KÜLTÜR SANAT - 12 Haziran 2021 Cumartesi 09:22

Karadeniz’in mühendislik harikası: Serender

A
A
A
Karadeniz’in mühendislik harikası: Serender

Tayland mimarisi bongalov tipi evler Türkiye’de yaygınlaşırken Karadeniz’in mühendislik harikası serender(ambar) yapıları her geçen gün çürümeye ve yıkılmaya yüz tutuyor.

Tayland mimarisi bongalov tipi evler Türkiye’de yaygınlaşırken Karadeniz’in mühendislik harikası serender(ambar) yapıları her geçen gün çürümeye ve yıkılmaya yüz tutuyor. Bu kültürel değerin diğerine yenilip kaybolup gitmemesini isteyenler serenderlerin turizme kazandırılmasını bekliyor.


Sinop’un Erfelek ilçesi köylerinde gizli bir hazine keşfedilmeyi bekliyor. Tarihi ahşap serenderler altı adet direğin üzerindeki dengesiyle tam bir mühendislik harikası. Geçmişte güvenilir bir ambar vazifesi gören bu yapılar özelliklerini üzerinde yükseldikleri direkler ve ucundaki yuvarlak büyük taşlara borçlu. Direklerinin üzerindeki yuvarlak taşlar dengede kalmalarını sağlarken aynı zamanda fare girmesine de imkan vermiyor. Serenderlerin üstü ambar işlevi görürken altı yazın sıcaklığına karşın serin bir ortam sunuyor. Pekmez yapılıyor, odunlar, malzemeler saklanıyor. Yalnız basit bir kulübe ya da ambar değil, bazı örneklerinde ahşap oyma tekniğiyle yapılmış zengin süslemelerle estetik bir sanatı da görmek mümkün.


100-150 yıllık bu kültürel değer şimdilerde kaybolup gitmenin eşiğinde. Tayland mimarisi bongalov tipi evler ülkemizde yaygınlaşırken Karadeniz’in mühendislik harikası serender yapıları her geçen gün çürümeye ve yıkılmaya yüz tutuyor. Tek katlı ve verandalı bungalov evler Tayland’ın geleneksel evlerine karşılık geliyor. Karadeniz’in geleneksel yapıları serenderlerin ise henüz bu potansiyeli fark edilebilmiş değil. Sinop’un Erfelek ilçesi Kaldırayak köyü Kuz Mahallesi’nde bugüne kadar korunabilmiş 3 adet örneği mevcut. Geçmişte ambar olarak kullanılsalar da turistlerin konaklayabileceği imkanlara da sahipler. Bu yapıların korunması ve yenilerinin yapılıp yaygınlaştırılması isteniyor.


Kuz Mahallesi’nde evi bulunan Erfelek Merkez Mahallesi Muhtarı Abdullah Bilik serenderleri şöyle anlattı:


“100-150 yıl önce bunlar ambar olarak kullanılıyordu. Burada rençberlik olduğu için vatandaş, buğdayını, mısırını, arpasını, yulafını kendi yiyeceğini hayvanı için yemini burada korumuş. Göz göz yapmışlar bunu 6 direk üzerinde yükseliyor. Bizim yöremiz yağmurlu olduğu için Eylül aylarında altında tezgahlarını kurarlar pekmez yaparlar. Bunun 8 ayaklısı da var. Bunların altına odun konabilir. Kağnı arabası olan onu koyar. Sabanıydı dımrığıydı bu şekilde burada muhafaza ederler.”



"Çevrede 3 -5 tane kaldı turizme açılsa güzel olur"


Serenderlerin sahip olduğu potansiyeli ortaya koyan Abdullah Bilik, “Ayaklı olmasının sebebi farelerden korumak içindir. Fare girmemesi için ve düzgün terazide durması için böyledir. Farenin girmemesini sağlayan altına ayakların en üstüne yerleştirilen yuvarlak büyük taşlardır. Fare onu geçemez. İnsanlarımız bunu düşünmüşler o şekilde bunu kurmuşlar. Büyükşehirlerde yaşayan insanlar bunu bilmez bu ev niye havada der. Bazı yerlerde bunları eve de çevirebiliyorlar. Altını çevirip dubleks gibi kullanıyorlar. Eskiden her evin bir ambarı vardı. Şimdi ya 3-5 tane bulursun ya bulamazsın. Bakım olmadığı için çöküyor. Öyle olunca da fırıncılara odun olarak bunu alıyorlar. Bungolov evleri gibi de olabilir bunlar. Bir pansiyon gibi kullanılsa turizme açılsa güzel olur. Bunu vatandaş vermiyor zaten yazın geliyor. 3-5 gün kalıyor bu kalsın kültürel değerimiz yok olmasın diyor. Sonra kendi haline terk edilmiş gibi kalıyor bunlar. Bu şekilde aslında değerlendirmek lazım” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Hava sıcaklığı artarken çıkan haşerelere karşı uzmanı uyardı Havaların ısınması ile birlikte kış uykusundan uyanacak canlılar ve haşereler konusunda bilgiler veren Veteriner Hekim Serkan Eroğlu, “Sıcak havalarda müstakil bağ evlerine göçecek vatandaşlarımızın evlerinde düzenlemeler yapması gerekiyor” dedi. Isınan havalarda evlerin etrafındaki su birikintileri ve otların temizlenmesi gerektiğini söyleyen Eroğlu, “Havaların ısınması ile birlikte kış uykusuna yatan yılan, akrep, sarıkız, kene ve sivrisinek gibi canlılar uyanmaya başladılar. Bununla birlikte insan sağlığı için de tehlikeli durumlar oluşmaya başladı. Özellikle keneler ve sivrisinekler olsun. Bundan sonraki dönemde tabi ki havaların ısınması ile birlikte insanlarımız yağışların da gelmesiyle birlikte bağlara doğru göçecek. Artık evlerimizden, müstakil bağ evlerimize doğru göçeceğiz. Tabi ki kış dönemi boyunca oradaki karların altında kalmış olan ağaçların yapraklarının dökülmesi ile o yaprakların altında kış uykusuna yatan akrep olabilir, çıyan olabilir veya sarıkız dediğimiz canlılar aktif hale geliyorlar. Şimdi bağlarına göçecek olan vatandaşlarımızın evlerinde düzenlemeler yapmaları gerekiyor. Bu bodrumda olsun veya bahçeli yerlerdeki bu birikintileri ya da atık otları düzenli bir şekilde temizleyecekler hatta bir takım ilaçlamalarla da evlerinin etrafını ilaçlayacaklar. Çünkü bu canlıların ısırmaları veya sokmalarına maruz kalmamak için dikkatli olmaları gerekiyor. Mesire alanında bir yeşillikte veya bir su kenarında piknik yapacak vatandaşlarımız ise çizme gibi şeyler giymeliler. Özellikle buralarda dolaşırken, çünkü otların arasındaki yılan olsun veya başka canlıları tam olarak göremedikleri için bu şekilde önlem alabilirler. Sonuç olarak bu bölgeler o canlıların yaşam alanı ve biz onların yaşam alanlarına girmiş oluyoruz” dedi. Özellikle mesire alanlarında keneye karşı vatandaşların çok dikkatli olması gerektiğini belirten Serkan Eroğlu, sözlerine şu şekilde devam etti: “Tabi havaların ısınmış olması ile birlikte keneler birçok hastalığı nakleden canlılardır. En başta kırım kongo kanamalı ateşi hastalığını. Vatandaşlarımızın özellikle mesire alanlarına gittiklerinde, bu hayvanların mera dediğimiz yayılım alanlarından uzak yerlerde piknik yapmaları vatandaşlarımız için daha sağlıklı olur. Bu keneleri uzaklaştırıcı veya kovucu spreyler ya da onun dışında ilaçlarda kullanabilirler. Piknik yapacaklar ise çimenlerin yanına oturmadan ziyade ayaklarına kalın bir çizme ve ya poşet gibi koruyucu galoşlardan giyebilirler. Açık renkli kıyafetler giymeleri daha uygun olur. Çünkü siyah renkli, yassı bir yapıda oldukları için açık renkli kıyafetlerde bu hayvanları görmemiz daha rahat olur. Eğer ki vatandaşlarımız kene ısırmasına maruz kalmışlar ise öncelikle en yakın bir sağlık ocağına gitmeleri, kendilerinin çıkarmamaları gerekiyor. Doktor kontrolünde kenelerin çıkarılması gerekiyor. Piknik alanlarını gayet iyi seçmeliler. Havaların ısınması ile birlikte keneler artık aktif duruma geçecek kan emmek için canlılar arayacaklardır. Buna istinaden de aktif olan keneler insanların üzerine ya da koyun, keçi veya büyükbaş gibi hayvanlara, sokak hayvanlarına, evcil hayvanlarımızın üzerine de yapışabilirler. Bu durumda da dikkatli olmamız gerekiyor. Mera alanlarından veya piknik alanlarından döndükten sonra sürekli kontrollerimizi yapmamız gerekiyor.”