Sınırları içerisinde yüzden fazla tescilli tarihi eseri barındıran Divriği, açık hava müzesi olma özelliği ile dikkat çekiyor.
Yukarı Fırat havzasının İç Anadolu sınırı yakınında yer alan Sivas’ın Divriği ilçesi, yüzden fazla tescilli tarihi yapı ile açık hava müzesi olma özelliği taşıyor. Hititler zamanından bu yana yerleşim alanı olarak kullanılan Divriği, Malazgirt Meydan Muharebesinden sonra Türk Egemenliğine girerken Anadolu’da Türkler tarafından inşa edilen bir çok eşsiz esere de ev sahipliği yaptı. Süleyman Şah’ın oğlu Ahmet Şah tarafından 1228 yılında inşa ettirilen Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası, Türkiye’deki UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine giren ilk eser oldu. İlçede Mengüçekoğulları tarafından inşa edilen Kesdoğan kalesi ise Anadolu’da ki ilk Türk kalesi olma özelliği taşıyor. Bunların yanında ilçede 52 tescilli; kümbet, han ve köprü gibi eser bulunuyor. İlçede aynı zamanda 119 tescilli sivil mimari yapı yer almakta.
İlçeyi ziyaret eden pişman olmuyor
Divriği Kaymakamı Muhammet Öztabak, Divriği’yi ziyaret edenlerin kesinlikle pişman olmayacaklarını belirtip, “Divriği bir açık hava müzesi. Ulu camisi ile kalesi ile konakları ile hanları ile hamamları ile köprüleri ile bir çok tarihi eseri görmek mümkün. Yaklaşık 52 tescilli tarihi eserin yanı sıra 119 tane de sivil mimari ile yapılmış tescilli eser var. Anadolu’da ki yapılmış eşsiz eserleri burada görebilirsiniz. Divriği kalesi ve hemen karşısında Anadolu’da ki Türklerin ilk inşa etmiş olduğu Kesdoğan kalesini görebilirsiniz. Kümbetlerimiz var. Divriği ilçemiz aynı zamanda Doğu Ekspresinin de güzergahındadır. Bu güzergahta Çaltı çayının eşsiz manzarasını görebilirsiniz. Divriği gerçekten gezilmesi görülmesi gereken Anadolu’nun ortasındaki muazzam eserlerden birisi. Tüm misafirlerimizi bekliyoruz. Buraya gelen kesinlikle pişman olmaz” dedi.
