EKONOMİ - 16 Mart 2021 Salı 13:41

Türkiye’nin ilk milli hibrit tütünü verim ve kaliteyi artıracak

A
A
A
Türkiye’nin ilk milli hibrit tütünü verim ve kaliteyi artıracak

Türkiye’nin ilk milli hibrit tütün çeşidi yüzde 20-25 verim ve yüzde 8-10 oranında kaliteyi artıracak.

Türkiye’nin ilk milli hibrit tütün çeşidi yüzde 20-25 verim ve yüzde 8-10 oranında kaliteyi artıracak.


Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesinde yaklaşık 8 yıllık bir çalışmanın ardından Türkiye’nin ilk ve milli hibrit tütünü geliştirildi. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından tescillenen hibrit tütünü yüzde 20-25 verim ve yüzde 8-10 oranında kaliteyi artıracak. Hibrit tütün tamamen üniversitenin imkanları ile diğer standart çeşidi ise Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından desteklenen proje kapsamında üniversite imkanları ile geliştirildi. Hibrit tütün çeşidine Doç. Dr. Ahmet Kınay kendi soyadını verdi. Diğer çeşide ise tütün yetiştiriciliğinde önemli yere sahip olan Erbaa ilçesinin ismi ile tütün tipi Basma birleştirilerek Erbasma ismi verildi.



Yerel kalkınmaya destek sağlayacak


Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesinde hibrit tütünü geliştiren Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Kınay, yeni çeşitlerin özel sektör ve çiftçiler tarafından kabul gördüğünü söyledi. Tütünün hem dünyada hem Türkiye’de önemli bir tarımsal ürün olduğuna dikkat çeken Kınay, “Tütünün özellikle üretim anlamında ve vergi gelirleri ülkelerin ekonomisine çok büyük katkıları var. Kısaca dünyada 900 milyar dolar olan bu piyasanın Türkiye’deki güncel değeri yaklaşık 25 milyar dolar civarındadır. Biz bu çalışmalarımızda amacımız yüksek verimli daha kaliteli tütün çeşitlerini geliştirip bunları tescil alabildikten sonra üreticilerimize sunmak. Başta yerel kalkınma ve genelde de ülke kalkınmasına katkı amacıyla bu çalışmaları yürütüyoruz” dedi.



Türkiye’nin ilk milli hibrit tütünü


Türkiye’nin ilk milli hibrit tescilli tütün çeşidin daha verimli olacağını ifade den Kınay, “Mevcut üretimde yer alan çeşitlere göre yaklaşık yüzde 20-25 daha yüksek verimi ve aynı zamanda yüzde 8 -10 civarında daha yüksek kaliteye sahip olan ürün. Türkiye’deki diğer tüm üretim alanları ve uluslararası değer camialara da hitap ettiğinde hem bölge hem ülke ve dünya genelinde önemli verim ve kalite unsurları sunacak bir ürün olarak ortaya çıkardık” diye konuştu.



8 yılda geliştirildi, Tarım ve Orman Bakanlığı tescilledi


Kınay, hibrit çeşitlerinin uzun süren çalışmanın ardından geliştirildiğine dikkat çekerek, “Yaklaşık çeşidi geliştirmemiz ortalama 6 yıl süreç aldı. Artı 2 yılda Tarım ve Orman Bakanlığına başvurumuz sonucunda tescil süreci devam etti. Tescil süreci geçen hafta sonuçlandı. Tarım ve Orman Bakanlığı çeşidimizin tescile hak kazandığını bize bildirdi. Ve artık Türkiye tütün milli çeşit listesinde yeni bir tütün çeşidimiz var. Kınay ismi Türkiye’nin ilk yerli hibrit tütün çeşidi olarak artık kayıtlarda yer alıyor” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Aşı ve Biyoteknolojik Ürün Araştırma ve Üretim Merkezi’nin ilk etabı yıl sonunda açılacak Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 50 bin metrekarelik kapalı alanda hizmet verecek Hıfzıssıhha-Türkiye Aşı ve Biyoteknolojik Ürün Araştırma ve Üretim Merkezi’nin ilk etabının inşaatının tamamlanarak, yıl sonuna kadar açılmasının planlandığını açıkladı. Türkiye’nin "aşı üretim üssü" için çalışmalar devam ediyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Sağlık Bakanlığı öncülüğünde 50 bin metrekarelik kapalı alanla hizmet verecek olan Hıfzıssıhha-Türkiye Aşı ve Biyoteknolojik Ürün Araştırma ve Üretim Merkezi’nin ilk etap inşaatı yakında tamamlanıyor" ifadesini kullandı. İnşa çalışmaları hızla devam eden merkezde Türkiye’nin aşı alanında söz sahibi bir ülke olmasının planladığını belirten Bakan Koca, "Ankara Esenboğa Havalimanı yakınlarında 50 bin metrekarelik kapalı alana sahip olacak merkez, aşının yanı sıra bazı genetik ürünlerin AR-GE ve üretim çalışmalarını da yürütecek" dedi. İlk etabın yıl sonuna kadar açılması hedefleniyor Merkezin inşa çalışmalarının üç etapta ilerlediğini vurgulayan Bakan Koca, "İlk etabın inşaatı tamamlanma noktasına gelirken, bazı araştırma, üretim laboratuvarlarını içerisine alan bölümün yıl sonuna kadar hizmete alınması hedefleniyor. Merkez inşaatının ikinci etabında ise aşı üretim tesisleri yer alacak. Üçüncü etapta cihazların montajı ve ruhsatlandırılması işlemleri yapılacak" dedi. Aşıların "yerli ve milli" olacağına dikkati çeken Bakan Koca, şunları kaydetti: "Sağlık Bakanlığı, yeni Hıfzıssıhha Merkezi ve Türkiye’de aşı üretim süreçleriyle ilgili bilgi birikimine sahip bilim insanlarıyla bilgiyi ürüne dönüştürmeyi, yerli üretim imkanlarını geliştirerek dışa bağımlılığı azaltmayı amaçlıyor. Öncelikli olarak çocukluk çağı bağışıklama programındaki kuduz, Hepatit A ve suçiçeği gibi üç aşının teknoloji transferiyle Türkiye’de üretimi planlanıyor." Bakan Koca, merkezin faaliyete geçmesiyle birlikte 2028’den itibaren bağışıklama programındaki aşıların yüzde 86’sının Türkiye’de üretilmesinin planlandığını ifade etti.
Konya Liseli genç kondisyon bisikletinde harcadığı enerjiyi elektriğe çevirdi Konya’da meslek lisesinde eğitim gören 11. sınıf öğrencisi spor salonunda kondisyon bisikletinde harcadığı enerjinin boşa gitmemesi için fikrini paylaştığı öğretmeni ve sınıf arkadaşlarıyla geri dönüşüm malzemelerini kullanarak yaptığı kondisyon bisikletinde elektrik üretti. Konya’da yaşayan ve Mehmet Tuza Pakpen Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde öğrenim gören 11. sınıf öğrencisi Abdullah Arda Efe, okul çıkışında spor salonuna gitti. Burada kondisyon bisikletine binen Abdullah Arda Efe, okuldaki öğretmenlerinden edindiği bilgi ile enerjisini boşa harcadığını düşünmeye başladı. Yahya, hareket enerjisini elektrik enerjisine çevirmek için spor salonundan çıkıp gittiği evinde proje hazırlamak için kolları sıvadı ve uzun süren bir çalışmanın ardından kondisyon bisikleti pedalına bağlayacağı çamaşır makinası motorundan elde edeceği elektriği aküye aktaracağı bir çalışma hazırladı. Öğretmenlerine sunduğu bu çalışmayla yapım aşamasına geçen Abdullah Arda Efe, arkadaşlarının da desteği ile kondisyon bisikletinden elektrik üretmeyi başardı. “Spor salonunda hareket enerjisinin boşa gittiğini fark ettim” Kondisyon bisikletinden elektrik üreten 11. sınıf öğrencisi Abdullah Arda Efe, “Spor salonuna günlük sporumu yapmaya gitmiştim. O sırada hareket enerjisinin boşa gittiğini fark ettim. Okulda derslerde gördüğümüz üzere hareket enerjisini elektrik enerjisine çevirebileceğimizi öğrenmiştik. Ben de böyle bir şey yapabileceğimi düşündüm. Hocalarıma sundum ve hocalarımızla böyle bir şey yapabileceğimize karar verdik. Çalışmalarımızla bu bisikletimizi ortaya çıkardık. Gayet de güzel çalışıyor. Hareket enerjisini elektrik enerjisine çevirerek günlük hayatta kullanılabilmemize imkan sağlıyor. Mesela, en basit telefonumuzu şarj ederken, televizyonumuzu çalıştırırken veya başka bir işte hiç fark etmez elektrik enerjisini kullanabiliyoruz” dedi. “Hedefim bu alandan ilerlemeyi düşünüyorum” Bisiklet ile ürettikleri elektrik enerjisini depoladıklarını anlatan lise öğrencisi Abdullah Arda Efe, "Ürettiğimiz elektriği istediğimiz gibi kullanabiliyoruz. İstersek ampul yakmakta, istersek makineleri çalıştırmak ve istersek telefonu şarj etmekte birçok şey de kullanabiliyoruz. En basit bir projemiz. Ülkemizde birçok spor salonunda böyle bisiklet var. Sadece spor salonlarında değil evlerde de var. Böyle bir şey hem insanlar için hem iş yeri sahipleri için hem de dünyamız için, çevre kirliliği açısından çok güzel sonuçlar elde edebileceğimize inanıyorum. Çalışmalarımıza gelecek olursak, ilerideki hedeflerim bu alandan ilerlemeyi düşünüyorum. Böyle makinelerle, insanlık yararına makineler yaparak hem ülkemize hem dünyaya hem kendime katkı sağlayacağımı düşünüyorum” şeklinde konuştu. “Telefonumuzu tam 30 kez şarj edebilmekte, 22 inç, 25 watt gücündeki bir led televizyonu 12 saat çalıştırabilmekte” Hazırladıkları projede birçok geri dönüşüm malzemesi kullandıklarını anlatan Abdullah Arda Efe’ye çalışmalarında destek veren sınıf arkadaşı Baki Yıldırım ise, “Çamaşır makinesinin motorunu kullandık. Normal 6 vitesli bisikletin vitesini kullandık. Onun dışında bisiklet kasasını onları söktük bu şekle getirdik. Böyle geri dönüşümü kullandık. Normal evlerde de bulabileceğimiz şeyleri aslında kullanmış olduk. 3 bin miliamper batarya kapasitesi olan bir telefonumuzu tam 30 kez şarj edebilmekte ve 22 inç, 25 watt gücündeki bir led televizyonu 12 saat çalıştırabilmektedir. Bununla beraber 1 saat hiç aralıksız pedal çevirirsek 640 kalori yakabiliriz. Tam dolu bataryamız ise 10 saat pedal çevirince tam dolu olmaktadır” ifadelerini kullandı. “Bu projenin başından sonuna kadar öğrenciler büyük ilgi gösterdiler” Öğrencilerin üretime katılması, özgüvenine kavuşmuş olmasının eğitim anlamında önemli olduğuna dikkat çeken Endüstriyel Otomasyon Teknik Alanı Öğretmeni Atölye Şefi Mehmet Ali Yılmaz, “Gerçekleştirebilir miyiz diye biraz bir literatür taraması yaptık. Fikrin güzelliği şöyleydi insanlar spor yaparken aynı zamanda açığa çıkan enerjinin değerlendirilmesi şeklindeydi. Biz bunun tabanını zaten derslerimizde işliyoruz. Çocuklara anlatıyoruz. Burada açığa çıkan hareket enerjisiyle elektrik üretilebileceğini, bunun depolanabileceğini, depolandıktan sonra da faydalı yerlerde kullanılabileceğini öngörerek bu projeye başladık. Bu projenin başından sonuna kadar öğrenciler büyük ilgi gösterdi. Öğrencilerin katılması, öğrencilerin oradaki parametreleri bilmesi, oradaki elemanlar hakkında bilgi sahibi olması tabii ki bizi sevindiriyor. Çocukların bu konuda biraz üretime iştahlı olmaları veya üretim için bir fikir yürütmeleri bizler için sevindirici bir durum. En azından öğrencinin üretime katılması veya bir şeyler yapabileceği özgüvenine kavuşmuş olması bile eğitim anlamında bizim bir yerlere geldiğimizi gösteriyor. Bu da bizler açısından en azından öğrencilerimiz için bir geri dönüş olarak faydalı olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.