GENEL - 13 Mayıs 2022 Cuma 11:02

Beş bin yıllık sistemde ekmek üretti, talepleri yetiştiremiyor

A
A
A
Beş bin yıllık sistemde ekmek üretti, talepleri yetiştiremiyor

Sivas’ta bir girişimci 5 bin yıllık kuyu tandır sistemini geliştirip seri üretime geçti, köylü kadınların istihdam edildiği işletmede üretilen tandır ekmekleri yurdun dört bir yanından rağbet görüyor.

Sivas’ta bir girişimci 5 bin yıllık kuyu tandır sistemini geliştirip seri üretime geçti, köylü kadınların istihdam edildiği işletmede üretilen tandır ekmekleri yurdun dört bir yanından rağbet görüyor.


Sivas’ın Ulaş ilçesinde yaşayan Erdem Çıldır, Anadolu’da yok olma noktasına gelen 5 bin yıllık kuyu tandırcılığına farklı bir ivme kazandırdı. Çıldır az sayıda köyde kadınların ekmek yapımında kullandığı kuyu tandır geleneğini ticarileştirmeyi başardı. Köylü dört kadın istihdam eden Çıldır, 5 bin yıllık geleneklere bağlı olarak ürettiği ekmekleri yurdun dört bir yanına satıyor.



Kargo ile dört bir yana gönderiyor


Sivas’ta ata tohum buğdaylardan üretilen doğal un ve Tecer Dağı’ndan gelen suyla yoğrulan hamur, maya katılmadan bir gece bekletilip sabah kuyu tandırda yanan meşe odunuyla pişiriliyor. Tazeliğini birkaç gün koruyan kuyu tandır ekmekleri buzdolabına konulduğunda haftalar sonra bile tüketilebiliyor. Günde yaklaşık bin adet üretilen ekmekler tanesi 3 TL’den yurdun dört bir yanına pazarlanıyor. Sivas dışından gelen talepler kargo aracılığı ile tüketicilere ulaştırılıyor. Kargo ücreti alıcı tarafından ödenmesine rağmen il dışından talepler bir hayli yüksek. İl dışından gelen taleplerde ilk sırayı İstanbul alıyor.



Köylü kadınlar çalışıyor


Girişimci Erdem Çıldır, işletmede işi bilen köylü kadınların istihdam edildiğini belirtip, “4 tane kadın istihdam ediyoruz şu anda bir tanesi izinde. Daha çok kadınların iş hayatına atılıp evlerine destek olmaları için uğraşıyorum. Aklıma hem bizim kazabileceğimiz hem de kadınların kazanabileceği bir iş fikri olarak geldi. Geleneksel bir iş tandırımızı kurduk, burada ablalarımızla birlikte çalışıyoruz ekmeğimizi kazanıyoruz. Talepler güzel ekmeğin tadı beğeniliyor. Hamurunu akşamdan maya katmadan yoğuruyoruz ekşili olarak hazırlıyoruz. Sabah gelince yumaklar tutuluyor daha sonra ekmeğimizi çıkarmaya başlıyoruz” dedi.



Yeni tandırlar kuracak


Çıldır, talepleri yetiştiremediği için yeni tandırlar kurup personel sayısını arttırmayı düşündüğünü ifade edip, “Talepler çok olumlu yönde herkes ekmeği beğeniyor çünkü artık yapılamıyor. Bu zor bir iş artık evdeki ablalar yaşlandığı için yapılamıyor. Tandır ekmeğine özlem duyulduğu için bol miktarda rağbet var. Bayağı popüler bir hal aldı talepler doğrultusunda İstanbul, Ankara ve çeşitli illere yolluyoruz. Sivas merkez ve ilçelerden özellikle gelip ekmeğimizi alan birçok insan var. Kadınlar hayatta her alanda ön planda oldukları sürece o toplum ilerler. Biz de bu amaçla sadece kadınların çalışabilmesi için bu işi yaptık. Bundan dolayı mutluyum, cehaletin tek korkusu kadındır, kadın öğrendikçe öğretir. Biz de o mizahi sözlerle ilerliyoruz. Şu anda 4 kişi çalışıyoruz daha fazla kadın istihdam etmek istiyoruz fakat eleman bulamıyoruz. Eğer olursa 2 ve 3’üncü tandırı kurup daha fazla istihdam etme şansına sahibiz” diye konuştu.



Kadın çalışanlar memnun


İşletmede çalışan Dilek Köse, yaptıkları işten dolayı mutlu olduklarını belirterek şunları söyledi:


“Erdem bizim komşumuz, böyle bir iş yeri açarak kadınlar için güzel bir istihdam alanı oluşturdu. Biz de faydalanmak istedik. Şu an herkesin ihtiyaç duyduğu güzel bir işimiz var. Unutulmaya yüz tutmuş ve herkesin özlem duyduğu bir iş yapıyoruz. Erdem buna vesile oldu biz de yardımcı oluyoruz. Elimizden geldiğince de bu işi devam ettirmeye çalışıyoruz. Hamuru akşamdan yapıyoruz sabah geldiğimizde yumakları yapıyoruz. Belli bir ısınma süreci olduğu için tandırımızı yakıyoruz. Daha sonra da lavaşı yapmaya başlıyoruz. Talebe göre yufka ve diğer ekmek çeşitlerini de yapmaya çalışıyoruz. Bir bayan olarak olarak evimize katkı sağlayıp kendi ayaklarımızın üzerinde durabiliyoruz. Diğer çalışan bayanlar 50 yaşın üzerinde hiç çalışmamış kişiler o anlamda da güzel bir vesile oldu.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Miniklerden coşkulu 23 Nisan kutlaması Mersin’de 1. sınıf öğrencilerinin, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlama töreni büyük ilgi gördü. Minik kalpler, Mersin Üniversitesi Spor Salonunda düzenlenen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlama törenini, salonu dolduran öğretmen ve velilerini gösterileri ile gururlandırdılar. Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun 104. yılı ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını, Mersinli Ahmet İlkokulu 1. Sınıf öğrencileri, büyük bir coşkuyla kutladı. Mersinli Ahmet İlkokulu Müdürü Yusuf Baltacıoğlu, okul idarecileri, öğretmenleri, velileri ve öğrenciler birlikte çalışarak unutulmaz bir bayram kutlaması organize ettiler. Program, öğrencilerin hazırladığı dans gösterileri,müzik performansları,izleyicilere unutulmaz anlar yaşattı. Öğrenciler, sahnede yeteneklerini sergilerken, veliler de gururla izlediler. Ulusal egemenliğin sembolü olan TBMM’nin kuruluşunun 104. yıl dönümü olduğunu belirten Mersinli Ahmet İlkokulu Müdürü Yusuf Baltacıoğlu, "Bugün toprakları yağmalanan yüce bir ulusun, düşmanlarını yurttan atmak için ant içtiği gündür. Bugün yok edilmeye çalışılan bir ulusun tek bilek, tek yürek haline geldiği gündür. Bugün, harcı atalarımızın asil kanlarıyla yoğrulan, ulusal egemenliğimizin Türk çocuklarına bayram olarak armağan edildiği gündür. Bugün, dünya çocuklarının her yıl ülkemizde kutladığı ilk ve tek bayram günüdür. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramıdır. Kutlu olsun" dedi. Baltacıoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bugünlere kolay gelmediğini, bu kutsal topraklar uğruna yüz binlerce şehit ve gazi verildiğini aktararak, "23 Nisan gibi milli bayramlarımızın önemli bir anlamı daha vardır. Bu bayramlar, birlik ve beraberliğimizi pekiştirdiğimiz, millet olarak tasada ve kıvançta bir olduğumuz günlerdir. Bu günde bizlere bu cennet vatanı, canları ve kanları pahasına emanet eden atalarımızın emanetlerini nasıl daha iyi koruyarak ve geliştirerek, yarınlara taşıyabileceğimizi konuşmalı ve düşünmeliyiz. Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önderimiz Atatürk’ü büyük kılan sadece bıraktığı eserler değildir. Aynı zamanda yıllar öncesinden bugünü okuyabilmesi ve bugünlerimize de ışık tutan adımları atarak, ülkemize çağdaş medeniyetin yolunu açmasıdır" diye konuştu.