GENEL - 01 Aralık 2018 Cumartesi 18:59

Eski Tekirdağ Fotoğrafları Müzesi açıldı

A
A
A
Eski Tekirdağ Fotoğrafları Müzesi açıldı

Tekirdağ’ın tarihi açısından oldukça büyük önem taşıyan ve yaklaşık bin 500 fotoğrafın yer aldığı Eski Tekirdağ Fotoğrafları Müzesi düzenlenen törenle açıldı.

Tekirdağ’ın tarihi açısından oldukça büyük önem taşıyan ve yaklaşık bin 500 fotoğrafın yer aldığı Eski Tekirdağ Fotoğrafları Müzesi düzenlenen törenle açıldı. ’Aynı evin çocukları’ Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat ve mübadeleyle Tekirdağ’dan ayrılıp Yunanistan’a yerleşen Dimitrios Mavridis müzenin açılışını yaptı.


Tekirdağ Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat’ın ev sahipliğinde gerçekleşen açılışa onur konuğu olarak mübadele döneminde Tekirdağ’dan ayrılıp Yunanistan’a yerleşen Dimitrios Mavridis ve ailesi ile AB Parlamento Milletvekili Miltiadis Kyrkos, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, eski Tekirdağ Milletvekili Güneş Gürseler, TESKİ Genel Müdürü İbrahim İçöz, Süleymanpaşa Belediye Meclis üyeleri, CHP Tekirdağ İl Başkanı Mehmet Ali Işıkgör, İl ve ilçe protokolü, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.


Saygı duruşu, Türk ve Yunan milli marşları okunması ile başlayan törende tarihi binanın müzeye dönüşme hikayesi katılımcılarla paylaşıldı. Açılış konuşmaları ile devam programda ilk açılış konuşmasını Tekirdağ Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat gerçekleştirdi.



Çok özel bir ev


Sözlerine Mavridis ile yollarının kesişmesi ile başlayan Başkan Eşkinat, “Biz Mavridis’in evini ziyaret ettiğimizde yaşadığımız olağanüstü anı sizlere kelimelerle tarif etmem mümkün değil. Aynı evin çocukları, aynı hissiyatı yaşayarak, birbirlerine sarılarak bir bütün olmanın verdiği güç ile neleri hissettiklerini ancak yaşayarak öğrenebilirler. Bu ev Mavridis ailesinin 1914 yılında yaptırdığı ve 1922 yılında mübadele ile ayrılmak zorunda kaldığı çok özel bir ev. Aynı şekilde benim ailemde kendi topraklarından ayrılıp Türkiye’ye geldiğinde yerleştirildiği ev burası ve biz bugün müzemizi özellikle açmak istedik. Çünkü Dimitrios Mavridis’e doğum günü hediyesi vermek istedik” dedi.



“Tekirdağ’ın müzeler bölgesi haline gelecek”


Süleymanpaşa Belediyesi’nin bölgede oluşturmak istediği yapı ile sözlerine devam eden Tekirdağ Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat, “Bu bölge özel bir bölge. Bu mahallede bugün 3. müzemizi açıyoruz. Müzik Teknolojileri Müzesi ile başlayan arkadan Balaban Müzesi ile devam eden seri bugün Eski Tekirdağ Fotoğrafları Müzesi ile sürüyor. Arkası da gelecek. Arkamda bulunan 3 adanın kamulaştırma kararı Süleymanpaşa Belediyesi tarafından alındı. Bu adaların iki tarafındaki yollar yayalaştırılıp beton binalar yıkıldıktan sonra iki tane kalan eski eser de restore edilip müze haline getirildikten sonra Tekirdağ’ın müzeler bölgesi haline gelecek” diye konuştu.


Türk ve Yunan halklarının dostluğu ile ilgili konuşan Eşkinat, “Baktığınız zaman iki toplum aynı coğrafyada yaşamış, yer değiştirmiş, ama o yerlere memleketim, vatanım diyen insanlarız. Bu çok önemli bir şey. Aynı mutfağa, aynı duygulara sahip, aynı coğrafyanın etkilerinde yıllarca beraber ve bir arada yaşamış bu iki topluma bedel ödettirenler birbirlerine düşmandır diye silah aldıranlar utansın. İşte o utancı yıkmak için Dimitrios Mavridis ile beraber yola çıktık. Sadece Türk - Yunan dostluğunu değil, balkanlarda hatta tıpkı Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi yurtta sulhu cihanda sulhu sağlamak için biz bu dünyada yaşayan çağdaş insanlar olarak kararlıyız” diyerek sözlerini sonlandırdı.



“Tekirdağ’a ait neredeyse tüm fotoğrafları topladım”


Tekirdağ’a ilgisinin çok küçük yaşlardan itibaren oluşmaya başladığını belirten Mavridis ise, “Çok küçük yaşlardan beri Tekirdağ için hikayeler dinlemekteydim. Bu bilmediğim yer için zihnimde romantik bir resim canlandırmıştım. Babamın hasretini çektiği bu yerin değerinin farkına vardım ve zihnimde cennet gibi bir yer oluşturdum. Tekirdağ’ın geçmişini ve güncel halini öğrenmek için yoğun bir istek duymaktaydım. 60 yıl önce Atina ve İstanbul’daki fotoğrafçılardan Tekirdağ’ın fotoğraflarını biriktirmeye başladım. Böylece 20. yüzyılın başındaki Tekirdağ’a ait neredeyse tüm fotoğrafları topladım ve babamın o dönemde yaşadığı evi didik didik aradım. 1912 yılında dedem tarafından inşa edilmiş evimiz hayallerimin ve araştırmalarımın ilk sırasında yer alıyordu” dedi.


“Müze sembolik bir anlam taşısa da kültürleri yakınlaştırmak için önemli bir yere sahip olacak”


Mavridis konuşmasına fotoğrafların Tekirdağ’a gelişi ile ilgi devam ederek, “Bu tarz koleksiyonların tarihsel ağırlığı özellikle kimlik sorunu yaşayan milletler için büyük öneme sahiptir. Yunanistan böyle bir ülke. Sahip olduğum koleksiyonu insanlıktan mahrum bırakmak istemiyordum. Bu sebeple Tekirdağ Süleymanpaşa Belediyesi’nin başkanı bireysel çabalarıyla beni bulduğunda bana böyle bir onur yaşattığı için hiç tereddüt etmeden kabul ettim. Ayrıca fotoğraf müzesi olarak dedemin inşa ettirdiği, babamın doğduğu ve saygıdeğer belediye başkanı Ekrem Eşkinat’ın da uzun yıllar yaşadığı bu eski evi müzeye dönüştürdüğü için çok teşekkür ederim. İşte bu nedenle de koleksiyonumu Süleymanpaşa Belediyesi’ne armağan ettim. Çünkü bu fotoğraflar oraya ait. Ayrıca İstanbul’dan Tekirdağ adlı kitabımın Türkçe’ye çevrilmesini sağladığı için Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat’a teşekkürlerimi sunarım. Gururluyum. Çünkü gerçekleşmesi için büyük öneme sahip olan bu girişim gerçek oldu. Bu müze sembolik bir anlam taşısa da kültürleri yakınlaştırmak için önemli bir yere sahip olacak” ifadelerini kullandı.



Katkı veren isimlere plaket verildi


Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, eski Tekirdağ Milletvekili Güneş Gürseler, Cumhuriyet Halk Partisi Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun ve AB Parlamento Milletvekili Miltiadis Kyrkos’un da açılış konuşması gerçekleştirdiği programda konuşmaların ardından Tekirdağ Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat; Dimitrios Mavridis, AB Parlamento Milletvekili Miltiadis Kyrkos, tarihi fotoğrafların bulunması ve müzenin açılışına katkı veren Eyüp Ataman ve Orhan Çebi’ye plaket takdim etti.


İbrahim Müteferrika Parkı’nda gerçekleştirilen program hatıra fotoğrafı çekimi ile sona ererken Eski Tekirdağ Müzesi girişinde açılış kurdelesinin kesilmesi ve müzenin hep birlikte gezilmesi ile tören sona erdi.



Eski Tekirdağ Fotoğrafları Müzesinin hikayesi


1922 yılında Lozan Mübadelesi nedeni ile Tekirdağ’dan Yunanistan’a göç eden Mavridis ailesinin terk ettiği evlerine Selanik’ten gelen Eşkinat ailesi yerleşir. Mübadil olarak yer değiştiren ailelerin bir zamanlar yaşadığı evin çocukları Dimitrios Mavridis ile Ekrem Eşkinat, aslında aynı evin çocuklarıdır. Mavridis’in çocukluk yılları Atina’da geçmiştir. Dimitrios Mavridis babasının ölüm döşeğinde sayıkladığı ‘Tekirdağ’daki evimiz’ sözlerinden etkilenip 50 yıl boyunca Tekirdağ’ı araştırmış, hiç kimsede eşi benzeri olmayan yüzlerce eski Tekirdağ fotoğrafını toplamış, Tekirdağ hakkında 12 kitap yazmıştır. Tekirdağ’daki aile evini yıllarca arayan Mavridis, Tekirdağ gelişlerinden birinde evin fotoğrafını bulmuş, gördüğü gibi evi aramaya başlamış. Bir elindeki fotoğraf bir de eve bakmış. Ekrem Eşkinat ise yıllar sonra Eski Tekirdağ Fotoğraflarını araştırırken, fotoğrafların altındaki imzadan ulaşır Mavridis’e. Eşkinat tarihine ve barışa sahip çıkmak adına hemen harekete geçer. Mavridis’in Atina’daki evine gider. Mavridis’in yaklaşık 1500 Tekirdağ’ın fotoğrafının yer aldığı koleksiyonunu inceler. O ziyaretlerin birinde mübadil olarak yer değiştiren ailelerin aynı evde yaşadıkları ortaya çıkar. Eşkinat Mavridis’e “Bu fotoğrafları bize vermen lazım. Çünkü artık ne ben Türk’üm ne sen Yunan’sın. Biz aynı evin çocuklarıyız.” der. Köşk Süleymanpaşa Belediyesi tarafından müzeye dönüştürülür. Köşkün müze için seçilmesindeki en büyük etken 150 yıllık ve 1500’den fazla Tekirdağ’ın fotoğrafından oluşan dev bir koleksiyonu olan Dimitrios Mavridis’in bu köşkte yaşamış olmasıdır. Mavridis bu paha biçilmez koleksiyonu Tekirdağ Süleymanpaşa Belediyesi’ne bağışlamıştır.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Yıllık geliri 120 bin 920 dolar olan Dijital Göçebeler Eskişehir’i tercih ediyor Türkiye Genç İş İnsanları Derneği (TÜGİAD) Eskişehir Şube Başkanı Serkan Can Zengin, dünya genelinde 35 milyon kişinin çalışma şekli olan ve yıllık yaklaşık 120 bin 920 dolar geliri olan dijital göçebelerin aradığı şehir kriterlerine Türkiye’de en uygun kentin Eskişehir’in olduğunu ve bu konuda çalışma yapılası gerektiğini belirtti. Türkiye Genç İş İnsanları Derneği Eskişehir Şube Başkanı Serkan Can Zengin, Global Dijital Göçebe kavramı hakkında bilgi verdi. Uzaktan çalışabildikleri için Dijital Göçebe adını alan çalışanların dünya genelinde 35 milyon kişi olduğu tahmin ediliyor. Dijital Göçebelerin sayılarının 2030 yılında 1 milyara dayanabileceğini belirten Serkan Can Zengin, bu şekilde çalışan insanların aradıkları kent özellikleri hakkında bilgi veridi. Gittikleri şehirlerde 6 ile 9 ay arasında kalan bir dijital göçebenin yıllık gelirinin yaklaşık 120 bin 920 dolar olduğu biliniyor. Konaklama, sağlık ve sosyal imkânların teminin kolaylığına göre kent seçen Dijital Göçebeler için Eskişehir’in ülkedeki en uygun şehirlerden biri olduğunu söyleyen Türkiye Genç İş İnsanları Derneği Eskişehir Şube Başkanı Serkan Can Zengin, bu konuda gerekli çalışmaların yapılması gerektiğinin altını çizdi. Yerel yöneticilere, kurum ve kuruluşlara çağrıda bulunan Zengin, Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Semra Günay bu konuyla alakalı birlikte proje ortağı olduğunu ifade etti. “Yıllık gelirinin 120 bin 920 dolar olduğu tespit edilmiş durumda” Dijital göçebelerin tanımı ve yıllık ortalama geliri hakkında Türkiye Genç İş İnsanları Derneği Eskişehir Şube Başkanı Serkan Can Zengin, Dijital göçebe şu anda dünyada artık dijital göçebe kavramı çok yaygınlaşmaya başladı. Aslında bu ülkeler için çok ciddi bir ihracat kalemi haline gelmeye başladı. Dünyada şu anda 35 milyon dijital göçebe olduğu söyleniyor. 2030 yılı itibariyle bunun 1 milyar kişiye ulaşacağı tahmin ediliyor. Şu anda her dijital göçebenin yıllık gelirinin 120 bin 920 dolar olduğu tespit edilmiş durumda. Bu çok büyük bir rakam. Dijital göçebe şu demek; uzaktan çalışabilen, işini bilgisayarıyla ofisten yapmak zorunda olmayan kişilere deniyor. Bu kişiler genelde gittikleri şehirlerde veya ülkelerde 6 ile 9 ay arasında kalıyorlar. Düşünsenize mesela 120 bin dolar yıllık geliri olan birinin, Eskişehir’e gelip 6 ya da 9 ay boyunca yaşayacak. Eskişehir’de para harcayacak. Burada zaman geçirecek. Dijital göçebelerin dikkat ettiği en önemli unsurların başında o şehirdeki emlak ve konaklama kolaylığı ve ucuzluğu, aynı zamanda sosyal yaşam imkanları, kültür sanat etkinlikleri ve şehir içinde yaşarken sağlıkla alakalı hizmet alabilmeleri, dijital göçebelerin şehir tercihinde önemli rol oynuyor ”dedi. “Uzaktan çalışıyorum deyip Eskişehir’de yaşayan çok insanla tanışıyoruz” Eskişehir’in dijital göçebeler tarafından sıkça tercih edildiğine değinen Zengin, “Eskişehir’e gelen, uzaktan çalışıyorum deyip Eskişehir’de hayatını geçirmeye devam eden çok insanla tanışıyoruz. Dijital göçebelerin Eskişehir’i tercih etmesi mümkün olabilir. Eskişehir buna uygun. Eskişehir çünkü kültür sanatın belki Türkiye’deki başkentlerinden bir tanesi. Sosyal yaşam olarak Türkiye’deki en insanların rahat dışarıda hayatını geçirebildiği, sosyalleşebildiği şehirlerin başında geliyor. Ve Eskişehir aynı zamanda emlak ve konut anlamında da imkanları yüksek olan bir şehir. Sadece burada dijital göçebelerin Eskişehir’e gelmesinin sağlanması, bu diyalogların kurulması ve şehrin bununla ilgili pazarlanması gerekiyor. Tabii bunun için belediyelere, turizmle ilgili tüm kurum ve kuruluşlara, aynı zamanda Eskişehir’deki tüm yerel yöneticilere bu konuya değinme gerekiyor. Özellikle bununla ilgili odalara ve çeşitli derneklere çok iş düşüyor. Bu bir çağrıdır. Eskişehir’in dijital göçebeleri ev sahipliği yapması için ve bununla ilgili şehrin hazırlıklarını artık başlatması için tüm kurum, kuruluş, kamu ve özel olmak üzere herkese yaptığımız bir çağrıdır” ifadelerini kullandı. “Turizm fakültesinin liderliğinde tüm bunların hepsi planlanabilir” Eskişehir’de dijital göçebelere yönelik çalışmaların olduğunu belirten çalışmalar Serkan Can Zengin, şöyle devam etti; “Bununla ilgili aslında çok ciddi çalışma yapan Turizm Fakültemiz var. Biz aynı zamanda Türkiye’deki bir dijital göçebe kavramını yürüten Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Semra Günay’ın yürüttüğü TÜBİTAK projesinin ortağıyız. Bu hep beraber oturulup turizm fakültesinin başkanlığında veya önderliğinde kavramların üzerinde çalışıldığı ve hangi kurum ve kuruluşun neler yapılacağını ortaya çıkartılabileceği bir süreç. Çünkü dijital göçebeler kendilerini ofis arayacaklardır ama bu ofis anlık ofis. İnternet altyapısı arayacaklardır şehrin her yerinde. Buraya geldiğinde onlara şehir içindeki ilk başlangıçtaki oryantasyonu sağlayacak belki ekip veya bununla ilgili hizmet arayacaklardır. Eskişehir bununla ilgili bence Türkiye’deki en uygun şehirlerden bir tanesi. Tek dezavantajı havalimanının olmaması. Eskişehir’i transferlerin garanti edileceği, bu şehre geldikten sonraki tüm o danışmanlık veya yol göstericiliğin belediyeler veya odalar tarafından yapılması gereken bir kavram haline geliyor. Turizm fakültesinin liderliğinde tüm bunların hepsi planlanabilir.”