GENEL - 12 Mayıs 2019 Pazar 12:35

Hem şehit hem de engelli annesinin buruk Anneler Günü

A
A
A
Hem şehit hem de engelli annesinin buruk Anneler Günü

Tokat’ta 2017 yılında engelli kızı için yaptığı fedakarlıklarla yılın annesi seçilen ve 2 ay sonra oğlu şehit olan Gülizar Akdağ, Anneler Günü’nü buruk geçiriyor.

Tokat’ta 2017 yılında engelli kızı için yaptığı fedakarlıklarla yılın annesi seçilen ve 2 ay sonra oğlu şehit olan Gülizar Akdağ, Anneler Günü’nü buruk geçiriyor.


Mahmutpaşa Mahallesi’nde eşi Zekeriya Hasan Akdağ ve engelli kızı Sevda Akdağ ile yaşayan 51 yaşındaki Gülizar Akdağ, Anneler Günü’nü buruk geçiriyor. 24 yaşındaki serabral parsi hastası engelli kızı için gösterdiği fedakarlık dolayısıyla 2017 yılında yılın annesi seçilen Akdağ’ın oğlu Jandarma Astsubay Üstçavuş Yakup Akdağ, bu ödülü aldıktan 2 ay sonra Siirt’te teröristlerin saldırısı sonucu şehit oldu. Evindeki bir köşeyi oğlundan kalan ödül ve fotoğraflarla donatan anne Akdağ, kendisini engelli kızına adamaya devam etti. Anneler Günü’nü şehit oğlunun fotoğraflarıyla birlikte engelli kızının yanında geçiren Gülizar Akdağ, sadece doğurmakla anne olunmayacağını, anneliğin emek gerektiren ve emekliliği olmayan bir olgu olduğunu söyledi. Anne Akdağ, “Anneler Günü benim için şuanda hüzünlü geçiyor. Büyük eksiğim var. Bir yandan da şanslıyım, iki tane ödüllü evladım var. 2 yıldır Anneler Günü’nü böyle hüzünlü geçiriyorum oğlum şehadete eriştikten sonra” diye konuştu.



"Şehit oğlum ’Seni Türkiye’ye tanıtacağım’ demişti"


2017 yılında Aile Haftası kapsamında engelli kızı için gösterdiği fedakarlıklardan dolayı yılın annesi seçilen ve Tokat’ta herkes tarafından tanınan Gülizar Akdağ, bu ödül sonrasında şehit oğlunun "Ben de seni tüm Türkiye’ye tanıtacağım" dediğini anlattı. Akdağ, “Önceki Anneler Günü’nde yılın annesi seçilmiştim. Yılın annesi seçilince Sevda’yı abisi gelip tebrik edememişti. ’Anne bana göster Sevda’yı bir görüntülü olarak’ dedi. Sevda’ya ‘Niye şımarıyorsun Sevda, ben annemi tüm Türkiye’ye tanıtacağım, sen Tokat’a tanıtmışsın yılın annesi olarak’ dedi. ’Oğlum orada da mı Sevda’yı kıskanıyorsun’ dedim. Aradan 2 ay geçmeden beni Türkiye’ye tanıttı. Hüznüm, eksikliğim çok fazla ama bir o kadar da gururum var. Gururlu bir anne olarak beni geride bıraktı. Onun için ayakta durmaya çalışıyorum. Engelli bir çocuğum olduğu için ayakta durmaya çalışıyorum. Durmak zorundayım. Sözün bittiği yer, yapacak bir şey yok. Tesellim çok. Gurur verici bir evlat” şeklinde konuştu.



"Anneler Günü gelince hüzünleniyorum"’


Anneler Günü gelince hüzünlendiğini anlatan Akdağ, “Anneler Günü gelince hüzünleniyorum ama bir yandan da seviniyorum, tüm Türkiye’nin annesiyim. Benim yavrum beni o şekilde bıraktı. Yavrumun eksikliğini hiçbir şey dolduramaz. Hiçbir şey yerini alamaz. Hayatın gerçeklerine baktığım zaman da ödüllü bir evlat sahibi olmak da büyük bir şey” dedi.


Anneliğin hiçbir zaman bitmeyecek bir olgu olduğuna dikkat çeken Gülizar Akdağ, genç annelere de tavsiyelerde bulundu. Akdağ, “Her anne özeldir ama herkes de anne olamıyor. Bir de o var. Herkesin iyi bir şekilde anne olmasını tavsiye ederim. Sadece doğum yapmakla anne olunmuyor. Emek gerektiriyor. Benim bir sözüm var, annenin emekliliği yok. Benim evladım en iyi yere gitti, hala emekli değilim. Evladımın arkasından dua etmekle meşgulüm. Annelik, ben büyüttüm kenara çekileyim şeklinde değil. Anne olunca tamam sonuna kadar annesin. İyi bir anne olmalarını istiyorum. Çocuk bir hamura benziyor, yoğurdukça hasıl oluyor” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Teknoloji ve Yetkinlik Buluşmaları’nın ikincisi gerçekleştirildi Savunma Sanayii Akademi koordinasyonunda ve ASELSAN’ın destekleriyle gerçekleşen Teknoloji ve Yetkinlik Buluşmaları’nın ikincisi, savunma sanayiinde çevik dönüşüm teması ile gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) koordinasyonunda kurulan Savunma Sanayii Akademi tarafından düzenlenen etkinlik, Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, Savunma Sanayii Başkan Yardımcıları Prof. Dr. Hakan Karataş, Prof. Dr. İhsan Kaya, Mustafa Murat Şeker, Hüseyin Avşar, SSB Daire Başkanları ve sektör temsilcilerinin katılımları ile Bilkent Otel’de gerçekleştirildi. SSB Başkanı Görgün, etkinlik kapsamında gerçekleştirdiği konuşmasında şunları kaydetti: “Savunma sanayiimizdeki insan kaynaklarının sürdürülebilirliği açısından başlattığımız olduğumuz ‘Millî Yetkinlik Hamlesi’ ile sektörümüzün yeni dönemdeki gelişiminde salt rekabetten ziyade ekosistemimizdeki tüm paydaşlarımızın yetenek, yetkinlik, performans, potansiyel ve kapasite olarak birbirlerini tamamlamalarını hedefliyoruz." Bu yeni yaklaşımla; verimsizlik, mükerrerlik, yanlış önceliklendirme, yetenek birikmesi, odak kayması, uzmanlık açığı gibi temel problemleri de en aza indirmeyi hedeflediklerini belirten Görgün, "Bu yetkinlik hamlesi ile birlikte; savunma sanayii ekosistemindeki çalışanların, aday çalışanların ve üniversite öğrencilerinin yetenek mimarisi, yetkinlik inşası, uzmanlaşma, kritik deneyim ve beceri transferi konularında geliştirilmesini önemsiyoruz" ifadesini kullandı. ‘Milli Yetkinlik Hamlesi’ kapsamında tüm firmalarımızın; stratejik planında beslenen, teknoloji yol haritası ile hizalanan, yetenek yönetimini inşa eden, performans yönetimini kurgulayan, yetkinlik geliştiren ve değişimi yöneten insan kıymetleri fonksiyonlarının oluşturulmasını amaçladıklarını aktaran Görgün, "Bugün tüm yönleriyle ele alacağımız çevik proje yönetim yaklaşımı ve insan kaynakları süreçlerinde çevik yaklaşımlar, bu alanda etkin bir network (iletişim ağı) oluşumunu tetikleyecektir" diye konuştu. Görgün çalıştay sonrası ortaya konacak olan fikirleri ve saptamaları yakından takip edeceklerini de ifade etti.
Antalya Çöl tozu 30 Nisan’a kadar temizlenecek Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, Antalya, Burdur ve Isparta’da etkisini gösteren Çöl tozu taşınımı konusunda uyarıda bulundu. Çöl tozu taşınımının bölgede olan yoğunluğuna dikkat çekilen açıklamada, “Çöl tozunun solunum yolu, kalp ve akciğer hastalıkları olan bireyler başta olmak üzere hassas ve alerjik tepki veren vatandaşlarımızda olumsuz etkiler gösterebilir. Ayrıca, görüş mesafesinde düşmeye sebep olabilir. 25 Nisan 2024 tarihinden itibaren çöl tozu etkisinin azalması beklenirken, yere çöken tozun tekrar havalanarak olumsuz etki oluşturması muhtemeldir” denildi. Bugün, Antalya, Isparta ve Burdur çevrelerinde yoğun bir şekilde gözlenen çöl tozu taşınımı ile ilgili Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, yazılı bir açıklama yayınlayarak uyarıda bulundu. Çöl tozu taşınımının çeşitli sağlık, çevre ve ekonomik etkilere neden olabileceğine dikkat çekilen açıklamada, oda olarak kamuoyunu bilgilendirme ve önlemlerin alınması gerekliliği konusunda uyarı yaptıkları belirtildi. Çöl tozunun solunum yolu, kalp ve akciğer hastalıkları olan bireyler başta olmak üzere hassas ve alerjik tepki veren vatandaşlarda olumsuz etkiler gösterebileceği aktarılan açıklamanın devamında, “Ayrıca, görüş mesafesinde düşmeye sebep olabilir. 25 Nisan 2024 tarihinden itibaren çöl tozu etkisinin azalması beklenirken, yere çöken tozun tekrar havalanarak olumsuz etki oluşturması muhtemeldir. Genellikle çöl tozu geçtikten en geç 2 gün içerisinde yağış ile birlikte atmosferden temizlenirken, bu sefer 30 Nisan 2024’e kadar bölgemizde yağış beklenmemektedir” denildi. Bu süreçte çöl tozu taşınımının etkilerini en aza indirmek için vatandaşlara önlem olarak önerilerin de belirtildiği açıklamanın sonunda, şu ifadelere yer verildi: "Çocuklar ve kronik sağlık sorunları olan bireyler dış ortamda uzun süre vakit geçirmemelidir. Göz yanması gibi rahatsızlıkların yanı sıra mevcut hastalıkların tetiklenme riski bulunmaktadır. Görüş mesafesinin aniden azalabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Karayolunda seyahat ederken çöken toz sebebiyle takip mesafeleri uzatılmalıdır. Vatandaşlarımızın T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından işletilen hava kalitesi izleme istasyonları verilerini takip ederek gerekli önlemleri almalarını rica ederiz (https://sim.csb.gov.tr/Services/AirQuality). Çevre Mühendisleri Odası olarak, çöl tozu taşınımının etkilerini azaltmak ve halkın sağlığını korumak için tüm ilgili kurum ve kuruluşların işbirliği içinde hareket etmesi gerektiğini vurgulamaktayız.”