KÜLTÜR SANAT - 22 Mayıs 2022 Pazar 10:34

Kafeden çok müzeyi andırıyor

A
A
A
Kafeden çok müzeyi andırıyor

SİVAS (İHA) – Sivas’ta Olgaç ailesi, 57 yıl önce başlayan antika tutkusu ile yaklaşık 4 bin eser topladı.

SİVAS (İHA) – Sivas’ta Olgaç ailesi, 57 yıl önce başlayan antika tutkusu ile yaklaşık 4 bin eser topladı. Eserler ailenin işlettiği kafede sergileniyor.


Olgaç ailesinin antika merakı 1967 yılında baba Seyfettin Olgaç ile başladı. Hobi amaçlı topladığı antika objelerle süslediği çay ocağını işleten Olgaç, bu tutkusunu ilerleyen yıllarda yanında çalışan oğlu Muhabbet Olgaç’a da aşıladı. Olgaç, bu tutkuyu zamanla ilerleterek kardeşi Hamit Olgaç ile Sivas başta olmak üzere Türkiye’nin birçok şehrinden antika objeleri topladı. Dedesinin ismini taşıyan Muhabbet Olgaç’ın oğlu Seyfettin Olgaç da büyükleri gibi antikaya merak saldı. İki kardeş ve Seyfettin Olgaç topladıkları tarihi objeleri 6 yıldır işlettikleri Müze Cafe isimli işletmelerinde sergiliyor. Tepeden tırnağa kadar antika eserlerle dolu olan işletme, bir kafeden çok müzeyi andırıyor. İşletmede içeceklerini yudumlayan müşteriler ise gözlerini duvarlardan alamıyor.


Muhabbet Olgaç, antika merakının nasıl geliştiğinden bahsederek, “1965 yılında babamız bu mesleğe başladığımızda bu kadar esere sahip değildik. 1992 yılında babamız vefat ettiğinde babamızdan bu merakı devraldık. İki kardeş bu işe merak saldık. Babamızdan, dedemizden, akrabalarımızdan kalan eski malzemeler ve objeleri biriktirip böyle güzel bir kafe açmayı planladık. Amacımıza da ulaştık. Elimizde yüklü miktarda da eserimiz bulunuyor. Önceden bu eserler bizimdi, sadece bize aitti. Plakları biz dinliyorduk, 1960 yılına ait gazeteleri biz okuyorduk. Şu an bütün Sivas halkına ve Türkiye’den gelen bütün misafirlerimize burada onlara eşsiz bir sunum yapıyoruz” dedi.



"Amaç satmak değil görsele sunmak"


Olgaç, biriktirdikleri eserleri satmayarak sergileyip müşterileriyle paylaşmayı amaçladıklarını ifade ederek, “Burada 3 bin-4 bin arası eser çıkar, genelde semaverlerimiz var. Onların dışında Çanakkale’den kalma tüfeklerden 1950 yılından kalma radyolara kadar eserler var. Günümüzde insanlar buraya geldiğinde, bu babamda da vardı, dedemin de vardı diyebilecekleri malzemeler var. Benim için hepsi değerli, hiçbirini ayırt etmiyorum. Ayırt etmiyorum, çünkü hepsinin değeri benim için aynı. Bu işe maddiyat olarak bakmıyoruz, maddiyat olarak bakarsak biz burada bunları satışa sunmuş oluruz. Ancak biz bunları burada insanların görseline sunuyoruz. Müşterilerimiz bunları burada gördüğü zaman bunlara dokunabiliyor, o anı tekrardan yaşayabiliyor. Buradaki amacımız, buraya gelen müşterinin çay içtiği zaman o çayla beraber geçmişe gitmesi” dedi.



Çaylarını yudumlarken geçmişe gidiyorlar


Seyfettin Olgaç ise müşterilerinin çaylarını yudumlarken geçmişe gitmenin keyfini yaşattıklarını vurgulayarak, “Bu meslek 1965’den itibaren deden gelen bir meslek. Duvardaki eski antika eşyaları babam ve amcam hobi olarak devam ettirdi, bu hobi artık bize de geçti. Biz de devam ediyoruz. Hep birlikte topluyoruz. Antikaların ne kadar değerli olduğu, maddi veya manevi bir önemi yok, bizim için eski olması gayet yeterli bu konuda. En eski antika mühürlü olan semaverlerimiz ve savaşlarda kullanılmış süngülerimiz, tüfeğimiz var. Babam 50 yaşında, 10 yaşında bu hobiye merak salmış. Yaklaşık 40 senedir babam topluyordu, buna amcam da dahil oldu. Yaşım ilerledikçe ben de katıldım. Sivas’ın köylerinden, mezralarından nerelerde varsa antika ücretini ödeyip üç elden topladık. İlk önce gelen müşterilerin yaş ortalamasına göre değişiyor, gençler bilgiye aç oldukları için her şeyi öğrenmek istiyor. Daha büyük yaşta olan insanlar da ‘bu radyoyu ben kullanıyordum’ diyor. Hüzünlenme yaşıyorlar. Bu duvarları böyle yapmamızdaki sebep gelen müşterinin geçmişi tekrardan yaşaması, biz bunu böyle düşündük. Babamda şöyle bir isim verdi; ‘şehrin belleği’ adında. Buraya bu antikaları görmek için gelip saatlerce gezen müşterilerimiz var” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman “Deprem Sonrası Adıyaman Turizmi ve Sosyolojisi” konulu panel düzenlendi Adıyaman Üniversitesi ev sahipliğinde “15-22 Nisan Turizm Haftası” etkinlikleri kapsamında “Deprem Sonrası Adıyaman Turizmi ve Sosyolojisi” konulu panel düzenlendi. Adıyaman’ın 2023 yılı ve öncesindeki turizm karnesinin değerlendirildiği ve 2024 yılına dair beklenti ve planlamaların aktarıldığı etkinlikte panelist olarak Adıyaman Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Caner Çalışkan, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünden Kültür ve Turizm Uzmanı Mustafa Ekinci ve Park Dedeman Genel Müdürü Furkan Polat yer aldı. Vehbi Koç Konferans Salonundaki panele Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Murat Aydın, Prof. Dr. Selcen Yüksel Perktaş, İl Kültür ve Turizm Müdürü Abuzer Gelse, Üniversite Genel Sekreteri Doç. Dr. Mahmut Gürsoy, Üniversite akademik ve idari çalışanları ile öğrenciler katıldı. Moderatörlüğünü Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Kurumlar Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bekir Kocadaş’ın yaptığı panel, saygı duruşu ve okunan istiklal marşının akabinde başladı. Panelin açılış konuşmasını yapan İl Kültür ve Turizm Müdürü Abuzer Gelse, 2023 ve 2024 yıllarındaki Adıyaman turizm istatistiklerini paylaşarak, turizmin Adıyaman için öneminden bahsetti. 6 Şubat 2023 tarihli depremlerin Adıyaman‘daki turizm sektörüne önemli ölçüde sekte vurduğunu ifade eden Gelse, otel ve yatak sayısının yarı yarıya düştüğünün altını çizdi. Tüm olumsuzluklara rağmen turizm sektörünün çok hızlı bir toparlanma sürecine girdiğini söyleyen Gelse, Adıyaman’ın 2 Nisan 2023 tarihinde ilk turizm kafilesine ev sahipliği yaptığını belirtti. Müdür Gelse, “Otellerimizin deprem sonrası güvenli olmadığına dair kamuoyunda yer bulan söylentiler gerçeği yansıtmamaktadır. Tüm otellerimiz sürdürülebilir turizm sertifikasına sahip, fiziki anlamda da güvenli işletmelerdir. Bu olumsuz algıyı kırmamız gerekmektedir. Eşsiz bir turizm destinasyonuna sahip olan Adıyaman için bu süreçte tanıtım faaliyetleri açısında büyük önem taşıyor. Ama öncelikle bu şehrin insanlarının bu şehirdeki hazinenin farkına varması gerekir. Adıyaman’ın yeniden ayağa kalması için üç önemli parametre vardır. Bunlar; tarım, turizm ve teknoloji-sanayidir Bu parametreleri göz ardı etmeden şehir olarak elimizi taşın altına koymamız gerekmektedir” dedi. Adıyaman Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Çiğdem Sabbağ ise, turizmin gerek şehirler gerekse de yerel halk için önemine değinerek, Adıyaman’ın geleceği için turizm sektörünün canlanarak eski ivmesini yakalaması gerektiğine dikkat çekti. Konuşmaların ardından panelistler Doç. Dr. Caner Çalışkan, Mustafa Ekinci ve Furkan Polat sunumlarını gerçekleştirildi. Program sonunda panelistlere Adıyaman Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Aydın tarafından teşekkür belgesi takdim edildi.
Antalya Antalya’da meteoroloji uyardı, ekipler teyakkuza geçti Antalya Büyükşehir Belediyesi, Meteoroloji Bölge Müdürlüğü’nün Antalya ve ilçelerinde verdiği kuvvetli yağış ve fırtına uyarısından sonra teyakkuza geçti. Büyükşehir ve ASAT ekipleri, alt geçitler ile cadde ve sokaklardaki mazgalları temizlerken herhangi bir olumsuzluğa karşı nöbetçi ekipler oluşturdu. Meteoroloji Bölge Müdürlüğü’nün Antalya’da 20 Mart Cumartesi günü Antalya ve ilçelerinde verdiği kuvvetli yağış ve fırtına uyarısı üzerine Antalya Büyükşehir Belediyesi tüm birimleriyle teyakkuza geçti. Antalya Büyükşehir Belediyesi, itfaiye ekipleri başta olmak üzere, ASAT, Fen İşleri, Destek Hizmetleri, Zabıta, Park Bahçeler, Temizlik İşleri, Ulaşım, Sosyal Hizmetler gibi önemli birimler de nöbetçi ekipler oluşturuldu. Hatlar temizleniyor Hazırlık çalışmaları kapsamında, Düden Şelalesi’nde oluşabilecek bir taşkın riskine karşı Düden Çayı üzerinde tarımsal sulama için Altınova ve Güzeloba’da bulunan regülatörlerin kapakları, biriken su denize akıtıldı. Alt geçitler ve yol güzergahlarındaki mazgallarda ekipler temizlik çalışması yapıyor. 180 kişilik nöbetçi ekip oluşturuldu ASAT oluşabilecek kanalizasyon tıkanmaları ve su baskını ihbarlarına karşı acil müdahale ekiplerine ilave olarak, 180 kişilik nöbetçi ekip oluşturuldu. ASAT, şiddetli yağış uyarısına karşı kamyon, kepçe kanal açma kombine aracı, kuka yüksek basınçlı kanal açma araçlarını hazır bekletiyor. Büyükşehir Belediyesi, mazgallarda tıkanmalara sebep olabilecek poşet, pet şişe ve ağaç dallarının temizlenme noktasında ilçe belediyeleri de uyararak, gerekli çalışmaların yapılmasını istedi.