KÜLTÜR SANAT - 04 Ağustos 2021 Çarşamba 09:52

Şırnak Gabar Dağında bin 700 yıllık manastır keşfedildi

A
A
A
Şırnak Gabar Dağında bin 700 yıllık manastır keşfedildi

Huzur ve Güven ortamın sağlanmasıyla Şırnak Gabar Dağı’nda turizme katkı sağlayacak bir manastır gün yüzüne çıkartıldı.

Huzur ve Güven ortamın sağlanmasıyla Şırnak Gabar Dağı’nda turizme katkı sağlayacak bir manastır gün yüzüne çıkartıldı.


40 Yıla aşkın bölgede devam eden terör saldırılar sonucu yasaklı bölge olan Gabar Dağı, güvenlik güçlerinin başarılı operasyonları sonucu teröristlerden temizlendi. Terörden arındırılan bölgede vatandaşların trekking yapığı sırada bin 700 yıllık manastır keşfedildi.


Şırnak Üniversitesi Genel Sekreteri Doç. Dr. İbrahim Baz’ın bir grup ile Gabar Dağına yaptıkları doğa yürüyüşünde keşfedilen yerleşim yerinde 50 ev ve devasa bir manastır ile karşılaştılar.


Doç. Dr. Baz, ülkenin güneydoğusunda bulunan ama daha çok terörle anılan Şırnak’ın esasında saklı ve derin bir tarihin merkezi olduğunu ifade etti. Baz, “Sebebi şudur Cudi Dağı ve Gabar Dağı, Namaz Dağı gibi büyük dağlar etrafında tarih boyunca birçok inanca sahip, dine sahip çok farklı etnik gruplar yaşamışlardır. Bir diğer konuda Bizans, Sasani, Osmanlılar, Persler gibi farklı medeniyetlerinde tam kavşak noktası olduğu için bir hibrit kültürü vardır. Çok farklı kültürlere ait tarihi kalıntılar burada bulunmaktadır” dedi.



"Cudi Dağı malum Hz. Nuh’un gemisinin indiği yerdir"


Cudi Dağı malum Hz. Nuh’un gemisinin indiği yer olduğunu aktaran Baz, Cudi Dağı kadar meşhur bir yer daha var olduğunu söyledi. Baz, "Şırnak il sınırları içinde bulunan Gabar Dağı, hikayesi ve tarih ve tanıtımı ile alakalı çok fazla kaynak elimizde yok. Ancak Keldaniler, Süryaniler ve Nasturiler açısından burası çok önemli bir dağ. Manastırlar dağı olarak adlandırdıkları bir yerdir. Şu an Manastırlar Dağı olarak bilinen Gabar Dağında bir köydeyiz. Burasının adı yukarı Dera ve bir Süryani köyüdür. Burası milattan sonra 300 yılda kurulmuştur. Kadim bir köy yani ilk Hristiyanlık şehirlerinden köylerinden bir tanesidir. Burada bir manastır var, bu manastırın hem kilisesi var. Hem de burada öğrenciler Hristiyanlık üzerine ders almışlardır. Yaklaşık bin 700 yıllık bir tarihi olmasına rağmen 1988 yılından itibaren maalesef terör örgütünün bölgede yapmış olduğu hakimiyet kurma çabalarından dolayı bu köy boşaltılmış durumdadır. Bugün bizde bu köyü gezmeye görmeye buraları tarihi kaynaklardan tanırken görmeye geldik. Gördük ki bunu yaklaşık 40-50 civarında ev var. Bu evlerin tam ortasında bir tane manastır var. Manastırın hala bir kısmı duruyor. Üzerinde haç işaretleri yapılmış durumdadır. İsteğimiz ve dileğimiz şudur. Bir gün buradan terör tamamen bittiği zaman, devletimizin buralar ile alakalı güçlü bir şekilde yatırımları devam ediyor ve bunun artmasıdır. Türkiye’de özellikle dağ sporlarının, trekking, dini alandaki turizm açısından baktığımız zaman Gabar Dağı Türkiye’de çok güzel üç yerden bir tanesidir. İnşallah bu güvenlik ortamı sağlanır. Hangi dinden hangi inançtan olursa olsun, bu dağlarda önceden yaşanmış veya dağcılığa ve inanç turizmine merak salmış insanlar gelirler ve bu Gabar Dağın güzel tarafını görme imkanına kavuşurlar. Bu manastır Mor Aho denilen bir şahıs tarafından kurulmuştur. Süryaniler arasında Mor Aho olarak anılan bir manastırdır. Gabar Dağı manastır dağı olarak bilinirken, bu Mor Aho Gabar Dağı’nda ilk kurulan manastır. Gabar Dağı üzerinde kurulan ilk köydür, ondan sonra da çok sayıda köy ve manastır kurulmuştur” dedi.


Ziyaretçilerden Akif Özek ise hiç görmedikleri ve rotası bile belli olmayan bu manastıra kendi imkanlarıyla vadi boyunca tırmanarak geldiklerini kaydetti. Özbek, “Yukarı Dera, diye bir manastırın olduğunu söylediler. Tabi geldikten sonra baya keşfettikten sonra daha önce burada yaşayan halkın dağın etrafında bir patika yoldan geldiğini gördük. Oradaki rotadan geri dönüş sağladık. Geldiğimiz zaman da muazzam bir manastır ile karşılaştık. Böyle bir manastır beklemiyorduk. Aslında yüzyıllardır burada kurulan bir manastırın hala kolonlarının duvarının çemberlerin hepsinin ayakta olduğunu gözlemledik” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun ‘Afrika çöl tozları çocukları daha fazla etkiliyor’ Çöl tozlarının solunum yolu hastalığı olanları olumsuz etkileyebileceğine değinen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nurhan Köksal, “Çöl tozlarının yoğun olduğu günlerde özellikle çocuklar ve solunum sistemi rahatsızlığı olanların sağlığı olumsuz etkilenmektedir” dedi. Liv Hospital Samsun Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nurhan Köksal, Afrika çöl tozları hakkında bilgilendirmelerde bulundu. “Astım hastaları dikkat etmeli” Çöl tozlarının solunum yolu hastalığı olanları olumsuz etkileyebileceğine değinen Prof. Dr. Köksal, “Çöl tozlarının yoğun olduğu günlerde özellikle çocuklar ve solunum sistemi rahatsızlığı olanların sağlığı olumsuz etkilenmektedir. Erişkinlerde özellikle solunum yetmezliği olanlarda, astım, KOAH, bronşiektazi ve solunum yolları rahatsızlığı olanlarda problemler daha belirgin şekilde ortaya çıkar. Ayrıca çocuk yaş grubu da en fazla etkilenen grubunu oluşturmaktadır” diye konuştu. “Solunum yolu enfeksiyonlarına neden olabilir” Çöl tozlarının, solunum yolu enfeksiyonlarına neden olduğunu dile getiren Prof. Dr. Köksal, “Çöl tozlarının havada fazla miktarda bulunması, mukozal yüzeyler ile teması gözde, burunda ve solunum yollarında direk tahriş edici etkisiyle rahatsızlık verebilir. Özellikle alerjik bünyeye sahip kişilerde ve KOAH, astım gibi solunum yolu hastalıkları bulunan kişilerde bu tahriş edici etkisi daha yoğun olarak karşımıza çıkabilir. Toz miktarının arttığı durumlarda normal sağlıklı bireylerin de solunum yolları etkilenmektedir. Bu tahriş edici etkisinden başka, toz partiküllerine bakteri ve virüsler bağlı kalarak solunum yolu enfeksiyonlarına da neden olabilir. Böyle durumlarda solunum yolu enfeksiyonlarının artmasının bir nedeni de artan toz miktarının güneş ışığını ve ultraviyoleyi engelleyerek yine havada mikroorganizmaların uzun süre kalmalarına neden olmalarıdır” şeklinde konuştu. “Zorda kalmadıkça dışarı çıkmayın” Prof. Dr. Köksal, “Tüm bu olumsuz şartlarda akciğer sağlığımızı koruyabilmek için özellikle kronik solunum yolu ve astımı olan hastalarımızın, toz yoğunluğunun fazla olduğu dönemlerde zorunlu kalmadıkça dışarı çıkmamaları, ev havalandırmalarını bu dönemlerde yapmamalarını ve maruziyet olduğu dönemlerde mutlaka maske takmalarını öneriyoruz” ifadelerini kullandı.
Kayseri Başkan Çolakbayrakdar, “Çözüm merkezi, Kayseri’nin en torpilli numarasıdır” Kocasinan Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü bünyesinde hizmet veren Çözüm Merkezi ile vatandaşların talepleri çözüme kavuşturuyor. Çözüm Merkezi’ni en torpilli numara olarak niteleyen Başkan Çolakbayrakdar, “Özellikle başımızın tacı olan vatandaşımızı önemsiyoruz ve beklentilerini hızlı bir şekilde karşılamak için merkezimizle sonuç odaklı çözüm üretiyoruz” dedi. Çözüm Merkezinin tüm belediyecilik hizmetlerini tek bir çatı altında aktaran bir birim olduğunun altını çizen Başkan Çolakbayrakdar, “ 25 Ağustos 2016 yılında hayata geçirdiğimiz Çözüm Merkezi, torpilli telefon numarasıdır. Çünkü vatandaş benden bir talepte bulunduğu zaman bende 0(352) 222 70 00’nolu numarayı arayıp, söylüyorum. Bundan dolayı torpilli hat diyoruz. Herkesin rahatlıkla ulaşabileceği ve herkesin belediyeyle olan taleplerini bu hat üzerinden yönetebileceği bir telefon numarasıdır. Bir telefonla belediyenin tüm birimlerine ulaşabileceğiniz ve hizmeti vatandaşın ayağına götüren bir iletişim hattıdır. Biz diyoruz ki; ‘Kocasinan Belediyesi’ne ve ‘Başkana’ her turlu ulaşabilirsiniz. Aynı zamanda bu uygulama ilçe sakinlerimizle belediyeyi birlikte yönetme tarzıdır. Vatandaşlarımızın beklentilerini isteklerini ve taleplerini yerine getirebiliyorsak, vatandaşlarımızı mutlu edebiliyorsak yönetim tarzı olarak doğru bir yönetim sergiliyoruz demektir. Bu anlayışı da sahaya yansıtma noktasında atmış olduğumuz önemli adımlardan bir tanesidir” ifadelerini kullandı. “ÇÖZÜM MERKEZİYLE TALEPLERE ANINDA YANIT VERİYORUZ” Çözüm Merkezi ile daha hızlı iletişim ve operasyon refleksi daha yüksek belediyecilik yaptıklarına dikkat çeken Başkan Çolakbayrakdar, “Vatandaşımız, bizim baş tacımızdır. Vatandaşımızı önemsiyoruz ve beklentilerini hızlı bir şekilde karşılamak için Çözüm Merkezi ile sonuç odaklı çözüm üretiyoruz. Özellikle pandemi süreci gibi hiç evinden çıkamayan vatandaşımızın yanında olduk. Yani Kocasinan Belediyesi hiç düşünmediğiniz zaman ansızın yanınızda oluyor. Sadece talep değil, zaman zaman vatandaşımızın memnuniyetini ve teşekkürlerini alıyoruz. Ayrıca Çözüm Merkezinin yazılımı tamamen belediye personelimiz tarafından yapılmış olan bir sistemdir. Her türlü iletişim kanalından bizlere ulaşılıyor. İlçe sakinlerimiz, isteklerini yüz yüze iletebilmenin yanı sıra her türlü iletişim kanalı; sosyal medya, Kocasinan Belediyesi’nin web sitesi, mobil uygulamalı cep telefonu ve Watsapp hattı 0(352) 222 70 00’ nolu telefon numarasından her şekilde belediyeye anında ulaşabiliyor. Kocasinan Belediyesi hem 7/24 saat çalışan bir belediye hem de 7/24 saat ulaşılan bir belediyedir” diye konuştu.
Zonguldak ZBEÜ Hemşirelik Bölümü öğrencileri üniformalarını giydi ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Hemşirelik Bölümü birinci sınıf öğrencileri için bu yıl ilki düzenlenen 2023-2024 Akademik Yılı Üniforma Giyme Törenine katıldı. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü 2023-2024 Akademik Yılı Üniforma Giyme Töreni gerçekleştirildi. Sezai Karakoç Kültür Merkezi’nde düzenlenen törene ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Bekir Hakan Bakkal, Prof. Dr. Servet Karasu, Genel Sekreter Prof. Dr. Zehra Safi Öz, senato üyeleri, akademisyeneler, öğrenciler ve aileler katıldı. Törenin açılışında konuşan Hemşirelik Bölümü Bölüm Başkanı Doç. Dr. Nurten Taşdemir, üniforma giyme törenin bu yıl ilkini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadıklarını dile getirdi. Ardından kürsüye çıkan Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sibel Koçak, ilk üniformalarını giyen öğrencilere mesleğe önemli bir adım attıklarını dile getirerek, “Bugün giyeceğiniz üniformalarınızı meslek hayatınız boyunca gururla üzerinizde taşımanızı, üniversitemizi ve ailenizi gururlandırmanızı aynı zamanda meslek hayatına çok iyi hazırlanmanızı temenni ediyorum. Sizler gerek ülkemizde gerekse dünyada bütün sağlık sistemlerine kolaylıkla uyum sağlayabilecek kabiliyette olup bununla beraber günümüzün modern sağlık sistemlerinin farkında olarak bilimin ışığında yetişecek nesillersiniz. Her birinizin kariyerlerinde çok güzel yerlere gelmenizi, ülkemize ve geleceğimize sağlık alanında katkı sağlayan bireyler olacağınıza tüm kalbimle inanıyorum. Yolunuz açık, hemşirelik mesleğine atacağınız ilk adımınız hayırlı ve uğurlu olsun” diye konuştu. ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, üniversitenin sağlık alanında sunduğu nitelikli eğitimle geleceğin sağlık profesyonellerini donanımlı bir şekilde yetiştirdiklerini belirtti. Pandemi dönemiyle hemşirelik mesleğinin önemine bir kez daha şahit olunduğuna dikkat çeken Özölçer, hemşire adaylarına mesleklerini özveriyle yapmaları hususunda tavsiyelerde bulundu. Öğrencilerin meslek hayatlarına ilk adımlarını atmalarının heyecan verici bir dönem olduğunu vurgulayan Özölçer, tebrik ederek başarılarının devamını diledi. Konuşmaların ardından hemşirelik bölümü öğrencilerine Rektör Özölçer ve Senato Üyeleri tarafından üniformaları giydirildi. Toplu fotoğraf çekiminin akabinde tören sona erdi.