde de kazılara başlanacak. Söz konusu alanların bir kısmında jeomanyetik ve jeo-radar ölçümleri gerçekleştirildi. Kazılara paralel şekilde ölçüm çalışmaları da sürdürülecektir” dedi.



Kazılarda elde edilen bulgular dünya ile paylaşılacak


5 ayrı ülkeden 8 ayrı üniversite ile 4 uluslararası akademi, enstitü ve müzeyi de Şanlıurfa Neolitik Çağ Araştırmaları Projesi’ne dahil ettiklerini söyleyen Bakan Ersoy, “İçeriği ve sunmasını beklediğimiz sonuçlarıyla çok ciddi ve özel bir proje. Bakanlık olarak bunun sorumluluğunu paydaşlarımızla birlikte omuzluyoruz. Yurt içinde 8 ayrı üniversitenin dahil olduğu 12 kurum ve kuruluş ile iş birliği planlandı. Bu doğrultuda İstanbul Üniversitesi, Harran Üniversitesi ve Ankara Bilim Üniversitesi arasında doğrudan iş birliği protokolleri imzalandı. Ayrıca 5 ayrı ülkeden 8 ayrı üniversite ile 4 uluslararası akademi, enstitü ve müzeyi de Şanlıurfa Neolitik Çağ Araştırmaları Projesi’ne dahil ettik. Japonya, Rusya, Almanya, İngiltere ve Fransa ile geniş bir uluslararası yelpaze oluşturduk. Bu geniş çaplı iş birliğine bakarak, Şanlıurfa Neolitik Çağ Araştırmaları Projesi’nin bugüne kadar ülkemizde yapılmış en büyük ve kapsamlı arkeoloji projesi olduğunu söyleyebiliriz. Üstelik bu süreç sadece araştırma ve kazı çalışmalarından ibaret olmayacak. Başta Uluslararası Dünya Neolitik Kongresi olmak üzere çok sayıda uluslararası bilimsel toplantı ve etkinliklerin yanında, ziyaretçi karşılama ve tanıtım merkezleri, sergi ve çevre düzenleme projeleri, ulaşım ve altyapı düzenlemeleri gibi bir dizi uygulamayı da hayata geçireceğiz. Bütün bunlar için cari ve personel giderleri hariç 127 milyon lira tutarında bir kamu yatırımı öngörülmektedir. Bu rakam da projenin değeri ve önemi noktasında ciddi bir fikir vermektedir diye düşünüyorum. Konuşmamın başında da belirttiğim gibi temel amacımız bilgiye ulaşmak ve onu insanlıkla paylaşmaktır. Şanlıurfa Neolitik Çağ Araştırmaları Projesi ile elde edilecek sonuçların bilimsel ve popüler yayınlar, müze teşhirleri ve sempozyumlar vasıtasıyla bilim çevreleriyle ve toplumla buluşmasını sağlayacağız. Ayrıca proje sürecinin ve çıktılarının güncel olarak paylaşılacağı bir web sitesi tasarlandı. Dünya bu toprakların rakipsiz kültürel değerlerine vakıf olacak ve tarihin akışını değiştiren dönüm noktalarına bizlerle birlikte şahitlik edecektir. Şanlıurfa Neolitik Çağ Araştırmaları Projesine dahil olarak bu değerli çalışmada bizimle iş birliğine giren ulusal ve uluslararası bütün paydaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Çok önemli yeni bulguları arkeoloji sahasına kazandıracağına inandığım bu çalışmaların sorumluluğunu üstlenen bilim insanlarımıza, uzmanlarımıza ve çalışma arkadaşlarıma ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansımız ile birlikte gerçekleştirdiğimiz bu lansman vesilesiyle, hayret ve hayranlık uyandıracak yeni bulguların paylaşılacağı bir buluşmada yeniden bir araya gelme temennimi sizlerle paylaşıyor, hepinize saygılar sunuyorum” diye konuştu.



Proje büyük bir özveri ile uygulanıyor


Geçici olarak açılan Karahantepe’deki kazı çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü öncülüğünde bilimsel heyetler ve Şanlıurfa Müzesi Müdürlüğü tarafından yürütülüyor. Medeniyetler tarihinde organize iş gücünün ve uzmanlaşmanın ilk örneklerini barındıran bölgede, başta Unesco Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Göbeklitepe’deki dikili taşların benzerlerinin bulunduğu Karahantepe’de olmak üzere, 2021-2024 yılları arasında toplam 12 yerde kazılar yürütülecek. Bu kazılarda edinilen bulguların tarih öncesi dönemdeki insanların günlük hayatlarından inanç dünyalarına kadar geniş bir alanda insanlığın bilgi birikimine ışık tuttuğu ve Şanlıurfa’da Neolitik Çağ’ın ilk aşamalarını yansıtan Göbeklitepe’ye benzer çok sayıda yerin daha olduğu ortaya konulacak. Karahantepe’deki kazılardan çıkan buluntular, Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nde sergilenecek. 12 bin yıl önce barınağın konuta dönüştüğü, gerçek köylerin ortaya çıktığı sürecin başlangıcı olduğu düşünülen Taş Tepeler’de, insanlığın ilk kap kacak kullanımı ve temel ticaret girişimleri gerçekleştirme becerisine dair buluntular yer alıyor. Bölgede bulunan anıtsal yapıların, insanların bir araya geldiği komünal mekanlar olduğuna inanılıyor. Neolitik Çağ Araştırmaları projesinde düzenlenecek Uluslararası Dünya Neolitik Kongresi’nde de çok sayıda bilimsel toplantı yapılması ve Şanlıurfa’nın Neolitik Çağ’a ait emsalsiz kültürel hazinelerinin paylaşılması planlanıyor.



Animasyon film göz kamaştırdı


Yerli ve yabancı çok sayıda basın mensubunun tanıklık ettiği organizasyonda gösterilen animasyon film ise göz kamaştırdı. Küçük bir çocuğun tarihin tozlu sayfalarını çevirmesi üzerine inşa edilen 3 dakika 22 saniye uzunluğundaki animasyon filminde Karahantepe kazı alanında bulunan eserlere de yer verildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Eskişehirli kuryeler, Kurye Dostu Belediye Protokolü’ne imza atmayan Ayşe Ünlüce’ye tepki gösterdi Eskişehir Kuryeler Birliği mensupları, pek çok adayın imza attığı ‘Kurye Dostu Belediye Protokolü’ne imza atmayan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ayşe Ünlüce’ye tepki göstererek, “Bizler için kuryelerin hayatı pazarlık konusu değildir” dedi. Eskişehir Kuryeler Birliği mensupları saat 15:00’te yerel seçimlerle alakalı tutum ve görüşlerini açıklamak üzere bir araya geldi. Birlik Başkanı Gökay Başar tarafından yapılan açıklamada, siyasi partilerle ve adaylarla kuryelerin talep ve sorunlarının görüşüldüğü belirtildi. Başar, seçim sürecindeki çalışmalar çerçevesinde diğer illerdeki kuryelerle birlikte Türkiye genelinde gerçekleştirilen bir çalışma sonucu ‘Kurye Dostu Belediye Protokolü’ hazırlandığını dile getirdi. Pek çok siyasi ismin imza attığı protokole Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ayşe Ünlüce’nin imza atmadığını açıklayan Başkan Başar, kuryelerin hayatının bir pazarlık konusu olmadığını vurgulayarak protokolde imzası olan siyasi isimlere birlik adına seçimlerde başarı diledi. “Yurt çapında kuryeler ile yaptığımız çalışmalar sonucu Kurye Dostu Belediye Protokolü hazırladık” Eskişehir Kuryeler Birliği Başkanı Gökay Başar, yapmış olduğu basın açıklamasında, “Eskişehir Kuryeler Birliği olarak dernekleşme sürecimizi seçim öncesi duyurarak siyasi partilere ve adaylara kuryelerin problemlerini ve taleplerini dinleme, kuryelerle hemhal olma çağrısı yapmıştık. Çağrımız üzere siyasi partiler ve belediye başkan adayları ile görüştük. Taleplerimizi ve sorunlarımızı konuştuk. Siyasi partilerden Türkiye İşçi Partisi (TİP), Emek Partisi (EMEP), Sol Parti ve Demokratik Parti (DEM) ile görüştük. Görüşmelerimiz devam ederken diğer illerdeki dostlarımızla yurt çapında kuryeler arasında yaptığımız çalışmalar sonucu bir ‘Kurye Dostu Belediye Protokolü’ hazırladık. Bu protokolü imzalamaları için adaylara tekrardan çağrıda bulunduk. DEM Parti Büyükşehir Belediye Eş Başkan Adayları Gamze Toprak ve İzzettin Altun, EMEP Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hüseyin Öge ve Tepebaşı Belediye Başkan Adayı Berivan Özkara, Bağımsız Türkiye Partisi Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Fahri Gürgenburan ve AK Parti Odunpazarı Belediye Başkan Adayı Özkan Alp protokolümüzü imzaladılar. Bu saydığımız adaylar kurye dostu belediye başkanı olacaklarına dair bir taahhüt olan protokolümüzü şartsız imzalayan adaylar” dedi. “CHP Adayı Ayşe Ünlüce, Kurye Dostu Belediye Protokolü’nü imzalamamıştır” Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ayşe Ünlüce’nin ise protokol üzerine yapılan tüm görüşmelere rağmen imza atmadığını ifade eden Başar, “CHP adayı maddeyi revize edersek imzalanacağını ifade etmiştir. Kuryelerin taleplerinden taviz vermeden yaptığımız revize sonrası da çeşitli maddelere dair revize önerileri gelmiştir. Biz bu protokole dair kimse ile pazarlığa girmiyoruz. Bizler için kuryelerin hayatı pazarlık konusu değildir. Görüşmelerimiz sonucunda CHP Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ayşe Ünlüce, Kurye dostu belediye Protokolü’nü imzalamamıştır. Eskişehir Kuryeler Birliği olarak seçimler öncesinde kuryelerin sorunlarını ve taleplerini konuşulmayan masalarda konuşturmanın, muhatap bulamayan kuryelerin Eskişehir siyasetinin gündemini işgal etmesinin yollarını aradık ve kuryelerin gündemini bir şekilde siyasi partilere dayattık. Bizleri tanıyan ve protokolümüzü imzalayan adaylara başarılar dileriz. Seçimleri kazananlar umarız protokolümüzde imzası olan adaylardan olur. Biz kuryeler, kurye dostu belediyeleri de mücadelemizle kazanabileceğimizi biliyoruz. Seçimden sonra da verilen sözlerin, taahhütlerin ve vaatlerin peşini bırakmayacağımızı, hesap soran tarzda kuryelerin mücadelesini yükselteceğimizi ilan ediyoruz” şeklinde konuştu.
Aydın Tuğba Kuruyemiş, 116. şubesini İzmir Güzelbahçe’de açtı Merkezi Aydın’da bulunan ve her geçen gün ülke genelindeki şube sayısını arttıran Tuğba Kuruyemiş, son yıllarda en fazla büyüyen firmalar arasında yerini korudu. Bir yandan üretimi arttırırken diğer yandan da her ay yeni istihdam oluşturan firma İzmir Güzelbahçe’de 116. Şubesini törenle açtı. Yoğun ilgi gören açılışta, vatandaşlar açılışa özel indirimli ürünlerin tadını çıkardı. Aydın’da 1980 yılında kurulan Tuğba Kuruyemiş, 116. şubesini İzmir Güzelbahçe’de açtı. Açılış nedeniyle yapılan kampanya ve fırsatlar Ramazan ayı ile birleşince Güzelbahçe’de yaşayan binlerce kişi açılışı fırsata çevirdi. Tuğba Kuruyemiş olarak üretime ve istihdama büyük önem verdiklerini belirten Bölge Müdürü Yılmaz Bozdağ, “Tuğba Kuruyemiş olarak her yıl üretim, istihdam ve mağaza sayısını yüzde 10’un üzerinde artış sağlanıyor. Burada bir yandan kaliteli üretime odaklanırken diğer yandan da istihdama büyük önem veriyoruz. Her mağaza yaklaşık 10 yeni istihdam demek. Sıcak sıcak taptaze sloganı ile Güzelbahçe’deki yen şubemizle hizmetlerimiz devam edecek” dedi. Tuğba Kuruyemiş Mağazaları’nda müşteriye sunulan tüm ürünlerin kendi imalatları olduğunu belirten Bozdağ, “Ürünlerimizi gıda mühendislerimizin denetiminde tecrübeli ekibimizle özenle hazırlıyoruz. Pek çok ürünümüz üstün lezzet ödülüne sahip. Geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da büyümeye devam ediyoruz” diye konuştu. Yapılan konuşmaların ardından Tuğba Kuruyemiş Güzelbahçe Şubesi, firmanın İç Mimarı Müberra Perk, Bölge Müdürü Secan Şahin ve Mağaza Yöneticilerinden Melek Özdemir tarafından hizmete açıldı.
Çankırı İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Çankırı’da ziyaretlerde bulundu Çankırı il merkezinde ziyaretlerde buluna İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Eldivan ilçesinde de düzenlenen mitingde vatandaşlara seslendi. Mitingde konuşan Akşener, atanamayan öğretmenler ve emeklilerin oyuna talip olduğunu söyledi. İYİ Parti Genel Başkanı Maral Akşener, seçim çalışmaları çerçevesinde Çankırı’da ziyaretlerde bulundu. İl merkezinde işyerlerini gezen Akşener, esnaflardan İYİ Parti belediye başkanı adaylarına oy vermeleri için destek istedi. Akşener, daha sonra Çankırı’nın Eldivan ilçesini ziyaret etti. Eldivan ilçesinde partisi tarafından düzenlenen mitinge katılan Akşener, vatandaşlara seslendi. Akşener, ilçedeki tatlı seçim rekabetinin tüm Türkiye’ye örnek olması gerektiğini söyledi. “Ben bütün öğretmen kardeşlerimin, meslektaşlarımın oylarına da talibim” Emekli ve öğretmenlerin oyuna talip olduğunu belirten Akşener, “10 bin lira emekli maaşıyla Eldivan’da da emekliler aç, Hakkari’de de aç, Ankara’da da aç, Edirne’de de aç. Şimdi evi kiralık değil, kendinin olsa bile 10 bin liraya geçinmek mümkün değil. Ben bir buçuk aydır Sayın Erdoğan’a seslendim. Dedim ki emeklilerin maaşına 11 bin lira seyyanen zam yap, en düşük emekli maaşını asgari ücret kadar yap, sonra bayram ikramiyesini 7 bin lira yap, emeklilerin oyununa talip ol. Bunu yapmıyorsan bütün emeklilerin oyuna ben talibim. Ve o emeklilere söz veriyorum, şu elimi uzattım, tutun, güç verin, mübarek Ramazan gününde, cuma gününde Allah şahidimdir söke söke alacağım. Karşımda polis memurlarını gördüm. Ilk defa 3600’ü söyleyen benim. Zor zahmet getirdik. Yani şunu söylemek istiyorum. Bakın 3600 eksik ama çıktı. EYT eksik ama çıktı. Şimdi muhalefetin görevi Sizin sesiniz olmaktır, sizin avukatınız olmaktır, sizin adınıza sizin sesinizi duyurup rekabet etmektir. İktidarın görevi ise hizmet etmektir. O sesi duyup gereğini yapmaktır. Yapmıyorsa eğer iktidar o işin gereğini sizin talebinizi, gelen yapmıyorsa o zaman sizin tarafınızdan cezalandırılmaları gerekir. O ceza nedir, oylarınızı vermemektir. Şimdi ikinci konumuz 100 bin öğretmen tayini. Yahu arkadaşlar 2023 seçimlerine giderken hepimiz Cumhuriyetin yüzüncü yılında 100 bin öğretmen tayin edeceğiz dedik. İktidar oldunuz., yapacaksınız. O 100 bin öğretmeni tayin edeceksiniz. Etmezseniz, ben bütün öğretmen kardeşlerimin, meslektaşlarımın oylarına da talibim”dedi.
İstanbul İSPARK otoparkında silahla bacağından vurdular, 100 bin dolarını çaldılar Fatih’te bulunan İSPARK’a motosikletle gelen 2 şüpheli, bir şahsı bacağından silahla vurarak 110 bin dolarını çaldı. Dehşete düşüren hırsızlık anları güvenlik kamerasına yansırken, şüphelilerin yakalanmasına yönelik polis ekiplerinin düzenlediği operasyonda 5 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Olay, 16 Mart’ta saat 14.30 sıralarında Fatih İSPARK otoparkında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, M.A.Y. (47) isimli şahıs, aracının bagajında bulunan çantayı aldığı esnada 2 şüpheli tarafından silahlı saldırıya uğradı. Şüpheliler, bacağından vurdukları şahıs yere düşünce elindeki çantayı alarak hızla olay yerinden uzaklaştı. Çantanın içindeki 110 bin lirayı çalarak kaçan şüphelilerin yakalanmasına yönelik polis ekipleri çalışma başlattı. Yapılan çalışmalarda, olay yerinde 1 adet 9 milimetre kovan bulundu. Ekipler, güvenlik kameralarını da incelemeye aldı. Güvenlik kameralarını inceleyen ekipler, şüphelilerin otoparka geldikleri motosikletin, 27 Aralık 2023 tarihinde Eyüpsultan’da çalınan motosiklet olduğunu tespit etti. Şüphelilerin kimliklerini belirleyen ekipler operasyon için düğmeye bastı. 26 Mart’ta İstanbul ve Sakarya’da eşzamanlı operasyon düzenleyen ekipler, Zeynel A.’yı (22), Orhan B.’yi (33), olayda çantayı çalan Fuat T.’yi (23), şahsı ilahla vuran Yunus E.T.’yi (22) ve Merve T.’yi (22) yakalayarak gözaltına aldı. Yakalanan şüphelilerin evlerinde yapılan aramalarda ise, 1 adet üzerinde ibare bulunmayan 9 milimetre çapında ruhsatsız tabanca ve 10 adet 9 milimetre çapında fişek ele geçirildi. Şüpheliler, emniyetteki tamamlanan işlemlerin ardından adli makamlara sevk edildi. Öte yandan, şüphelilerin hırsızlık anları güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde, mağdur şahsın bacağından silahla vurulduğu, yere düştüğü esnada elindeki çantayı alarak kaçtıkları görülüyor.
İstanbul Bakan Kacır: "Türkiye’nin astronotuyla gurur duymuyorlar” Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, ‘astronotu seçim malzemesi olarak kullanıyorlar’ şeklindeki eleştiriler üzerine, "Türkiye’nin astronotuyla gurur duymuyorlar. Bizim bu gururu gençlerimizle paylaşmamızı da zannediyorum kıskanıyorlar" dedi. Bakan Kacır ayrıca, “8 Temmuz’da Türkiye, TÜRKSAT-6A’yı ilk milli haberleşme uydumuzu uzaya gönderecek” diye konuştu. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, İstanbul Üniversitesi’nin düzenlediği Gençlik Buluşmasına katıldı. Ord. Prof. Dr. Cemil Birsel Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen programda Bakan Kacır’a Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı eşlik etti. Öğrencilerle gerçekleştirilen söyleşi programının ardından Bakan Kacır, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. “Türkiye, haberleşme uydularını, kendi imkanlarıyla geliştirebilen 11 ülkeden 1’i olacak” Konuşmasına sunum ile başlayan Bakan Kacır, “8 Temmuz 2024 haftası Türkiye, TÜRKSAT - 6A’yı ilk milli haberleşme uydumuzu uzaya gönderecek. Böylelikle haberleşme uydularını, kendi imkanlarıyla geliştirebilen 11 ülkeden 1’i olacak. Şüphesiz Türkiye için muazzam teknolojik birikim ve kazanım haline getiriyor. Her bir proje bizi bir sonraki proje için deneyimlendiriyor ve cesaretlendiriyor” dedi. “Şimdi Türkiye’nin astronotuyla gurur duymuyorlar” İlk Türk Astronot Alper Gezeravcı ile yapılan programların ‘Astronotu seçim malzemesi olarak kullanıyorlar’ şeklinde eleştirilere yanıt veren Bakan Kacır, “Şimdi bu iddiaları tabii ben de üzüntüyle görüyorum. Bu iddiaları dile getirenler maalesef Türkiye’nin milli teknoloji hamlesi yolculuğunda, Milli Uzay Programı’ndaki kazanımlarında bizimle birlikte mutluluğu paylaşmayanlar. TOGG’u yaptık, TOGG’la mutlu olamadılar. TCG Anadolu’yu küçümsediler, Teknofestleri hiçbir zaman sahiplenmediler, KAAN’ın uçuşuyla iftihar etmediler. Şimdi Türkiye’nin astronotuyla gurur duymuyorlar. Bizim bu gururu gençlerimizle paylaşmamızı da zannediyorum kıskanıyorlar. Dünyanın her yerinde astronotlar bu misyonları tamamladıktan sonra o ülkedeki gençlerle, öğrencilerle, çocuklarla buluşmalar gerçekleştirirler. Biz de bu misyonun başlangıcında Türk gençliğine ve Türk çocuklarına bir söz vermiştik. Alper Gezeravcı, yeniden dünyaya döndüğünde 81 şehrimizde sizlerle buluşacak, bu deneyimi sizinle paylaşacak demiştik. Şimdiye dek de Dünya’ya dönüşü sonrasında 12 ilde 25’i üniversitelerimizde olmak üzere 29 program yaptık” şeklinde konuştu. “25 üniversitemizde bu buluşmaları gerçekleştirdik” 25 üniversitede Alper Gezeravcı’nın gençlerle buluştuğunu ifade eden Bakan Kacır, “Bu programlardan, ben öğrenci kardeşlerimizle Türkiye’nin milli teknoloji hamlesi yolculuğunu, havacılık ve uzay alanında bugüne kadar neleri nasıl başardığımızı ve bundan sonraki hedeflerimizi paylaşıyorum. Alper Gezeravcı Bey de Türkiye’nin insanlı ilk uzay bilim misyonu kapsamında Uluslararası Uzay İstasyonu’nda gerçekleştirdiği bilimsel araştırmaları, deneyleri ve bunların bilim literatürüne ve Türkiye’ye getireceği kazanımları anlatıyor. Bundan kimsenin gocunmaması gerekir. Bu milli projelere, bu milli işlere sahip çıksalar bunlardan rahatsız olmazlar diye düşünüyorum. Ama bunlara vaktiyle sahip çıkmadıkları için biz bu işleri yaptığımızda da tabii olarak rahatsızlık duyuyorlar. Biz bu işleri yapmaya da, yaptığımız işleri, bilimsel çalışmaları, milli teknoloji hamlesinin kazanımlarını toplumumuzda özellikle gençlerimizle buluşturmaya da devam edeceğiz. Önümüzdeki aylarda da yine bu buluşmalar devam edecek. Hali hazırda 25 üniversitemizde bu buluşmaları gerçekleştirdik” ifadeleri kullandı. “Ortaokullarla, ilkokullarla, hatta okul öncesi çocuklarımızla; biz bu hayali Türkiye’nin bu yolculuğunu paylaşmaya devam edeceğiz” Alper Gezeravcı’nın tüm öğrencilerle bir araya geleceğini ifade eden Bakan Kacır, “Hedefimiz inşallah 208 üniversitemizin tamamında üniversite öğrencileriyle Alper Gezer Avcı’yı Milli Teknoloji hamlesini, Milli Uzay programını buluşturmak. Sonrasında liselerle benzer buluşmaları yapacağız. Ortaokullarla, ilkokullarla, hatta okul öncesi çocuklarımızla; biz bu hayali Türkiye’nin bu yolculuğunu paylaşmaya devam edeceğiz. Kimse merak etmesin. Biz daha önce Teknofestleri düzenlerken ‘Seçimden önce Teknofest yaptılar’ dediler bize. Biz seçimden sonra 2 Teknofest daha yaptık. Şimdi bu yıl inşallah sonbaharda Adana’da bir Teknofest daha yapacağız. TOGG’u yollara çıkardık. ‘Seçimden önce TOGG çıktı’ dediler. TCG Anadolu Denizleri indi. ‘Seçimden önce TCG Anadolu denizlere indi’ dediler. Şimdi zannediyorum 25 bine yakın TOGG yollarda. TCG Anadolu Silahlı Kuvvetlerimizde, KAAN gökyüzünde, Türkiye’nin bu yolculuğu Allah’ın izniyle ilelebet devam edecek” diye konuştu. Program ilk Türk Astronot Alper Gezeravcı’nın sunumuyla sona erdi.