- 05 Mayıs 2021 Çarşamba 11:01

Sinop’ta 28 yaşındaki engelli genç kız yürüyebilmek için yardım bekliyor

A
A
A
Sinop’ta 28 yaşındaki engelli genç kız yürüyebilmek için yardım bekliyor

Sinop’ta 16 yıl önce geçirdiği beyin ameliyatı sonrası belden aşağısı felç kalan genç kız tekrar yürüyebilmek için yardım bekliyor.

Sinop’ta 16 yıl önce geçirdiği beyin ameliyatı sonrası belden aşağısı felç kalan genç kız tekrar yürüyebilmek için yardım bekliyor.


Sinop merkeze bağlı Taşmanlı köyü Şekerli Mahallesi’nde yaşayan 28 yaşındaki Hanife Şekerli, çocukken geçirdiği beyin ameliyatı sonrası 16 yıldır felçli olarak yaşamını sürdürüyor. 12 yaşında geçirdiği beyin tümörü ameliyatı sonrası yürüme yeteneğini kaybeden genç kız, o günden bu yana ailesinin ve çeşitli yürüme aletlerinin yardımı ile hayata tutunmaya çalışıyor. Tek isteğinin yürümek olduğunu söyleyen Hanife Şekerli, maddi imkânsızlıklar yüzünden tedavi olamadığını belirterek, yetkililerden ve yardımsever vatandaşlardan yardım bekliyor.



"Doktor o zaman ’ameliyat etmezsem iki ay ya yaşarsın ya yaşamazsın’ dedi"


Kendisine iyi bir tedavi uygulandığında tekrar yürüyebileceğini söyleyen Hanife Şekerli, "Ben sekizinci sınıfa giderken sağ ayağımda bir topallama başladı. O topallamayı biz ilk başlarda pek umursamadık ve zamanla bu topallama artmaya başladı. Bir gün okulda ben kaza geçirdim, okul müdürüm beni araçla hastaneye kaldırdı. Sinop Devlet Hastanesi nöroloji doktoruna gittiğimizde filimler ve emar (MR) çekildi ve beynimde tümör olduğu ortaya çıktı. Buradaki doktorum zaten ameliyatı yapmadı Samsun’a sevk etti. Samsun’da 2004 yılında ameliyat oldum. Ameliyattan sonra zaten tamamen yürüyemedim. Ameliyatımda çok geç kalınmış. Hastaneye gittiğimde zaten tümör bütün vücudumu sarmıştı. Sağ tarafıma giden sinir sistemini iptal etmişti. Doktor o zaman ’ameliyat etmezsem iki ay ya yaşarsın ya yaşamazsın’ dedi. ’Ameliyat edersem de yürüyemezsin’ dedi. Biz ameliyat yaptırmaya karar verdik ve ameliyat oldum. Ameliyattan sonra yürüyemedim. O zaman doktorum ’ilerde tıp gelişir, yürüme ihtimalin olabilir’ demişti. Sonra ben 2012 yılında özel bir kurumda fizik tedavine başladım. 2018’e kadar tedavi gördüm. Tedavime haftada bir gidiyordum ama sürekli yapılmıyordu. Sürekli üzerine düşüldüğü zaman tedavim sonuç vermeye başlamıştı. 2013 ile 2014 yılları arası tedavimin üstüne biraz fazla düşüldü. Hem özel kurumda hem evde hareketlerimi yapınca destekle de olsa basmaya başlamıştım. Ondan sonra raporum kesildi, hastaneye devroldum. Sinop Atatürk Devlet Hastanesi’nde ara ara seans gördüm. Sonra araya ağabeyimin ölümü girdi, pandemi girdi, hastanedeki tedavilerim de yarım kaldı” dedi.



“Yürüyebilmem için 50 bin TL’ye ihtiyacımız var"


Kök hücre tedavisi ile yürüme şansının yüksek olduğunu söyleyen Şekerli, bu tedaviyi karşılayacak maddi imkanların olmadığını belirterek yetkililerden yardım istedi. “16 senedir yatağa bağlıyım, kök hücre tedavisi bana da umut olsun istiyorum“ diyen Şekerli şunları söyledi: ”Fizik tedavi gördüğüm özel kurumdaki doktorum ile bu süre zarfında irtibatımı kopartmadım. Doktorum şu anda Eskişehir Üniversitesi’nde araştırma hastanesinde. O doktorum beni kök hücre tedavisine yöneltti. ’Yüzde seksen yürüme şansım olduğu’ söylendi. O dönemde 2013-2014 döneminde bunun ücreti çok yüksekti benim karşılayabileceğim ücret değildi. Ücreti karşılayamadığımız için kaldı. Şu an benim için kök hücre tedavisi yüzde seksen daha avantajlı yürüme şansım var. Kök hücre tedavisinin araştırmasını da yaptım, çoğu kişiye umut olmuş. Ben de bu umuda dahil olmak istiyorum, yürümek istiyorum. 16 senedir bu haldeyim. Birçok tedavi gördüm, bir sonuç alamadım. Maddi durumumdan dolayı çok uzak hastanelere de gidemedim. Ben kendi araştırmalarımla kök hücre tedavisini buldum. Çoğu kişiye umut olmuş, bana da umut olsun istiyorum. 2013 ile 2014 yılları arasında bu kök hücre tedavisinin ücretini bana bir seans için 25 bin TL olduğunu öğrenmiştim, ikinci seansa da gerek olacağı söylendi. Yani yürüyebilmem için 50 bin TL ihtiyacımız var. Bunu karşılayacak durumum yok. Bir tek yürüyemiyorum, annemin babamın yardımıyla oturup kalkabiliyorum. 16 senedir yatağa bağlıyım. Az da olsa yürümek koşmak ihtiyaçlarımı kendim kimseye bağlı kalmadan görmek istiyorum."


Baba Rahmi Şekerli ise ”Kızımı maddi imkansızlıklar yüzünden tedavi ettiremedik. Yetkililerden kızımın tedavisi konusunda yardım istiyorum" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.