ÇEVRE - 08 Temmuz 2020 Çarşamba 11:48

Dünyanın en tehlikeli yolları arasında gösterilen Derebaşı Virajları’nın yolu ulaşıma açılmayı bekliyor

A
A
A
Dünyanın en tehlikeli yolları arasında gösterilen Derebaşı Virajları’nın yolu ulaşıma açılmayı bekliyor

Trabzon-Bayburt arasındaki Soğanlı Dağları’nın yamaçlarında yer alan ve dünyanın en tehlikeli yolları arasında gösterilen Derebaşı Virajları yaklaşık 1 yıldır yaşanan kaya düşmesi ve heyelan nedeniyle ulaşıma kapanırken, yöre halkı yolun ulaşıma açılmasını bekliyor.

Trabzon-Bayburt arasındaki Soğanlı Dağları’nın yamaçlarında yer alan ve dünyanın en tehlikeli yolları arasında gösterilen Derebaşı Virajları yaklaşık 1 yıldır yaşanan kaya düşmesi ve heyelan nedeniyle ulaşıma kapanırken, yöre halkı yolun ulaşıma açılmasını bekliyor.


1916-1918 yıllarında Ruslar tarafından yöre insanına kazma kürekle Trabzon ile Bayburt’u birbirine bağlamak için yaptırılan D-915 karayolunda yaklaşık 1 yıl önce meydana gelen heyelan sonucu tonlarca ağırlığındaki kaya parçaları yola düştü. Yol yaşanan kaya düşmesi ve heyelanın ardından ulaşıma kapanırken, Karayolları Bölge Müdürlüğü ekipleri yolu ulaşıma açmak için inceleme başlattı. Yolun genişliğinin iş makinelerinin çalışmasına tehlike oluşturması nedeniyle uzman dağcıların incelemesinin ardından çalışma başlatılacağı öğrenildi.


Dünya genelindeki tehlikeli ve zorlu yolların tanıtımını yapan bir site tarafından 4 yıl önce "dünyanın en tehlikeli yolu" seçilen Derebaşı Virajları güzergahı ile görenlere korku dolu anlar yaşatıyor. 1916-1918 yıllarında el işçiliğiyle Trabzon ile Bayburt’u birbirine bağlamak için inşa edilen, sarp kayalıkları ve 13 keskin virajıyla dünyanın en tehlikeli yolu olan Derebaşı Virajları son yıllarda yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Rampası az, heyecanı ve manzarası zengin bir yol olmasının yanında hataya imkan vermeyecek derecede yüksek bir eğimde bulunduğu için tehlikeli yol olarak tanınan D-915 karayolu uzun yıllar Karadeniz’i Bayburt ve Erzurum’a bağlayan ana geçişlerden birisi oldu. Uzun yıllar alternatifsiz yol olarak kullanılan Derebaşı Virajları Karadeniz, Doğu Anadolu ve İran bağlantısını sağladığı gibi Of ve Çaykara halkının yaylalarına ulaştıran ilk karayolu olma özelliğini de taşıyor. Karayolları yol ağında bulunan ve resmi adı D-915 Devlet Karayolu olan bu yolunda Derebaşı Virajları adıyla bilinen bu kısmının trafik yükü tarihi süreçte ve özellikle 1970’li yıllardan sonra alternatif yolların açılmasıyla azaldı.



Derebaşı Virajları’nda ralliciler kozlarını paylaşmıştı


Trabzon’un Çaykara ilçesini Bayburt’a bağlayan D-915 numaralı yol, dünyanın en zorlu meydan okumalarından birine sahne olmuştu. 2017 Avrupa Ralli Kupası’nın yanı sıra beş kez de Türkiye Ralli Şampiyonu olan Red Bull sporcusu Yağız Avcı ile Dakar Rallisi’nde 16 takım şampiyonluğu bulunan Team Kamaz Master’ın direksiyonuna geçen Dmitry Sotnikov, D-915 nolu yolda nefes kesici bir mücadeleye girdi. Otoriteler tarafından dünyanın en tehlikeli yollarından biri olarak gösterilen Soğanlı Dağı eteklerindeki keskin virajlar, sporcuların sınırlarını zorlayan olağanüstü bir performansa sahne oldu. 1915 yılında Türkler ve Ruslar tarafından beraber inşa edilen yol, 2330 metrelik rakımı, 13 keskin ve dar virajdan oluşan 13 kilometrelik uzunluğu ile pilotlara hayatlarının en özel mücadele şansını sundu.



45 yıl Derebaşı Virajları’nda şoförlük yaptı


Yöre sakinlerinden Alaattin Yanık, 45 yıl Derebaşı Virajları’nda şoförlük yaptığını belirterek, “Bu yol Ruslar tarafından yapılmış. Bu yol eskiden E5 karayolu gibiydi. Bozuk arabalarla insanlar bu yoldan geçerdi. Çaykara’dan yola çıkan bir araba 2 günde yaylaya ulaşırdı. Şimdilerde yol kapalı, herhangi bir çalışma yapılmadı. Burada böyle bir heyelan olacağının kimse hesabını yapmıyordu. Eski Ruslar gelsin de bu yolu temizlesinler diye bekliyoruz. Kazma ve kürekle bu yol yapılmış. Bu yolun avantajı çok. Erzurum, Bayburt, Gümüşhane, Artvin illerine en yakın en kısa yol burası. En tehlikeli yol ama en kısa yol da burasıdır. Yol açık olsaydı tercih ediliyordu. Ben bu virajlardan aşağıya frensiz kamyonetle gelirdim. Direksiyonun bir tur boşluğu vardı, vites kollarını bulamıyorduk. 13 ton ile buradan aşağıya iniyorduk. 45 sene bu yolda şoförlük yaptım.45 senedir bir kez bile kaza yapmadım. Bu yolda çok kaza olmadı. Çok turist geliyordu. Almanya’dan, Fransa’dan, Belçika’dan gelenler oluyordu. Doğasına hayran kalıyorlardı” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat Rektör Yaşar’dan proje üretmeyen öğretim görevlilerine gözdağı: “Takipçisi olacağız” Bilimsel araştırma projeleri üretmenin üniversitelerin prestiji açısından son derece önemli olduğunu söyleyen Yozgat Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Evren Yaşar, öğretim üyelerine proje üretin çağrısında bulunarak konunun takipçisi olacaklarını belirtti. Yozgat Bozok Üniversitesi’nin proje üretimi noktasında diğer üniversitelere nazaran geri planda kaldığını hatırlatan Rektör Yaşar, öğretim görevlilerinden en az 2 proje üretmelerini istedi. Yozgat Bozok Üniversitesi’nin proje genel duruma bakıldığında fakültelerin beklenilen proje sayısına ulaşamadığını söyleyen Yaşar, proje üretme noktasında Boğazlıyan Meslek Yüksekokulu ve Sarıkaya Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu’nun önde olduğunu ifade etti. “Bize yakışmaya proje sayımız var” Üniversite olarak proje temelli çalışmalar gerçekleştirmeleri gerektiğine inandığını da belirten Yaşar, “Proje üretme noktasında kim ne yapıyor, bunların hepsini inceliyoruz. Yeterince proje üretilmemiş, hiç proje üretmeyen ve proje sayısı olmayan birimlerimiz var. Her türlü proje talebiniz için üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız. Üniversitemizde öğretim üyesi, öğretim görevlisi veya araştırma görevlisi kadrosunda olup, ben araştırma yapmayı bilmiyorum, proje nasıl yazılır nereye nasıl başvurulacak deme lüksü yok. Türkiye’de proje başvurusunda bulunamayan bölüm kalmadı. Projede başvuru sayısını ne kadar artırırsak kabul sayısı da o denli artacaktır. Bize yakışmayan proje sayımız var. Bunlar mutlaka artırılacak. Potansiyelimizi gösteren bir sırlamada değiliz. O yüzden daha çok proje modelli çalışmamız lazım. Neden proje üretmiyorsunuz sorusunu bundan sonra sıkça duyacaksınız. Herkesin bir potansiyeli var. Bundan kimse kaçamaz ve kaçmamalı. Bu konunun hassasiyetle takipçisi olacağız.” dedi. “Artık mazeret yok” Her öğretim görevlisinin en az iki proje üretmesini isteyen Rektör Yaşar, “Akademik personel olmanın sorumluluklarını yerine getirmemiz gerekiyor. Proje üretmek üniversitemizin prestiji açısından da çok önemli. Daha çok proje üretip proje kabul oranını artırmamız gerekiyor. Bu noktada öğrencilerime de güveniyorum. Onlardan beklentim hocalarını zorlamalarıdır. Hocalarımız da her konuda danışmanlık yapmak zorunda. Artık mazeret yok. Her öğretim görevlisi en az 2 proje verecek şekilde kendisini hazırlasın. Ona göre bir yaklaşım sergileyin. Biz de yönetim olarak her zaman yanındayız. Araştıran ve projeleri ile ön plana çıkan bir Üniversite konumuna en kısa sürede ulaşacağımıza inanıyorum.” şeklinde konuştu.
Aydın İki kardeş kulüp, 7’de 7 yaparak final maçını karşılıklı oynadı Söke’nin başarılı kulüplerinden olan Söke Basket Spor Kulübü (SBK) ve Kuşadası şubesi olarak bünyesine kattığı Kuşadası Academy Spor Kulübü (KASK), gruplarındaki 7 maçını da yenilgisiz tamamlarken, kardeş kulüpler final maçında karşı karşıya geldi. Söke’nin başarıları ile adından söz ettiren Söke Basket Spor Kulübü (SBK), Kuşadası şubesi olarak bünyesine kattığı Kuşadası Academy Spor Kulübü’yle de (KASK) adından söz ettirdi. U-12 kategorisinde mücadele eden iki kardeş kulüp, gruplarındaki 7 maçını da yenilgisiz tamamlarken, final maçında karşı karşıya geldi. Anlam kazanan final maçında, iki takımın sporcuları, sahaya çıkarken açtıkları pankartla velilerine anlamlı mesaj verdi. Pankartta "Büyüklerimiz. Atamızın sporcuları olarak bizler zeki, çevik ve ahlaklı olacağımıza söz veriyoruz" ifadeleri yer aldı. Kulüplerin antrenörleri Mert Avcı ve Orhan Köklü ise yaptıkları konuşmada önceliklerinin çocukları kötü alışkanlıklardan kurtarmak, kazanmanın ötesinde çocukların kendilerine, arkadaşlarına, rakiplerine ve büyüklerine saygı duymaları gerektiğini öğretmek olduğunu vurguladı. Her iki kulübün kurucu antrenörü Barış Koyuncuoğlu ise yaptığı açıklamada "Söke’de Söke Basket Spor Kulübü bir marka oldu. Çok kısa zamanda Kuşadası’nda da ciddi sporcu sayısına ulaşan Kuşadası Academy Spor Kulübümüz de markalaşacak. Hem Söke’de, hem de Kuşadası’nda en değerli varlıkları çocuklarını bizlere emanet eden ve her yerde bizim arkamızda duran velilerimize çok teşekkür ederiz" diye konuştu. Final maçında verilen mesajların yanı sıra sitemde de bulunulurken, 12 yaş kategorisinde sezon başında alınan kararlar doğrultusunda centilmenlik, genç hakemlerin gelişimi, genç antrenörlerin gelişimi ve yolun başında olan sporcuların gelişiminin sezon boyunca ikinci plana atıldığına dikkat çekildi. Ayrıca teknik faul alıp maçtan atılan antrenörler, aşırı taşkınlıktan boşalan tribünleri görünce bu mesajı vermenin kendilerince kaçınılmaz olduğuna da vurgu yapıldı.
Düzce Bitkisel üretim planlaması yapılıyor Düzce’nin Tarımsal Üretiminin Planlanması konusunda Tarım ve Orman Bakanlığı ilgili Genel Müdürlüklerin katılımıyla Düzce İl Tarım ve Orman müdürlüğü tarafından bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Nuri Yılmaz’ın katılımıyla Ticaret Borsası toplantı salonunda gerçekleşen toplantıya Hayvancılık Genel Müdürlüğü Islah Daire Başkanı Dr. Engin Ünay, Düzce İl Tarım ve Orman Müdürü Esra Uzun, Tarım ve Orman Bakanlığı İlgili kurum amirleri, Tarımsal Üretimin Planlanması Kurulunda yer alan teknik ekip ve teknik personel katıldı. Toplantıda konuşan Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Nuri Yılmaz “Ülkemizde başta iklim değişikliği ve su kısıtı olmak üzere ekonomik, sosyal ve çevresel açıdan yaşanan gelişmeler, tarımsal üretimi önemli ölçüde etkilemektedir. Bu nedenle kaynakların etkin ve planlı kullanılması zorunlu hale gelmiştir. Uzun yıllardır dile getirilen, tüm paydaşların mutabık olduğu devrim niteliğindeki tarımsal üretim planlamasının Üretimin Üreticinin Yüzyılı yaklaşımıyla yola çıktığımız Türkiye Yüzyılında hayata geçirilmesi için ilk adımları artıyoruz. Tarımsal üretim planlaması ilkelerine uygun olarak, bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak amacıyla 5488 sayılı Tarım Kanununda yapılan değişiklikle tarımsal üretimin planlanmasında Bakanlığımıza yetki verilerek tüm paydaşların temsil edildiği Teknik komiteler illerin üretim potansiyeli, belirlenen ülkesel ihtiyaçlar, su varlığını ve iklim değişikliği gibi kısıtları da dikkate alarak illerdeki ürün desenlerini belirleyerek Bakanlıkta kurulan Tarımsal Üretimin Planlanması Kuruluna ileteceklerdir. Diğer taraftan üretim planlamasını teşvik etmek için tarımsal destekler ve hibe programları, sübvansiyonlu krediler, sözleşmeli üretim gibi uygulamalarda düzenlenmeler yapılmaktadır. Bakanlık merkez birimleri ile üretim planlamasının uygulayıcısı taşra teşkilatımızın birlikte hareket etmesi planlama sürecinin başarısı için son derece önemli görülmektedir" dedi. Düzce İl Tarım ve Orman Müdürlüğü olarak tarımsal üretimin planlanması konusunda gerçekleştirilen çalışmaları yapılan toplantı ile paylaşılacağını, geleceğe yönelik hedefleri tartışmak ve bu süreçte birlikte nasıl ilerleyebileceklerini değerlendirmek üzere toplanıldığını belirten İl Müdürü Esra Uzun “İklim değişikliğinin de etkisiyle, planlı ve bilinçli tarımsal üretim, sadece bugünümüzü değil, geleceğimizi de şekillendirecek en temel unsurlar arasında yer alıyor. Tarımsal üretimin planlaması çalışmalarımız, ilçe müdürlüklerimizle koordineli bir şekilde yürütülmekte, bu süreçte teknik komitelerimiz ve ilgili tüm paydaşlarımızla birlikte, Düzce’mizin ve ülkemizin tarımsal potansiyelini en iyi şekilde değerlendirmeyi amaçlamaktayız. Önümüzdeki dönemde 2024-2026 yıllarında hayvansal ve su ürünleri üretim planlamamız tamamlanmış olup, bitkisel üretim planlaması üzerinde çalışmalarımız devam etmektedir" ifadelerinde bulundu. Katılımcılara seslenen İl Müdürü Uzun bugünkü toplantıda, bir yandan gerçekleştirilen iş ve işlemlerin gözden geçirirken, diğer yandan da 2025-2027 yıllarını kapsayacak bitkisel üretim planlaması çalışmalarının nasıl daha ileriye taşıyabileceklerinin tartışılacağını belirterek, Amaçlarının, tarımsal üretimde sürdürülebilirliği sağlamak, üreticilerimizi desteklemek ve gıda güvenliğini en üst seviyede tutmak olacağını sözlerine ekledi. Toplantı Düzce İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Teknik komite birim sorumlusu Seher Akyüz, Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Birim Koordinatörü Gökhan Çavdar, Hayvancılık Genel Müdürlüğü Islah Daire Başkanı Dr. Engin Ünay, Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğünden Tarım Havzaları Yönetimi ve CBS Birim Koordinatörü Davut Gür ve Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Nuri Yılmaz’ın sunumlarının ardından soru cevaplarla sona erdi.